Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Mart-Nisan 2004
Sayı: 70
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Barbarlar geliyor!
  İstanbul'u emperyalistlere dar etmek için görev başına!
  Barbarlar geliyor!
  Gençlik geleceği için Kızılay'daydı!
  13 Mart'ın ardından...
  Beyazıt Meydanı'ndan haykırdık...
  1 Mayıs'ta alanlara!
  Irak işgalinin birinci yılında tüm dünyada kitlesel protesto gösterileri düzenlendi!
  Newroz kutlamaları...
  Gerici dersler kaldırılsın!
  Edirne'de Ekim Gençliği okurlarına polis terörü...
  Trakya Üniversite Öğrencileri Bağımsız İktisat Kongresi...
  Eğitimin özelleştirilmesine karşı mücadeleye!
  Tasarıda değişen bir şey yok!
  Lisansüstü eğitim sınavları...
  Zafer direnen Irak halkının olacak!
  Emperyalist bir saldırı ve savaş örgütü: NATO
  "Derin devlet"e ilişkin itiraflar
  ABD emperyalizmi/2
  Gençlik baskılara boyun eğmeyecek!
  Hewler'de Halepçe çığlığı
  Cejna Newroz piroz be!
  Ateş saçan yürekli yoldaş
  Paris Komünü: Toplumsal devrimin şafağı
  Orkestranın şefini 14 Mart 1883'te yitirmiştik... Senfoni sürüyor!
  İLGP kuruldu!
  Refhan Tümer Lisesi'nde olmak bir ayrıcalıktır!
  Savaşan halklar kazanacak!
  Germinal ve Emile Zola
  Ev kölelerinin kurtuluşu
  Sabahattin Ali: Halkçı-gerçekçiliğin ilk temsilcisi
  Kara civciv katilleri
  İÜ öğrencisi Önder Babat vuruldu!



 
 
Germinal ve Emile Zola

Germinal (Tohum Yeşerince), maden işçilerinin yaşamını müthiş gerçekliğiyle anlatan bir roman. Maden ocağının yarattığı sorunları, savaşımlarıyla işçi sınıfını, ailelerini, onların düşünce tarzlarını, gerçekçi bir biçimde anlatır. Bu romanda, romanın kahramanı maden ocağının kendisidir. Bu ocak, hem olayların geçtiği çevre, hem de insanları besleyen, tüketen yeryüzünün, yaşamın canlı simgesidir.

Germinal romanının yazarı Emile Zola’nın yazarlığa yaklaşımında önemli olan insanları gerçeklerle etkilemektir. Romanlarında yer yer abartılı anlatımlara rastlansa da, gerçekleri çarpıtmaktan büyük bir özenle kaçınır. Meyhane başlıklı romanının taslağında bu anlayışını şu sözcüklerle açıklar: “Bir gerçekliği olduğu gibi vermek, ahlak anlayışını içinde taşıyan müthiş bir tablodur.”

Germinal romanı döneminde büyük tartışmalara yol açmıştır. Toplumsal sorunların romanlara çok az konu edildiği bir dönemde kendi sınırları içerisinde, en azından edebiyat çevresine karşı bir başkaldırıdır. Güçlü gözlemler içerir. Sürükleyici bir dili olan yazar romandaki betimlemeleri ile okurları gerçekten etkilemeyi başarır.

Sürekli olarak yaşamdaki gerçekliği arayan ve bunu yapıtlarında tüm gerçekliğiyle kurgusal bir biçimde yeniden sunan Zola, kendi düşünce ve yaşam gerçekliğini de eksiksiz olarak yaşamayı başarmış, doğruluğuna inandığı gerçekleri büyük inanç ve içtenlikle ödün vermeden savunmuştur.

Dreyfus Olayı

Emile Zola’ya aydın çevrelerde bu denli saygı duyulmasının nedeni savaşan bir aydın oluşudur. Tavizsiz, düşüncelerini savunan ve toplumsal olaylara duyarlı bir yazar oluşundan saygı duyarlar. Elbette kaleminin gücünden dolayı da saygı duyarlar. Ancak Dreyfus Olayı sırasında sergilediği tavır, tüm diğer sebeplerden daha güçlü olmuştur yazarın bugünlere gelebilmesi açısından.

Fransız haber alma birimleri, 1894 Aralık ayında, Paris’teki Alman askerlik ataşesi Schwartzkoppen’nin kâğıt sepetinde ulusal savunmayla ilgili gizli belgelerin gönderildiğini bildiren imzasız bir yazı bulurlar. Komutan Paty de Clam, olayla ilgili olarak Yahudi bir subayı, Alfred Dreyfus’ü suçlar. Aynı ay içinde toplanan savaş konseyi kapalı oturumunda Dreyfus’ü ömür boyu hapis ve rütbesinin sökülmesi cezasına çarptırarak Şeytan Adası’na sürgün edilmesine karar verir.

Zola, 13 Ocak 1894’te Aurore gazetesinde “Suçluyorum” (J’Accuse) başlığıyla Cumhurbaşkanı’na seslenen açık bir mektup yazar; Dreyfus’ü kanıt olmadan mahkûm ettiği için genelkurmayı ağır bir dille suçlar. Gazete o gün 300.000 adet satar. Sosyalist Jules Guesne, Emile Zola’nın tavrını “Bu yüzyılın en büyük devrimci eylemidir” diyerek olumlar. Bir süre sonra Dreyfus Davası Fransa’yı sarsar, yüzlerce aydın, binlerce Parisli Dreyfus’un özgürlüğü için mücadele eder. Sonunda Dreyfus tahliye olur. Zola ise bu olaydan dolayı çarptırıldığı hapis cezasından yurtdışında kalarak kurtulur.

Germinal romanının ilgiyle okunacağını umuyoruz. İşçi edebiyatının en ünlü örneklerinden biri olan bu roman, akıcı anlatım tarzı ve tutarlı örgüsüyle zevkle okunacak bir roman. Önümüzdeki ay bu kitapla ilgili yorumlarınızı bekliyoruz.

Ekim Gençliği Kültür ve Sanat Komisyonu

“ Zola’nın hayranı olmana, hele Jerminal’i sevmene pek memnun oldum. Şüphesiz ki Zola natüralist-realistlerin en büyük üstadlarından, bütün insanlığın en şerefli, en namuslu evlatlarından biridir. Fakat gel gör ki, üstadımız arasıra umutsuzluğa kaçar, gayet pratik konuşayım, Zola’nın eksiği Marxist olmayışıdır. Halbuki pekala olabilirdi. Daha doğrusu benim ve benim gibi düşünen birçok Zola hayranlarının Zola’da saygıyla affedemedeğimiz şey ilmi sosyalizme intisap edemeyişidir.”
(Nazım Hikmet)

“... maden işçileri çevresinde geçen ‘Germinal’de işçi sınıfı, tarihsel bir güç olarak kavranır. Bununla birlikte, Zola hayal olarak gördüğü devrim düşüncesinden hep kaçınmıştır. ... Zola, toplumsal ilerlemeye olan inancını yitirmeksizin hep romantik-ütopik düşünceye dönmüştür.” (Aziz Çalışlar, Türk ve Dünya Edebiyatçıları)