Refhan Tümer Lisesinde olmak bir ayrıcalıktır!
(Aralarında İLGPlilerin de bulunduğu Refhan Tümer Lisesindeki çeşitli siyasetlerin ve lise öğrencilerinin oluşturduğu birliğin hazırladığı bildirinin metnidir...)
Lisemizde yürüttüğümüz mücadelenin ve bu amaçla kurduğumuz Refhan Tümer Lisesi Gençlik Birliğinin heyecanı ile hepinize merhaba.
Arkadaşlar, lisemiz yıllardır sistemin yarattığı apolitik insan kimliğinin ve yoz kültürünün baskısı altındadır. Özellikle 1980 darbesinden sonra bu saldırılar daha da sıklaşmıştır. Sistem işçi ve emekçi çocuklarını hedef alarak bugünkü gençliği yaratmıştır. Ancak liseler bu saldırılara boyun eğmemiş, mücadele etmiştir. Özellikle 1996 yıllarında yapılan çalışmalar devleti korkutacak düzeyde yaşanmıştır. İşte bizim lisemiz de bu liselerden biridir.
Bizim bahsettiğimiz ayrıcalıktan kastımız elbette okulumuzun sahip olduğu bilgisayar olanakları, öğretmenlerin en üst düzeyde olması, sınıfların 25 kişilik olması, okulumuzun her türlü kültür-sanat faaliyeti için olanaklara sahip olması ve her sene 200 kişinin iyi üniversitelere girmesi değildir. Bizim bahsettiğimiz ayrıcalık, okulumuzun geçmişte sistemin saldırılarına karşı mücadele eden liseler içinde en ileri gelenlerinden biri olmasıdır.
Bugün bizim lisemizde kazaklar giyiliyorsa, öğrencilere yönetimin baskısı yoksa, okulumuzda ilerici, devrimci ve demokrat öğrencilerin ağırlığı varsa, bunun nedeni geçmişte uğruna bedeller ödenerek yürütülen mücadeledir. Devlet tarafından katledilen İrfan Ağdaş bunun en açık kanıtıdır.
Ancak bugünümüze baktığımızda, geçmişte elde ettiğimiz bu kazanımların birer birer geri alındığını, sistemin saldırılarının yeniden yoğunlaştığını görüyoruz. Sistemin saldırılarının sonucu her yerde farklı yaşanır. Okulumuz ise bu saldırılardan en çok etkilenen okullardan biridir.
Bizim lisemizde de birçok sorun yaşanmaktadır. En önemli sorunumuz ise düz lise, süper lise olarak ayrıştırılmamızdır. Bu sorun ile ilgili olarak öncelikle bilmemiz gereken şey, bu sorunun sistemin bir saldırısı olduğudur. Sistemin bizleri bu şekilde sınıflandırması, biz işçi-emekçi çocuklarını birbirine düşürmek için uyguladığı kirli bir politikadır. Okulumuz da bu politikanın hayata geçirildiği okullardan biridir. Bugün, düz lisede okuyan arkadaşlarımızın birçoğu süper lisede okuyan arkadaşlarımızı zengin çocukları sanıyor, okulun bütün olanaklarını onların kullandığını ve onlar tarafından aşağılandıklarını düşünüyorlar. Ancak böyle bir şey yok. Okulumuzdaki hemen hemen herkes aynı kesimin ve kültürün insanı. Bu nedenle, yapılacak her kavganın ve yaşanacak her olayın idarenin işine geleceği unutulmamalıdır. Düzlise-süper lise ayrımı yapmadan ortak hareket edebilmemiz gerekmektedir.
Biz, Refhan Tümer Lisesi Gençlik Birliği olarak okulumuzun geçmişte böyle olmadığının, sistemin saldırıları sonucunda bu duruma geldiğinin bilinci ile okulumuzu eski haline getirmek için mücadele edeceğiz. Okulun düzenini sağlayacak olan idare değil, biz R.T.L. öğrencileriyiz. Refhan Tümer Lisesi Gençlik Birliği ise bu görevi üstlenmek için yola çıkmış ve bizzat okulumuz öğrencileri tarafından oluşturulmuştur. Önümüze engellerin ve sorunların çıkacağını biliyoruz. Ancak bizler bu engelleri yıkıp geçeceğiz. Okulumuzda sisteme karşı örülen bu duvara bir tuğla da sen koy, mücadelemize destek ol!
Refhan Tümer Lisesi Gençlik Birliği
İspanya, seçimler ve terör çığırtkanlığı
Geçtiğimiz günlerde İspanyanın başkenti Madridde patlayan bombalar, yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Aznar hükümeti anında ETAyı suçlu ilan etti.
İspanyada hükümette olan Partido Popular (PP) ve başbakan Aznar 8 yıl önce iktidara geldi. Geldiği günden beri işçi-emekçilere saldırdı, mücadele ile kazanılmış hakları bir çırpıda gaspetmeye çalıştı, geçtiğimiz günlerde özellikle tersane işçileri öncülüğündeki grevler dikkat çekti. Ve Aznar Irak işgalinde başrolü oynayan Bush-Blair çetesinin en sadık uşağıydı.
Bombaların patladığı andan itibaren, tıpkı 11 Eylülde olduğu gibi, bu kez AB emperyalistleri savaş artık Avrupanın kalbindedir diyerek terörizme karşı savaş çığırtkanlığı yapmaya başladılar, işçi-emekçilere yönelik saldırıların hazırlıklarına başladılar. İspanya hükümeti ise hemen ETAyı suçlayan açıklamalar yaptı. Ortada hiçbir delil yokken BM Güvenlik Konseyine Bask bölgesinin bağımsızlığı için çalışan ETAyı teşhir eden bir karar aldırdı. Zaten bir süre önce de Bask bölgesinin siyasi partisi Batasunayı kapatmışlardı. Açıkçası Aznar seçimlerde milliyetçi motifleri kullanarak oy toplamayı planlıyordu. Saldırı gerçekleşir gerçekleşmez ETAyı sorumlu tutuyor ve üst düzey yöneticilerine, elçiliklerine emir verdiriyordu. El-Kaidenin salırıları üstlenen açıklaması Aznar ve gericilerine zor anlar yaşattı.
Sonuçta seçime yönelik propaganda olarak kullandığı saldırılarla istediği sonucu alamayan Aznar büyük bir seçim yenilgisine uğradı. Hem saldırıya, hem de Bush yalakası Aznar hükümetine cevap sandıkta verildi. Elbette sandıktan çıkan Sosyalist İşçi Partisi de bir düzen partisi, ancak bugün için kitlelerin savaşa karşı tutumlarını sahiplenmek durumunda kalıyor. Savaş karşıtlığı üzerinden seçimi kazanan Zapatero işgalin hata olduğunu, Iraktan 30 Hazirana kadar çıkılacağını söylese de bu fazla bir şey ifade etmiyor. Avrupadaki tüm sağ ve sol partilerin tekellere hizmet ettiği biliniyor. İspanyol işçi-emekçilerinin emperyalist savaşa ve saldırılara karşı mücadeleyi yükseltmesi gerekiyor.
|