Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Eylül 2003
Sayı: 64
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Kavga bayrağı elimizde!
  Irak'ta işgalci, okulda müşteri olmayacağız kampanyası İstanbul
  Irak'ta işgalci, okulda müşteri olmayacağız kampanyası Ankara
  Kampanya çalışmalarından...
  Kampanya çalışmalarından...
  Sermayenin tatili yok, mücadelenin de!
  Sırada 100 bin söz var...
  Kampanya çalışmamızdan izlenimler...
  Onurlu aydınlar ve sanatçılar gençliğin sözünün arkasındalar!
  Ümit Altıntaş Gençlik Kampı" başarıyla gerçekleştirildi!...
  Kamp izleniminden...
  Kamp izleniminden...
  Sermayenin ucuz laboratuvarları: Teknokentler
  Ordu ve YÖK görüşmesi...
  Gençliğin sözü söz...
  Filistin: Ortadoğu'nun sönmeyen direniş meşalesi
  ABD: Irak batağında leş kargası
  ABD emperyalizminin Irak batağı...
  Bu sefer "bizim çocuklar" başaracaklar!
  Bir Şili türküsü
  Katliamları unutmadık, unutturmayacağız!..
  Komünistler yargılayanları yargılıyor!
  Savaşın silahları
  11 Eylül filmi üzerine
  Kadınsı reklamlar ve reklam tipi kadınlar
  Bir işçi tiyatrosu
  Genç komünistin bir günü...
  Coca Cola, Kolombiya ve 'Hayatın Tadı'
  Futbol: Sistemin kullandığı bir uyuşturucu
  Okur mektupları



 
 
Kampanya çalışmamızdan izlenimler...

Aşağıdaki izlenimler Ekim Gençliği’nin kampanya çalışmasına katılan yoldaşların Hacı Bektaş’ta yaptıkları değerlendirme toplantısından alınmıştır. Pratik açısından değerli bulduğumuz bu notların okurlarımız için de anlamlı olduğunu düşünüyoruz.

- Çalışmalar sırasında sesli ajitasyonun çok önemli olduğunu gördük. İnsanlar ajitasyonu durdurup Ekim Gençliği satın almak ya da imza atmak istiyorlardı.

- Geçen yıl alana ilk biz girmiştik ve bu oldukça ilgi uyandırmıştı. Fakat bu yıl alana indiğimizde alan kalabalıktı. Ancak biz coşkulu ve planlıydık. Satışın düşük olmasının sebebi satışa az sayıda güç ayırmış olmamızdı.

- Buna rağmen satışın düşük olduğu da tam olarak söylenemez. Az sayıda yoldaşın herbiri en az beş tane dergi sattı. Üstelik neredeyse sadece sesli ajitasyona yoğunlaştıkları halde böyle oldu.

- Önlüklerimize ilgi büyüktü. Kalabalık ve coşkulu olmamız çok büyük bir etki bıraktı.

- Ajitasyonumuzda bir yandan ABD jandarmalığı diğer yandan YÖK Yasa Tasarısı’ndan bahsediyorduk. Ekim Gençliği’nde de bu konuları işleyen güçlü metinler vardı. Böylelikle yayınımız kampanya için işlevli bir araç olabildi.

- Öyleyse yarından itibaren söz alırken yanımızda Ekim Gençliği bulunduralım ve söz veren insanlara daha geniş bilgi için yayınımızı okumalarını tavsiye edelim.

- Bildirileri dağıtırken esnaflar ilgiyle “Bu nedir?” diye sordular. Ne yazıyor, diye merak ettiler. Okuma yazma bilmeyen bazı insanlar okumamızı istediler. Biz okurken pek çok insanın çevrede toplanıp dinlediğini farkettik.

- Çalışmamız sırasında BDSP’yi de soranlar ve ilgilenenler oldu.

- Orta yaşlılar gençlere göre daha ilgiliydi.

- Gençlerin kültürel yapılarında bir zayıflama var. Ancak geçen sene gördük ki (YÖK Yasa Tasarısı sürecinde) önemsemeyen gençlerle oldukça etkili diyaloglar kuruldu. Gençlerde bir hafife alma var. Ancak gençlerin dinamik bir özelliği de var. Yeni şeylere açık ve mücadele için hazırlar.

- Gençler ilk önce hafife alabildiler. Ancak doğrudan askere gideceksin deyince ilgiyle dinliyorlar.

- İmza atan birçok işçi vardı. Bir Pektim işçisi “Direniş sürüyor ancak satacaklar” dedi.

- Bazı işçiler imza kampanyası için “Önceden yapılmalıydı, şimdi çok geç” dediler. “Biz başlangıcını yaptık” dedik. Onlar da bunun üzerine “İyi o zaman, size güveniyoruz” dediler.

- Yoğun olarak karşılaştığımız bir soru da “Biz atalım imzayı ancak sonu ne olacak?” oldu. Biz de önemli olanın bu sorunda taraf olup Irak halkını desteklemek ve bu sorumluluğu üzerimizde hissetmek ve hissettirmek olduğunu ifade ettik.

- İnsanlardan söz istemenin çok daha farklı olduğunu gördük. İmza kampanyasının pek fazla bir yaptırım yok, ancak söz veren her kişi bu sorumluluğun bir parçası haline gelmiş oluyor.

- Yurtdışından gelen işçilerden çok anlamlı tepkiler aldık.

- Kampanya sırasında karşılaştığımız kimi gençler “Tayyip gelseydi taşlardık, ancak o da biliyor bu topraklara giremez” dediler.

- 1 saatte 200-300 kişiyle konuşup iletişim kurabildik. Bakışın ve pratiğin güçlenmesi anlamında çok önemli bir deneyim kazanmış olduk.

- Adıyamanlı bir aile bizden föy alıp 15-16 imza attırdılar çevrelerine.

- “Tayyip önce kendi oğlunu göndersin” diyen 17-18 yaşlarında gençler vardı.

- 18- 20 yaşlarına gençler imza kampanyasına oldukça ilgiliydi. Özellikle aileleriyle gezen liseliler, kendileri atıp ailelerine de attırdılar.

- Yoldaşlarımızın yanından geçtiğini sandığım yaşları hayli küçük iki genç kendi aralarında konuşuyorlardı. Biri “Irak’a asker gönderirlerse bizim Salim Abi’yi de alırlar” dedi. Bence bu çalışmamızın etkisini kanıtlayan son derece önemli bir deneyim. Bizim ajitasyonumuz doğrudan insanların yaşamı içerisinde karşılık bulmalı, oradan anlaşılmalı.