Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Eylül 2003
Sayı: 64
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Kavga bayrağı elimizde!
  Irak'ta işgalci, okulda müşteri olmayacağız kampanyası İstanbul
  Irak'ta işgalci, okulda müşteri olmayacağız kampanyası Ankara
  Kampanya çalışmalarından...
  Kampanya çalışmalarından...
  Sermayenin tatili yok, mücadelenin de!
  Sırada 100 bin söz var...
  Kampanya çalışmamızdan izlenimler...
  Onurlu aydınlar ve sanatçılar gençliğin sözünün arkasındalar!
  Ümit Altıntaş Gençlik Kampı" başarıyla gerçekleştirildi!...
  Kamp izleniminden...
  Kamp izleniminden...
  Sermayenin ucuz laboratuvarları: Teknokentler
  Ordu ve YÖK görüşmesi...
  Gençliğin sözü söz...
  Filistin: Ortadoğu'nun sönmeyen direniş meşalesi
  ABD: Irak batağında leş kargası
  ABD emperyalizminin Irak batağı...
  Bu sefer "bizim çocuklar" başaracaklar!
  Bir Şili türküsü
  Katliamları unutmadık, unutturmayacağız!..
  Komünistler yargılayanları yargılıyor!
  Savaşın silahları
  11 Eylül filmi üzerine
  Kadınsı reklamlar ve reklam tipi kadınlar
  Bir işçi tiyatrosu
  Genç komünistin bir günü...
  Coca Cola, Kolombiya ve 'Hayatın Tadı'
  Futbol: Sistemin kullandığı bir uyuşturucu
  Okur mektupları



 
  Zor dönemde en önde olmak...

Kavga bayrağı ellerimizde!

Uzun soluklu bir mücadelenin en güzel menzillerinden birine varmış durumdayız. Aylar önce Partimiz’in bizi de kapsayan çağrısına yanıt vermenin, bu çağrının gerektirdiği pratik-politik adımları atmış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Dişimiz ve tırnağımızla koparıp aldığımız kazanımları yeni bir mücadele evresine taşıyacak olmanın heyecanı, bugünlerde tüm genç komünistlerin yüreklerinde bir bayrak gibi dalgalanıyor. Komün barikatlarının, Kışlık Saray koridorlarının, Ulucanlar’daki devrimci iradenin kızıl bayrağıdır bu. Geride bıraktığımız dönemin zorlu, çetin ve bir o kadar da onurlu ve güzel anıları, deneyimleri, önümüzdeki mücadele döneminin daha da ağır görevlerine işaret ediyor. Elbette, kavgada sınanmışlığın gücü ve bilincini kuşanmış olan genç komünistler, yeni döneme çoktan beri hazırlamaktaydılar. Bu hazırlığın tamamlanması ve yeni mücadele döneminin açılması Ekim Gençliği Ümit Altıntaş Gençlik Kampı ile gerçekleştirilmiştir.

Bir dönemin ardından

Komünistler gençlik alanında son birkaç yıllık süreç içerisinde önemli bir mesafe aldılar. Sınırlı güçlerle ve önemli mevzilerin yitirildiği bir dönemde genç komünistler, söylenmek yerine yapmayı, beklemek yerine harekete geçmeyi seçtiler. Sınıf hareketinin, sınıfın örgütsüzlüğü ve öncüsüyle buluşamaması nedeniyle, bir türlü istenilen düzeyi yakalayamadığı, devrimci hareketin yeni bir tasfiyecilik dalgasıyla boğuştuğu, gençlik hareketi içerisindeki sınırlı imkanların kısır tartışmalara hapsedilmeye çalışıldığı ve düşmanın kudurmuşçasına saldırdığı bir dönemden bahsediyoruz. İşte böyle bir dönemde, böylesi koşullara rağmen bir atılım gerçekleştirilmiş ve geleceğin kazanılması davasında önemli adımlar atılmıştır.

Peki bu atılım neye dayanarak, hangi güçle yapılabilmiştir? Önemli ölçüde öznel çabaya dayanan bu gelişim nasıl yaratılabilmiştir? Bu soruların yanıtı defalarca kavga alanlarında verildi. Bir kez daha vurgulayalım: Geçmişin devrimci mirası, komünist iddia ve cüret ve en önemlisi Parti’yi kazanmış olmanın verdiği güç... İşte zorlukların üstesinden gelen ve kavganın yeni silahlarını tarihin örsünde döven bu genç ve güçlü kollardır.

Gençlik içerisinde faaliyet yürüten birçok siyasal yapının bu dönemde ciddi bir kan kaybı yaşadığı, bazılarının hareketin tümüyle dışına düştüğü gerçeği orta yerde durmaktadır. Bizi bu sorunlu tablonun dışında tutan, doğrudan gençlik hareketi içerisinde aldığımız tutum, sorumluluk ve inisiyatiftir. Gençliğin hemen her gündemini mücadele konusu haline getiren, saldırılara karşı politika üreten, önden tutum alan, yeni politik araçlar oluşturabilen ve tüm bunları kitlelerin içerisinde hayata geçirmek için çabalayan hep biz olduk. Hareketin en önünde yer almamızı olağanlaştıran, ama arkadan gelenleri ve gelecek olanları ilerletmeye çalışan sorumlu ve bilinçli bir tavrın sahibi olarak bunu başardık. Gençliğin temel gündemlerine yaptığımız devrimci ve etkin politik müdahaleler, başarımızın temel yapı taşlarını oluşturdu.

Birçok yerelde bir ya da birkaç kişi olmamıza rağmen iddialı bir politik çalışma yürüttük. Durup beklemek, pes etmek bizim için söz konusu olamazdı, olmadı. Bu, zor dönemde leke düşürülmeksizin bize devredilen bayrağa ihanet etmek olurdu. Ve unutulmamalı ki, o bir ya da birkaç kişi genç komünistler, yani Lenin’in, yani Rosa’nın, yani Ümit’in yoldaşlarıdırlar. İşte onlar, bunun güveniyle bu maratonun ilk etaplarından birini koşmuşlardır. Bu dönemde düşmanın saldırılarının da boy hedefi haline geldiğimiz gözardı edilmemeli. Özellikle 19 Aralık’ın ardından birçok yoldaşımız tutuklanmış, toplamı onlarca yılı bulan cezalara çarptırılmıştır. Buna rağmen içeride ve dışarıda mücadele ve hep mücadele denilmiş, bayrak yükseltilmiştir.

Bu bayrak Parti bayrağıdır. Parti, bunu emanet ettiği genç komünistleri bir an bile yalnız bırakmamış, her alanda bu ısrar ve güvenin takipçisi olmuştur. Tüm bu süreçlerde onun yol göstericiliğinin ve tam desteğinin damgası vardır. Politik yönlendiriciliğinin yanı sıra manevi desteği ile genç komünistleri zor dönemin görevlerini sırtlayabilir kılmış, yarattığı ideolojik birikim ve moral değerlerle bizi silahlandırmıştır.

İşte bu yol yürünmüştür. Bir dönem kapanmış, yeni bir dönem açılmaktadır. Başarmış olmanın haklı gururunu taşıyan yoldaşlar; şimdi daha zorlu görevlerle karşı karşıyadır. Hepimizin bu bilinçle hareket etmesi gerekiyor.

Yeni dönem, yeni bir enerji

“Büyük enerjiler ancak büyük işler için bir araya gelir.” Bugünkü durumumuzun en somut ifadesi budur. Gençliğe yönelik çok kapsamlı saldırıların yaşandığı, buna karşılayabilecek bir hareketin yaratılması zorunluluğunun en yakıcı biçimde hissedildiği ve devrimci bir önderliğin şart olduğu bir dönemdeyiz. Bundan önce gerçekleştirdiğimiz hazırlık evresi, tam da bu dönemin ihtiyaçlarına devrimci bir tarzda yanıt verebilmek içindi. Hazırlığımızın son noktası olan ve aynı zamanda yeni dönemin ilk adımı sayılması gereken Ümit Altıntaş Gençlik Kampı boyunca bunun için gerekli donanımın oluşturulması için çaba harcandı ve bu önemli ölçüde başarıldı. Sırada bu donanımın pratikte sınanması, silahlarımızın çeliklenmesi evresi var. Hemen belirtelim; sıradaki savaş çok daha çein ve ağır koşullarda geçecektir. Kimilerinin geride kalması, kimilerinin de hızla ileri çıkması olağan sayılmalıdır.

Yapısal bir kriz içinde debelenen sermaye düzeni, içine düştüğü bu zor durumdan çıkmak ve krizinin faturasını emekçilere ödetmek için alçakça bir saldırı ve yıkım programı uyguluyor. İşçi ve emekçilerin yaşam koşullarını alabildiğine kötüleştiren bu saldırıların sivri ucu ise biz gençliği hedef alıyor. Bir yandan eğitimin her aşamasında süren özelleştirme-ticarileştirme girişimleri ve diğer yandan da gençliğin “ihraç ürünü” olarak emperyalist savaş cephelerine sürülmesi söz konusudur. Yapılmaya çalışılan açıktır: Parası olanları okullara, parası olmayanları ise ABD jandarması olarak dünya halklarının üzerine göndermek istiyorlar. Gençlik bu oyunu bozmak zorundadır.

Ülkemiz gençliği, onyıllardır mücadelenin ön saflarında yer almış, çeşitli bedeller ödemiş ve emekçilerin haklı davasına küçümsenmeyecek katkılar sunmuştur. Şimdi, bu onurlu geçmişinden ve mücadeleden başka alternatifinin olmayışından güç alarak burjuvaziye hakettiği yanıtı vermelidir. Elbette böylesi bir mücadelenin örgütlenmesi, doğru şiarlarla doğru hedefe yönlendirilmesi herşeyden önce bir devrimci önderliği gerektirmektedir. Bu önderlik görevi genç komünistlerin omuzlarındadır. Elimizde bunu gerçekleştirecek olanaklar mevcut, Partimiz’in bize duyduğu güven ve verdiği destek, bizim yarattığımız birikim bu kavgada sınanacaktır. “Çok verilenden çok istenir!” Öyleyse bizden isteneni gerçekleştirelim. Gençliğin örgütlü mücadelesini ükseltmek ve saldırıları püskürtmek için daha da azimli, daha da inançlı ve daha da güçlü bir biçimde mücadeleye yüklenelim.
Ümit Altıntaş Gençlik Kampı da göstermiştir ki, yeni dönemimizin gerektirdiği iddia, cüret, birikim, inisiyatif, önderlik ve devrimci ruh bizde vardır. Bu nitelikleri gençliğin kavgasına seferber etmek için genç komünistler hazırlar.

Kampımız ve kampanya

Bizi bu noktaya getiren, tüm diğer niteliklerimizi pratik süreçte birleştirebilmemiz ve pratikte sergilediğimiz atılganlık ve gözüpeklik oldu. Bu atılganlığı şimdi bir kez daha sergileme zamanıdır. Kampımızın başarı ile gerçekleştiği diğer sayfalarımızdaki yazılardan da anlaşılacaktır. Ancak burada söylenmeden geçilemeyecek bir nokta var. Genç komünistler, Parti’nin manevi desteği dışında bu faaliyetin tamamını kendi imkanları ile örgütlemişlerdir. Gelinen yerde bu durum oldukça ileri bir düzeyin ifadesidir.

Kampımızın son günü kamp değerlendirmesi ve “Gençliğin Sözü Söz” kampanyasına ayrılmıştı. Bu da gösteriyor ki, yukarıda sıraladıklarımızın tümü gençliğin en temel iki gündeminin mücadele alanı olarak belirlendiği bu kampanyada somutlanacaktır.

Kampanyamız, Hacı Bektaş Şenlikleri’nde güçlü bir başlangıç yapmıştır. Şimdi gençlik mücadelesinin kızgınlaşmaya yaklaştığı bir evredeyiz. Yakında okullar açılacak. Bu demek oluyor ki; çalışmaya yeni bir başlangıç yapmak, bulunduğumuz her yerelde kampanyamızı daha ileri bir düzeyden örgütlemek gerekiyor. Gerek son gün yapılan tartışmalar, gerekse kampın bütününde sergilenen düzey, bunun için yeterli güce sahip olduğumuzun göstergeleridir. Şimdi kampanyayı bu güçle örmeliyiz.

Kampanyamızın temel araçlarını olabildiğince yaygın bir biçimde kullanmak, ortaya çıkan etkiyi yerel araçlarla beslemek ve hepsinden önemlisi çevremizdeki tüm güçleri bu sürecin örgütleyicileri haline getirmek gerekiyor. Burada en önemli nokta, tüm kampanya faaliyetini Partili düzeyin gerektirdiği eylemli hatta örme zorunluluğudur. Eğer herhangi bir yerelde çalışma yürütülüyor, ama bu çalışma eylemle taçlandırılamıyorsa, bunu başarılı sayamayız. Eylemli bir süreç örgütlemek, bunun güçlerini ortaya çıkarmak, bulunduğumuz alandaki tüm insanlara ulaşmak, biriktirilen olanakları doğru değerlendirmektir. Genç komünistler, daha fazlasını başarmalı, merkezi gençlik örgütlenmesine giden yolda yeni ve güçlü mevziler yaratmalıdırlar.

Kampanya çalışması sırasında açığa çıkarılacak güç ve olanaklar, yaratılacak birikim, deneyim, özgüven, ve hepsinden önemlisi gençliğin geniş yığınlarını bu gündemlerle mücadeleye katma başarısı, yani önderlik yeteneği, geleceği ve geleceğin komünist gençlik örgütlenmesini yaratmanın adımları olacaktır. Kampanya ve önümüzdeki dönemin tüm faaliyeti böyle ele alınmalıdır.

Partimiz’in bize duyduğu güven, bizim Parti’ye verdiğimiz söz, devrimin görevleri tüm bunları yapabilmeyi gerektiriyor.

Yoldaşlar; Partili mücadelenin bayraktarı olmanın onuru ve sorumluluğu ile geleceğe yürüyelim!