Söz veriyoruz!..
Irakta işgalci,
okulda müşteri olmayacağız!
Kardeş halka sıkılacak tek kurşunumuz,
emperyalizm için dökülecek tek damla kanımız yok!
Geçtiğimiz dönemde, ABD emperyalizmi, ülkesindeki krizi aşmak, dünya hükümranlığını güçlendirmek için tüm ezilen halklara karşı kanlı bir savaş başlattı. Bu savaşın yeni cephesi, kardeş Irak halkının toprakları oldu. Hiçbir hukuki dayanağa sahip olmayan ABD, onbinlerce masum Iraklıyı bombalarla katletti, onbinlercesini evlerinden alarak ve başlarına çuval geçirerek toplama kamplarına kapattı. ABDnin kanlı suç dosyasının Irakta nasıl kabardığını gözlerimizle gördük.
Ancak Irak halkı teslim olmadı. Birkaç besleme itin dışında milyonlarca insan tek yürek, tek vücut olup haykırdı: ABD defol! Hiçbir halk, kendi topraklarında esir olmayı, köle haline getirilmeyi kabul edemez.
İşte Filistin; kurşunlara, tanklara, kirli oyunlara rağmen vatanı için direnen gencecik insanlar.
İşte Irak; masa başında değil sokakta sürdürülen özgürlük mücadelesi.
Kolayca zafer ilan eden ABD, şimdi her gün çoğalan asker ölümleri karşısında acizleşmiş durumda. Bağdata kahraman edasıyla giren Amerikan askeri artık korku ve dehşeti yaşıyor, birçok askerin delilik sınırında olduğu haberleri geliyor.
Ve emperyalist ABD, tam da bu anda, kuyruğunu kapana kıstırdığı bir zamanda, bizim kanımıza göz dikti. Üç-beş kuruşluk kredilerle bu ülkenin gençlerini satın almayı ve kalkan olarak kullanmayı hesaplıyor. İşbirlikçi iktidar, bu konuda çoktan ikna olmuş durumda, hatta asker gönderme teklifinin Türkiyeden geldiği bizzat Amerikalılarca söylendi.
Hükümet, ordu ve TÜSİAD, ellerini ovuşturarak atılacak kemiklerin hesabını yapıyorlar. Onlar için orada ölecek olan kardeşlerimizin ve evlatlarımızın zerrece önemi yoktur. Savaşa gönderilen onların çocukları değil bizleriz. Ve biz, neyin önemli olduğunu onlardan iyi biliyoruz.
Söz veriyoruz:
Burjuvaların kasalarına girecek dolarlar, bizim canlarımızın yanında hiçbir şey ifade etmiyor. Onların kirli ve kanlı paraları için, Ortadoğudaki kokuşmuş ortaklıkları için ölmeyeceğiz. Kardeş bir halkın topraklarında işgalci olmayacağız, aynı kaderi paylaştığımız Iraklı kardeşlerimize kurşun sıkmayacağız!
Eğitim hakkımız elimizden alınmak isteniyor!
Sermaye devleti, bir yandan kanımızı Amerikan işgalcilerine pazarlarken, bir yandan da okullarımızı, okuma hakkımızı ellerimizden alıyor. Hazırlanan YÖK yasası ile üniversiteler şirketlere, öğrenciler de müşteriye dönüştürülüyor. Üniversitenin her türlü olanakları, kalkınmaya destek adı altında sermayeye bedavaya peşkeş çekiliyor. Emekçi semtlerindeki okullarda öğrenimi sürdürmek her geçen gün daha da zorlaşırken, sınıf mevcutları yetmişleri, seksenleri hatta yüzleri bulurken, üstelik, bunun nedeni kaynak sıkıntısı olarak gösterilirken, devlet utanmadan Özel Okullara Destek kampanyası başlatarak 15 trilyonu hiçbir karşılık gözetmeden burjuvaziye gümüş tepside sunuyor.
-Bu 15 trilyonu sağlamak için hükümet, okullarımızı satışa çıkardı. Listeler hazırlandı, okullarımız müşterilerini bekliyor.
Söz veriyoruz:
Üniversiteleri sermayenin arka bahçesi haline getiren, öğrencileri müşteri, okulları şirket olarak düzenleyen YÖK yasasına geçit vermeyeceğiz! On binlerce genç, okul, sıra yüzü göremezken, emekçi semtlerindeki okullara kaynak ayrılmazken, Özel Okullara Destek adı altında 15 trilyonun sermayeye peşkeş çekilmesini, kaynak için okullarımızın satılmasını kabul etmeyeceğiz!
Bu ülkenin namuslu emekçileri, geleceğini emperyalist-kapitalist barbarlıkta değil, kendi mücadelesinde bulacağını bilen gençleri söz vermelidirler:
Irakta İşgalci, Okulda Müşteri Olmayacağız!
Ankarada gençlik söz veriyor!
Gençliğin sözü söz! kampanyası çerçevesinde Ankarada yürüttüğümüz faaliyet temposunu artırarak devam ediyor. Ankaradaki çalışmamızı, yaptığımız planlama üzerinden, öncelikle sendikalar, dernekler, odalar ve çeşitli kitle örgütlerinin kampanyamız hakkında bilgilendirilmesi, katkılarının alınması, imza metinlerinin ve afişlerin buralarda kullanılması ile başlattık. Özellikle kamu emekçilerinden çok olumlu tepkiler geldiğini gözlemledik. Iraktaki işgal ve paralı eğitim saldırısına kayda değer bir duyarlılık mevcut. Bundan dolayı söz kampanyamız belli bir ilgi gördü.
Buna paralel olarak, gençlerin sıkça bulundukları kafelerde de söz alma çalışması yürütüldü. Gençlerin özellikle Iraka asker gönderilmesi meselesi hakkında oldukça duyarlı olduğunu gördük. Buradan doğru kampanya metinlerimiz ve şiarlarımız belli bir yankı da bulabildi. İnsanlar bizden imza föyleri isteyerek arkadaşlarına imza attıracaklarını söylediler. Bu çalışmamızın yaygınlığını artıran ve gerçek bir kitle çalışması haline getiren bir durumdu. İmza metinlerinin yanı sıra yoğun bir şekilde kullandığımız afişler de kampanyamızı görsel açıdan destekleyen önemli bir araç oldu. Bu afişleri sendikalar, kitle örgütleri ve kafelere yaygın bir biçimde yapmanın işlevli olduğunu somut olarak gördük. Ayrıca görüşlerimizi öğrenmek isteyen insanlara Ekim Gençliği satışı yapıldı.
Bu çalışma hem kampanya şiarlarımız çerçevesinde insanların duyarlılığını eylemli bir kanala dökmek açısından, hem de Iraka asker gönderilmemesi ve YÖK Yasa Tasarısının geri çekilmesine dair kararlılığımız açısından iyi bir araç oldu.
Son olarak 13 Eylülde Yüksel Caddesinde yaptığımız basın açıklamasıyla okulların açılmasının hemen öncesinde kampanyamızı daha da hızlandıracağımızın mesajını verdik. Liselerin ve üniversitelerin açılmasıyla birlikte kampanyamızı daha güçlü ve daha hızlı yürütme ve 100 bin söz alma hedefimizi vurgulayarak basın açıklamamızı gerçekleştirdik.
100 bin söz istiyoruz!
Onurlu emekçiler ve mücadeleyi seçen gençlerden Irakta işgalci, okulda müşteri olmayacağız! kampanyası çerçevesinde söz isteyen genç komünistler Ankarada bir basın açıklaması yaparak kampanyaya yeni bir soluk kazandırdılar. Yüksel Caddesinde, saat 12:00de gerçekleşen basın açıklamasında, Irak topraklarındaki emperyalist işgale utanç verici ortaklığı değil, fakat kardeş Irak halkının onurlu direnişini destekledikleri dile getirildi. ABD haydutluğunun yanı sıra hükümeti ve ordusuyla işbirlikçi sermaye iktidarının da teşhir edildiği basın açıklamasında, eğitimin ticarileştirilmesine izin verilmeyeceği de vurgulandı.
40ı aşkın genç komünistin katıldığı açıklama, sık sık Irakta işgalci, okulda müşteri olmayacağız!, Sermaye defol, üniversiteler bizimdir!, Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm! vb. sloganlarla kesildi. Son derece coşkulu geçen eylemin ardından genç komünistler, Yüksel Caddesi boyunca BDSP imzalı bildirileri dağıtarak ajitasyon çalışmalarını sürdürdüler.
Bu eylemin okulların açılmasının yaklaştığı şu günlerde kampanya için yeni bir başlangıç sayılması gerekiyor.
Ekim Gençliği, kendi sözünün arkasındadır; gençlik de verdiği sözün arkasında durmalı, Irakta işgalci, okulda müşteri olmamalıdır!
|