Sermayenin tatili yok, mücadelenin de!
Okulların kapanması ve tatilin başlaması ile önümüze bir takım hedefler koyduk. Hedeflerimiz arasında ideolojik, örgütsel ve pratik eğitim vardı. Eğitim çalışmasını ilişkide bulunduğumuz herkese okuma kültürünün çok geri olduğunu da gözönünde bulundurarak- romanlar ve bir takım klasikler okutmak üzerinden kurguladık. Eğitim çalışmalarımız genellikle arkadaşların düzeylerinin farklılaşmasından kaynaklı birebir çalışmalarla sürdü.
Çalışmalarımızın bir diğer boyutunu ise düzenli gazete satışları, afiş çalışması, bildiri dağıtımı ve kuşlamalar oluşturuyordu. Belirlediğimiz birkaç mahallede düzenli satış yaparak buralarda oturan işçiler, emekçiler ve gençlerle daha yakından tanışma imkanımız oldu. Bu çalışmada kitlelerle daha yakın temas yeni güçlerimizi geliştirdi.
Propaganda çalışmamızda ise Irakta Amerikan jandarmalığına hayır! içerikli afişlerimizi yaygın bir şekilde E-5 üzerine, semtlere ve fabrika yakınlarına yaptık. Bildirilerimizi de aynı yerlere dağıttık. Afiş çalışması sırasında kolluk güçlerinin saldırılarıyla yüzyüze kaldık.
Kampanya çalışmamız
Hacı Bektaş Şenliklerinde başlattığımız çalışmalarımızı yerelliğimizde de sürdürüyoruz. Önce çalışmaya katılabilecek herkesle bir toplantı yaparak kampanyamızı anlattık. Amacımız kampanyaya en geniş gençlik güçlerini katabilmek, kampanyanın mantığını onlara kavratarak seferber edebilmekti. Ekim Gençliği ve Kızıl Bayrakta çıkan kampanyamızla ilgili yazıları, söz alacağımız metnin tek tek maddelerini okuyarak bunlar üzerine tartıştık. Ardından çalışmalarımızı başlatarak belirlediğimiz mahallelerde, fabrikalarda, işyerlerinde, halk pazarlarında gençler başta olmak üzere tüm emekçilerden söz aldık. Sendikalara, kitle örgütlerine kampanyamızı taşıdık.
Özellikle sınıfa kampanyamızı taşımak bizim için önemliydi. Bu nedenle fabrikalara özel bir önem verdik. Şimdiye kadar bir fabrika, bir temizlik işyeri ve sanayi sitesindeki birçok işyerine imza metinlerimizi ulaştırdık. Genç komünistler olarak gençliğin sorunlarını sınıfa taşımak ve arada böyle bir köprü oluşturmak gerektiği bilinciyle hareket etmeye çalıştık.
Önümüze çıkan her olanağı değerlendirmeye çalışıyoruz. Büyükşehir Belediyesinin film gösterimlerinden Umut filmine toplu halde giderek orada söz aldık. Ardından İHDnin düzenlediği Grup Vardiya, Grup Munzurun ve halk oyunları ekibinin katıldığı etkinliğe kampanyamızı taşıdık. Konser alanına girerken sivil polislerin saldırısına uğradık. Aldığımız karalı tutum sayesinde imza metinlerini ve arkadaşımızı geri almayı başardık. Konserde yaklaşık 1000 kişiden söz aldık. Çalışmalarımızı olanca coşkumuzla sürdüreceğiz.
Kayıt soygunu devam ediyor!
Kayıt giderleri adı altında toplanan zorunlu bağışları teşhir etmek için kayıt alanındaydık. Öğrenci velileri ve öğrencilerle tek tek konuşup alınan paraların meşru olmadığını ve bunun paralı eğitimin bir parçası olduğunu anlatıyorduk.
Dernek çalışması yapan bir arkadaşa ÖGBnin müdahale etmek istemesi, ailelerin ve öğrencilerin alkışlı protestolarıyla karşılandı. Bir arkadaşımız, bu durumu ve paralı eğitimin saldırısını teşhir eden ajitatif bir konuşma yaptı. Kayıtların yapıldığı binaya girmek isteyen bir veli, ÖGB tarafından fiziksel müdahale ile içeri alınmadı. Biz de (EG, TÜÖD, TÜ Öğr. Koord., DPG) alınmaya çalışılan zorunlu bağışları ve orada çalışma yapan devrimci-demokrat öğrencilere yapılan müdahaleyi teşhir etmek, ayrıca bu parayı ödemek istemeyen öğrencilere ve velilere karşı vakıf ve okul yetkililerinin sert tutumunu protesto etmek için bir basın açıklaması düzenledik.
Basın açıklamasını kayıt sırası bekleyen öğrencilerin bulunduğu yerde yapılması ailelerin ve öğrencilerin ilgisini çekti. Aileler bizi desteklediklerini ve zorunlu bağış yapmak istemediklerini söylediler. Bu sırada kayıttan çıkan iki arkadaş bağış yapmak istemedikleri için vakfın görevli memurları tarafından hakaretlere ve tehditlere maruz kaldıklarını söylediler. Kendilerinin para vermediklerini, ama içerdeki diğer öğrencilerin kaydınızı yapmayız gibi tehditlerin etkisinde kalıp paraları vermek zorunda kaldıklarını söylediler.
İşçi-emekçi çocuklarına okulların kapılarını kapatmak isteyen sermaye devletinin saldırılarının ardı arkası kesilmiyor. Ancak herşeye rağmen sermayeyi okuldan defedeceğiz ve okulda müşteri olmayacağız.
Trakya Üniversitesi Öğrenci Platformundan
Ekim Gençliği okurları
|