Devletin F tipine yönelik saldırı ve
provokasyonlarının ardı arkası kesilmiyor...
Bergama Cezaevine saldırı
Bergama Cezaevinde gergin bekleyiş sürüyor. 2 gün önce tünel olduğu ve askerin arama yapacağı gerekçesiyle saldırıya hazırlanan devletin kolluk güçleri devrimci tutsakların direnişiyle karşılaştı. Ulucanlar ve Burdurda yaşandığı gibi, gaz bombalarıyla, tazyikli sularıyla, silahlarıyla devletin saldırısı sonucu, tutsaklar şu an son koğuşta barikatlar kurarak direnmektedirler.
İzmir Barosu ve avukatlarının idareyle görüşme talebi ilk başta reddedilmesine rağmen, sonradan görüşme gerçekleşti. Operasyonun gerekçeleri böylelikle daha net anlaşılmış oldu. Devlet tutsakları, 6-7 kişi olarak kapıları sürekli kapalı olacak koğuşlara yerleştirmek istiyordu.
Ulucanlar Cezaevinde gerçekleşen kanlı katliam sonrasında hücre tipine geçişin alt zemini olarak hazırlanan üçlü protokole dayanılarak, tutsaklara, ailelerine ve avukatlarına bir dizi insanlık dışı uygulama dayatılmıştı. Son olarak Burdur Cezaevindeki saldırıda görüldüğü gibi, mahkemeye zorla götürülme maddesi gerekçe gösterilerek operasyon düzenlenmişti.
Bergama Cezaevinde de benzer bir müdahale gerçekleşmiş bulunuyor. Yine 3lü protokole dayanılarak askere aramaya katılma yetkisi verilmektedir. Bergama Cezaevinde de tünel bahanesiyle aramaya girmek isteyen askerler, tutsaklar tarafından kabul edilmeyince saldırı başlatılmıştır.
Bergama saldırısı, devletin cezaevleri konusundaki pervasızlığını bir kez daha göstermiştir. Ulucanlarda gerçekleşen katliamda 10 devrimci tutsağın ölümü ve onlarcasının da yaralanmasıyla, devletin kirli ve kanlı yüzü ortaya çıkmış, kamuoyu nezdinde teşhir olmuştur. Buna rağmen, Ulucanlardan sevkedilen devrimci tutsakların da bulunduğu Burdur Cezaevine de vahşice saldırılmıştır. Veli Saçılık isimli tutsağın kolu kopmuş, onlarcası yaralanmış ve bir bayan tutsağa tecavüz edilmiştir.
Burdurdaki operasyonun üzerinden daha birkaç hafta bile geçmeden, bu kez içlerinde Burdur Cezaevinden sevkedilen yaralı tutsakların da bulunduğu Bergama Cezaevine saldırılmıştır. Bergamanın yeni hedef seçilmesi elbetteki rastlantı değildir. Hatırlanacağı gibi, Burdurdan Bergamaya sevkedilen devrimci tutsakların çektirdikleri fotoğraflar, uygulanan işkencenin görülmesini sağlamış, bunun kamoyunda geniş yankıları olmuş, bunun üzerine tutsaklar hakkında soruşturma açılmıştı.
Devlet, hücre yapımlarını tamamlarken, gerçekleştirdiği operasyonlarla tutsakların direncini de ölçmektedir. Ulucanlarda yükseltilen direniş bayrağı, Burdurda da dalgalandırılmıştır. Teslim olun çağrılarına tutsakların yanıtı çok net olmuştur. Şimdi devlet, Bergamada da bir sınama peşindedir. Ancak Bergamadaki tutsakların duruşu da devletin hücre saldırısına karşı kararlı bir yanıt olacaktır.
Katil devlet elini Bergamadan çek!
Faşist devletin Bergamada yapmaya çalıştığı katliam girişimini protesto etmek için TUYAB, TİYAD ve A.Ü Hücrelere Hayır Platformu saat 18:00de Yüksel Caddesinden Güvenparka yürüme ve burada oturma eylemi yapma kararı aldı. İHDnin de saat 18:00de Bergamaya ilişkin basın açıklaması yapma kararının olması üzerine İHDnin yaptığı basın açıklaması desteklendi.
Yaklaşık 400 kişinin katıldığı basın açıklamasına, aydınlar Hücreye hayır!, Hücre ölümdür!, F=sürekli ölüm yazılı dövizleriyle katılırken; TUYAB ,Bergamadaki tutsaklar yalnız değildir, Ulucanlar, Burdur, sıra Bergamada mı?, Katil devlet hesap verecek!, TİYAD Buca, Ümraniye, Ulucanlar katliamları sürüyor, Zindanlar boşalsın, tutsaklara özgürlük!, Katil devlet elini Bergamadan çek!, Hücreleri savunanlar bu saldırıları da savunuyorlar mı?, A.Ü. Hücrelere Hayır Platformu ise, Ulucanlar, Burdur, Bergama, sokağa-eyleme hesap sormaya vb. dövizleriyle katıldılar.
Eylemde yapılan konuşmanın ardından Güvenparka doğru yürüyüşe geçildi. Güvenparkta sloganlarla bir süre oturulduktan sonra Lütfü Demirkapı eylemin bitirildiğini söyledi.
Bunun üzerine tutsak aileleri ve öğrenciler, kendileri hazırladıkları basın metnini okuyacaklarını, eylemin devam ettiğini söylediler. Basın metni okunduktan sonra, Veli Saçılıkın annesi ve diğer analar konuşarak öfkelerini dile getirdiler. Kitle buradan dağılmayarak sloganlarla tekrar Yüksel Caddesine doğru yürüyüşe geçti. Yüksel Caddesinde bir süre sloganlarla beklenildikten sonra buradan dağılındı.
Ankarada Bergama Cezaevine yapılan saldırıya
karşı eylemler sürüyor
Devletin Bergama Cezaevine yönelik saldırısını, protesto etmek için TUYAB, TİYAD ve A.Ü. Hücrelere Hayır Platformu 27 Temmuzda da Yüksel Caddesinde bir basın açıklaması düzenledi. 300 kişinin katıldığı basın açıklamasına aydınlar da destek verdiler.
Bergama Cezaevinden son durum hakkında net bir bilgi alınamadığı belirtilen eylemde, tutsakların hayatından endişe duyulduğu söylendi. Bergama Cezaevindeki katliam girişimine devletin bir an önce son vermesi, buradan veya diğer illerden oluşturulacak bir heyetin cezaevine alınması istendi. Eylemde aydın girişimi, TUYAB, TİYAD, A.Ü. Hücrelere Hayır Platformu döviz açarken, sık sık; Ulucanlar, Burdur, Bergama, haydi sokağa hesap sormaya, Katil devlet hesap verecek!, Anaların öfkesi katilleri boğacak!, Devrimci tutsaklar teslim alınamaz!, Hücrelere girmeyeceğiz, direneceğiz! vb. sloganlar atıldı.
Basın açıklamasının ardından aydın girişiminin hergün etkinlik düzenlediği Konur sokağa yüründü ve burada aydınların etkinliği desteklendi.
Bergamada katliam girişimi ve tepkiler:
TUYAB eylemi
TUYAB, 96 SAG ve ÖO direnişinin yıldönümünde direnişin gazileriyle beraber direnişi anmak, F tipi cezaevlerini ve basının tutumunu protesto etmek amacıyla 26 Temmuz günü Kanal Dnin önünde bir basın açıklaması yapma kararı almıştı.
Bergama Cezaevinde gerçekleşen saldırı nedeniyle açıklamanın ana gündemini Bergama Cezaevi ve F tipi saldırısı oluşturdu.
Kanal Dnin önüne az bir mesafe kala polisler tarafından durdurulan tutuklu aileleri, önlerinin kesilmesiyle birlikte basın açıklamasını başlattılar. Bergama Cezaevine saldırının hücreye geçişin bir adımı olduğu ve aileler olarak yeni katliamlara ve hücrelere asla izin verilmeyeceği vurgulandı. Basın metni okunurken Ulucanlar, Burdur, Bergama, katliamlara sessiz kalma , SAG ve ÖO şehitleri ölümsüzdür, Hücre ölümdür, izin vermeyeceğiz dövizleri taşındı.
Polisin müdahalesine direnişle karşılık veren tutsak yakınlarından 40ı güçlükle araçlara bindirilerek gözaltına alındı. Bergamadaki saldırıya derhal yanıt verilmesi açısından son derece önemli olan eylemde, kararlılık ve kendine güven göze çarpıyordu.
Bayrampaşa eylemi
F tipi cezaevlerini ve Bergamadaki operasyonu protesto etmek amacıyla Bayrampaşa Cezaevi önünde basın açıklaması yapmak isteyen bir grup TAYADlı aileye de polis saldırdı. Tünelin olduğu bahanedir. Asıl sebep tutsakların hücrelere konulmasıdır diyen tutsak yakınlarından 13 kişi gözaltına alındı. Gözaltına almadık 1 tek eylemci kalmaması kararlılığında olan polis, Oya Gökbayrak ve arkadaşlarını da içinde oldukları otomobille beraber gözaltına aldı.
İHD eylemi
İHDli kadınlar olarak hücrenin karanlığına hayır adı altında siyahlı giysilerle İHD önünde yapılan oturma eylemine yine polis saldırdı. Hücre ölümdür, izin vermeyeceğiz! sloganının atıldığı eylemde toplam 14 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar Karaköy Karakoluna götürüldü ve 6 saat sonra Beyoğlu Adliyesinden serbest bırakıldı
İHD Ankara Şubesi
(...) Bugün devletin istediği cezaevleri politikası, işkence, kan ve ölüm kokmaktadır. Son olarak Burdur Cezaevinde yaşanan tutuklu ve hükümlülere yönelik saldırılar, İstanbul, Samsun ve Diyarbakırdaki işkence olayları, 25 Temmuzda Ankara Ulucanlarda yapılan provokatif arama olayı, yine İstanbul Bakırköy Çocuk Hastanesinde yaşamını kaybeden 16-17 yaşlarındaki Yıldıray Kırdağ ve Ali Kazan olayları, devletin bu politikalarının açık göstergeleridir.
Dün ve bugün Bergama Cezaevinde yaşanan olaylar, cezaevi müdürünün Burdur Cezaevinden Bergamaya nakledilen tutukluların işkence resimlerinin yayınlanması üzerine sizi şişletirim şeklindeki tehditleri sonucu, cezaevinden tutuklulara yönelik saldırılar yoğunlaşmıştı. Bergamada dumanlar çığlıklar arasında, toplumun gözü önünde yeni bir Ulucanlar katliamı sahnelenmek istenmektedir.
Devleti kan dökerek, öldürerek politika yapmak yerine Güvenlik Konseyi anlayışına son verip, insan haklarına dayalı yeni bir cezaevi politikası uygulamaya çağırıyoruz. Demokratik kitle örgütlerini, siyasal partileri, basını ve tüm kamuoyunu Bergamada sergilenen bu provokasyona karşı duyarlı olmaya, çocuklarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.
TİYAD, TUYAB,
Ank. Üniversiteleri Hücrelere Hayır Platformu:
Devlet kan akıtmaya doymuyor. 26 Eylül günü Ulucanlarda on devrimci tutsağı katletmesinin ardından bir yıl geçmeden, 5 Temmuzda Burdura saldırıyor. Onlarca tutsağı işkencelerle sakat bırakıyor. Burdurun üzerinden 20 gün geçmeden bir katliam operasyonu daha Bergamada yaşanıyor.
Bergama Cezaevinde 25 Temmuz gecesi tünel bahanesiyle idare arama yapmak istemiş, tutsaklar can güvenlikleri olmadığı için aramayı kabul etmemişlerdir. (...) Birkaç gün önce Adalet Bakanlığı Burdurdan Bergamaya getirilen altı tutsağın, kendi fotoğraflarını çekip işkenceyi belgelemesi ve basına ulaştırmasını suç saymış ve haklarında soruşturma başlatmıştır. Bugün işkence yapanlar yargılanmıyor, fakat işkenceyi belgeleyen tutsaklar yargılanmak isteniyor. Tıpkı Ulucanlarda olduğu gibi.
Devlet Cezaevlerine hakim değilim demagojisiyle siyasi tutsakları F tipi cezaevleriyle teslim almaya çalışıyor. Türkiyenin dört bir yanında cezaevlerinde gerginliği türlü bahanelerle tırmandırarak F tipi cezaevlerine geçmeyi planlıyor. F tipi cezaevlerine geçmeyi planlayan devlet, siyasi tutsakları kimliksizleştirmeye, yalnızlaştırmaya, teslim almaya, kısacası canlı canlı öldürmeye çalışıyor. Tıpkı işçi ve emekçileri, öğrencileri İMFnin sefalet programına tabi tutarak, grevdeki işçilere barikat kurarak yaşamlarını hücreleştirdiği gibi.
F tipi cezaevleri sadece devrimci tutsakları değil, dışardaki tüm insanları kapsayan bir saldırıdır. (...)
|