|
Kurtlar sofrasında Irak!
Yağma ve talan operasyonu başladı
91 Körfez Savaşının ardından uygulanan ambargo ile kuşatma altına alınan, binlerce bomba ile yakılıp yıkılan Irakta BAAS rejimini devirerek askeri denetimi ellerine geçiren emperyalistler, şimdi de Irakın yeniden inşası ve insani yardım adı altında yağma ve talan operasyonunu başlattılar. İşgalci ve katil ABD, Irakın Yeniden İnşası ve İnsani Yardım Ofisi (ORHA) ve Amerikan Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) adlı iki kurum ile bu operasyonu kendi tekeline almış durumda. Elektrik, su, kanalizasyon, yol, köprü, hastane, okul, cezaevleri başta olmak pek çok alanda ihaleler açılmaya başlandı. Tekeller ile organik ilişki içerisinde bulunan Bush ve savaş çetesi bu yağmada kimseye pay vermemekte kararlı gözüküyor. Öyle ki savaş içerisinde doğrudan yer alan İngiltere bile bu pazarda henüz istediği düzeyde yer tutabilmiş değil. İngiliz askerlerinin işgal etiği Umm Kasr Limanının onarım ve işletme ihalesi bile bir Amerikan şirketine verildi.
Yağmadan pay kapma telaşı
Irak pazarında pay kapma kavgasının en yoğun yaşanacağı alan ise ülkenin sahip olduğu zengin petrol kaynakları. Petrol kuyularının ateşe verilmesini savaş suçu sayacağını açıklayan ABD, hastaneleri, pazar yerlerini bombalayıp, binlerce yıllık kültürel zenginliklerin yağma edilmesini örgütlerken, petrol kaynaklarını ve ilgili kuruluşları özel koruma altına aldı. Ancak, petrol satışını istenilen düzeyde gerçekleştirebilmesi için BM Güvenlik Konseyinin 91 Körfez Savaşının ardından yürürlüğe koyduğu ambargo kararını kaldırması gerekiyor. Bu nedenle Bush ve çetesi, işgalin tamamlanmasının ardından ilk iş olarak, bu kararın kaldırılmasını istediler.
ABD için diğer bir zorlanma alanı, Irak petrolünün işletme hakkının daha çok Rus, Fransız şirketlerinin elinde olması. ABDnin işgali tüm uluslararası hukuku çiğneyerek gerçekleştirmiş olması ve Fransa ile Rusyayı Irak petrolünü kullandırmamakla tehdit etmesi ise, bu ülkelerin daha temkinli davranmalarına yol açıyor. ABDnin yaptırımları tek başına kaldıramayacağını, BM Güvenlik Konseyinin yetkili olması gerektiğini söylemekle yetiniyorlar. Hatta ABD emperyalizminin Irakı işgalinden en büyük rahatsızlığı duyanların başında gelen Almanya Başbakanı Schröder, savaşa karşı tavrının yanlış anlaşılarak abartıldığını söyleyebiliyor.
Uşakların kırıntı telaşı
Emperyalistler arası pay kapma savaşı yaşanırken, işbirlikçilikte sınır tanımayanlar ise kırıntı da olsa Irakın yağmasından pay alabilmek için taklalar atıyorlar. Türk burjuvazisi, savaşta efendisinin emrettiği düzeyde görev alamayarak kaçırdıkları fırsatı telaşlı bir şekilde yeniden elde etmeye çalışıyor. Sabancının başımıza talih kuşu kondu, biz kış kışladık, Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Nihat Özdemirin Irak pazarından pay alacağız, bundan kimsenin şüphesi olmasın açıklamalarının yanında, burjuva medya ve generaller tarafından Irakın yeniden imarında rol alınmak istendiği yüksek sesle dillendiriliyor. Hükümet de bu söylemleri destekleyen açıklamalar yapıyor. Kırıntı beklentilerinin arkasında, ABD tarafından yapılan, yüksek kalite ve düşük fiyat veren yabancı firmaların taşeron olarak projelerde yr alabileceği ve bu projelere Türkiyenin de katkıda bulunmasının umulduğu açıklaması var. Bu açıklamalar ile umutlananan Türk burjuvazisi Irakta 15 yıl içinde 100 milyar dolarlık iş yapılacağını söylüyor.
Son sözü direnen halklar söyleyecek!
Onlar bu planları yaparlarken, Irak halkı ABD işgalini kabul etmeyeceğini ortaya koyuyor. Irak halkının ve tüm dünya halklarının öfkesi gün geçtikçe bileniyor. Irak halkının ABD işgaline karşı büyüyen tepkisi Ortadoğuda yeni bir intifadayı ateşlemeye doğru ilerlerken, emperyalistler arası çelişkiler de keskinleşiyor. Şimdi tüm dünya işçi-emekçileri ve gençliğinin önünde emperyalist saldırganlığa karşı mücadeleyi büyütme görevi duruyor.
Emperyalist işgale ve sermayenin saldırılarına karşı
Öğrenci platformlarının Ankara eylemi
Gençlik, emperyalist işgale ve sermayenin saldırılarına eylemle yanıt verdi. 26 Nisan Cumartesi günü Ankaranın çeşitli üniversitelerinden platformların çağrısıyla Yüksel Caddesinde gerçekleştirilen eylemle 1 Mayıs öncesi öğrenci gençliğin birlikteliği güçlendirilmiş oldu. Beytepe, Bilkent, Cebeci, DTCF, Hacettepe Merkez Kampüsü, ODTÜ ve Tandoğan Kampüsünden platformların ortak bildiri ve afişle çağrı yaptıkları eyleme katılım beklenenin altında kaldı. Yaklaşık 80 kişinin katıldığı eylemde, Beytepe, Cebeci, DTCF ve ODTÜ pankartları açıldı.
Konur Sokaktan pankartların açılmasıyla yürüyüşe geçen öğrenciler, Üniversiteler kışla olmayacak!, İşgalci ABD Ortadoğudan defol!, Emperyalistler, işbirlikçiler, 6. Filoyu unutmayın!, Yaşasın halkların kardeşliği!, YÖK, polis, medya, bu abluka dağıtılacak!, YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!, Ne YÖK, ne YEK, üniversiteler bizimle özgürleşecek!, Sermaye defol üniversiteler bizimdir! vb. sloganlar dışında, Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!, 1 Mayıs kızıldır kızıl kalacak!, Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!, Yaşasın devrim ve sosyalizm! sloganlarını haykırdılar. Basın açıklamasının okunmasının ardından, hep birlikte Beyazıt, Çavbella ve 1 Mayıs marşlaını söylediler. Söylenen marşların yanı sıra Mehmet Özerin okuduğu şiirler eylemdeki coşkuyu arttırdı.
Gençler yaptıkları basın açıklamasında, eylemlerindeki kararlılık ve birlikteliği 1 Mayıs alanlarına taşıyacaklarını vurguladılar. Emperyalistlerin Ortadoğudaki, sermayenin üniversitelerdeki saldırılarına karşı 1 Mayıs alanlarına mücadele çağrısı yaptılar.
Öğrencilerin eyleminin ardından Ankara Savaş Karşıtı Platformun eylemi başladı. Bu eyleme de katılan öğrenciler, basın açıklamasının ardından Tertip Komitesi imzalı 1 Mayıs bildirilerinin dağıtımına katıldılar.
|