Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
15 Ocak-15 Şubat
2003
Sayı: 57
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Savaşa karşı etkili bir direniş hattı örelim!
  AKP-YÖK çatışması...
  Yıkıcı emperyalist savaş ve gençlik
  Savaşa değil eğitime/emekçiye bütçe!
  Halkların kardeşliği ve mücadelesi emperyalistlerin oyununu bozacak!
  Rehavet değil devrimci çalışma!
  Ne cephede ne laboratuvarda!..
  YTÜ'de bir dönemin ardından...
  GATS ve paralı eğitim saldırısında son durum
  AB'nin eğitim projesi: Socrates ve gerçekler
  Tarihte gençliğin anti-emperyalist mücadelesi
  Gençlik hareketinin bir yılı
  Gençlik hareketinin sorunları...
  Gençlik hareketinde tasfiyecilik...
  ÖO direnişi yeni şehitlerle sürüyor...
  Nurbay Irmak'a özgürlük!
  Burjuvazinin tarihi: Provokasyanların tarihi!..
  MÜ'de politik faaliyetin zorlukları ve imkanları
  Eylemlerden...
  Dünyadan kısa kısa...
  Milli üniversite komutanı
  Trakya Üniversitesi'nde soruşturma terörü
  Mustafa Suphiler'in idealleri ve mücadelesini...
  Okur mektupları



 
 
Mustafa Suphiler’in ideallerini ve mücadelesini,

İşçi sınıfının devrimci partisi geleceğe taşıyor!

20. yüzyıla damgasını vuran Ekim Devrimi’yle kapitalizm büyük bir darbe yemiş, sosyalizm dalgası dünya üzerinde kendini hissettirmeye başlamıştır. Ekim Devrimi’nin tarihe yazdığı bu dönem Türkiye’de de sosyalizm söylemlerinin arttığı bir dönem oldu. 1917 Ekim Devrimi’nin dolaysız katkılarıyla örgütlenen Türkiyeli Komünistler, Sovyetler Birliği ve Avrupa’dan dönerek, Türkiye topraklarındaki mücadelede yerlerini aldılar.

Türkiye’deki komünist işçi hareketin canlanmaya başlaması 10 Eylül 1920 TKP’nin kuruluşuyla aynı zamanlara denk gelir. TKP’nin kuruluşuyla birlikte sert bir kemalist terör kendini hissettirmeye başlamış, komünistler ve işçi hareketi kemalizmin en büyük korkusu haline gelmiştir.

TKP merkezinin Anadolu’ya Mustafa Kemal’le mektuplaşarak legal yolla gelmeyi seçmeleriyle 28-29 Ocak 1921, bir katliam tarihi olarak yazılmıştır Türkiye tarihine. Mustafa Suphi ve 14 yoldaşı Karadeniz’de boğduruldu. Her türlü muhalefeti boğmayı hedefleyen kemalist iktidar, yarattığı baskı rejimiyle işçi hareketini ezmek istemiş, bunun ilk örneğini de komünist önderleri katlederek göstermiştir.

1917 Ekim Devrimi’nin yarattığı korku kemalistleri komünistlerin üzerine azgınca saldırmaya yöneltti. Kemalizm, burjuva sınıf karakterinin doğal sonucu olarak, baskı terör ve yasaklamalarla işçi hareketini dizginlemeyi ve komünist hareketi bitirmeyi hedefleyen bir politika izledi. Kemalizmin TKP üzerinde estirdiği terör dalgası ve TKP’yi komünist kimlikten yalıtma çabaları, TKP’nin önderlerinin katledilmelerinden sonra da devam etti.

Mustafa Suphilerin kurduğu işçi sınıfının komünist partisi bugün de komünistlere yol göstermeye devam etmektedir. Bugün komünistlerin sahip çıktığı, kemalizmin yedeklediği TKP değil;10 Eylül 1920’de işçi sınıfının komünist önderi olarak kurulan TKP’dir. Mustafa Suphi ve yoldaşlarının TKP’sidir. Onların büyük sosyalist Ekim Devrimi’nin sarsıcı etkisi altında dalgalandırdığı kızıl bayrak bugünün komünistleri elinde dalgalanmaya devam etmektedir. Komünistler burjuvaziyi devirmedeki kararlılıklarını Mustafa Suphiler’den devralarak devam ettirmektedirler. Bugün komünizmin bayrağını dalgalandıranlar yarın dünyayı yeni ekimlere taşıyacaklardır. İşçi sınıfının devrimci partisi kapitalist sömürü düzenini tarihe gömmek iddiasıyla yola çıkmıştır; o, işçi sınıfının temel tarihsel amaçlarının veçıkarlarının temsilcisidir.

Bugün 1920’de kurulan TKP’nin ismini taşımaya yeltenenler, burjuva siyasetinin komünizan söyleme sahip sol bir versiyonu olmanın ötesine geçememektedirler. Mustafa Suphiler’in TKP ile bıraktıkları komünist miras, reformistlerin sol söylemleriyle değil fakat TKİP’de birleşmiş komünistlerin dalgalandırdıkları kızıl bayrakla geleceğe taşınacaktır. İşçi sınıfının devrimci partisi TKİP, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya için devrimci mücadele kararlılığıyla yarını kucaklayacaktır.

Ankara’dan bir genç komünist