GATS ve paralı eğitim saldırısında son durum
70lerde içine girdiği ekonomik bunalımı giderek derinleşen emperyalist-kapitalist sistem, 89da Doğu Bloku ülkelerinin çökmesinin ardından saldırılarını iyice pervasızlaştırdı.Yaşadığı tüm dejenerasyona rağmen kapitalist barbarlık karşısında bir tehdit ve rakip olarak duran Doğu Blokunun fiilen ortadan kalkması ile kapitalist barbarlık zincirlerinden boşaldı. Sosyal devlet anlayışının tasfiye edilmesi bir gerçeklik halini aldı. Artık, eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim, sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı vb. para ile satılan birer meta haline getirilmektedir. Genişletilen GATS (Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) bu saldırıların hukuki altyapısını oluşturmaktadır.
GATS, Dünya Ticaret Örgütünün 1994teki Uruguay raundunda imzalandı. Bugün itibariyle 146 ülkenin imzaladığı bu anlaşma, hizmet alanlarını uluslararası burjuvaziye kâr alanı olarak açmış bulunmaktadır. GATS müzakereleri 2000 yılı Ocak ayından bu yana 15 günde bir yapılan toplantılarla sürdürülmektedir. Türkiyenin de içinde bulunduğu bu anlaşmanın genişletilmesine ilişkin talepler listesi en son 31 Mart 2003 tarihinde DTÖye teslim edilecektir. Bu anlaşma, Meksikada Eylül 2003te yapılacak DTÖ 5. Bakanlar Konferansında yenilenecektir.
GATS, tüm hizmet alanlarını ve hizmetlerin üretilmesi için gerekli olan sınaî ve tarımsal ürünlerin üretimini kapsayan küresel bir anlaşmadır. Bu anlaşma ile üye ülkeler, eğitim, sağlık, iletişim, ulaşım, kültürel hizmetler vb. birçok hizmet alanını sermayeye devretmektedirler. Burada iki temel esas vardır:
- Anlaşmanın tüm özellikleri imzacı ülkelerin hepsi için geçerlidir.
- Anlaşmanın gerekleri, ulusal şirketler kadar uluslararası şirketleri de kapsamaktadır.
Bu duruma bir örnek, Antalyada su hizmetlerinin 10 yıl süreli olarak Fransız çokuluslu şirketi Lyonnaise des Eauxa verilmesidir. Asgari yaşamsal ihtiyaçları içeren bütün bu hizmetler parası olanın kullanabileceği meta halini alırken, sermayeye yeni bir kâr kapısı açılmaktadır. Örneğin 99 yılında mal ticareti 5.460 trilyon dolar iken hizmet ticaretinin 1.340 trilyon dolar olarak gerçekleşmesi, bu alanın sermaye için önemini ortaya koymaktadır.
GATS ve eğitim
GATS çerçevesinde tam bir yağmaya açılan/açılacak olan eğitim sektörü anlaşmanın en önemli parçalarından biri. Dünya eğitim sektörü, yıllık 2 trilyon dolarlık bir pazar durumunda. 50 milyon öğretmen, 1 milyar öğrenci, yüzbinlerce eğitim kurumuyla eğitim sektörü, burjuvazi için oldukça iştah kabartıcı bir kâr alanı. Dünya toplam ticareti üzerinden dolaşıma giren tutarın 97 rakamlarıyla 5.47 trilyon dolar olduğu düşünülürse, eğitim üzerinden dolaşıma giren 2 trilyon doların çekiciliği kendiliğinden anlaşılır... (Ekim Gençliği, Nisan 02 )
Biz gençler için GATSın ilk elden ortaya koyduğu sonuç eğitimin paralılaştırılmasıdır. Türkiyede bunun en önemli adımlarından birisi de, hala meclis gündeminde bekleyen yeni YÖK yasa tasarısıdır. Bu yasa ile, üniversiteleri sermayenin kâr alanına çeviren saldırının hukuki temellerinin oluşturulması amaçlanmaktadır. Son dönemlerde rektörlerin bu konudaki saldırıyı hatırlatan çıkışları, konunun sermaye cephesinden önemini ve aciliyetini de göstermektedir.
GATS ve paralı eğitim saldırısında son gelişmeler
Ülkelerdeki ulusal düzenlemeleri ayrımcılığı ve engelleyici unsurları elimine edecek şekilde gözden geçirecek ve gelişecek önerileri hükümetlerine iletecek olan 146 üye ülkenin temsilcilerinin yürüttükleri çalışmalar sürmektedir. Bu ülkeler 4 Aralık 2002 günü Cenevrede GATSın genişletilmesi müzakereleri çerçevesinde tekrar bir araya geldiler.
Ulusal Düzenlemeler Çalışma Grubunun amacı, DTÖnün her iki yılda bir yapılan bakanlar düzeyindeki toplantısına kadar mümkün olan en fazla konuda anlaşma sağlamak.
Ülkeler serbest ticarete açtıkları ve açacakları alanları şimdiden bildirmişler, yani taahhüt etmişlerdir. Anlaşmaya göre hiçbir ülkenin yaptığı herhangi bir taahhüdü geri çekme hakkı bulunmamaktadır. Bu durumda taahhütlerin koşullarının belirlenmesi -ki şimdi bu yapılmaktadır- çok önem kazanmaktadır... İfadelere göre bu tartışmalar 2005 yılında sona erecek ve nihai karar 2005 yılında DTÖ Bakanlar Toplantısında verilecek ve DTÖye üye olan ülkelerin tümü, isteseler de istemeseler de, alınan kararlara uymak zorunda olacaklardır. (toplantıya katılan TMMOB temsilcisi).
Son toplantıda ABD eğitime dair taleplerini sundu. Tek tek ülkelerden talepleri oldukça uzun bir liste oluştururken, listeden en fazla Çin nasibini almıştı. ABDnin Türkiyeye dair talepleri ise kısaca şunlar: Yabancı öğretmenlerin yalnızca yabancı öğrencilere eğitim vermesini düzenleyen hüküm iptal edilecek ve GATS madde 1, 2 ve 3e uygun olarak yüksek öğretim ve iş ile ilgili eğitim ve yetişkin eğitimi piyasalarına giriş önündeki engellerin tümü kaldırılacak.
Paralı eğitime hayır!
Geniş bir alanı kapsayan saldırılar belli bir plan ve takvim dahilinde yürümektedir. Bütün bunlar bu saldırıların burjuvazi için ne ifade ettiğini ve bu konuda ne kadar kararlı olduğunu göstermektedir. Örneğin Antalyadaki su hizmetlerine dair verdiğimiz örnekte DB sözkonusu şirkete 100 milyon dolar kredi sağlamıştır. Aynı süreçte DB başkan yardımcılığından Kemal Derviş Türkiyede, AB ticaret komisyonerliğinden Sir Leon Brittan İngilterede, DTÖ eski başkanlığından Renato Roggerionun İtalyada ekonomiden sorumlu devlet bakanlıklarına gelmelerinin ayrı bir anlamı vardır.
Öğrenci gençlik olarak bu saldırıyı kendi cephemizden Paralı eğitime hayır! şiarı ile püskürtmek için mücadeleyi yükseltmeliyiz. Bu onların hesaplarının boşa çıkarılmasını sağlayacağı gibi, gençliğin mevzilerini güçlendirerek, sömürüsüz bir dünyaya doğru yürüyüşünü hızlandıracaktır.
|