|
Halkların kardeşliği ve mücadelesi,
emperyalistlerin oyununu bozacak!
ABD demokrasi, özgürlük ve benzeri yalanlar üzerinden dünya halklarına emperyalist savaş ve yıkımı dayatmaya devam ediyor. Zaten, 11 Eylül sonrasında ABD emperyalizmi saldırganlığını politika düzeyinde meşrulaştırdı. Son olarak Iraka yapılacak olası bir müdahalenin açıktan yürüyen ve uzayan pazarlıkları, ABDnin hala bu savaşı BM nezdinde dahi gerekçelendirememesi, bu pervasızlığın ve saldırğanlığın en net tablosudur.
Bu tabloyla birlikte dünya çapında gelişmekte olan yeni ve umut verici manzara ise dünya halklarının yükselen dayanışması, emperyalist savaş karşıtı mücadelesidir. Artık lafta bile hiçbir dayanağı kalmayan emperyalist vahşet, dünyanın birçok yerinde hakettiği cevabı -henüz yeterli toklukta olmasa da- almaya başlamıştır. Avrupanın değişik merkezlerinde sokaklara dökülen büyük insan kitleleri, Floransada yürüyen 1 milyonu aşkın kişi, ABDdeki gösteriler, Latin Amerika ve Asyanın farklı yerlerinde yükselen savaş karşıtı anti-emperyalist tepki, Filistinde sönmeyen direniş ateşi, dünya halklarının çürüyen emperyalist-kapitalist düzene karşı topyekûn cevabıdır.
Dünyanın iliğini sömüren kapitalistler, kendi ekonomik, jeopolitik, siyasi ve askeri çıkarları doğrultusunda hesaplarını yaparken; dünya halklarının bu barbarlığa vereceği en temel yanıt şu olacaktır: Sizin hesaplarınız, kârlarınız için kardeş bir halkı öldürmeyeceğiz, onların topraklarına ölmeye gitmeyeceğiz. Bize açlığı, yoksulluğu, hastalığı, eğitimsizliği yaşatan, bizi sömüren ve baskı uygulayan kardeş dünya halkları değil, sizsiniz. Siz, emperyalistler ve onların işbirlikçileri, biz dünya halklarının yegane ortak düşmanısınız. Biz, bütün bu baskı, sömürü ve sefaleti yaşayan dünya halkları olarak sizin bu kanlı oyununuza alet olmayacağız ve dahası bu oyunu bozacağız!
Ne var ki, dünya halklarının yükselen ve aciliyet içeren bu mücadelesinde herbir halka ve onun bireylerine düşen görev, kendi bulunduğu bölgede mücadeleyi örmek ve kendi ülkesinde emperyalistler ve işbirlikçileri ile hesaplaşmaktır. Özellikle sözkonusu ülke, Türkiye gibi, hem katliama uğrayacak olan halkın komşusu ve hem de bu katliamın bir parçası, bir piyonu olmaya hazırlanan bir ülke ise bu görev daha da önem kazanmaktadır. Bugün ABD ile kan pazarlığını açıktan yürütebilen Türkiyedeki sermaye sınıfına vereceğimiz tepki hayati önemdedir.
Biz gençler, yarın savaş çıktığında ABD saflarında Irak halkının kanına girmeye çağrılacak olanlarız. Bizi işsiz bırakan, haklarımızı gaspeden, okuma hakkımızı elimizden alan, bizi türlü araçlarla sömüren ve sömürmekte kararlı olan, kendini bu sömürü üzerinden vareden burjuvazi yeni bir oyun peşinde. Şimdi de bizi elimize tüfekleri tutuşturup Irak halkını öldürmeye ya da ölmeye yolluyorlar. Bizi, Kürt halkının kalan topraklarını da işgal etmeye, gerekirse onları da öldürmeye yolluyorlar. Yani, bizi kendi çıkarları için ölmeye ve öldürmeye yolluyorlar.
Yıllardır ambargo altında aç, ilaçsız kalmış yorgun düşmüş Irak halkı bizim düşmanımız değildir. Tam tersine bizim yegane çıkarımız, bu emperyalist-kapitalist barbarlığa, bu çürümüşlüğe karşı verilecek devrim mücadelesindedir. Ve Irak halkı bütün dünya halkları ile birlikte bu mücadeledeki gerçek müttefiğimizdir. Irak halkı ve bütün dünya halkları kardeştir.
Almanyada ve Ereğlide demiri oya gibi işleyen; baltık kıyılarında ve Karadeniz açıklarında ağları sulardan sabah vakti şarkılarla çeken; dünyanın dört bir yanında karıncalar gibi yapılar yükselten; İtalyanın bahçelerinde ya da Yunanistanın veya Giresunun dağlarında fındığa terini katanlar; yani dünyanın her yerinde hayatı yaratan, yaşayan ve paylaşan ve hepsinden önemlisi aynı sömürücü sınıfın egemenliği altında ezilen dünyanın bütün halkları kardeştir...
Bu kardeşliğin mayaladığı kavgamız emperyalistlerin oyunlarını bozacak, dünyayı her renkten çocuğu sallayan harikulade bir beşik haline getirecektir.
Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
|