Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
15 Ocak-15 Şubat
2003
Sayı: 57
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Savaşa karşı etkili bir direniş hattı örelim!
  AKP-YÖK çatışması...
  Yıkıcı emperyalist savaş ve gençlik
  Savaşa değil eğitime/emekçiye bütçe!
  Halkların kardeşliği ve mücadelesi emperyalistlerin oyununu bozacak!
  Rehavet değil devrimci çalışma!
  Ne cephede ne laboratuvarda!..
  YTÜ'de bir dönemin ardından...
  GATS ve paralı eğitim saldırısında son durum
  AB'nin eğitim projesi: Socrates ve gerçekler
  Tarihte gençliğin anti-emperyalist mücadelesi
  Gençlik hareketinin bir yılı
  Gençlik hareketinin sorunları...
  Gençlik hareketinde tasfiyecilik...
  ÖO direnişi yeni şehitlerle sürüyor...
  Nurbay Irmak'a özgürlük!
  Burjuvazinin tarihi: Provokasyanların tarihi!..
  MÜ'de politik faaliyetin zorlukları ve imkanları
  Eylemlerden...
  Dünyadan kısa kısa...
  Milli üniversite komutanı
  Trakya Üniversitesi'nde soruşturma terörü
  Mustafa Suphiler'in idealleri ve mücadelesini...
  Okur mektupları



 
 
Ne cephede ne laboratuvarda!..
Emperyalistler için savaşmayacağız!

Frederic, lise yaşamına paralı bir okul olan Lokanol Lisesi’nde başladı. 1. Dünya Savaşı’nda ağabeyini, kısa süre sonra da babasını kaybetmesi üzerine, parasız bir okul olan Lavosiyer Lisesi’ne geçti. Bu ileride seçeceği üniversiteyi de etkiledi. Fizikçi olmak istiyordu. Odasının duvarlarını Pierre ve Marie Curie’nin resimleri süslüyordu. Liseyi bitirince parasız birkaç üniversiteden biri olan Fizik ve Kimya Yüksekokulu’nu kazandı.

Bütün “üniversite dışında sermayeye hizmet et, daha iyi para kazanırsın” telkinlerine rağmen, üniversitede bilimle uğraşmayı tercih etti. Asistan olarak başladığı çalışmalarında 1935 yılında Nobel ödülünü alacak denli ilerledi.

Frederic aynı zamanda aydın olmanın sorumluluğuna sahipti. Anti-faşist Aydınlar Komitesi ve Sosyalist Parti üyesiydi. İspanya’da sürmekte olan savaşa karşı örgütlenen mücadelenin etkin çalışanıydı. Hatta Sosyalist Parti’den İspanya İç Savaşı konusunda gösterdiği atıllık yüzünden ayrıldı. Hitler Almanya’sının Çekoslovakya üzerindeki taleplerini kabul eden İngiliz ve Fransız hükümetlerine karşılık Aydınlar Komitesi’ne girdi. 1940’da Paris Almanya’nın eline geçtiği zaman Frederic, ABD’nin ve Almanya’nın atom silahı araştırmalarını yapan diğer bilim adamı(!) arkadaşlarının tersine, Fransız Komünist Partisi’nin çağrısına kulak verdi. Ve Naziler’e karşı ulusal cephenin örgütlenmesine katıldı. Üniversitedeki laboratuvarını da direnişçiler için molotof kokteyli, el bombası, telsiz vb. yapımında kullandı.

Bu yaşam, “Bilim adamının yurttaşlarını bilimin görevi hakkında aydınlatması, bilimin sermayenin kazancını arttırmak için değil, insanı özgürleştirmek için varolduğunu anlatması gerekir. Bu bilim adamının yurtseverlik görevidir...”, diyen Frederic Joliot-Curie’nin yaşamıdır. Bu yaşam, savaş karşıtı mücadeleyi onurluca taşımış bir bilim adamının yaşamıdır. Bu yaşam, eğitimin neo-liberal politikalarla metalaştırıldığı ve piyasanın arzına sunulduğu ve dolayısıyla öğretim elemanlarının da alınır-satılır hale getirildiği günümüzde alternatif bir bilim adamının yaşamıdır.

Bilim üreten kurumlar olma içeriğinden boşaltılan üniversiteler, gerçeklerin gizlendiği, binlerce kişinin ölümüne sebep olacak savaşların olumlandığı, işçilerin tuvalete gidişlerinin ne kadar sürdüğünün ve bunun maliyeti nasıl etkilediğinin araştırıldığı, F tipi hücrelerin mimari taslaklarının hazırlandığı gericilik odakları haline getirildiler. Öğretim elemanlarına da girilen yolun farkına varıp piyasadaki değişim değerlerini arttırma mücadelesi düşüyordu.

Son olarak da, hazırlanan yeni YÖK yasa tasarısındaki “araştırma profesörlüğü” maddesi, neo-liberal profesör tipolojisi evriminin son basamağı olacak. Yasayla birlikte üniversitelerin en iyi hocaları sermaye tarafından kiralanacak, bilimsel araştırmalarını sermaye adına yapacak ve sermayenin izni olmadan araştırma sonuçlarını topluma açıklayamayacak.

Bilimin tamamıyla sermayenin tekeline alınması demek olan yeni YÖK yasasına karşı verilecek “bilimsel eğitim” mücadelesi, eğitimin bütün bileşenleri tarafından yükseltilmelidir. Gençlik geçen yıl ortaya koyduğu eylemliliklerle yasayı meclisten geçirmeyeceğini gösterdi. Bu yıl gençliğin yanı sıra mücadelenin ailelerin, eğitim emekçilerin ve öğretim elemanlarının omuzlarına yüklediği sorumluluklar vardır.

Ama bugün kendisine “bilim adamı” sıfatını yakıştıranların tek görevi akademik özerklik ve bilimsel hürriyet için mücadele etmek değildir. Aksine tüm bunlar bilimle uğraşan insanların insanlığa “insana yakışır bir gelecek” tasarlamaları ve bunun için çaba harcamalarının önünü açmak içindir. Bugün bu geleceğin bombalar ve halkların kanıyla yok edilmeye çalışıldığı bir dönemde, bilim adamı, herşeyden önce savaşın sahiplerinin kendinden istediklerini reddetmeyi öğrenmelidir. Kendini, bilimi, geleceği savunmanın tek yolu, emperyalistlerin savaşına bomba hazırlamamak, savaş ekonomisti olmamak, savaşa asker yetiştirmemekten geçmektedir.

Frederic Joliot-Curie’nin yaşamı onurlu bir akademisyen aydının yaşamıdır. Onun Nazi işgaline karşı sergilediği direnişçi tutum, bugün de YÖK sultasına ve emperyalist haydutluğa karşı ortaya konulmalıdır, konulacaktır.

Z. Hayat



Marmara Üniversitesi öğrencilerinden
savaşa karşı kitlesel eylem

MÜ öğrencilerini biraraya getiren basın açıklaması, MÜ Göztepe Kampüsü yemekhanesi önünde başladı. Yaklaşık 400 öğrencinin katıldığı ve dört dilde “Savaşa hayır” yazılı pankartların taşındığı eylemde, “Irak’ta savaşa hayır!”, “Öldürme, öldürtme, vicdanını kirletme!”, “Katil Şaron, katil Bush!”, “Afganistan, Filistin, Çeçenistan, Halepçe, Irak... savaşa hayır”, “Zafer direnen halkların olacak!” sloganları atılarak dış kapının önüne kadar yüründü.

Yapılan basın açıklamasında sermayenin kendi sınıfsal çıkarı için toplumların kaynaklarını ve insanlarını acımasızca sömürdüğünü söyleyen öğrenciler, işgalci kapitalistlerin ve işbirlikçilerinin karşısında olduklarını belirttiler ve herkesi emperyalist savaşa karşı çıkmaya çağırdılar. Eylem sırasında, Özgür Hayat gazetesi muhabiri bir kişi göz altına alındı ve eylem sırasında çektiği fotoğraflara el konuldu.

Ekim Gençliği/Marmara Üniversitesi