İşçiler, emekçiler, kadınlar, gençler! Bugün artık savaş kapımıza dayanmış durumda. Emperyalist Amerika Ortadoğunun petrolünü kendi denetimine almak için Iraka saldıracak. Bunun için az çok haklı bir bahaneye bile ihtiyaç duymuyor. Askeri hazırlıklarını büyük bir hızla sürdüren Amerika, daha şimdiden Ortadoğunun bir çok ülkesini silah deposuna çevirdi. Kendisine boyun eğmeyen herkese savaş açan Amerikan emperyalizminin amacı Afganistandan sonra Irakı da kan gölüne çevirmek. Bu yolla Afganistanda olduğu gibi Irakta da kendisine bağlı kukla bir yönetim kurmak. Açık ki, Iraktan sonra başka ülkelere de saldırmayı, dünyayı tümüyle kendi denetimine almayı planlıyor. Herkes de biliyor ki bu emperyalist savaşın hedefinde Saddam değil Irak halkı var. Asıl büyük acıyı Saddam ya da bir başkası değil, Irak halkı yaşayacak. Çünkü Irak boydan boya işgal edilecek. Çünkü yüzbinlerce, milyonlarca Iraklı bu savaşta can verecek. Kardeşler! Bizi bu kanlı bataklığın içine çekmeye çalışıyorlar! Savaş hemen yanı başımızda. Ve bu savaşa karar verenler bizi de bu kanlı bataklığın içine çekmeye çalışıyorlar. Bu gerici, haksız savaşa Türkiyeli işçi ve emekçileri de alet etmek için uğraşıyorlar. Bu savaştan bizim hiçbir çıkarımız yok. Irak halkıyla hiçbir sorunumuz yok. Ama bizi bu gerici savaşın içine itmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Amerikalılarla Türkiyeyi yönetenler arasında uzun zamandır yürütülen kan pazarlıkları daha AKP hükümeti kurulmadan sonuçlandırıldı. Türkiye Amerikanın emrinde savaşa girmeyi kabul etti. Seçimler aynı zamanda bir savaş hükümeti kurabilmek için yapıldı. AKP hükümeti, bir savaş hükümeti olarak kuruldu. O yüzden AKP hükümetinin barış havarisi pozlarına bürünmesi kimseyi yanıltmamalı. Türkiye bu savaşa bulaşacak. Türkiye Amerikanın çıkarları için bu savaşa girecek. İMF kredilerinin bile Türkiyeye bunun için verildiğini herkes biliyor. Tek korktukları savaşa karşı halkın duyduğu tepki. Tek dertleri işçi ve emekçilerin savaşa karşı olması. Halkın tepkisinden korktukları için ne yapmak istediklerini açık açık söylemekten kaçıyorlar. Bu işe bir kılıf uydurmaya çalışıyorlar. Bu kılıfın Amerikanın da yardımlarıyla çok geçmeden yaratılacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Duruma göre, Musul ve Kerkük petrollerinde bizim de hakkımız var diyecekler. Kürt devleti kuruluyor, buna izin veremeyiz diyecekler. Biz kendi çıkarlarımızı ve topraklarımızı koruyoruz diyecekler. Ama bir şekilde bahanesini bulup Türkiyeyi bu savaş bataklığının içine sokacaklar. Kardeşler! Bu ülkenin savaş ve saldırı üssü yapılmasına izin vermeyelim! Bir taraftan barış havarisi pozlarına bürünüyorlar ama, yapılan savaş hazırlıkları gün gibi ortada. Türkiyedeki sermaye sınıfı Amerikanın yanında savaşa girersek ganimetten bize ne düşer diye hesaplar yapıyor. Hükümet Türkiyedeki tüm askeri üsleri, havaalanlarını ve limanları Amerikan ordusunun hizmetine sundu. Yani Iraktan önce Türkiye Amerikan askeri tarafından işgal edildi. Şu sıralarda Amerikalı uzmanlar Türkiyedeki üsleri, limanları savaşa hazır hale getirmek için yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Kendilerine kimse karışmıyor, bütün istekleri yerine getiriliyor. Türk ordusu Kuzey Iraka onbinlerce asker sevk etti. Sınırda savaş düzenine geçildi, birçok askeri birlik bu bölgeye kaydırıldı. Cephane ve yiyecek stokları arttırılıyor, bazı yedeklerin silah altına alınması için el altından hazırlıklar yapılıyor. Savaş hazırlığı içinde olan sadece Amerikalılar ve ordu değil. Amerikan uşağı sermaye basını bu gerici savaşı haklı göstermek, işçi ve emekçileri kandırmak için olanca gücüyle çaba gösteriyor. Türkiyenin bu savaşa mutlaka girmesi gerektiği üzerine yazılıp çiziliyor. Gazeteler, televizyonlar bizi insanlığımızdan utandıran yazılarla, konuşmalarla dolup taşıyor. Açık açık gerici savaş çığırtkanlığı yapılıyor. Oysa ki bu savaş Türkiyeli işçi ve emekçiler açısından da yıkım demek. Evlatlarımızın cepheye sürülmesi, bir hiç uğruna Irak halkıyla boğazlaşması, ölmesi ve öldürmesi demek. Savaş bahanesiyle ücretlerimizin düşürülmesi, işsizliğin artması, haklarımızın daha da budanması demek. Boynumuza takılan emperyalist kölelik zincirlerinin daha da sıkılması demek. Acı, gözyaşı, açlık ve yoksulluk demek. İşçiler, emekçiler! Bu savaşı ancak biz durdurabiliriz! Bu savaşı durdurmalıyız! Türkiyeli işçi ve emekçiler olarak çok büyük bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Çünkü bu savaşı sadece bir tek güç engelleyebilir; bu savaşı sadece biz engelleyebiliriz. Bu savaşı engellemenin tek yolu milyonlarca işçi ve emekçinin harekete geçmesidir. Örgütlenmesi ve sokaklara dökülmesidir. Halihazırda emperyalist savaşa karşı bir dizi eylem ve etkinlik yapılsa da bunlar çok yetersizdir. O nedenle vakit geçirmeden harekete geçmek gerekmektedir. Bugünden tezi yok, savaşa karşı olan her duyarlı işçi ve emekçi bu mücadele içinde yer almalı, kendi çevresini de örgütlemek için çaba göstermelidir. Eğer Ortadoğunun petrol uğruna yapılacak kanlı savaşlara sahne olmasını, milyonlarca insanın bu savaşlarda kırılmasını istemiyorsak; Eğer ülkemizin savaş bataklığına saplanmasını; ellerimizin Irak halkının kanına bulaşmasını istemiyorsak; Eğer emperyalizmin çıkarları için savaşa sürülmeyi, ölmeyi ve öldürmeyi kabul etmiyorsak, Eğer ülkemizin bu savaşta Amerikanın saldırı üssü olarak kullanılmasını, Iraktan önce Türkiyenin işgali olarak görüyor ve onaylamıyorsak; Ve eğer Amerikan askeri olmayacağız diyorsak, harekete geçelim! Her türlü yol ve yöntemi, örgütlenme ve eylem biçimini kullanarak gücümüzü ortaya koyalım! Ülkenin her yerini emperyalist savaşa karşı mücadele alanına çevirelim, emperyalist katilleri ülkemizden ve Ortadoğudan kovalım! Katil Amerika Ortadoğudan ve Türkiyeden defolsun! (Kızıl Bayrak Özel Sayısının metnidir...) |
|||||