Yayınımıza eleştiri ve öneriler
Dergimizin son sayısında da somutlaşan, gerekli gördüğüm birkaç eksikliği belirtmek istiyorum. Son sayıda çok fazla habere yer verilmiş. Kendimizden, Türkiyeden ve dünyadan haberler... Haber yazıları da genel olarak birbirlerine benziyorlar. Örneğin, ODTÜ ve Ankaradan gelen haberlerde, birkaç cümlesinin altını çizelim, geri kalanlar dolgu malzemesi gibi gözüküyor.
Derginin tarihsel konuların işlenmesinde de eksik kaldığını düşünüyorum. Örneğin son sayıda bir yazı YÖK yasa tasarısı sürecinden son gelişmeleri sunuyor. Yazıda Eylülün ikinci haftasından başlayıp son haftasına uzanan bir süreç anlatılıyor. Dergi elimize Ekimin üçüncü haftası geçiyor. Bunda elbette bizden kaynaklı yaşanan gecikmeler rol oynuyor.
Biraz daha öğrenci gençliğin ilgi alanlarını ya da onun yarı aydın kimliğinden kaynaklı (bunun da bu dönemde ne kadar kaldığı tartışılır) ihtiyaçlarını dikkate almalıyız. Çünkü insanlar okumuyorlar, merak etmiyorlar. Bu doğallığında yüzeyselliği ve birikimsizliği beraberinde getiriyor. Birçok haber ve gelişmeden bahsediyoruz, yeterli ilgiyi göstermiyorlar. Örneğin, dergi vermeye çalıştığım bir genç, Okuyacak birşey bulamıyorum o dergide diyor. Burada onun haklı olduğunu savunmuyorum elbette, çünkü bu doğru değil. Bu noktada şunu söylemek istiyorum. Tarihi dönemler, kişileri, olaylar vb. üzerinden kaleme alınan yazılar son derece önemli. Bu, yapmadığımız bir şey de değil. Bunu Lenin, Ekim Devrimi, Kasım Devrimi, Denizler üzerinden az çok yapıyoruz Ama biraz daha dikkat edbiliriz. Bu konuda son sayımız biraz eksik. Che üzerine yazılan yazının yeterli olmadığını düşünüyorum.
Bu konuda fikrimi açıklayabilecek güzel bir örnek var. Geçen yıl Eğitim alanında sosyalizmin kazanımları başlıklı bir yazı yazılmıştı. Yazı gerçek bir emek ürünüydü. Birçok çarpıcı, ideolojik olarak açıklayıcı veri ve bilgi içeriyordu. Bence bu tip yazılar tam da ihtiyacımız olan yazılar. Bu tür özgün ve bilgilendirici yazıların dikkat çekmesi diğer yazılara da farklı bir gözle bakılmasını sağlayacaktır. Zaten bizim amacımız da, insanlara mümkün olan en geniş alanlardan sosyalizmi anlatmak değil mi?
Bu konunun biraz daha anlaşılmasını sağlayacak örnekler: Engels, Marx, farklı kişilere ait biyografiler, Kürdistan (tarihi, kültürü, ulusal sorun), çevre sorunu, nükleer silahlanma, açlık vb...
Bu tarzda yazılardaki ısrarımın temelinde benim gözlemlediğim bir öğrenci kimliği yatıyor. Böyle bir öğrenci yok, iddiaların temelsiz derseniz doğrudur, yanılmış olabilirim, sonuçta bir bireyin gözlemleri olduğu oranda gözlemlerim geneli yansıtamayabilir. Ben yalnızca kendi cephemden algılayabildiğim oranda ortaya koyuyorum.
Yoldaşlar, bu dergi üzerine harcanan emeği bildikçe ve emeği kutsal sayan dünya görüşüm çerçevesinde böyle şeyleri eleştirmenin çok kolay olmadığını bildiğimi bilmenizi istiyorum. Bunlar benim konu üstüne düşünüp, az-çok vardığım sonuçlardır. Ve herşeyden önce beni bu yazıyı yazmaya iten, dergimizde son dönemde gözle görülür şekilde kaydedilen gelişmedir. Bu gelişmeye öneri ve eleştirilerim üzerinden de destek olmaya çalıştım.
Kolay gelsin... Yoldaşça sevgiler!
Kriz
Kriz girdi Türkiyeye
Millet başladı yemek yemeğe
Ye vatandaş ye bir daha bulamazsın
Kimselerin hakkı kimsede kalmasın
Girdi Türkiyeye kriz illeti
Ne illeti açlıktan öldürüyor milleti
Dayanın diyor milletvekilleri
Dayanacak hal mi kaldı ulan ensilesi!
İşçi emekçi yollara döküldü
Soğuktan milletin tırnakları söküldü
Böyle bir kriz nerede görüldü
Tayyip krizin başına çorap ördü
Dalavereciler dolandırıcılar yandı
Yöneticilerin gözleri mora boyandı
Kolay mı artık Türkiye uyandı
Artık ilerle Türkiye yeşil ışık yandı
İlkokul öğrencisi/Sefaköy
|