Yunanistan gençliğinin diktatörlüğün yıkılışını hızlandıran eylemi...
Politeknik Direnişi
Tarihinde birçok kanlı diktatörlük yaşamış olan Yunan halkı bu sene de, burjuva medyanın 17 Kasım terör örgütüne destek eylemleri vb. olarak lanse etme çabalarına karşı, vahşi Albaylar Cuntasının altedildiği tarih olan 17 Kasımı anti-emperyalist direnişin sembol günü olarak kutlayacak.
İç savaştan 17 Kasıma: Kanlı diktatörlük dönemi
Yunan halkının faşizme ve emperyalizme karşı mücadelesi 1940larda Mussolininin Almanyanın desteğini alarak Yunanistanı ilhakıyla başladı. Bu ilhak Yunan halkına tam bir felaket getirdi. Açlıktan ölenlerin sayısı 200 bini geçiyordu. Halkı sefalet içinde yaşatan işgalci yönetim zorunlu çalışma yasası çıkararak saldırılarını artırdı. Çalışma seferberliği tüm erkeklerin zorla çalıştırılmak üzere çalışma kamplarına, hatta yurtdışına gönderilmesi demekti. Yunanistan halkının bu saldırıya cevabı direniş oldu. 2. Dünya Savaşı boyunca işgal altındaki Avrupa ülkelerinden sadece Yunanistan Almanyaya işçi göndermemiş ve Sovyetler Birliğine karşı savaşacak Alman ordusuna asker vermemişti. Gerillaların ve halkın mücadelelerinin yükselmesi ve Almanların Polonyayı kaybederek yenilgiye uğramalarının ardından Yunanistan işgalci kuvvetleden arındırıldı. Fakat bu Yunanistanın bağımsızlığı anlamına gelmiyordu. İngiltere, başbakanlığa getirdiği Yorgo Papandreu eliyle ülkeyi fiilen işgal etti. İşgale, açlığa ve sömürüye karşı ayaklanan emekçi halkın direnişini bastıramayacağını anlayan işbirlikçi hükümet ekonomik ve askeri yardım için ABDye başvurdu. Dönemin devlet başkanı Truman komünist tehdidine karşı Yunanistanın oruma altına alınmasını önerdi ve ülke ABDnin tam denetimine girdi. ABD dizginsiz bir teröre başladı. Her tür grev yasaklanıyor, komünist olduklarından şüphe edilen kamu görevlilerine karşı geniş bir tasfiyeye girişiliyor, hapishanelerde yüzlerce komünist idam ediliyordu.
İç savaş sonrasında toplumsal çelişkiler daha da şiddetlendi. Emekçiler, iç savaş hükümlülerini serbest bırakan, eğitim reformunu yürürlüğe koyan ve ücretleri yükselten Yorgo Papandreuyu iktidara geçirdi. ABD yükselen halk hareketini bastırmada etkili olabilecek komünizm karşıtı bu hükümetten rahatsız değildi. Fakat tekelci burjuvazi eski hegemonyasını istiyordu. 21 Nisan 1967de ordu ile tekelci burjuvazi tarihe albaylar cuntası olarak geçecek kanlı diktatörlüklerini kurdular. Toplumun bütün ilerici güçlerine saldırıldı. Muhalefetin önde gelenleri ve komünistler bir kez daha yakalanarak adalara hapsedildiler. Sistematik işkence muhalefeti yok etti.
Dayanılmaz işkenceler ve emekçilerin ağırlaşan yaşam koşulları, toplumun her kesiminde olduğu gibi gençlik içinde de huzursuzlukların patlak vermesine yolaçtı. 1973-74te giderek ivme kazanan öğrenci muhalefeti Politeknik Üniversitesinin işgaliyle doruğa ulaştı.
Politeknik direnişi
Albaylar cuntasının zorla askere alma girişimini protesto eden gençlerin hareketliliği yükseliyordu. 15 Kasım 1973te illegal faaliyet yürüten Yunanistan Üniversiteli Öğrenciler Birliğinin öncülüğünde, öğrenciler Politeknik Üniversitesini işgal ettiler. Radyo yayını yoluyla yiyecek, ilaç vb. yardımı isteyen öğrenciler halkın büyük desteğini aldılar. İşgalin ertesi günü üniversite bahçesindeki öğrenci kitlesine ateş açarak onaltı öğrenciyi katleden polis, üniversite duvarlarını tanklarla yıkarak içeri girip yirmi öğrenciyi daha katletti. Devrimci öğrencilerin harekete geçmesiyle gelişen halk muhalefeti sokakta polisle çatışmalar halinde devam etti. Cuntaya karşı konuşma yapan her öğrenci vurulurken, mikrofonu yeni bir öğrenci alıyor, &uum;zerine çevrilmiş silahlara rağmen konuşmayı devam ettiriyordu. Politeknik direnişi sonucunda yetmişbeş öğrenci katledildi, yüzlerce öğrenci ve emekçi de yaralandı.
Politeknik okulu öğrencilerinin halk tarafından sahiplenilen direnişleri Yunan ordusu içinde ciddi bir kriz yarattı ve cuntanın yıkılışını hızlandırdı.
Politeknik direnişi Yunanistan gençliğinin tarihe düştüğü önemli bir işgal eylemidir.
|