Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Kasım 2003
Sayı: 66
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  YÖK Yasa Tasarısı'na karşı eyleme, boykota, Kızılay'a!
  6 Kasım gösterileri...
  Ankara sokaklarında militan direniş!
  İstanbul'da 6 Kasım eylemleri...
  Diğer üniversitelerde 6 Kasım...
  5 Kasım'da Kemal Gürüz'ün görev süresi doldu...
  Eyleme, boykota, direnişe...
  Irak bataklığında dibe doğru
  Kampanyamıza işçilerden destek!
  Kampanya çalışmalarımızdan....
  İstanbul Üniversitesi kampanya çalışması...
  Etkin bir pratikle faaliyetimiz sürüyor!.
  ODTÜ'nün arkası: Bir silah fabrikası....
  ODTÜ-İSEM sömürü üretiyor!.
  YÖK'e, tasarıya ve emperyalist işgale karşı görev başına!
  "Sosyal Konsey"
  25 Ekim "Cumhuriyeti kollama" yürüyüşü...
  Rektörlere ve darbe çığırtkanlarına karşı komünistler alanlardaydı!
  Yeni Ekimler'in partisi 5 yaşında!
  Parti gençliğin omuzlarında yükselecektir!
  İÜ'yü parti sloganları ile inlettik!
  Alman Kasım Devrimi
  Komünist Tartışmalar
  Filistin'e barıış ancak zaferle gelecek!
  Onuruyla direnen ülke: Küba
  Politeknik direnişi
  Şehir uyanacak bir gün...
  Yabancılaşmış hikayeler...
  Gökhan Birben'le söyleşi
  "Yaşamak güzel şey be kardeşim!"
  Ankara Gazi Lisesi'nden...
  Okur mektupları



 
 
Dünyada “bir hayalet dolaşıyor”:

“Komünizm Hayaleti”!

“Teori gridir dostum.
Oysa yemyeşildir hayat ağacı.”

Okurun kafasında, yapmaya çalışacağımız işle çelişki oluşturabileceğini göze alarak ve tam da bu nedenle, söze anlamlı olacağını düşünerek bir büyük ozanın ve yazarın, Alman düşünürü Goethe’nin, sözleriyle başlamayı uygun gördük. Gerçekleştirmeyi düşündüğümüz şudur: Tarihi sınıflar arasındaki mücadeleler ile izah eden; sınıflar arasındaki mücadelenin işçi sınıfının diktatörlüğüne varacağını bilimsel olarak ortaya koyan; tarihte kendi varlığını sonlandırmayı amaçlayan tek devlet olan proleterya diktatörlüğünün, hedefine ulaşması ile tüm sınıfların ortadan kalkacağını ilan eden Marksizmin bilimsel yöntemini kullanarak, dünyayı, Türkiye’yi, sınıflar arasındaki mücadelenin doruğuna ulaştığı devrim dönemlerini ve devrim topraklarını sosyalist devrimin ve işçi sınıfının komünist partisinin sorunlarını; kısaca, teorinin tüm sorunlarını alabildiğine geniş bir çerçevede ve marksist yazına sadık kalarak, ikincil, üçüncül kaynaklardan olabildiğince uzak durarak tartışmaktır.

İşte şimdi yukarıda sözettiğimiz çelişki ile hesaplaşabiliriz. Öncelikle, sözkonusu olanın bir çelişki değil, birbirini tamamlayan iki temel olgunun yanyana gelişi olduğunu ifade etmek gerekiyor. ‘Teori ve pratik’ten bahsediyoruz. Birbirinden ayırdığınızda hemen hiçbirşey ifade etmeyen bu iki sözcük arasındaki ilişkiyi “Devrimci teori, devrimci pratik içindir” cümlesinden daha iyi özetleyebilecek bir ikinci cümle bulmak mümkün değil kansındayız. Teori, kaba bir genelleme yapacak olursak; dünyayı yorumlayabilmemiz, tarihsel olayları algılayabilmemiz, yaşamı anlamlandırabilmemiz için bir kılavuz işlevi taşır. Ancak onu, yönlendiricisi olduğu pratikten ayırdığınızda, geriye kalanın boş bir entelektüel çaba olduğu da ortadadır. Zira, hiçbir yönlendiriciliğe sahip olmacayaksa, hayata hiçbir etkide bulunmayacaksa, ya da ‘değiştirme’ gibi bir kaygısı olmayacaksa ne gerek var teoriye?

Çubuğu biraz da diğer tarafa bükelim. Sonuçları ve nedenleri önden tasarlanmamış ya da herhangi bir öngörüye dayanmayan, hiçbir tartışmanın ürünü olmayan bir ‘pratik’ ne anlam ifade eder? Rastgele yapılan şeylerin başarıya ulaşma olasılığı, bir şans oyununda kazanma olasılığından ne daha az, ne daha fazla olacaktır. Pratik, ancak bir teorinin hayat bulması demek olduğunda gerçek anlamını bulacak, işlevsel olacaktır.

‘Sol’un teoriye olan ilgisi

İstisnalara haksızlık etmeyi de göze alarak, kendilerine solcu, sosyalist, komünist ya da devrimci diyenlerin marksist teoriye ilgisinin zayıf olduğunu söylemeliyiz. Böyle bir belirlemeyi yadırgayacak, ‘hayır öyle değil’ diyecek kimse ile şimdiye kadar karşılaşmadık. Teoriye ilgide kendini gösteren bu kötürümlüğün, sık sık bir ‘düzey’ tartışmasına neden olduğu herkesçe bilinen nesnel bir veridir.

‘90’ların başında Sovyetler Birliğinin ve Doğu Bloku ülkerinin yıkılmaları sonrasında başlatılan “Komünizm öldü” kampanyası tüm dünyada etkili olmuş, bütün marksistleri bu büyük gerici dalgaya göğüs germekle yükümlü kılmıştı. Ancak tarih, onun sonunu ilan edenleri çabuk mahçup etti. Zira aradan daha 10 yıl bile geçmeden tüm dünyada emperyalist-kapitalist dünya sistemine karşı güçlü eylemli tepkiler ortaya çıktı. 90’ların başında sonsuz bir ömür biçilen yeni dünya düzenini anlatan (siz ‘gölgeleyen’ okuyun) bir kavram olarak selamlanan “Küreselleşme”, bugün tüm dünya halklarının zihninde öfke ve nefret uyandırıyor. Bu kadar kısa bir zaman dilimi içerisinde, ölenin komünizm olmadığı, fakat sözde ‘yeni’ dünya düeninin, emperyalizmin uyduruk maskesi küreselleşmenin olduğu anlaşıldı.

Marksizm günceldir!

Emperyalist-kapitalist dünya sistemine yönelik giderek artan tepkiler ciddi bir alternatif arayışına yolaçtı. Bugün, böyle bir arayışın, kapitalizmin yegane alternatifi olan komünizme olan ilgiyi artırdığını, buna karşılık burjuvazinin yeni bir anti-komünist propagandaya giriştiğini görüyoruz. Şimdi bir kez daha dünyada ‘bir hayalet dolaşıyor; Komünizm hayaleti.’

Dünyayı yorumlamak, dahası onu değiştirmek için marksist yöntem. Marks’ı başka bazı filozoflardan ayrı kılan şey işte bu değiştirme arzusuydu. O “Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir.” (Feuerbach Üzerine Tezler; 11. tez, 1845) diyerek bilimsel yönteminin temel unsurlarından birini daha baştan ortaya koyuyordu.

Oluşturacağımız tartışma platformu yukarıdaki bakış açısı ile ele alınmalı. Tüm çalışmalarımız ‘değiştirmeye’ odaklanmalı ve katılımcılar buna yönelik adımlar atabildiği oranda kendini başarılı saymalıdır.

‘Komünist Tartışmalar’ nedir?

‘Komünist Tartışmalar’ bir tartışma platformudur. ‘Komünist Tartışmalar’ şimdilik iki ilde; Ankara ve İstanbul’da oluşturulmuş bulunuyor. ‘Komünist Tartışmalar’; Ankara’da ODTÜ, Beytepe Kampusu ve Cebeci Kampusunda çalışmalarına başlamıştır. Platformun adında bulunan ‘komünist’ sıfatı, ele alacağımız konuları nasıl bir yöntemle ve ideolojik yaklaşımla değerlendireceğimizi yeteri açıklıkla anlatıyor. Amacımız; az önce ifade ettiğimiz ‘teoriye olan ilgi sorunu’na bir çözüm bulabilmek, üniversitelerde sosyalist teorinin sorunları konusunda güçlü bir tartışma platformu, bir tartışma geleneği ve kültürü yaratabilmektir. Bu amaca ulaşabilmek herşeyden önce, çabamızın kendi muhataplarını bulması ve onları da bu tartışma platformun organik birer parçası haline getirebilmesi ile mümkündür.

‘Komünist Tartışmalar’ nasıl çalışır?

‘Komünist Tartışmalar’ın ele alacağı konular; daha önce açıkladığımız gibi teorinin tüm sorunlarıdır. Bu bakımdan kendisini sınırlamaz. Ancak yine de bir kriter konacaksa, bu; en geniş anlamı ile ‘pratik’in güncel ihtiyaçları olacaktır. Tartışma konuları, önden düzenlenecek herkese açık toplantılarla belirlenecektir. Bu toplantılarda oluşturulacak çalışma grupları ön gördükleri süre içerisinde tamamladıkları çalışmalarını, mümkün olduğunca geniş bir bileşime sunacak ve sunuşla birlikte sürdürülen tartışmalar bir forum biçimini alacaktır. Yani yapılan sunuş dinleyicilerden yapılacak katkılarla güçlenecek, olgunlaşacaktır.

Yöntem hususunda söylenmesi gereken son şey ‘tartışma kültürü’ne ilişkin. ‘Komünist Tartışmalar’ın temel amaçlarından biri de kolektif bir tartışma kültürü yaratmak olacaktır. Tartışmalar sırasında bu kültürü hep beraber yaratacak, olumsuz örnekleri hep beraber yok edeceğiz.

‘Komünist Tartışmalar’ın ilki

‘Komünist Tartışmalar’ın ilki “Ekim devrimi ve sosyalizmin sorunları” başlığını taşıyor. Gerek Ekim Devriminin 86. yıldönümünün kapımıza dayanmış olması, gerekse yıllardır çok ciddi tartışmalara ve ayrışmalara konu olan bir tarihsel kesiti yeniden ele alma ve tartışma isteği, bizi ilk tartışmanın konusunu “Ekim devrimi ve sosyalizmin sorunları” olarak belirlemeye itti. Konunun taşıdığı ağırlık, bizi ciddi bir hazırlık çalışması yapmaya zorunlu kıldı. Yararlandığımız kaynakların bir listesi daha sonra, incelememizin altbaşlıkları ve anahatları ile birlikte sizlere ulaşacaktır.

‘Komünist bir dünya için!’

Burjuvazi egemenliğini korumak için yalnızca örgütlü bir zor aygıtına değil, fakat aynı zamanda işçi sınıfı ve emekçi kesimlerin kafasını bulandırmak, kendi sefil çıkarlarının tüm toplumun çıkarları olduğu yanılsamasını yaratabilmek için güçlü bir ideolojik hegemonyaya da ihtiyaç duyar.

İşte bu nedenle ‘Komünist Tartışmalar’ komünist bir dünya mücadelesinde anlamlı bir yere oturur. Böyle bir çabayı anlamlı gören herkesi ‘Komünist Tartışmalar’ın bir parçası olmaya çağırıyoruz. Çağrımızı Komünist Manifesto’dan bir bölümle bitirmeyi uygun gördük;

“Komünistler, kendi görüşlerini ve amaçlarını gizlemeye tenezzül etmezler. Hedeflerine ancak tüm mevcut toplumsal koşulların zorla yıkılmasıyla ulaşılabileceğini açıkça ilân ediyorlar. Varsın egemen sınıflar bir komünist devrim korkusuyla titresinler. Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yok. Kazanacakları bir dünya var.”

Komünist Tartışmalar