Polisin saldırısı eylem kararlılığını kıramadı...
Ankara sokaklarında militan direniş!
YÖKü protesto etmek için Ankaradaki öğrenci gençlik, 6 Kasım günü Kızılaydaydı. Ortak eylem kararı alan devrimci ve ilerici öğrencileri Kızılay Meydanına çıkmak için Ziya Gökalp Caddesinde toplandılar. Eyleme Eğitim-Sen de katıldı.
Ankara gençliği geleceğine sahip çıktı
Diğer yapılarla eylem birliğine gitmeyen Öğrenci Koordinasyonu ortak eylem başlamadan az önce Kızılaya girmek istedi, ancak başarılı olamadı. Fakat bu sorumsuz tutumun ardından polis genel kitleye yönelik bir saldırı gerçekleştirdi ve öğrenci grupları henüz yeni toplanmışlarken polis saldırısı ile yüzyüze kaldılar. Koordinasyonun geri çekilmesinin ardından polis karşısında konumlarını koruyan öğrenci grupları sloganlarına devam ettiler. Burada en önde yer alan genç komünistler gaza ve polisin attığı taşlara rağmen yerlerinden geri çekilmediler.
Kızılay Meydanına girmekte kararlı olan kitle coşkulu bir şekilde yürümeye başladı. Ancak atılan gaz bombaları ve yürümeye çalışan kitlenin üzerine sıkılan tazyikli ve boyalı sular insanların sokak aralarına ve Koleje doğru kaçmalarına sebep oldu. Gaz bombalarına ve panzerlere karşı Gençliğin sözü söz! Irakta işgalci okulda müşteri olmayacağız! şiarının bulunduğu pankartını indirmeyen Ekim Gençliği, en önde durarak, kitlenin dağılmasını engellemeye ve yeniden toplanmasını sağlamaya çalıştı. Zaman zaman kitlenin bir kısmı toparlanıp yönünü Kızılaya çevirse de başarılı olamadı. Bir süre taş atmalar ve polislerle girilen sopalı arbedeler devam etti. Sokak aralarındaki yaralı öğrencilere de vahşice saldıran polis, burada yaklaşık on kişiyi gözaltına aldı. Çevik kuvvet polisleri ve sivil polisler kitleyi sürekli taşladılar ve birçok öğrencinin yaralanmasına neden oldular.
Kolej kavşağında bir toparlanma oldu. Ekim Gençliği pankartı panzerlerle burun buruna uzun süre açık tutuldu ve korundu. Bir süre sonra gençler Kolej kavşağını trafiğe kapatarak uzun süre sloganlar ve marşlar eşliğinde beklediler. Kızılay Meydanında yapılması tasarlanan basın açıklaması Ekim Gençliğinden bir arkadaş tarafından burada yapıldı. Bu noktaya gelen Eğitim-Sen temsilcileri de coşkuyla karşılandılar. Sami Evrenin ve Kaya Güvençin yaptığı kısa açıklamalarda, polisin bilime ve üniversiteye saldırdığı vurgulanarak, İçişleri Bakanlığının tutumu kınandı.
Daha sonra düzenli kortejler oluşturularak Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsüne kadar yürünerek eylem sürdürüldü. Kampüsün içine giren kitle coşkusundan hiçbir şey kaybetmemişti. Yine burada da YÖK, AKP ve işgal karşıtı sloganlar atıldı. Devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşunun ardından marşlar söylendi, halaylar çekildi. YÖKü kaldırana kadar mücadelenin süreceğini haykıran öğrenci gençlik eylemi burada noktaladı.
Eylemin bütünü gözönüne alındığında yaklaşık 1500 öğrencinin katılımından bahsedilebilir. Ancak bu katılım genelde parçalı olduğu için istenilen düzeyde bir güç ve etkiye dönüşemedi. Son eylem noktası olan Cebecide yaklaşık 600 öğrenci bulunmaktaydı.
Saldırının kınanması
Akşam ise Yüksel Caddesinde Emniyet Müdürlüğünün tavrını ve gözaltıları kınamak için bir basın açıklaması daha yapıldı. Basın açıklamasında gündüz yaşanan olayların sorumlusunun Ankara Emniyeti olduğu, gençliğin baskılara ve saldırılara karşı özgürlük için alanlara çıktığı söylendi. Gözaltındakilerin derhal serbest bırakılmaları talebi dile getirildi ve eylem de sona erdi. Bu eyleme de yaklaşık 700 kişi katıldı.
Genç komünistlerin coşku ve kararlılığı
Bazı grupların başına buyruk davrandığı ve eylem disiplininden koptuğunun gözlendiği eylemde, genç komünistler son derece başarılı bir sınav verdiler. Saldırılara karşı geri adım atmayan Ekim Gençliği, bu tutumuyla eylemde militan ve disiplinli bir duruş sergiledi. Tepeden tırnağa ıslanmış oldukları halde tüm yoldaşlarımızın eylem boyunca sergiledikleri kararlılık ve coşku, geleceğin kime ait olduğunu bir kez daha gösterdi. En ön sırada yer alan Ekim Gençliği, buradaki duruşuyla eylemde üzerine düşeni gerçekleştirdi.
Tüm saldırılara karşı yoldaşlarımızın eksilmeyen coşkusu, Cebeciye yürünürken atılan Parti sloganlarına, gözlerindeki parıltıya ve seslerindeki gürlüğe de yansıdı. Burada bir yoldaşımızın Ekim Devriminin ve partimizin kuruluş yıldönümüne dair yaptığı kısa konuşmanın ardından Cebeci sokakları partimizin adıyla yankılandı.
Bu 6 Kasım gençliğin son eylemi değildir. Gençlik saldırılara nasıl karşı konulacağını göstermiştir. YÖK Yasa Tasarısı da böyle karşılanmalıdır, karşılanacaktır.
Sağlık emekçileri 5 Kasımda iş bıraktı!
Savaşa değil, sağlığa bütçe!
Herkese eşit, ücretsiz sağlık ve özlük haklarında iyileştirilme talebiyle 5 Kasım günü iş bırakan sağlık emekçileri ve hekimler Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinde bir günlüğüne sağlık hizmeti vermediler. Medyada çıkan tüm karalamalara ve Sağlık Bakanının eylemi marjinal bir eylem gibi gösterme çabalarına karşılık Dokuz Eylül Üniversitesinde eylem oldukça geniş katılımlı ve başarılı bir şekilde gerçekleşti.
Sabahın erken saatlerinden itibaren poliklinikler önünde toplanan sağlık emekçileri ve hekimlere Sağlık Kampüsü Öğrencileri olarak bizler de destek verdik. SESin bildirilerini dağıtıp, karanfiller verdiğimiz hastalarla konuşarak, eylemin gerekçelerini açıkladık. Konuştuğumuz insanların çoğu eylemi haklı bulduklarını ifade ettiler.
Daha sonra Konak SES binası önünde toplanılarak buradan İzmir İl Sağlık Müdürlüğüne kadar yüründü. Eylemde Savaşa değil, sağlığa bütçe!, Herkese eşit, parasız sağlık!, Sözleşmeli sağlıkçı olmayacağız! sloganları atıldı. Burada yapılan basın açıklamasından sonra tekrar Dokuz Eylül Üniversite Hastanesine gelinerek poliklinikler önünde yaklaşık 400 kişinin katıldığı bir basın açıklaması daha yapıldı. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!, Hastaneler halkındır satılamaz! sloganlarının atıldığı eyleme öğrencilerin katılımı oldukça anlamlıydı.
DEÜden Ekim Gençliği okurları
|