Azor Zirvesinin gösterdikleri...
Emperyalist savaş tüm halkları tehdit ediyor
Bush, Blair ve Aznarın katılımı ile Azor adalarında gerçekleşen zirve, dünya basınında uluslararası hukuk ve diplomasiye meydan okuma olarak değerlendirildi. ABD emperyalizmi bu zirve ile, hiçbir kural tanımayan ve Irak halkı şahsında dünya halklarına yönelen uzun süreli savaşı bir kez daha açıkça ilan etti.
Diplomatik alanda fiyasko, Azor Zirvesinden tehdit
Bush ve silah, petrol tekellerinin temsilcilerinden oluşan ekibi iktidara geldikleri andan itibaren uluslararası anlaşma ve kuralları kurtulunması gereken ayak bağları olarak gördüler. Önceki yönetimler tarafından imzalanan çevrenin korunması, silahlanmanın sınırlandırılması vb. ile ilgili anlaşmalar tek taraflı olarak geçersiz sayıldı. Dünyada en çok suç işleyenler dünyanın değişik bölgelerinde bulunan işgalci Amerikan askerleri olduğu için uluslararası mahkemenin kurulması engellenmeye çalışıldı. Kısacası, sahip olduğu askeri üstünlük ile ABD, tam bir haydut gibi davranmayı temel politika haline getirdi.
Sovyetler Birliğinin çöküşünden sonra BMyi tam bir paravan örgüt olarak kullanan ABD, gelinen aşamada diğer emperyalist ülkeleri saldırgan politikasının destekçileri olarak kullanma gücünü yitirmiş bulunuyor. ABD emperyalizminin dünya ölçüsünde tam egemenlik kurma çabası karşısında kendi çıkarlarını korumak için uğraşan diğer emperyalist odaklar, dünya halklarının emperyalist savaşa karşı yükselttiği mücadelenin de basıncı ile haydutbaşı Bush ve ekibini diplomatik alanda köşeye sıkıştırdı. ABD tüm girişimlere rağmen istediği kararı BM Güvenlik Konseyinden çıkartamadı. Aslında BMyi ciddiye aldığı için değil, kendi iradesini diğer güçlere dayatmak ve emperyalist paylaşım savaşına meşru bir görünüm sağlamak için BM kararına ihtiya¸ duyan ABD, bu hedeflerine ulaşamayacağını anlayınca hiçbir kural tanımayacağını açıktan ilan etti.
Saddam Hüseyin yönetiminin BM kararlarını reddederek dünyayı tehdit ettiği iddia edilerek Iraka saldırı hazırlığına başlanmıştı. BMyi ve uluslararası her türden anlaşma ve kuralı kabaca reddeden, bununla yetinmeyip BMyi doğrudan tehdit eden, ona meydan okuyan Azor Zirvesinde de bu aynı iddialar tekrarlandı. Bush, zirvede Iraka saldırı kararının çıkarılmasını kastederek, umarım BM görevini yapar diyor, ama aynı Bush, Güvenlik Konseyinin kararı ne olursa olsun Iraka karşı askeri harekata girişeceklerini de ekliyordu. BM, artık ya ABDnin emrine kayıtsız şartsız bir şekilde girecek ya da işlevsizleşecek. Ancak bu küstahlık ve kibir Bush ve savaş çetesini amacına ulaştıramadı. ABD-İngiliz savaş koalisyonu tarafından Güvenlik Konseyine sunulan Iraka karşı savaşı başlatma kararı, destek bulamadığı için oylanmadan geri çekilmek orunda kaldı. Böylece ABD emperyalizmi, 91 Körfez Savaşında onlarca ülkeyi peşinden sürükleyerek Iraka saldırmışken, bu kez bunu başaramadı. Azor Zirvesi ile gayri meşruluğunu resmen tescil etmek zorunda kaldı.
Emperyalist güçler arası çelişkiler yeni bir boyut kazandı
Diplomatik alanda umduğunu bulamayan emperyalist savaş kundakçıları, diplomasinin bittiğini, Güvenlik Konseyinden savaş kararı çıkarmada başarısızlığa uğradıklarını ilan ettiler. Bu sonucun ortaya çıkmasında temel rolü Fransa-Almanya ve Rusya oynadı. Bu güçler ABDnin tüm baskı-tehdit ve şantajlarına rağmen savaş karşıtı tutumlarını korudular.
Savaş koalisyonu savaşı başlatmak için çırpınırken Fransa, Rusya ve Almanya Güvenlik Konseyine Irakın silahsızlanması için 30 günlük bir süre tanınmasını istediler. Bu koşullarda gündeme gelecek bir savaş kararını veto edeceklerini açık bir şekilde ilan ettiler. Bu tutum ABDye açıktan muhalefet anlamına geliyor. Azordan yapılan açıklamalarla ilgili olarak Rusya Dişişleri Bakanı Igor Ivanov, Iraka karşı güç kullanmanın yasallık dahil zemini olmadığına inanıyoruz. Atıf yapılan 1441 sayılı karar, kimseye otomatik güç kullanma hakkı vermiyor derken, Fransız meslektaşı Dominique de Villepin Fransa haklılığı olmayan ve bölgeyle dünya için ciddi sonuçları olacak karardan üzüntü duyar. Uluslararası toplumun açıkça dile getirdiği dileğine karşın, ABD, Britanya ve İspanya güç kullanmakta karrlı. Ama konseyin çoğu Irakın denetimle silahsızlandırılmasını tercih ediyor sözleriyle tepki gösterdiler. Çin de Rusya, Fransa ve Almanya tarafından alınan tutuma destek verdi.
11 Eylül saldırıları sonrasında güçlü bir terör karşıtı ittifak görüntüsü veren emperyalist güçler, bu aldatıcı mizanseni kısa sürede bir kenara atmak zorunda kaldılar. Bu gelişmeler, emperyalist güçler arası çelişki ve çatışmaların yeni boyutlar kazanacağı bir sürece girildiğinin somut göstergeleri oldu. İkinci emperyalist paylaşım savaşı sonrası ABD emperyalizminin kurduğu hegemonya artık ciddi bir çatırdama sürecine girmiş bulunuyor.
Emperyalist savaşın hedefi emekçi halklar
Usame Bin Ladin-Irak bağlantısı, BM kararlarının Irak yönetimi tarafından ihlali, kitle imha silahlarının varlığı vb. Iraka saldırmak için ileri sürülen tüm sözde gerekçeler artık gündemin dışına düşmüş bulunuyor. Savaş koalisyonu tarafından Saddam Hüseyin ve çevresine Irakı terketmeleri yönünde verilen ültimatomun da savaşsız bir çözümle ilgisi yoktu. Beyaz Saray sözcüsü Ari Fleischer basına yaptığı açıklamada, Saddam gitse de, ittifak kuvvetleri Iraka girecek sözleriyle gerçek niyeti ortaya koymuştu. Emperyalist petrol tekelleri Irak petrolünü ele geçirmek için sabırsızlanırken, silah tekelleri de yeni silahların bir an önce Irak halkı üzerinde denenmesini bekliyordu.
ABDnin kirli savaşı başladı. Irak halkından başlayarak bölgenin tüm emekçi halklarını ve dünya halklarını hedef alan bu kuralsız savaş yaygın kitlesel gösterilerle lanetleniyor. Ancak tüm kitleselliğine rağmen, karşı direniş cephesi henüz emperyalist zorbaları durduracak güce sahip değil. Halklara gerekli olan; merkezinde Ortadoğu işçi ve emekçileri bulunan, ama aynı zamanda dünyadaki tüm anti-emperyalist savaş karşıtı güçlerle güçlü bir enternasyonal dayanışmayı örebilen kitlesel, militan ve uzun soluklu bir mücadeledir.
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformundan çağrı...
Emperyalist yıkım savaşına karşı direnelim!
Dizginlerinden boşalan ABD emperyalizmi uşaklarını da yanına alarak Afganistandan sonra Irakı da yerle bir etmek için harekete geçti. Emperyalist savaş makinesi ölüm kusuyor. Dünden bu yana Irak halkının üzerine yüzlerce füze ve tonlarca bomba yağdırıldı. Gün geçtikçe Yarın katliamların ve vahşetin boyutları daha da artacak.
Bu savaşın Irakın sahip olduğu petrol yataklarına el koymak, Ortadoğuya emperyalizmin çıkarları doğrultusunda şekil vermek için tezgahlandığını bütün dünya biliyor. Fakat bu açık gerçek orta yerde dururken emperyalist haydutlar tam bir utanmazlık örneği sergileyerek saldırı operasyonunun adını Iraka özgürlük harekatı koyma arsızlığını gösteriyorlar.
İşçiler, emekçiler, gençler!
Yalnızca Irak halkı değil, dünyanın bütün mazlum halkları, bütün işçi ve emekçiler de emperyalist saldırıların hedef tahtasındadır. Emperyalizm yalnızca katil ordularıyla değil, uyguladığı sömürü ve soygun pogramlarıyla; özelleştirmesiyle, esnek üretim uygulamasıyla, sefalet politikasıyla da yıkım ve zulüm üretiyor. Bunun bilincinde olan halklar ve emekçiler aylardan beridir Iraka dönük saldırganlığa engel olmak için milyonların katıldığı eylemler düzenliyorlar.
Irak halkı emperyalist saldırı altında, kitlesel kıyım ve yıkımlarla yüzyüzedir. Gelinen yerde emperyalist saldırganlığa karşı mücadeleyi yükseltmek; daha militan, daha etkili eylem biçimleriyle Irak halkıyla dayanışmayı yükseltmek ertelenemez bir sorumluluktur. İşbirlikçi sermaye iktidarının bu saldırıda emperyalist canilerin yanında yer alması, ülkemizi boydan boya emperyalizmin saldırı üssü haline getirmesi sorumluluklarımızı bir kat daha arttırmaktadır. Sessiz kalmak bu katlima suç ortaklığı demektir. Bu suça ortak olmayalım!
Tüm işçi ve emekçilere sesleniyoruz!
Emperyalizm varoldukça, en temel hak ve özgürlüklerimiz, geleceğimiz ve yaşam hakkımız tehdit altında olacaktır. Kapitalist sömürü düzeni sürdükçe savaşlar ve yıkımlar yeryüzünden eksik olmayacaktır. Emperyalist barbarlığa, kapitalist sömürüye son verelim! Halkların boğazlanmasına sessiz kalmayalım! Dünyanın her yanında sesini yükselten milyonlarca kardeşimizle birlikte harekete geçelim! Grevlerle, sokak gösterileriyle, boykotlarla, işgallerle bu saldırganlığa karşı mücadeleyi yükseltelim! Bu savaşı durduralım, kapitalist barbarlık düzenine son vermek için ayağa kalkalım!
Iraka dönük saldırılar durdurulsun!
Katil ABD Ortadoğudan defolsun!
Tüm ABD ve NATO üsleri kapatılsın!
Kahrolsun işbirlikçi sermaye iktidarı!
Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!
Kahrolsun emperyalizm, yaşasın sosyalizm!
|