25 Ekim'03
Sayı: 2003 (05)


  Kızıl Bayrak'tan
  Sermaye devletinin ipleri tümüyle emperyalistlerin elindedir!
  80. yılında burjuva cumhuriyetinin kararan portresi
  Biz sömürüldükçe semiriyor, öldükçe sevinç çığlıkları atıyorlar...
  KADEK'in tasfiyesi ve Irak'ta istenmeyen gelişmelerin engellenmesi
  İşbirlikçi uşak takımının acizliği
  CHP'nin sahte savaş karşıtlığı...
  Irak halkının emperyalist işgale karşı haklı direnişi büyüyor
  Savaş karşıtı eylemlerden...
  Onursuz uşak takımının maskesi düştü
  İşçi hareketliliğinin sorunları ve sınıf devrimcilerinin sorumlulukları
  Bıçak kemiğe dayandı..
  Sınıf hareketinden...
  Ekim Gençliği'nden...
  Dünya, Türkiye ve sol hareket/2
  Gençlik taze bir solukla yüklenecek, oyunları bozacak!
  Gençlik eylem ve etkinliklerinden...
  Yıkım ve vahşete onay verildi!
  Dizginlerinden boşanan siyanist vahşet Filistin direnişini ezemeyecek!
  Azerbaycan: Kapitalist restorasyonun vardığı nokta...
  Bolivya'da emekçi direnişinin gücü...
  Dünyada sınıf hareketi...
  Tekstil işçisi olmak!
  Büyük ünlü uyumu!
  Hızlanarak sürüklenirken
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Asya’da onbinler Bush’u protesto etti

20 Ekim’de Tayland’ın başkenti Bangkok’ta gerçekleşen ve ABD, Japonya, Çin, Kanada, Avustralya ve Rusya ile birlikte toplam 21 ülkenin üye olduğu APEC (Asya-Pasifik Ekonomi İşbirliği) toplantısında ABD’nin dayatması ile gündem dışı kararlar alındı. Toplantı, kuruluş nedeni olan ekonomik sorunları ikinci planda bırakarak 22 Ekim’de sona erdi.

Bush toplantı öncesi başladığı Asya gezisinde, ziyaret ettiği ülke başbakanlarından “teröre karşı mücadele”ye ve Irak politikasına destek istedi. Bush ‘89 yılında kurulan ve sınırları içerisinde toplam 2.5 milyor insanın yaşadığı, dünya gelirinin ve dünya ticaret hacminin yarısına sahip olan APEC toplantısında gündemi değiştirmeyi başardı. Kendi emperyalist çıkarlarına denk düşen konuları önplana çıkarttı. Serbest ticaret gibi tamamen ekonomik bir hedefi olan APEC toplantısında üye ülkeler ilk defa “terörizme karşı mücadele” ve Irak politikası gibi konuları ele aldılar.

Toplantı öncesi Asya turuna çıkan Bush, Filipinler’de yaptığı görüşmelerde, “terörizme karşı” mücadelede bu ülkenin yanında olduklarını, gösterdikleri başarılardan dolayı kendilerini kutladığını ve Filipin hükümetine Irak konusunda desteklerinden dolayı teşekkür ettiğini açıkladı. Filipinler’in güneyinde bağımsız bir islami devlet için mücadele eden Ebu Seyyaf örgütü ile El Kaide arasında bağlantı kuran Bush, Filipin hükümetini bu örgüte karşı gerçekleştireceği operasyonda 800 asker ile destekleyeceğini söyledi. Filipin Başbakanı Arroyo 6 Ekim’de ABD hükümetinden ordusunu modernize etmek için destek talep etmiş ve ilk etapta 30 askeri helikopter ve 30 bin M-16 istemişti.

Irak’ta batağa saplanan ABD emperyalizmi çareyi katıldığı forumlarda destek aramakta buluyor. ABD’nin Irak’ta yaşadığı sorunları, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, üst düzey yöneticilerine gönderdiği ve çarşamba günü USA Today’de yayınlanan mektubunda açıkça ifade ediyor. Masraflar ve faydaların birbirine denk düşmediğini ifade eden Rumsfeld, kendilerinin milyarlar harcamalarına karşın “terör örgütlerinin” yalnızca birkaç milyon harcadığını, buna rağmen kendilerinin başarısız kaldığını yazıyor.

Bush’un APEC toplantısı öncesi gerçekleştirdiği tüm ziyaretler ve APEC toplantısı, onbinlerin karşı gösterileri ile karşılandı. Filipinler’e gerçekleştirdiği ziyaret sırasında çok sayıda ABD bayrağı yakıldı ve başkanlık konvoyu yoğun gösteriler yüzünden yaklaşık bir saat hareket edemez hale geldi.

Tayland’daki APEC toplantısı da yoğun güvenlik önlemleri ve onbinlerin karşı gösterisi eşliğinde gerçekleşti.



Ford tekeli 2006 yılına dek 50 bin işçiyi
atmayı planıyor...

Ford’da işçi kıyımı

Dünyanın en zengin ve sermaye birikiminin en yoğun olduğu Avrupa’da da işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları giderek geri ülkelerinkine benzemeye başlıyor. Sosyal saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Yoksul ülkelerdeki gibi tam bir kabusa dönüşen saldırılardan biri de işsizlik saldırısı. Sözde işsizliği önlemek ve işyerlerini korumak adına bir çok hak gaspedildiği halde, peşpeşe işyerleri kapatılıyor, işsizlik daha da artıyor. Yalnızca küçük işyerleri değil kimi büyük işletmeler de kapatılıyor. Ya ucuz işgücünü yoğun biçimde sömürmek amacıyla geri ülkelere taşınıyor ya da binlerce işçinin işine son verilerek küçültülüyor!

Son dönemde saldırıların hedefi haline getirilen büyük işletmelerden biri de Avrupa’nın pek çok yerinde üretimde bulunan Ford’dur. Dünyanın ikinci büyük otomobil tekeli Ford, başta Almanya’nın Köln ve Belçika’nın Genk kentindeki kompleks olmak üzere, binlerce işçiyi işten atmaya hazırlanıyor. Köln Ford’da resmi açıklamaya göre 1.700 gerçekte ise 3.600 işçinin, Genk’te ise 3 bin işçinin işten atılması kesinleşmiş durumda. Sırada Ford’un diğer ülkelerdeki üniteleri var. 2006 yılında tamamlanması düşünülen bu saldırı ile 6 milyon Euro civarında bir tasarruf bekleniyor ve toplam 50 bin işçinin atılması planlanmış bulunuluyor.

İlk saldırı Köln Ford’da gündeme geldi, ama anlamlı bir tepki sergilenemedi. Asıl saldırı ise Belçika’nın Genk kentindeki ünitesine yöneldi. Genk Ford işçileri bu saldırıya anında direnişle karşılık verdiler. Yolları kapayıp fabrikaya girişi engellediler. Kapıları kapatıp fabrikayı adeta işgal ettiler. Ateşler yakıp kısa süreli de olsa militan bir grev örgütlediler. Bu nedenle Genk’li işçilerin eylemi etkili oldu. Başka yerlere kötü örnek olmasından duyulan korku ile anında kuşatmaya geçildi. Genk Ford işçileri grevi kendi iradeleriyle, sonradan devam kararlılığıyla sona erdirmişlerdi, ama buna rağmen Ford’dan sermaye uşağı bir sendika temsilcisi alelacele Genk’e gönderildi.

Başta sendika üst yöneticileri olmak üzere sözde işçi temsilcileri işverenden aldıkları talimat gereği Ford işçilerini gönüllü çıkış için ikna etmeye çalışıyorlar. İşveren temsilcisi geçtiğimiz günlerde Köln Ford’da yapılan bir toplantıda açıkça, “bizi zora başvurmaya zorlanayın, gönüllü çıkış için anlaşalım” diyerek aba altında sopa da gösterdi.

Sözde dolgun bir tazminat karşılığı önerilen bu gönüllü çıkış gerçekte tam bir aldatmaca. Bu yolla işçinin eline iddia edildiği gibi yüklü bir miktar geçmeyecek. Bu paranın bir bölümü “işsizlik fonu”na ayrılıyor, bir bölümü vergilendirme yoluyla hortumlanıyor, geriye çok cüzi bir miktar kalıyor. Köln Ford işçileri de bunu biliyorlar, ama anlamlı bir tepki ortaya koymuyorlar. Tedirgin ve sessiz bir bekleyiş var Köln Ford’da.

İçerden ve dışardan karşılaştığı güçlüklere, anlamlı bir dayanışmadan yoksunluğa rağmen, Genk Ford işçileri saldırılara çeşitli eylemlerle karşılık vermeyi planlıyorlar. Kimi işçiler, üretimi sürdürme ama üretilen parçaları diğer ünitelere vermeyip zincirleme olarak üretimi aksatmayı bir eylem biçimi olarak öneriyorlar. Fakat asıl gerekli olan, diğer bölüklerden anlamlı bir dayanışmanın örgütlenmesi. Bunun, saldırının durdurulması bakımından hem zorunlu ve hem de acil olduğu dile getiriliyor.

Genk Ford işçilerinin direnişi etkili bir dayanışmayı hak ediyor. Genk’li işçilerin kazanması tüm Ford işçilerinin, genelde de sınıfın kazanması anlamına gelecek.

BİR-KAR çalışanları/Köln



Venezuela’da yeni sendikal örgütlenme

Yılın başında karşı-devrimci muhalefetin sabotaj ve saldırıları nedeniyle Venezuela’da petrol sanayii yer yer çökme noktasına gelmişti. Bu nedenle Chavez yönetimi aktif bir saldırı politikası gündeme getirdi.

Ayaklanmanın yıldönümü olan 11 Nisan’da Venezuela’da uluslararası dayanışmanın sergilendiği büyük bir toplantı gerçekleştirildi. Avrupa’nın birçok ülkesinden sendikaların, sol kişi ve partilerin yanı sıra, özellikle Latin Amerika’nın değişik ülkelerinden muhalefet temsilcileri toplantıya katıldılar.

Bu toplantının ardından iki kapsamlı sosyal inisiyatif uygulanmaya konuldu. Resmi kayıtlı bir milyon okuma-yazma bilmeyen kişinin okuma-yazma kampanyasına tabi tutulması ve Kübalı doktorların da katılımıyla oluşturulan, başkent Caracas ve diğer kentlerin yoksul bölgelerine yönelik kapsamlı sağlık kampanyası...

Bu yılın Ağustos ayında ise yeni sendika merkezi UNT’nin açılışı resmi olarak kamuoyuna duyuruldu. Yeni sendika, oligarşinin iktidar aracı olan sendika federasyonu CTV’nin işçiler üzerindeki etkisini kırmayı ve Chavez’in işçiler içindeki gücünü pekiştirmeyi amaçlıyor.

Yeni sendika federasyonu UNT dokuz sendika ve meslek örgütü tarafından kuruldu. Yeni federasyonda petrol işçileri sendikaları yeralıyor. Burada örgütlenen petrol işçileri oligarşik kastın ve satılmış sendika yönetiminin darbe girişimlerine karşı çıkmış, üretimin belli ölçülerde devam etmesi için kontrolü ellerinde tutmayı başarmışlardı. UNT’nin kurulmasından kısa bir süre sonra, katılan sendika sayısı 1.500’ün üzerinde oldu. Üye sayısı ise şimdiden bir milyonu aşmış bulunuyor. Yani satılık sendika federasyonu CTV’nin üye sayısından kat kat fazla.

Oligarşik muhalefet ise Chavez’i düşürmek için faaliyetlerini sürdürüyor. Nisan 2002 darbe girişiminin yenilgiyle sonuçlanmasının ardından petrol üretimini durdurmaya girişmiş, bu boykot Venezuela’yı günde 90 milyon dolar kayba uğratmıştı. Karşı-devrimciler şimdi de, eski “demokratik anayasaya” göre başkanın sadece bir kez yönetimde kalabileceğini savunarak, bunun için bir referandum kampanyası oyununa başvurdular. Ekim ayı içinde yapılacak referandum için 2 milyonun üzerinde imza toplamayı hedefliyorlar. Bunun için özellikle medya gücü bütün çirkefliğiyle harekete geçmiş bulunuyor.

Bu referandum girişiminden bağımsız olarak, 2004 yılı Chavez için en zor yıl olacak. Seçimler gündeme alınmış bulunuyor. Medyanın karşı-devrimci gücünün kitleler üzerinde ne ölçüde etkili olacağı, iktidarın kitleleleri örgütlemesine bağlı. Bu bakımından Chavez bugün daha güçlü konumda. Fakat oligarşik kast, bölge gericiliği ve ABD emperyalizmi bütün olanaklarını devreye sokarak, Chavez yönetimine son vermeyi hedefliyor.