25 Ekim'03
Sayı: 2003 (05)


  Kızıl Bayrak'tan
  Sermaye devletinin ipleri tümüyle emperyalistlerin elindedir!
  80. yılında burjuva cumhuriyetinin kararan portresi
  Biz sömürüldükçe semiriyor, öldükçe sevinç çığlıkları atıyorlar...
  KADEK'in tasfiyesi ve Irak'ta istenmeyen gelişmelerin engellenmesi
  İşbirlikçi uşak takımının acizliği
  CHP'nin sahte savaş karşıtlığı...
  Irak halkının emperyalist işgale karşı haklı direnişi büyüyor
  Savaş karşıtı eylemlerden...
  Onursuz uşak takımının maskesi düştü
  İşçi hareketliliğinin sorunları ve sınıf devrimcilerinin sorumlulukları
  Bıçak kemiğe dayandı..
  Sınıf hareketinden...
  Ekim Gençliği'nden...
  Dünya, Türkiye ve sol hareket/2
  Gençlik taze bir solukla yüklenecek, oyunları bozacak!
  Gençlik eylem ve etkinliklerinden...
  Yıkım ve vahşete onay verildi!
  Dizginlerinden boşanan siyanist vahşet Filistin direnişini ezemeyecek!
  Azerbaycan: Kapitalist restorasyonun vardığı nokta...
  Bolivya'da emekçi direnişinin gücü...
  Dünyada sınıf hareketi...
  Tekstil işçisi olmak!
  Büyük ünlü uyumu!
  Hızlanarak sürüklenirken
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Cam işçileri eylem yaptı...

“Zafer direnen emekçinin olacak!”

Kristal-İş Sendikası’na geçtikleri için işten atılan Eskişehir Şişe-Cam işçileri 16 Ekim günü İstanbul’a geldiler. İşçiler Şişe-Cam’ın sahibi İş Bankası’nın Levent’teki Genel Merkezi önünde bir eylem gerçekleştirdiler.

Eskişehir Şişe-Cam işçileri Gebze’de önce cam işçileriyle buluştular. Tekirdağ’dan Lüleburgaz işçileri ile Topkapı ve Gebze cam işçilerinin desteğiyle, yaklaşık 1000 kişilik bir kitle olarak bu kez İş Bankası önünde buluşma gerçekleşti. Eylem boyunca “Eskişehir yoksa sözleşme de yok!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Sendika hakkımız engellenemez!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” “Şişe-Cam şaşırma sabrımızı taşırma!” sloganları atıldı.

Eyleme sendikalaştıkları için işten atılan Kristal-İş üyesi Yalıköy maden işçilerinin yanısıra Belediye-İş üyesi işçiler, Bakırköy Sümerbank işçileri, TÜMTİS Genel Merkezi, DİSK ve Türk-İş’e bağlı sendika şubeleri de destek verdi.

İşten atılan işçiler adına bir konuşma yapan İsmail Ayer, “Bundan sonra saldırılara boyun eğmeyeceğiz” dedi. Sendika değişikliğinden dolayı işçilerin iradesinin tanınmasını isteyen Ayer, atılan tüm işçilerin geri alınması gerektiğini dile getirdi. Eylemde konuşma yapan Türk-İş 1. Bölge Başkanı saldırılara karşı konfederasyon ve sendikaların birlikteliğini sürdürmesi gerektiğini vurguladı. Kristal-İş Genel Sekreteri Sami Aydoğan ise Şişe-Cam patronlarının tahammül sınırlarını zorladıklarını, kendilerinin mücadeleden kaçmayacaklarını belirtti.

Taleplerini içeren dilekçelerini Şişe-Cam Genel Müdürü’ne vermek isteyen işçilerin heyet gönderme talebi polis tarafından engellendi. (Kızıl Bayrak/İstanbul)



Çiğli Kafesan’da anlaşma sağlandı

Ücretlerini alamayan Kafesan işçileri bir süredir grevdeydiler. İşçiler bu süreçte çeşitli eylemliliklerle tepkilerini gösterdiler. Hiçbir çöpü kaldırmadılar, başka belediyelere ait çöp arabalarının çöpleri kaldırmaması için kimi zaman çöp yığınlarının başında nöbet tuttular.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın devreye girmesiyle anlaşma sağlandı. Paralarının bir miktarının peşin, geri kalanını ise yılbaşına kadar ya da yemek fişleriyle karşılanması güvencesinin verilmesi sonucunda işçiler işbaşı yaptılar.

Kızıl Bayrak/İzmir



Fanset’teki mücadeleyi fabrikalara taşımalıyız!

Fanset işçilerinin fabrika önünde başlattıkları direniş 4. haftasına girdi. İşçilerin Lastik-İş Sendikası’nda örgütlenmesi sonucu patronun önce 13, daha sonra 12 işçiyi işten atması üzerine işçiler işe dönme ve sendikanın kabul edilmesi talebiyle fabrika önünde beklemeye başlamışlar ve içerideki işçiler de iş yavaşlatma eylemiyle dışarıya destek sağlamışlardı.

Bu haftanın başında 19 işçi daha işten çıkarıldı. Böylece işten atılan işçi sayısı 44’e yükselmiş oldu. Ücretli izine çıkarılan 90 işçinin de bir kısmı işten atılan arkadaşlarına destek amaçlı fabrika önünde bekliyorlar. Pazartesi günü havanın çok yağışlı olması nedeniyle Fanset işletmesine ait olmayan fabrikanın yanındaki boş arazide naylon germek isteyen işçilere polis izin vermedi. Polisin bu tutumu işçileri yıldırmaya yönelikti ve patronun yanında olduğunun göstergesiydi.

Geçtiğimiz haftalarda sendika Ankara’dan yetkinin gelmesini bekliyordu. Bir ayı geçmiş olmasına rağmen halen sendikanın yetkisi gelmedi. Fanset’in asalak patronları şirketin işkoluna itiraz etmiş bulunuyorlar. Fabrikanın metal işkoluna girdiğini iddia ederek sendikayı bu şekilde boşa çıkarma çabası içindeler. Bu da yetkinin gelmesinin uzun sürebileceği anlamına geliyor.

21 Ekim günü sendikacılarla işverenin avukatları arasında başlayan görüşmeler sonucu 22 Ekim günü sendikacıların talebiyle içerideki üretim normal seviyesine çıkarıldı ve dışarıda yapılan sloganlı alkışlı eylem durduruldu. Sendikacılar tarafından kısa bir süre bu şekilde bir adım atılacağı, işverenin olumlu bir adım atmaması halinde eski eylem biçimine devam edileceği açıklandı. Yalnız bu durumun ne kadar süreceğine dair kesin bir tarih verilmedi, 3-4 gün ile sınırlı olduğu belirtildi. İçeride çalışan işçiler çay molalarında ve öğle arasında fabrikadan dışarı çıkarak arkadaşlarına destek vermeyi sürdürüyorlar. Önümüzdeki hafta ücretli izne çıkarılan işçiler tekrar işbaşı yapacak ve dışarıda bekleyen işçi sayısında bir azalma yaşanacak.

Fanset patronlarının bu hafta da 19 işçinin işine son verdiği, sendikanın işkoluna itiraz ederek sendikayı boşa çıkarmaya çalıştığı göz önünde bulundurulursa, işçilerin uzun soluklu bir mücadeleye hazırlanması gerekiyor. Patronlara fiili olarak taleplerini kabul ettirmek bu direnişi en kısa sürede zaferle sonuçlandıracak tek yoldur. Varolan birlik ve beraberliği korumak, direnişi daha da büyütebilmek ve yaygınlaştırmak gelinen yerde artık acil bir ihtiyaç. Bu da en başta Fanset işçilerinin çabasıyla başarılabilir. Bizler de üzerimize düşeni yapmalıyız. Halkalı bölgesinde yer alan fabrikalara bu direnişin etkisinin yayılması hem Fanset işçilerini hem de diğer işletmelerdeki sınıf kardeşlerini haklarını alma yolunda ileriye götürecektir.

Fanset işçileri sınıfı ve hakları için direniyor. Bu mücadele içerisinde geri adım atılmamalı, moralleri yüksek tutmak için çabalamalıdır. Tarih boyunca işçiler haklarını mücadele içerisinde kazanmışlardır. Bazen en ufak bir hakkı kazanmak bile bedeller ödemeyi gerektirir. Fabrika önünde çadır açılmasına yönelik bir polis engeli varsa bu da işçilerin fiili mücadelesi ile aşılabilir.

Fanset’teki direnişi güçlendirmek, direnişi diğer fabrikalara taşımakla mümkün olacaktır. Bugün için hepimize düşen en acil görev fabrikalarda kavga ateşini harlandırmaktır. (Kızıl Bayrak/Sefaköy)



Tekel işçileri özelleştirmelere karşı eylemde!

21 Ekim Salı günü Çağlayan Perpa’da bulunan AKP binasının önünde Tekel işçileri Sümerbank işçilerinin de desteğiyle özelleştirmeleri protesto etmek için toplandı. Eyleme Tek Gıda-İş Sendikası Marmara Trakya Bölgesi 4 No’lu Şube “Tekel’i sattırmayacağız!”, Sümerbank işçileri “Ya işimiz ya başımız”, Deri-İş Sendikası Beykoz Şubesi “Bacalar süngümüz fabrikalar kışlamız!”, “Beykoz Kundura’yı sattırmayız!” pankartları ile katıldılar. Ayrıca Tek Gıda-İş Sendikası ve TEKSİF Bakırköy Şubesi katıldı.

Yaklaşık 250 kişinin katıldığı eylem sloganlar ve alkışlar eşliğinde devam ederken, Anadolu Yakası’ndan beklenen Cevizli Tekel işçileri ve diğer destek verenlerin Kavacık’ta polis tarafından durdurulduğu haberi alındı. Polisin yapılan pazarlıkta “16 otobüsten 4’ünü bırakalım gerisi dönsün” dediği öğrenildi. Ardından Tek Gıda-İş Şube Başkanı bir konuşma yaptı. Anadolu Yakası’ndaki otobüslerin hepsi gelene kadar AKP binası önünde bekleneceği açıklandı. Bunun üzerine barikatı güçlendirmek için 12 otobüs çevik kuvvet daha getirildi. Bekleyiş anında “Emekçiye değil çetelere barikat!”, “Suskun Türk-İş istemiyoruz!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Birleşen işçiler yenilmezler!” sloganları atıldı. Ayrıca işçilerin Irakın işgaline karşı bir çok slogan atması da dikkat çekti.

Bekleme sırasında Tekel’de yaşanan zorunlu emeklilik saldırısı ile ilgili sendikacılarla görüştük. Şu açıklamayı yaptılar: “1800 diye bir rakam yok. Hükümetin IMF’ye verdiği bir söz var, atıl olanların zamanla tasfiyesi. Son kamu sözleşmesinde 450 bin işçiyi kapsayan sözleşmede bir protokol yapıldı. Buna göre kendi isteği ile emekli olmak istemeyenler haricinde kimse emekli edilmeyecek dendi. Ve Bakan Mehmet Ali Şahin bunu imzaladı. Yapılan bu sözleşmeye göre Tekel’de, Telekom’da ve KİT’lerde fazlalıklar yok edilecekti, olay bu. Bu protokol IMF’nin direktifleri ile ortaya konuldu. Şu an ise 2800 kişi emekli edildi. Tekel’de bu sayı 8-9 bini bulacak, Kasım ayı sonuna kadar. Durum bununla da bitmiyor. Türk Telekom ve diğer sektörlere de ulaşacak. İMF 19 bin işçinin 2003 yılı sonuna kadar işlerine son verilmesini istedi. Bugün de hükümet bunu yapıyor.0

Eylemin devamında polis ablukasının yoğunlaşması ile beraber sendika ağaları bir saat önce verdikleri sözleri unuttular. Eylemin bitirildiğini açıklayan Tek Gıda-İş Şube Başkanı, ayrıca bol keseden vaatler vererek radikal bir söylev çekti. Kitlenin eylemden soğumasını sağlayarak eylemi bitirdiler. Sonrasında eylem yapma noktasında kararlı olan ve Kavacık’ta yola çıkan işçilerin yanına giden şube başkanı burada da eylemi sona erdirmek isteyince, işçiler tarafından tartaklandı. Sendikal bürokrasiye yönelik işçilerin tepkisi bu durumla iyice açığa çıkmış oldu. (Kızıl Bayrak/Sefaköy)



Bakırköy Sümerbank işçileri
direnişi sürdürüyor!

Bakırköy Sümerbank işçilerinin fabrikalarının özelleştirilmesine karşı başlattıkları eylem devam ediyor. Hafta boyunca Sümerbank işçileri gündüzleri topyekûn geceleri de yalnızca erkek işçiler olmak üzere fabrikada nöbet beklediler.

21 Ekim günü özelleştirme için yapılan ihalenin son günü olması nedeniyle işçiler bu hafta tam kadro fabrikada beklediler. 20 Ekim günü Beykoz’daki Tekel işçilerinin eylemine desteğe gidildi. 21 Ekim günü ise AKP önünde yapılan basın açıklamasına katıldılar. Salı akşamı işçileri temsilen 3 kişi Ankara’ya ihalenin sonucunu öğrenmeye gitti.

En son aldığımız haberler henüz netleşmemiş olsa da, ihalede Sümerbank’a alıcı çıkmadığı, yalnız ihale başvurusu için 8 adet formun alınmış olduğu şeklinde. Bu şekilde sonuçlandığı takdirde işçiler bir zafer daha kazanmış olacak.

Her şeye rağmen işçilere yönelik saldırılar artarak sürüyor. Zorunlu emeklilik saldırısı ile son birkaç ayda 50 işçi emekli edildi bu sayı 61’e kadar çıkacak. Ayrıca uzun süredir işçilere iş verilmeyerek fabrikadan soğumaları sağlanmaya çalışılıyor. Bu saldırılara dur demek için işçilerin önünde yoğun mücadelelerin yaşanacağı günlerin olduğu açık.

Kendi fabrikalarındaki direnişle yetinmeyerek direnişteki Fanset’i ziyarete giden, Tekel işçilerinin eylemlerine destek veren, sınıf dayanışmasının güzel örneklerini sergileyen Sümerbank işçisine daha yoğun bir desteği örgütlemek için üzerimize düşeni yapmalıyız. (Kızıl Bayrak/Sefaköy)



Emperyalist işgal karşıtı eylemde tutuklama!

İstanbul Gençlik Derneği 13 Ekim günü İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüsü kapısında eylem yaptı. Dört kişinin kendini kapıya zincirlediği eylem polisin sert müdahalesi ile son buldu. Gözaltına alınan 4 öğrenci, akşam mahkemeye çıkarılarak apar topar tutuklandılar.

14 Ekim günü İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde tutuklamaları protesto etmek için İstanbul Gençlik Derneği bir basın açıklaması düzenledi. 30 kişinin katıldığı açıklamada “Öğrenciyiz, haklıyız, kazanacağız!”, “İşgale değil, direnişe ortak ol!”, “Sonuna, sonsuza, sonuncumuza kadar direneceğiz!” sloganları atıldı.

“Hepimizi tutuklayın, hepimiz işgal ortaklığına ve tecrite karşıyız!” sözleriyle başlayan basın açıklamasında şunlar söylendi: “Dört üniversite öğrencisi işgal ortaklığına karşı çıktığı için tutuklandılar. Bu ülkenin bağımsızlığını savundukları, ulusal onurlarına sahip çıktıkları için tutuklandılar. Eğer işgal ortaklığına, uşaklığa, onursuzluğa, haksızlığa, tecrite, işkenceye karşı çıkmak suçsa, bir kez daha tekrar edelim ki biz bu suçu işlemeye onurla devam edeceğiz. O zaman hepimizi tutuklayın. Yetmez; tüm halkı tutuklayın! ...”

Ekim Gençliği/İÜ