Sermayenin saldırıları sonucu bıçağın kemiğe dayandığını gören işçi ve emekçiler gözle görülür bir hareketlenme içerisindeler. Çalışan yığınlar içerisinde örgütlenme ve mücadele etme eğilimi giderek artıyor. Sendikalaşma çabaları artarken sömürü ve hak gasplarına karşı eylemler yoğunlaşıp yaygınlaşıyor.
TEKEL, Sümerbank, TÜPRAŞ ve benzer durumdaki başka fabrikaların işçileri özelleştirme saldırısına karşı eylemler yapıyorlar. İrili ufaklı pek çok fabrikada ise hak gasplarına, sendikalaşma girişimlerinin engellenmesine karşı direniyorlar.
Düne göre bir ileriliği ifade etmekle birlikte, işçi ve emekçilerin mücadelesi sermayeye geri adım attırmaktan henüz çok uzak. Devrimci bir önderlikten, merkezi bir örgütlülükten yoksun olan sınıf ve emekçi hareketi, önündeki engelleri aşabilmiş, bağımsız devrimci bir gelişme çizgisine oturabilmiş değil.
Mevcut tablo, sınıf devrimcileri olarak kendi görev ve sorumluluklarımızın altını bir kez daha ve kalınca çizmemizi gerekli kılıyor. Çünkü, hep söylediğimiz gibi, sınıf hareketinin bugün yaşadığı en temel sorun önderlik zaafiyetidir. Ve bu sorunun çözümünde en büyük sorumluluk sınıf devrimcilerine, sınıf bilinçli işçi ve emekçilere düşmektedir.
Bu ağır sorumluluğun hakkını verebilmek için her zamankinden çok daha büyük bir enerjiyle işe sarılmak, sınıfa ve gündeme politik müdahale için ortaya çıkan her imkanı değerlendirmek zorundayız.
Geçtiğimiz hafta CHPnin Kurultayı vardı. İşçi ve emekçi yığınlardan kopmuş, toplumun sorunlarına yabancılaşmış; dolayısıyla çürümüş ve kokuşmuş bir ceset vardı kurultay salonunda. Bir zamanlar sahte vaatlerle emekçileri kandıran CHPnin son kurultayı düzen solunun artık emekçilere söyleyecek bir sözü kalmadığını en açık bir şekilde gösterdi. Belirtmek gerekir ki CHPnin bu tablosu, sahip çıktığı 80 yıllık Cumhuriyet rejiminin de bir yansımasıdır aynı zamanda.
Önümüzdeki hafta içinde işçi ve emekçilerin yanı sıra toplumun değişik kesimleri de kendi seslerini duyurmak için alanlarda olacaklar. Gençlik de hem düzen cephesinden sürdürülen sahte YÖK-YEK tartışmasına müdahale etmek ve okulların emekçi çocuklarına kapatılmasını hedefleyen saldırılara barikat olmak, hem de Iraktaki emperyalist işgale karşı çıkmak için 6 Kasımda meydanlara çıkacak. Açık ki, 6 Kasım eylemlerinin olabildiği kadar güçlü geçmesi için gereken her tür çaba harcanmalıdır.