25 Ekim'03
Sayı: 2003 (05)


  Kızıl Bayrak'tan
  Sermaye devletinin ipleri tümüyle emperyalistlerin elindedir!
  80. yılında burjuva cumhuriyetinin kararan portresi
  Biz sömürüldükçe semiriyor, öldükçe sevinç çığlıkları atıyorlar...
  KADEK'in tasfiyesi ve Irak'ta istenmeyen gelişmelerin engellenmesi
  İşbirlikçi uşak takımının acizliği
  CHP'nin sahte savaş karşıtlığı...
  Irak halkının emperyalist işgale karşı haklı direnişi büyüyor
  Savaş karşıtı eylemlerden...
  Onursuz uşak takımının maskesi düştü
  İşçi hareketliliğinin sorunları ve sınıf devrimcilerinin sorumlulukları
  Bıçak kemiğe dayandı..
  Sınıf hareketinden...
  Ekim Gençliği'nden...
  Dünya, Türkiye ve sol hareket/2
  Gençlik taze bir solukla yüklenecek, oyunları bozacak!
  Gençlik eylem ve etkinliklerinden...
  Yıkım ve vahşete onay verildi!
  Dizginlerinden boşanan siyanist vahşet Filistin direnişini ezemeyecek!
  Azerbaycan: Kapitalist restorasyonun vardığı nokta...
  Bolivya'da emekçi direnişinin gücü...
  Dünyada sınıf hareketi...
  Tekstil işçisi olmak!
  Büyük ünlü uyumu!
  Hızlanarak sürüklenirken
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Sözler Kurtköy ve Sultanbeyli’den...

Kampanyamızı semtlere taşıyoruz

Genç komünistler geçtiğimiz 19 Ekim günü Saraçhane eyleminden önce bir planlama yapmışlar ve iki emekçi semtinde aynı günün akşamı gençlik toplantıları organize etmişlerdi. Polisin Saraçhane’deki vahşi saldırısına rağmen akşamki randevularına gitmeyi başarabildiler.

İlk toplantı akşam saatlerinde Sultanbeyli’de bir dernekte gerçekleşti. Yaklaşık 20 kişinin katıldığı tanıtım toplantısında Irak işgali, asker gönderme ve YÖK yasa tasarısı anlatıldı.

Kısaca işgalin ve tezkerenin ne demek olduğunu anlatan genç komünistler ardından kampanyalarının önemini vurguladılar. Umut ve mücadele diyerek, bu konuda katılımcıların neler düşündüğünü sordular. Sözü alan herkes böyle bir kampanyanın ne kadar anlamlı olduğunu vurguladı. Bir dinleyici, işçi ve emekçilere doğru politikalar ve araçlarla yaklaşıldığında onların yaşamlarını kesen sorunlarda aslında ne kadar da duyarlı olduklarına değindi. Dernek yönetiminden bir genç kampanyanıza destek vereceklerini söyledi.

Dernekten ayrılan genç komünistler kahvehanelere girerek söz almaya başladılar. Çok kısa sürede 4 kahvede 120 kişiden söz aldılar. Her kahvede sözlü ajitasyon konuşması yapıldı. 4 kahvede de neredeyse tüm emekçilerin imza vermesi, ne kadar öfkeli olduklarını gösteriyordu.

Kurtköy’de de 40 kişinin katıldığı ikinci toplantı gerçekleştirildi. Burada da sermayenin tezkeresi ve YÖK yasasının nasıl bir saldırı olduğu anlatıldı. Katılımcıların çoğunun genç işçi olması nedeniyle iş yasasına da vurgu yapan konuşmalar birlikte mücadele çağrısı ile bitirildi.

İki semtte toplam 180 söz alan genç komünistler, gençliğe kampanyalarını taşımanın coşkusuyla semtten ayrıldılar.

Ayrıca kampanya çalışmamız İstanbul Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde kurulan standlar, toplanan imzalar ve asılan afişlerle sürüyor.

İstanbul Ekim Gençliği



İstanbul Üniversitesi kampanya çalışması...

Her açıdan güçlü ve etkin bir faaliyet yürütüyoruz!

Yeni eğitim-öğretim dönemine sağlam bir bakış ve güçlü hazırlıkla giren genç komünistler olarak üniversitelerin açılışından bu yana etkin bir kitle çalışması örmekteyiz. Bu yıl çalışmamızın etkin ve yaygın bir şekilde başlamış olmasında yaz dönemi hazırlığımız önemli bir imkan yarattı.

Üniversitelerdeki geçmiş iki yıl çalışmamız güçlü bir siyasal etki yaratmıştı. Genç komünistler siyasal kitle çalışmasının araçlarını kampüslerde, fakültelerde, sınıflarda, kantinlerde etkili bir tarzda kullandılar. Bu yıl da bu açıdan güçlü ve yaygın bir kitle çalışması ve propaganda-ajitasyon faaliyeti ile çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

Çalışmanın aktivistleri ile yapılan toplantılar

Dönemin açılması ile beraber kampanyamızın hedefleri, amaçları ve gündemleri üzerine çalışmanın aktivistleri ile 2 toplantı yaptık. Yeni başlayan bir çalışmanın hedeflerinin somutlanması ve siyasal yöneliminin güçlendirilmesi bakımından bu toplantılar oldukça işlevseldi. Bu toplantılardan biri İstanbul’daki kampanya aktivisti tüm üniversite öğrencilerinin katıldığı toplantıydı. Bu toplantıda YÖK yasa tasarısı ve işgal gündemleri ayrıntılarıyla tartışıldı. Bu gündemlere dayalı bir çalışmayla neyi hedeflememiz somut bir planlamaya bağlandı. İstanbul Üniversitesi kampanya aktivistleri olarak yaptığımız toplantılarda ise çalışmaya katılan aktivistlerde bir bilinç açıklığı oluşturmaya çalışıldı. Ayrıca kampanya çalışmasının alanlara nasıl taşınacağı konusunda bir bir somut plan yapıldı. Böylece kampanya çalışması byunca bu toplantılar aracılığıyla konuştuğumuz ve kampanya çalışmasına olumlu bakan herkesi bu çalışmanın bir parçası haline getirmeye çalışacağız.

Yaygın bir propaganda-ajitasyon çalışması

Üniversitemizde yaygın, güçlü ve etkili bir kitle çalışması ile propaganda-ajitasyon faaliyeti yürütmekteyiz. İlk günden itibaren Edebiyat Fakültesi başta olmak üzere Hukuk, Fen ve İktisat fakültelerine materyallerimizi taşımış bulunmaktayız.

Binlerce bildiriyi yemekhanelerde, koridorlarda ve amfilerde insanlara ulaştırmış bulunmaktayız. Bildiri dağıtımları sırasında zaman zaman kullandığımız önlükler ilgi çekmekte. Aynı anda önlüklerimizi giyerek dağıttığımız bildiriler, aldığımız sözler ve sattığımız Ekim Gençliği çalışmamızın oldukça etkili olarak örülmesini sağladı.

İÜ açılış şenlikleri de dahil olarak 1500 İÜ öğrencisinden söz aldık. İmza vermek konusundaki yaşanan tüm tereddütlere rağmen alınan bu söz çalışmanın aktivistlerinin harcadığı çabanın bir göstergesi sayılmalıdır.

Çeşitli fakültelerde yaygın bir afiş çalışması yapmaktayız. Şu ana kadar iniş çıkışları ile beraber yaklaşık 400-500 civarı Ekim Gençliği kampanya afişimizi üniversitenin çeşitli yerlerine astık.“Örümcek beyinliler orta oyununa geçit vermeyeceğiz! Ne YÖK, NE AKP üniversiteler bizimle özgürleşecek!/Ekim Gençliği” imzalı afişimizle, 25 Ekim günü Beyazıt’ta AKP ve YÖK’e karşı üniversitelerin gerçek temsilcilerinin sloganlarının yankılanacağı eyleme çağrı yapan afişlerimizi yaptık.

Afişlerimizi Edebiyat Fakültesi’ne açtığımız “Irak’ta işgalci, Okulda müşteri olmayacağız!/Ekim Gençliği” pankartı tamamlamaktadır.

Bu propaganda-ajitasyon çalışmamızı tamamlayan bir başka aracımız kampanyamızı tanıtan masaların açılmasıdır. Kitle çalışmamızda bu masalar önemli bir araca dönüşmüştür.

Eylemlere etkin katılım ve
inisiyatifli müdahale

Üniversitemizdeki çalışmayı her açıdan etkin ve güçlü olarak örmeye devam etmekteyiz. Yapılan etkinliklere kampanyamızı güçlü bir şekilde taşımaktayız. Kampanyamızın gündemleri üzerinden diğer gençlik çevreleriyle ortak ya da bağımsız eylemler örgütlemekteyiz. Meclisin açıldığı gün yapılan işgal ve yasa tasarısı karşıtı eylem, İÜ Konferans Salonu’nda Kemal Alemdaroğlu ve MGK-ordu mensuplarına karşı şiarlarımızı haykırmamız, İÜ açılış şenliğinde kampanyamızın tüm araçlarını etkin bir şekilde kullanmamız... Tüm bu çalışmalar, yeni döneme iddia ve inisiyatif planında çok daha güçlü girdiğimizin bir göstergesi sayılmalıdır.

Ekim Gençliği/İstanbul Üniversitesi



Ondokuzmayıs Üniversitesi...

Kampanya çalışmamızı
güçlendirerek sürdüreceğiz!

Yeni öğrenim yılı gençlik açısından oldukça önemli iki gündemle açıldı. Bunlardan ilki, kan parası karşılığında Irak’taki işgalcilere kalkan olarak gençliğin gönderilmek istenmesidir. İkincisi ise üniversiteleri ticarethaneye, öğrencileri de müşteriye dönüştüren YÖK Yasa Tasarısı’dır.

Üniversitemizde bu iki sorunu gençliğin gündemine taşımaya çalıştık. Ulaşabildiğimiz insanlarla bunların ne anlam ifade ettiğini ve neler yapılabileceğini tartıştık. Sonuçta süreci özlü bir şekilde ifade eden “Irak’ta işgalci, okulda müşteri olmayacağıma söz veriyorum!” kampanyasını başlatmaya karar verdik.

Üniversitemizin koşulları gereği böyle bir kampanyayı yürütmenin hayli zor olduğunu gördük. Üniversitenin yakın geçmişinde belli bir hareketlilik yaşanmış olsa da, gelinen yerde anlamlı bir birikimden sözedilemez. Bunun nedeni ısrarlı ve kesintisiz bir siyasal çalışmanın yürütülmemiş olmasıdır.

Bu koşullarda kampanya çerçevesinde en küçük bir çalışmanın OMÜ için ayrı bir anlam ifade edeceği ve belli bir etki yaratacağı sonucuna vardık. Aynı zamanda kampanyanın üniversite sınırları içerisinde kalmaması gerektiği açıktı. Samsun gençliğinin ve emekçilerin gündemine Irak işgalini ve YÖK Yasa Tasarısı’nı taşıma kararı aldık.

Nasıl bir kampanya süreci olmalı, kampanyayı nasıl güçlendirebiliriz gibi konuları da tartıştık. Bir planlama yaparak önümüze bazı hedefler koyduk.

Kampanyamızın ilk adımını bazı sendikalara imza föylerini bırakarak attık. Daha sonra yakın çevremize Ekim Gençliği dergisinin dağıtımını yaptık. 3-4 kişilik ev sohbetlerinde ve sınıflarda hem söz aldık, hem de dergimizi tanıttık. Şu ana kadar yaklaşık 90 kişiden söz almış bulunuyoruz.

Henüz yeni başlayan kampanya çalışmamızı güçlendirerek devam ettireceğiz.

Ekim Gençliği/Samsun



Yeni dönemde Beytepe...

Etkin bir pratikle faaliyetimiz sürüyor!

YÖK Yasa Tasarısı’nın AKP ve rektörler tarafından laiklik-şeriat ikilemi ekseninde tartışıldığı, böylelikle asıl amaçlarının gizlenmeye çalışıldığı bir süreçte kampanya çalışmamızı kampüsümüze taşıdık. ABD’nin Ortadoğu’daki kanlı işgalini ve Türkiye’deki uşaklarının ABD jandarmalığı hevesini, tezkerenin meclise getirildiği dönemde kampanyamız çerçevesinde güçlü bir biçimde işledik.

Okulun değişik yerlerinde açılan standlarla söz kampanyamızı yürüttük. Kampanya içerikli bildirilerimizi yemekhane başta olmak üzere öğrencilerin yoğun olarak bulundukları yerlerde dağıttık.

Öğrencilerin en geniş katılımıyla saldırıları püskürtebilmenin mümkün olduğu bilinciyle, geniş bir bileşimle 15 Ekim’de kampüsümüzde bir eylem gerçekleştirdik. YÖK Yasa Tasarısı ve işgal karşıtı eyleme yaklaşık 150 öğrenci katıldı. Eylem sırasında tiyatro gösteriminin de yapıldığı alanda, Ekim Gençliği’nin kampanyası, dergi standı ve dağıtılan bildiriler yoğun ilgi gördü.

Beytepe Kampüsü’nde hazırlık öğrencilerinin kampüsten yalıtılarak apolitizasyona mahkum edilmesine karşı biz de 17 Ekim’de bir açılış ve tanışma şenliği gerçekleştirdik. Etkinlikte Grup Yaren’in türküleri ve şiir dinletisi olumlu bir atmosfer ve ilgi yarattı. Aynı zamanda işgal ve YÖK gündemli konuşmalar yapıldı. Müzik dinletisi ile başlayan etkinliğe katılım yoğun oldu. Ancak düzenin gençliği sindirme politikaları etkinlikte de kendini gösterdi. Siyasal gündemle ilgili konuşmaların yapıldığı esnada bir kısım öğrenci etkinlik alanını terketti. Yine de birçok insanla tanışma imkanı yakaladık, işgal ve YÖK gündemlerini taşıyabildik.

Ekim Gençliği’nin yeni sayısının çıkması ile birlikte kampüs genelinde elden satışlara başladık. Bu çalışma bize dergimizi geniş kitlelere ulaştırma olanağı sağladı. Ayrıca öğrencilerle sıcak gündemler üzerine birebir tartışma olanağı yarattı.

Yurt önünde yapılan öğrenci şenliğinde ise Alaattin Us ile röportaj yaparak kampanyamıza destek sözü aldık.

Önümüzdeki günlerde işgale ve YÖK Yasa Tasarısı’na karşı eylemli süreçlerin yoğunlaştırılması için çabalarımızı arttıracağız.

Ekim Gençliği/Beytepe



YTÜ’de alternatif açılış etkinliği…

Irak’ta emperyalist işgale,
Üniversitelerde YÖK Yasa Tasarısı’na hayır!

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde geçtiğimiz dönem yaşanan ADKF provokasyonunu fırsat bilen polis ve rektörlük, üniversitemizde mücadelelerimiz sonucu kazandığımız haklara dönük bir saldırı başlatmıştı. Yaz döneminde ardarda açılan soruşturmalarla devam eden saldırılar yeni öğretim yılında da devam etti. Okulda bir daha afiş astırılmayacağı tehditleri birbirini izledi. Bu tehditlerin karşısında, Ekim Gençliği, DÖB, Öğrenci Koordinasyonu, Gençlik Derneği, DGH, SDP, BAGEH, Öğrenci Otonomları, Bağımsız Öğrenci Hareketi, ÖDP, İşçi Mücadelesi, Kaldıraç güçlerinin ortak olarak hazırladığı, 22 Ekim günü gerçekleştirilen, bir alternatif açılış etkinliği düzenlendi.

Ön çalışması üç güne sığdırılan etkinlik, tüm olumsuzluklara rağmen saldırılara verilmiş tok bir yanıt oldu. Daha ön çalışmasının ilk gününden itibaren polisin ve istihbarat birimlerinin yoğun “ilgisi”ne konu oldu. Sivil polisler tarafından devrimci-demokrat öğrencilere yönelik taciz ve provokasyon girişimleri yoğunlaştı. Daha sonra rektörlükle yaşadığımız tartışmalarda öğrenebildiğimiz kadarıyla, afişlerin ilk asıldığı günden itibaren MİT ve TMŞ tarafından okul yönetimi üzerinde yoğun bir baskı oluşturulmuş!

21 Ekim günü sabahı, daha önce de birçok öğrenciye fiili saldırıda bulunan bir sivil polis, bir arkadaşımızın boğazına sarılarak “kimlik kontrolü” yapmak istedi. Öğlene doğru okulda toplanan yaklaşık 40 öğrenci saldırıyı protesto etmek üzere biraraya geldi. Okul dolaşılarak olay teşhir edildikten sonra rektörlüğe gidildi, polis hakkında şikayette bulunuldu. Olayla ilgili soruşturma açıldığının öğrenilmesinin ardından etkinlik hazırlık çalışmalarına devam edildi.

Etkinliğe yönelik provokatif tutumlar etkinlik sabahı doruk noktasına ulaştı. Sabah saat 7:00’den itibaren okul çevresi 1500 çevik kuvvet polisi, panzer, akrep ve sivil polisler tarafından sarıldı. Bir arkadaşımız gözaltına alınmaya çalışıldı. Tüm bu tutumlar, Irak halkını öldürmemiz için kanımızı pazarlarken ya da imamların bile hakkında konuştuğu YÖK Yasa Tasarısı’nı tartışırken biz gençliğin fikrini sormayanların gençlikten ne kadar korktuklarının bir göstergesiydi.

Rektörlük etkinliğin yapılmasına asla izin verilmeyeceğini, gerekirse okula polis sokularak engelleneceğini söyledi. Kararlı tutumumuz üzerine geri adım atan rektörlük, etkinliğin yapılabileceğini, ancak okul öğrencisi dışında okula girişe izin verilmeyeceğini söyledi. Okul dışında bekleyen arkadaşlarımızın farklı yollarla okula giriş yapmasının ardından kapılarda yoğun kimlik kontrolleri başlatıldı, çevik kuvvet okul içerisine yerleştirildi.

Gerilimin artırılıp öğrenciler üzerinde psikolojik baskının yoğunlaştırılmaya çalışıldığı bu sırada bizler de etkinlik için hazırlıklarımızı tamamladık. Sınıf ve yemekhane konuşmaları ile bir kez daha etkinliğin duyurusunu yaptık. Davetlimiz olan sanatçıların okula girişinde sorun çıkarılması ile etkinlik gergin bir ortamda başladı.

Hep bir ağızdan söylenen türküler ve çekilen halaylar, tüm engelleme çabalarına karşın etkinliğin başarısının bir göstergesi idi. Yaklaşık 4 saat devam eden etkinlikte, alanda sürekli bulunan yaklaşık 250 kişinin dışında yaşanan sirkülasyon ile binlerce öğrenciye seslenildi. Irak’ta emperyalist işgal, üniversitelerde YÖK Yasa Tasarısı, yemekhane, yurt ve kantin ücretlerinin yüksekliği protesto edildi.

Grup Yankı, Grup Soluk, Koma Elenya ve Özgürlük Türküsü türküleri ve marşları ile Tiyatro Manga ise sergilediği oyun ile etkinlikte yer aldı. Ayrıca Metin Yeğin Güney Amerika’ya, Şaban İba ‘68 devrimci gençlik hareketine, Eylül İşcan ise canlı kalkan olarak gittiği Irak’a dair anı ve düşüncelerini bizlerle paylaştılar. Grup Yel ve Gökhan Birben ise girişte yaşanan sorunlar nedeni ile aramızda yer alamadılar.

Alanda devrimci öğrenci gruplara ait masalar ve pankartlar yeraldı. Tüm engelleme çabalarına karşın düzenlenen etkinlik ile üniversiteli gençlik ülke ve üniversite gündemlerine karşı kendi duruşunu sergilemiş oldu. Bunu kendi kürsüsünden gerçekleştirmiş olması da etkinliğin önemli başarılarından birisiydi. Tehdit, soruşturma ve gözaltı terörüne rağmen gençliğin hak alma mücadelesinin bastırılamayacağı, her koşul altında ve her yerde direnmeye devam edeceği gerçeği bir kez daha görüldü.

Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!

Ekim Gençliği/YTÜ



Irak’ta işgalci, okulda müşteri olmayacağız!

9 Ekim günü Ondokuzmayıs Üniversitesi’nin yeni eğitim yılının açılışını yapmak için gelen Cumhurbaşkanı Sezer protestoyla karşılandı.
Açılıştan bir gün önce üniversite içerisinde ve 5 fakültede çeşitli şiar ve eylem çağrılarının yeraldığı kuşlamalar yapıldı.

Açılış saatinde, Cumhurbaşkanı’nın salona girmesiyle birlikte, aralarında Ekim Gençliği okurlarının da bulunduğu “Irak’ta işgalci, üniversitelerde müşteri olmayacağız!/OMÜ Öğrencileri” yazılı pankartla Kongre Kültür Merkezi’nin önüne doğru yürüyüşe geçtik.

Salon kapısında özel güvenlik biriminin engeliyle karşılaştık. Salona girerek Cumhurbaşkanı’na taleplerimizi sunacağımızı ifade ettik. Bunun üzerine ÖGB’liler talebimizi Sezer’e ileteceklerini ve beklememiz gerektiğini söylediler. Sloganlarla beklerken, etrafta biriken öğrenciler eylemimize alkışlı destek verdiler. Bir süre sonra geri gelen ÖGB’ler “saldırın” emri almış olmalılar ki, gözaltına alındık. Gözaltına alınmamızı etraftaki öğrenciler yuh sesleri ve alkışlarla protesto ettiler.

Eylemi Ekim Gençliği, Öğrenci Koordinasyonu, ÖEP ve YDG birlikte örgütledi.

Gözaltına alınan 20 öğrenci bir gün TMŞ’de tutuldu. Ertesi gün mahkemeye sevkedilen öğrenciler savcılıktan serbest bırakıldılar.

Irak’ta işgalci, okulda müşteri olmayacağız!
Sermaye defol, üniversiteler bizimdir!

Ekim Gençliği/Samsun



ODTÜ’de savaş karşıtı eylem...

“Kanlı tezkere sokakta yırtılacak!”

Okulların açılması ile birlikte ABD’nin Irak işgali ve YÖK Yasa Tasarısı’na karşı çalışmalarımız başladı. Gençliğin Sözü Söz Kampanyası ile yeni gelen öğrencilerle tanışma ve kaynaşma imkanı bulduk. Düzenlediğimiz bir tanışma toplantısı ile Ekim Gençliği’ni ve çalışmalarını anlattık. Okuldaki durgun ve apolitik atmosfere rağmen, doğru politika ve pratikle öğrencileri harekete geçirebileceğimizi düşünüyoruz.

21 Ekim günü yapılmak üzere, Ekim Gençliği, Özgür Gençlik, Devrimci Proleter Gençlik ve Sosyalist Demokrasi Gençliği’nin ortak bir çalışması ile bir eylem planladık. Yoğun bir afiş, bildiri ve el ilanı kullanımı ile 3-4 gün eylemin duyurusunu yaptık. Özellikle bire bir sohbetlerle insanların üzerindeki ölü toprağını atmasını sağlamaya çalıştık. Eylemden bir gün önce “EMPERYALİST İŞGALE ve ASKER GÖNDERMEYE HAYIR!” şiarının yazılı olduğu pankartımızla yurt kantinlerini, bildiri ve el ilanları dağıtarak dolaştık.

21 Ekim günü Hazırlık binası önünde toplanarak “EMPERYALİST İŞGALE ve ASKER GÖNDERMEYE HAYIR!” pankartı ve sloganlar eşliğinde kortej oluşturarak Hazırlık’taki kantinleri dolaşmaya başladık. Bir arkadaşımızın ajitatif konuşmasıyla kantinlerde oturan insanların ilgisini çektik ve yaptığımız eyleme destek vermelerini sağladık. Daha sonra “Kanlı tezkere sokakta yırtılacak!”, “Kahrolsun ABD emperyalizmi!”, “Irak’ta işgalci olmayacağız!”, “Direnen halklar kazanacak!”, “Emperyalistler, işbirlikçiler 6. Filo’yu unutmayın!”, “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganlarını atarak kantinlerde konuşmalarımızı sürdürdük.

Yemekhane önüne gelindiğinde yaklaşık 80 kişilik bir kitle olmuştuk. Yapılan açıklamada, gençliğin emperyalist ABD’nin değil dünya halklarının yanında olduğu, Irak’taki direnişin sonuna kadar desteklenmesi gerektiği ve tezkerenin çıkmış olmasına rağmen kararlı bir tutumla asker gönderilmesinin engellenebileceği vurgulandı. Açıklamanın sonunda YÖK’e ve YÖK Yasa Tasarısı’na karşı 6 Kasım’da Kızılay’daki eyleme katılma çağrısı yapıldı.

Zafer direnen halkların olacak!

Ekim Gençliği/ODTÜ