25 Ekim'03
Sayı: 2003 (05)


  Kızıl Bayrak'tan
  Sermaye devletinin ipleri tümüyle emperyalistlerin elindedir!
  80. yılında burjuva cumhuriyetinin kararan portresi
  Biz sömürüldükçe semiriyor, öldükçe sevinç çığlıkları atıyorlar...
  KADEK'in tasfiyesi ve Irak'ta istenmeyen gelişmelerin engellenmesi
  İşbirlikçi uşak takımının acizliği
  CHP'nin sahte savaş karşıtlığı...
  Irak halkının emperyalist işgale karşı haklı direnişi büyüyor
  Savaş karşıtı eylemlerden...
  Onursuz uşak takımının maskesi düştü
  İşçi hareketliliğinin sorunları ve sınıf devrimcilerinin sorumlulukları
  Bıçak kemiğe dayandı..
  Sınıf hareketinden...
  Ekim Gençliği'nden...
  Dünya, Türkiye ve sol hareket/2
  Gençlik taze bir solukla yüklenecek, oyunları bozacak!
  Gençlik eylem ve etkinliklerinden...
  Yıkım ve vahşete onay verildi!
  Dizginlerinden boşanan siyanist vahşet Filistin direnişini ezemeyecek!
  Azerbaycan: Kapitalist restorasyonun vardığı nokta...
  Bolivya'da emekçi direnişinin gücü...
  Dünyada sınıf hareketi...
  Tekstil işçisi olmak!
  Büyük ünlü uyumu!
  Hızlanarak sürüklenirken
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Gençlik taze bir solukla yüklenecek,
oyunları bozacak!

Gençlik çalışmamızın dönem başından bu yana süren ve istikrar kazanan çıkışı, saldırıların bu derece yoğunlaştığı bir süreçte iddialarımızın somutlanması anlamına geliyor. Hatırlanacağı gibi genç komünistler bir süre önce Ümit Altıntaş Gençlik Kampı’nı örgütlemişler ve yeni bir döneme girdiklerini ilan etmişlerdi. İlan edilen dönemin en temel özelliği gençlik hareketi içerisinde politik bir önderlik olarak ortaya çıkabilmekti. Dönemin temel politik gündemlerine öncü bir müdahale anlamına gelen kampanya da bu noktadaki ilk adım olmuştu.

Üniversitelerin açılmasıyla birlikte bu adımın ne denli isabetli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Gerek işgal, gerekse de YÖK gündemleri burjuvazi tarafından aldatmacalarla sunulmakta, ciddi bir dezenformasyon yaratılmaktaydı. Hala devam eden bu çabaya bulunduğumuz tüm üniversitelerde kampanya çalışmaları ile oldukça güçlü bir yanıt verilmiş durumda. Okulların açılmasının hemen ardından örgütlenen eylemler, yine tezkerenin çıkmasıyla birlikte gençliği sokaklara taşımak elbette bizim tek başımıza gerçekleştirdiğimiz işler değil. Ama yine de birçok yerelde bu pratiklerin en temel örgütleyicisi olduğumuz da bir gerçek.

Günün en temel görevi ise, bu eylemli çalışmayı giderek hareketlenen gençliğin geniş kesimleriyle buluşturmak, bu kesimleri hareketin öznesi haline getirmektir. Bu noktada önemli adımlar atmış olduk. Şimdi sırada daha geniş bir cephe açarak hareketi yükseltmek var.

Kampanya çalışmasında yeni dönem

Kampanyamızın ilk ayağı önemli ölçüde dezenformasyonla mücadele etme dönemiydi. Deyim yerindeyse bir aydınlatma çalışması yürütüyorduk. Bu dönemde binlerce insanla konuşmak, tartışmak, gerçekleri ısrarla anlatmak için genç komünistler yoğun bir çalışma yürüttüler. Sonuç itibarıyla kampanya hedefimiz olan yüzbin sözün yarısına yaklaştık. Elbette bu yetersiz görülebilir, ancak ortaya çıkan rakamlar, bizim yüzbin insanla yüzyüze görüştüğümüzü, konuştuğumuzu ve kendi bakışımızı onlara taşıdığımızı anlatıyor.

Bu süreçte çalışmanın derinlemesine güç kazanması için de özel bir çaba sarfedildi. Olabildiğince yeni güçler kampanyanın bir parçası haline getirilmeye çalışıldı. Ancak bu alanda istenildiği kadar başarılı olunamadığını söylemek gerekiyor. Oluşan ilginin tümünü aktif hale getirebilmiş değiliz. Alanlardaki eksikliklerin yanı sıra kullandığımız araçların dar kaldığı da söylenebilir. Öyle ki, bazı yerellerde kampanya çalışması söz almayla sınırlı kavranmış ve daha etkin ve esnek bir takım araçlar devreye sokulmamış, çalışma inisiyatifli bir biçimde genişletilmemiştir. Adana’da 50’ye yakın insanla gerçekleştirilen basın açıklaması, buradan daha güçlü olduğumuz kimi yerellerde aynı rakama ulaşamamış, hatta yıllardır varolduğumuz kimi yerellerde bu bile yapılmamıştır. Bu duru kampanyaya yeni bir soluk kazandırma, yeni bir enerjiyle yüklenme ve 6 Kasım’a yaklaşırken gençlik içerisinde güçlü bir mevzi yaratma görevini önümüze koymaktadır.

Kampanyayı derinleştirmek

Kampanyamızın hedefinde yer alan gündemler daha da belirginleşmiş, kitlelerin en temel gündemleri haline gelmişlerdir. İşgale katılım sürecinin beklenmedik bir biçimde gecikmiş olması bize zaman kazandırmış olsa da YÖK Yasa Tasarısı’ndaki gelişmeler oldukça hızlanmıştır. Bilindiği gibi hükümet, tasarının yasalaşacağı hesabıyla ÖSS kılavuzlarını geciktirmektedir. Hesap Kasım ayında bu sorunu çözmek üzerine kurulmaktadır. Bu durumun kendisi çalışmamızın yeni bir atılım yapmasını zorunlu kılmaktadır. Öğrenci hareketi geleceğini belirleyecek bir hesaplaşma ile yüzyüzedir ve buna uygun bir tavır almak durumundadır. Vakit kaybetmeksizin söz aldığımız kitleleri sözlerinin arkasında durmaya çağırmalıyız.

Fakat daha önemlisi bu çağrının gereği olarak kampanya çalışmamızı derinliğine güçlendirmeli, yeni eylem alanları açmalıyız. Bu noktada iki temel sorumluluğumuz bulunuyor. Birincisi daha geniş örgütlülükler oluşturmaktır. Daha önceki yıllardan kazandığımız deneyimler ısrarlı bir çalışmayla bunun gerçekleştirilebileceğini gösteriyor. Bugünün ihtiyaçları da bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bir diğer görev ise, başta devrimci yapılar olmak üzere bir araya gelebildiğimiz tüm güçlerle geniş ve ilkeli eylem birlikteliklerine gitmektir. Buradaki temel kıstaslarımız zaten biliniyor, ancak bunlara ek olarak bu süreçte YÖK’e ya da AKP’ye eklemlenmeme kaygısını ortaya koymalıyız. Bu birlikteliklerden beklentimiz sürekli ve etkili eylemlerin örgütlemesi olmalıdır. Bu dönemde sözümüzü söylemek üzere her türlü olanağı etkili bir biçimde değerlendirmeliyiz.

25 Ekim’de rektörlerin Ankara yürüyüşü karşısında suskun kalmayacağız. Biz de sokaklarda olacağız. Yapılacak eylemler hem bu ikiyüzlü oyuna verilecek güncel bir yanıt, ama hem de kampanya çalışmasına yeni ve güçlü bir soluk kazandırmak anlamına geliyor. Eylemlerimiz katılım, coşku ve yaratacakları etki bakımından bu bakışla ele alarak örgütlenmelidir.

Son olarak 6 Kasım’a az bir zaman kaldı. Gençlik yayınımızın sayfalarında güçlü bir biçimde işlenen bu gündem alan çalışmalarında da hakkı verilerek ele alınmalıdır. 6 Kasım’da çalışmamızın sürdürüldüğü tüm yerellerde şehir meydanlarına çıkabilmeli ve tavrımızı tok bir biçimde ortaya koyabilmeliyiz. Öğrenci gençliğin geniş yığınlarını 6 Kasım’ın örgütleyicileri, özneleri haline getirmeksizin bu eylemleri istediğimiz düzeyde etkili kılamayacağımız açıktır. Bu yüzden çabamızı önemli ölçüde bu göreve, gençliği geleceğine sahip çıkan bir özne haline getirme görevine hasretmeliyiz. Önderlik iddiamız ve taşıdığımız kızıl bayrak bizden bunu bekliyor.

Genç Komünistler