26 Ekim '02
Sayı: 42 (82)


  Kızıl Bayrak'tan
  Amerikan askeri olmamak için Amerikancı düzen partilerine oy verme, hesap sor!..
  BDSP bağımsız sosyalist adaylarının seçim bildirileri...
  Hazırlanan faiz ve savaş bütçesidir!
  Yıkım programlarını uygulama sırası yeni hükümette
  Boş vaadler ve gerçekler
  Emperyalistler arası savaş pazarlığı
  Amerikalı ve Amerikancı generallerin savaş zirvesi
  Emperyalist savaş karşıtı eylemlerden...
  Savaş planları çerçevesinde Kürt devleti meselesine yeni yaklaşımlar
  Sermaye için ak, emekçiler için kara!
  Emperyalist savaş, seçimler ve Parti
  Esenyurt BDSP çalışmalarından...
  BDSP'nin faaliyetlerinden...
   Ankara Hüseyingazi BDSP çalışmalarından...
   Dikmen BDSP çalışmalarından...
   Adana BDSP çalışmalarından...
   İzmir'de BDSP bildirgesi dağıtımından...
   Seçimler yaklaşırken...
   İtalya bir kez daha milyonlarca emekçinin genel greviyle sarsıldı
   Sınıfa, Partiye ve Devrim'e Destek Gecesi
   Şan olsun 20 Ekim direnişine!..
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Boş vaadler ve gerçekler

Amerikancı düzen partileri kendilerini seçmenlere pazarlama yarışında bol keseden atmaya başladılar. Bu vaadlerden bazılarına kısaca bakalım.

Genç Parti: İl sayısı 250’ye çıkarılacak, her aileye hazineden arazi, her aileye 30 yıl vadeli konut kredisi, ders kitapları bedava dağıtılacak, üniversite sınavı kalkacak, yiyecek maddelerinden KDV kaldırılacak, vergi indirilecek, asgari ücret vergi dışı bırakılacak vb...

Kendisinin vergi kaçırmak alışkanlığından olsa gerek, vaadlerin ağırlığını vergi üzerine oturtan holding patronu Cem Uzan fabrikalarında çalışan binlerce işçiyi işten attığını, kalanları ise sefalet ücretleriyle ve sendikasız köle gibi çalışmaya mahkum ettiğini gizleyip bol bol vaat sıralıyor. Meydanlarda vaat yarışında gösterdiği performansa bakıldığında, Motorola ve Nokia’yı nasıl dolandırdığı, Ürdün vatandaşlığına geçmesinden dolayı parti kurma hakkı olmamasına rağmen Genç Parti’yi nasıl kurduğu ve partisi seçime giremeyince YDP’yi satın alıp ismini Genç Parti olarak değiştirmeyi nasıl başardığı daha iyi anlaşılıyor. Kısacası, siyasette yeni olmasına rağmen dolandırıcılık, sahtekarlık ve yalancılıkta diğer düzen partilerine taş çıkartıyor.

DYP: Her mahallede 100 trilyoner, 11 milyon kişiye özel sağlık sigortası, Halk Bankası esnafa, Ziraat Bankası çiftçiye devredilecek, her köylüye bir traktör, her ile bir üniversite, olanlara yenileri vb... Çiller kendisine geçen seçimlerde Amerika’daki mal varlığının Türkiye’ye getirip şehit anaları ve Mehmetçik Vakfı’na bağışlayacağını vaadettiğinin hatırlatılması üzerine “evet o zaman düşündük, şimdi düşünmüyorum” cevabını veriyor. Böylece bugün vaadettiklerini yarın nasıl “gerçekleştireceği” konusunda da bir fikir veriyor.
CHP: Ben gelirim, faizler düşer, 20 milyar dolar kazanırız! Dünya Bankası memuru Derviş’in faizleri düşürmek adına uyguladığı yıkım programlarının sonuçları orta yerde dururken ve CHP iktidara gelirse ekonominin yeniden Derviş’e teslim edileceği açıklanmışken, CHP’nin faizleri düşürmeyi nasıl başaracağı da gayet açık.

MHP: Asgari ücret vergi dışı kalacak! Bahçeli’ye sormak gerekiyor; 3.5 yıldır iktidarda olan siz değil miydiniz, bunu neden yapmadınız? Asgari ücrette en son İMF’nin belirlediği artışı yaparak İMF milliyetçisi olduğunu gösteren MHP, bu vaadiyle nasıl bir yalancı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

AKP: 15 bin kilometre yol yapılacak, herkese kira öder gibi ev sahibi olacak. İstanbul’da belediye başkanı olduğu dönemde varoşlarda emekçiler çamur deryası yollarda bata çıka yürürken, en ufak bir yağmurda sel sularıyla boğuşurken, Erdoğan Etiler’e, Bebek’e çiçek ekmekle, havuz yapmakla meşguldü. Ve herkes kira öder gibi ev sahibi olacak diyen Erdoğan değil miydi, daha birkaç yıl önce emekçilerin başını sokmak için yaptığı derme çatma gecekonduları başlarına yıkıp, boğaz sahilindeki kaçak villalara göz yuman?

Diğer sermaye partileri de işçi ve emekçilerin oyunu alabilmek için birbiri ardına yalanlar sıralıyor. Amerikancı düzen partileri bu vaadleri yerine getiremezler, çünkü onların öncelikli görevi İMF programlarını uygulamaktır. Hepsi bu konuda bağlılık yemini etmişlerdir. Düzen partilerinin ekonomik politikalarının özü İMF’nin önlerine koyduğu programı kararlıkla uygulamak ve İMF’ye niyet mektupları adı altında düzenli rapor vermekten ibarettir. İMF programlarında ise meydanlarda bol keseden dağıtılan bu vaadlere yer yoktur.

İMF’nin 2003 yılı için istediklerinin başında kamuda çalışan onbinlerce işçinin kapının önüne konulması, eğitim, sağlık hizmetlerinin ve KİT’ler hızla özelleştirilip yabancı sermayeye peşkeş çekilmesi, vergilerin arttırılması ve dolaylı vergiler yolu ile yeni vergilerin uygulamaya sokulması vardır. Kısaca açlık, yoksulluk, işsizlik, sefalet ücretlerine karşılık kölece çalışmak ve yeni zamlar vardır. Tabii bir de bunlara ABD’nin Irak savaşına ortak olunması ile birlikte savaş zamları, savaş vergileri, toplu işten çıkarmalar vb.’ni eklemek gerekir.

Düzen partilerinin alanlarda vaadettikleri gerçekte karşılanamaz değildir. Son 1.5 yıl içerisinde batık bankalara toplam 52 katrilyon kaynak aktarıldı. Buna karşılık Cem Uzan’ın 169 yeni il kuracağım vaadi, bir ilin kurulmasının maliyeti 250 trilyon olduğuna göre, toplam 42 katrilyon yapıyor. 1 milyon aileye 200 metrekare arsa verilmesi ise toplam 10 katrilyon. Yani sadece batık bankalara ayrılan para ile il sayısı 250’ye çıkarılıp, bir milyon aileye 200 metrekare arsa verilebilinir. Ancak onlar işçi ve emekçilerin çıkarları için değil ABD-AB-İMF ve onların işbirlikçisi patronların, yani bir avuç sömürücü sermayedarın çıkarları için çalışmakta, bunun için aday olmaktadırlar.