Düzen partilerinin vaadlerine kanmayalım, sahtekarlıklarına aldanmayalım!
Amerikancı savaş partilerinden hak ve özgürlük bekleme! Oy verme hesap sor! Kardeşler! Düzen partileri bol keseden vaadlerde bulunarak oylarımızı istiyor. Bu vaadler arasında yok yok. 1 milyon işsize iş, 250 yeni il, ev, adil gelir bölüşümü, asgari ücretin vergi dışı bırakılması, parasız sağlık, her ile üniversite vs. Sandıklar kurulup oy kullanıldıktan sonra tüm bu söylediklerini unutacaklar elbette. Seçimlerden sonra sırça köşklerine dönüp söylediklerinin tersini yapacak, milyonlarca yeni işsiz, milyonlarca yeni aç, milyonlarca yeni evsiz yaratacak, milyonlarca emekçi çocuğunu üniversitelerin kapısının dışında bırakacaklar. Dün böyle yaptılar, bugün de yapacakları farklı olmayacak. Çünkü bu düzenin gerçek yönetici güçleri emperyalistler ve işbirlikçi burjuva kodamanlardır. Sabancılardır, Koçlardır. Bunların gerici sınıf iktidarıdır. Bu gerici sınıf iktidarı, milyonların sefaleti ve kanı üzerinde hüküm sürüyor. Bizlerin açlığıyla doluyor kasaları, bizlerin kırılmasıyla şişiyor göbekleri. Onlar, emperyalistlerin ve işbirlikçi burjuva kodamanların adına bizleri aç bırakmak, savaşlarda kırmak için hükümete geliyorlar. Onlar, efendilerinin yağma, soygun ve sömürü düzeninin bekçiliğini yapmak için sıraya giriyorlar. Onların kabesi, emekçilerin istekleri değil, emperyalistler ve asalak burjuvalardır. Onların kabesi, ABDdir, ABdir, İMFdir, NATOdur. Beyaz Saraydır, Pentagondur, TÜSİADdır. Bugün meydanlarda olmadık sahtekarlığa ve şaklabanlığa başvuran bu partiler bunun için meclise kapağı attıktan sonra biz milyonlarca emekçiye düşman kesiliyorlar. Her türlü sorunumuz ve isteğimiz karşısında kör ve sağırları oynarken, efendileri karşısında el pençe divan duruyorlar. Bir dediklerini iki yapmıyor, geceli- gündüzlü çalışıp kuyumuzu kazıyorlar. Kardeşler! Sağcısıyla, sosyal-demokratıyla, muhafazakarı, milliyetçisiyle hangi Amerikancı düzen partisi hükümete gelirse gelsin, uygulayacakları program şimdiden hazırdır. Gerisi yalan, dolan ve aldatmacadır. Bu program ABDnin savaşında maşalık yapmak, İMF programlarını acımasızca uygulamaktan ibarettir. Düzenin gerçek efendileri seçimleri bunun için tezgahlıyorlar. Seçim sonrası kurulacak hükümet bir savaş hükümeti olacaktır. Bu hükümet, ABDnin savaşına çocuklarımızı gönderecek, savaşın ekonomik yükünü de yine bize ödetecektir. Seçimler olmasına karşın savaş hazırlıkları tam gaz devam ediyor. Çünkü ABD ve ordu için seçimlerden sonra hangi partinin hükümete geleceğinin hiçbir önemi yok. Çünkü herbirinin bu programı uygulayacağından eminler. Çocuklarımızın kanı ABDye İMF kredileri karşılığı satıldı bile. Ortadoğu ABDnin gerici çıkarları için yakılıp yıkılacak, binlerce insan katledilecek. Tüm bunlar olurken düzen partilerinin hiçbiri savaştan bahsetmiyor. Bahsetmiyorlar çünkü hepsi Amerikancı, hepsi satılmış ABD uşağıdır. Kardeşler! İMFci-Amerikancı düzen partilerine oy vermeyelim. Boş vaadlerine kanmayalım, hesap soralım. Mahallemizden, evimizden, işyerimizden kovalım. Çünkü onlar açlığımızın ve sefaletimizin mimarlarıdır. Çünkü onlar işimizi, geleceğimizi gaspedenlerdir. Çünkü onlar emperyalistlere uşaklıkta, bizlere ise saldırganlıkta sınır tanımayanlardır. Bu partilerden hak ve özgürlük bekleyemeyiz. İnsanca yaşam ve gelecek bekleyemeyiz. Onlar kan emicilerimiz, yaşamlarımızın yıkıcıları ve kıyıcılarıdırlar. Onlar emperyalistler ve işbirlikçi burjuvazi adına her türlü haksızlığın ve zulmün sahibidirler. İnsanca yaşamak istiyorsak bu partilere değil kendi örgütlü mücadelemize güvenmeliyiz. Kurtuluşu sandıkta bu partilere oy vererek değil sokakta aramalıyız. Biz emekçiler ABDnin savaşına suç ortağı olmayacağız. İMF programlarını kabul etmeyeceğiz. Emperyalistler ve işbirlikçilerinin kölesi olmayacağız. Bunun için düzen partilerine oy vermeyecek, hesap soracağız. Ayağa kalkacak, taleplerimiz etrafında birleşerek baskıya, sömürüye ve savaşa hayır diyeceğiz. Seçimler bunun için sadece bir başlangıç olacaktır. Tüm işçileri, emekçileri, kadınları ve gençliği bunun için düzen partilerine oy vermemeye; birleşmeye, örgütlenmeye ve mücadele bayrağını yükseltmeye çağırıyorum. Örgütlü gücümüze güvenelim, yeni ve özgür bir dünyayı hep birlikte ellerimizle yaratalım! Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! Bağımsız Sosyalist Milletvekili Adayı
Sandıkta ve sokakta İşçiler, emekçiler, gençler kadınlar! Seçimler yaklaşıyor. Önünüze bir sandık koyacaklar. Buyurun, halk kendi temsilcisini seçsin diyecekler. Düzen partileri günlerdir sizleri kandırmaya, oylarınızı çalmaya çalışıyorlar. Bunun için olmadık vaadler sıralayıp, asla tutmayacakları sözler veriyorlar. Kardeşlerim! Bu vaadlere inanmayın, bu sözlere kanmayın. Bu seçim bir aldatmacadır. Bu partilerin hepsini biliyorsunuz, tanıyorsunuz. Tayyipin AKPsinden Baykalın CHPsine kadar bunların hepsi İMF partisidir. Hepsi de iktidara geldiklerinde ülkeyi İMF reçeteleriyle yönetmişler, bizleri işsizlik ve yoksulluğa mahkum etmişlerdir. Ülkenin ve emekçilerin geleceğini karartmışlardır. Şimdi de eğer seçimi kazanırlarsa İMFnin sözünden çıkmayacaklarını açık açık ilan ediyorlar. İMF uşağı bu partilerden emekçilere bir hayır gelmez. Bu partiler aynı zamanda tescilli birer Amerikan uşağıdır. Amerika, Iraka saldırmaya, Ortadoğuyu kana bulamaya hazırlanıyor. Fakat seçime hazırlanan düzen partilerinden bir teki bile bu savaşa karşı çıkmıyor. Tersine Amerikayla birlikte Iraka saldırmak bahane arıyorlar, için fırsat kolluyorlar. Savaş hazırlıkları bütün hızıyla sürüyor. Bu da göstermektedir ki, hangi düzen partisi seçilirse seçilsin, seçim sonrası kurulacak hükümet bir savaş hükümeti olacaktır. Bu hükümet, ABDnin savaşına çocuklarımızı gönderecek, savaşın ekonomik yükünü de bize ödetecektir. Kardeşlerim! Seçimlerde bu partilere vereceğimiz her oy yeni bir İMF hükümetine onay vermektir. Bu partilere verilecek her oy savaşa destek olmaktır. Eğer İMF reçetelerinin yaşamımızı, çocuklarımızın geleceğini daha da karartmasını istemiyorsak, milyonlarca yeni işsiz, milyonlarca yeni aç, milyonlarca yeni evsiz istemiyorsanız... Eğer çocuklarımızın, gençlerimizin haksız ve gerici bir savaşta sırf Amerikanın çıkarları için kırılmasını, Ortadoğunun kan gölüne, halklar mezarlığına dönmesini istemiyorsanız... Bu seçimlerde düzen partilerine oy vermeyelim. Sandıkta ve sokakta bu düzen partilerinden hesap soralım. Ayağa kalkalım, birleşelim, örgütlenelim. Baskıya, sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele edelim. Taleplerimiz için devrimci sınıf mücadelesini yükseltelim. Oylarımız devrimci sınıf mücadelesine, oylarımız sosyalizme! Kardeşlerim! Ben bir işçiyim. Seçime şahsi çıkarlarım için girmiyorum. Seçime meydanı düzen partilerine bırakmamak, işçi ve emekçilerin gerçek kurtuluşunun sosyalizmde olduğunu haykırmak için giriyorum. Bana vereceğiniz her oy, bu barbarlık düzenine bir meydan okumadır. Kapitalizme hayır, sosyalizme evet demektir. Bana vereceğiniz her oy seçimlerden sonra omuz omuza mücadele etme çağrısını kabul etmektir. Gelin gücümüzü birleştirelim! Gelin gelecek güzel günleri birlikte kuralım. Düzen partilerine oy yok! Müslüm Turfan
Amerikancı-İMFci-TÜSİADcı düzen partilerine verdiğimiz her oy sömürü, açlık, yoksulluk ve baskı olarak bize geri dönecektir! Düzen partilerine oy vermeyelim! İşçiler, emekçiler; Amerikancı-İMFci-TÜSİADcı düzen partileri binbir yalan ve sahte vaadlerle yine bizden oy istiyorlar. Oysa bizler biliyoruz ki; CHPsinden AKPsine, DYPsinden DSPsine, MHPsinden SPsine, ANAPından YTPsine kadar tüm düzen partileri ve adayları ya geçmiş hükümetlere ortak olmuşlar ya da bir hükümet partisi içinde yer almışlardır. ANAP, DSP ve MHP bugün yaşadığımız sosyal yıkımın, yoksulluğun, işsizliğin, baskı ve terörün baş sorumlularıdırlar. Bu partiler hükümette oldukları 3.5 yıl içinde sayısız saldırı yasasına imza attılar. 17 Ağustosta onbinlerce yoksul, işçi ve emekçi enkazlar altında can verirken, onlar mezarda emeklilik ve tahkim yasasını meclisten geçirdiler. İMF ile sayısız anlaşmaya imza atarak 2 milyonu aşkın işçiyi işinden ettiler. Hortumcunun batırdığı bankalara 41 milyar dolar aktardılar. Ülkeyi 210 milyar doları bulan iç ve dış borç batağına sürüklediler. Ülkemizi Amerikanın çiftliğine çevirdiler. Solcu, sosyal-demokrat etiketiyle işçi ve emekçileri kandırmaya çalışan CHP, İMF ajanı Kemal Dervişi, işçi sınıfına ihanette sınır tanımayan Bayram Merali saflarına alarak gerçekte İMF solcusu olduğunu gösterdi. Bugün Türkiyenin her mahallesinde 100 tane trilyoner yaratacağım diyerek emekçileri aldatmaya çalışan Çiller, başbakanlığı sırasında 5 Nisan Kararlarına imza atarak binlerce işçinin işsiz kalmasına yol açmıştı. Şimdi de, beni başa getirin savaşa ben kumanda edeyim, diyerek gençlerimizin kanına göz dikiyor. İşsizliği önleyeceğim, Herkese ev yapması için kamu arazisi vereceğim, Herkese iş ve aş vereceğim, İMFyi kovacağım yalanlarıyla oy avcılığına çıkan Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan ise özelleştirmelerden ne kadar vurgun vurduğundan, kaç işçiyi işten attığından hiç bahsetmiyor. Elektrik faturalarına bindirdiği zamlardan ne çektiğimizi biz biliyoruz. Ödemediği vergi borçları dağları aşmışken Cem Uzan mı hortumcunun yakasından tutacak, devleti adam edecek? Yoksa, hortumcularla, vurguncularla gizli gizli görüşen T. Erdoğan mı çözecek sorunlarımızı? İşçiler, emekçiler, gençler! Bugün düzen partileri hep bir ağızdan; Hepimiz İMFciyiz, hepimiz özelleştirmeciyiz, hepimiz ABciyiz, hepimiz Irak saldırısında ABDnin yanında yer alıp savaşa katılacağız diyorlar. Hepsi aynı sınıfın, Koçların, Sabancıların, Eczacıbaşıların çıkarlarına hizmet ediyor. Yani hepsinin programı aynı; içerde emekçilere yıkım, dışarda halklara savaş! Başında kim olursa olsun, 4 Kasımda kurulacak hükümet bir savaş ve yıkım hükümeti olacak. Tüm düzen partileri Amerikanın kirli ve haksız savaşını haklı ve meşru göstermeye çalışıyorlar. Oysa olası bir savaşın Türkiyeye maliyetinin 15.5 milyar dolar olacağı söyleniyor. Bu, savaş zamları, savaş vergileri, daha fazla yokluk, daha fazla açlık, daha fazla baskı ve ölüm olarak hepimizi vuracak bir savaştır. Düzen partilerine vereceğimiz her oy; İMF-TÜSİAD yıkım programlarına, özelleştirmelere, işten atılmalara, çocuklarımızın, eşlerimizin ABD hesabına yürütülen kirli bir savaşta ölmesine ve kardeş bir halkın katledilmesine, daha fazla baskıya ve devlet terörüne, açlığımıza, yoksulluğumuza onay vermek anlamına gelecektir! Geleceğimizi karartanlara, umutlarımızı söndürenlere oy vermeyelim! Onlardan hesap soralım! Kardeşlerim, dostlarım! Düzen partilerinin hepsi büyük patronların, emperyalistlerin çıkarını temsil ediyorlar. Bütün düzen partilerinin aday listelerine bakın, hiçbirinde bir işçinin ya da emekçinin adını göremezsiniz. Bağımsız, sosyalist milletvekili adayı olarak işçi ve emekçilerin, gençlerin, kadınların, ezilen halkların çıkarını savunmak için seçimlere katılıyorum. Çünkü ben de bir emekçiyim. Tek farkım yaşadığım sorunlara karşı öfkelenmek, küfür etmek yerine, bu sorunların kaynağını kurutmak için mücadele etmeyi seçmiş olmamdır. Yaşadığımız sömürü ve baskıların kaynağı olan sermaye sınıfına ve onun iktidarına karşı her alanda mücadele etmeyi kendime bir görev bildim. Bu düzen, haramilerin, soyguncuların, sömürücü asalakların düzenidir. Sömürü ve baskıdan, açlık ve sefaletten, savaş ve terörden ancak bu düzenin yıkılması ve yerine işçi ve emekçi iktidarının kurulması ile kurtulabiliriz. Biz işçi ve emekçilerin çıkarı, her alanda örgütlenmeyi ve mücadele etmeyi gerektirir. Bunun dışında bir şansımız, bir kurtuluş yolumuz yoktur. İşte bu bakışla Bağımsız Devrimci Sınıf Platformunu kurduk. İşçi sınıfının, emekçilerin devrimci sınıf programını oluşturduk. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformunun sosyalist adaylarına vereceğiniz her oy, düzen partilerine ve onların yalanlarına hayır demektir. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformunun adaylarına vereceğiniz her oy işçi ve emekçilerin örgütlü mücadelesine, sosyalist işçi-emekçi iktidarına verilmiş bir destek demektir. Sınıfın bağımsız devrimci adayları olarak boş vaadlerde bulunmuyoruz. Mücadeleden başka bir çözüm olmadığını yineliyor, sizleri sınıfın devrimci programını desteklemeye ve mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz! N. Şafak Özdoğan
Adana Bağımsız Sosyalist Milletvekili Adayı Özden Demirelden çağrı... İşçi sınıfının devrimci programı altında birleşelim, savaşalım! Üç buçuk yıldır sermayenin ve İMFnin direktiflerini harfiyen yerine getiren, işçi ve emekçilere kan kusturan 57. koalisyon hükümeti kitleler tarafından tepki görmeye başlayınca itibar yitirdi. Sermaye devleti yeni yüzlerle saldırılarını devam ettirebilmek için seçime gidiyor. Bu seçimde işçilerin, emekçilerin, yoksulların ve tüm ezilenlerin sesi olmak için Adanadan bağımsız milletvekilliği adaylığımı koydum. Yıllardır bizi açlığa, işsizliğe, sefalete mahkum edenler, kanımızı canımızı sömürenler yeniden kendilerini parlamentoya taşıyabilmek için binbir yalan dolanla karşımıza geçip bizlerden oy isteyecekler. İşsizliğe son vereceklerini, yoksulluğu ortadan kaldıracaklarını vaadedecekler. Bizler bu vaatleri eskiden de duyduk. Onlar işçi ve emekçilere vaadettiklerinin hangisini yerine getirdiler? 70 yıldır ülkeyi yönetenler bunlar değil mi? Sağcısıyla, solcusuyla, milliyetçisiyle, dincisiyle hükümetler kurdular. Bunlar değil mi ülkemizi borç batağına sürükleyenler, bunlar değil mi İMF programlarıyla ülke ekonomisini çökerten, tarımı bitiren, işçi ve emekçileri derin bir yoksulluğun içine itip geleceğimizi karartanlar? Soruyorum, bu yüzsüzler hangi yüzle gelip işçi-emekçilerden oy istiyorlar? Bu düzen partilerinin hepsi Amerikancı, hepsi İMFci, hepsi özelleştirmecidir. Hepsi işbirlikçi sermayenin ve emperyalistlerin hizmetindedir. Bu düzen partileri ABDnin çıkarları için kardeş halklara karşı açtığı savaşa bizleri de sokmaya, bizleri de bu savaş arabasına bağlamaya çalışıyorlar. Bu savaşın maddi ve manevi faturası biz işçi ve emekçilere ödettirilecektir. Artık yeter diyelim! Bu düzen partilerine oy vermeyelim, hesap soralım! Biz işçi ve emekçilerin düzen partilerine verilecek oyu değil, onlardan sorulacak hesabı var. Biz işçi ve emekçiler olarak çaresiz ve çözümsüz değiliz. Onların sömürü ve zulüm üzerine kurdukları bu düzene mecbur değiliz. Bu bizim kaderimiz değildir. Bunu değiştirmek mümkün. Yeter ki üzerimizdeki ataleti bir tarafa bırakarak mücadele yolunu tutalım. Temel hak ve taleplerimiz etrafında birleşip örgütlü mücadeleyi yükseltelim. Bütün değerleri yaratan, yaşamı vareden bizleriz. Gücümüzün bilincine varalım. Özgürlüğümüz ve bağımsızlığımız için sınıfsız, sömürüsüz bir dünya için, sosyalizm için mücadele edelim. Bizleri kurtaracak olan işçi sınıfının devrimci programıdır. Bu program altında birleşip mücadeleyi yükseltelim!. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformunun Adana bağımsız sosyalist adayı olarak tüm işçileri, emekçileri, kadınları, gençleri işçi sınıfının devrimci programı altında savaşmaya çağırıyorum. Şu bilinmelidir ki, bağımsız sosyalist aday Özden Demirele verilecek her oy, devrim ve sosyalizm özlemlerimizin bir ifadesi olacaktır. Amerikancı düzen partilerinden sokakta ve sandıkta hesap soralım! Özden Demirel |
|||||