Hatice Yürekli yoldaşın anısına...
Hedefe kilitli bir ateşli yürek Bu yanıyla emeğe saygı, insana saygı bu direnişe omuz vermeyi gerektiriyor. Sadece kendimiz için değil, yaşamı köleleştirilmiş milyonlarca işçi ve emekçinin Bugüne kadar Ölüm Orucu Direnişi sürecinde 90 şehit verdik, 90 yiğit devrimciyi ölümsüzlüğe uğurladık. Önce 19 Aralıkta 28 canımız ölümsüzleşti. Sonra 21 Martta Cengiz Soydaşla harlandı Newrozlaşan direniş ateşi. Ardından yeni şehitlerle harlandı. Hatice Yürekli yoldaş 22 Nisanda 18. şehit olarak katıldı direnişin ateşine. O bir ateşli yürekti. Yüreği partisiyle dolu sımsıcak bir yoldaştı o. Partiye bağlı, devrim davasına adanmış bir yürek Hatice yoldaş Ölümcü Orucu Direnişinin 18. şehidi. Aynı zamanda partimizin ilk kadın şehidi. Partinin ilk şehidi olmayı çok istiyordu. Habip ve Ümit yoldaşlar ondan önce davrandılar. Ama o da bir ilki gerçekleştirdi, ilk kadın şehidimiz olarak parti tarihine geçti. Hatice yoldaşın bu isteğinin altını dolduran biricik etken, onun partiye ve devrim davasına bağlılığı ve adanmışlığıdır. Hatice yoldaştaki bu temel özelliği onu tanıyan herkes rahatlıkla görebilmiştir. Çünkü bu onun çok yalın bir özelliğidir. Ölümü tereddüt etmeden kucaklayışı da, onun partiye ve devrim davasına bağlılığının ve adanmışlığının bir göstergesidir. Sadece ideolojik-politik bir kavrayış değil bu, aynı zamanda manevi bir bağlılıktır. Parti onun için kağıt üzerinde kalan doğrular yığını değil, canlı bir organizmadır, yani herşeyiyle bir yaşamdır. İnsanca, güzel ve onurlu bir yaşamı varetmenin adıdır parti. Hatice yoldaştaki bitimsiz coşku ve heyecanın kaynağı budur. Partinin varlığı bile onu heyecanlandırmaya, coşkulandırmaya yetmektedir. Bu demektir ki, zifiri karanlıkta bile Hatice yoldaş gibilerin gözleri de yüreği gibi ışıl ışıldır. Çünkü gözleri partisidir. Ölürken güneşteydi gözleri Şairin bu güzel dizeleri, bir yerde Hatice yoldaşı anlatmaktadır. Hatice yoldaşın güneşi partimizdi ve o hiçbir zaman güneşinden ayırmadı gözlerini ve yüreğini. Kararlı ve inatçı bir yoldaş Hedefe kilitlenmek için inatçı bir kararlılığın gerekliliği bilinir. İşte bu Hatice yoldaşın yaşamında karşılığını bulmaktadır. Ölüm Orucu Direnişinde Hatice yoldaş bir kez daha hedefe kilitlenmiştir. Onu hedefe kilitleyen, partinin hücreleri yıkmak için aldığı Ölüm Orucu kararıdır. Bu karar inatçı bir kararlıkla savunulacak ve sonucu ölüm bile olsa, yaşamda karşılığını bulacaktır. Sadece Ölüm Orucu Direnişi bile, Hatice yoldaşın kararlılığını, inatçı kimliğini gözler önüne sermektedir. Partiye bağlılık ve adanmışlığın somuttaki karşılığı hedefe kilitlenmedir. Bir afiş asmak, bildiri dağıtmak, hatta bir işçiyle konuşmak için bile bu gereklidir. Hele partinin temel hedefi olan devrim ve sosyalizm davasında başarı elde etmek, mutlak bir hedefe kilitlenmeyi gerektirir. Hatice yoldaşta olan tam da budur. Onlarla kazanacağız zaferi Hatice yoldaş, tıpkı Habip ve Ümit yoldaş gibi, partinin özü ve özetidir. Onları yaşatmak, partiyi devrim ve sosyalizm davasında ilerletmekle mümkündür. Bunun için her yoldaşın, Habip, Ümit ve Hatice yoldaşlar gibi olmaktan öte onları aşmayı bir hedef olarak önüne koyması gerekmektedir. Ölüm yıldönümünde Hatice yoldaşı anmak, asıl olarak devrim ve sosyalizm davasına daha sıkı sarılmak, partiye onun gibi başlamak ve adanmak demektir. Özellikle dönem itibarıyla düşünüldüğünde, bu çok daha büyük bir önem taşımaktadır. M. Atak *** Hatice Yürekliye... Bulanık denizlere Bir uçurum değildi Ve en sığ yerinde akışlarının Oy Hazal!.. Usunda, Yeraltı sularının türküsü bu. Bir yoldaşın/Eylül 2001 *** Direnç çiçekleri Merhaba Hatice Yoldaş, D. Gökçe |
|||||