20 Nisan'02
Sayı: 15 (55)


  Kızıl Bayrak'tan
  ABD'nin İsrail'le tarihsel suç ortaklığı
  Cenin'de katliam ve direniş!
  Cenin ilk değil
  Cenin'in ölümsüz kahramanları
  Filistin halkıyla dayanışma eylemleri sürüyor...
  1 Mayıs'ta alanlara çıkalım, mücadeleyi yükseltelim!
  Avrupa'da Filistin halkıyla dayanışma eylemleri
  F tipi hücre karşıtı eylem ve etkinlikler...
  Üniversite gençliğinin eylemlerinden...
  Hakların güvencesi örgütlü mücadeledir!
  Ey Şaron, sözüme kulak ver!
  İntifada'yı küreselleştirmek için Filistin Direnişi'nin dersleri
  1 Mayıs faaliyetlerimizden...
   1 Mayıs'ta mücadele alanlarına!
   Ankara Öncü İşçi Platformu Bülteni'nden...
   Esenyurt İşçi Bülteni'nden...
   KESK Genel Kurulu üzerine röportaj...
   İtalya'da milyonlarca işçi genel grev yaptı
   Venezüella'da ABD fiyaskosu...
   Tasfiyecilikte final!..
   Hatice Yürekli yoldaşın anısına...
   Mamak İKE Nisan ayı etkinliklerinden...
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Hatice Yürekli yoldaşın anısına...

Hedefe kilitli bir ateşli yürek

“Bu yanıyla emeğe saygı, insana saygı bu direnişe omuz vermeyi gerektiriyor. Sadece kendimiz için değil, yaşamı köleleştirilmiş milyonlarca işçi ve emekçinin
haklı davasını savunmak için direniyoruz.”
Hatice Yürekli

Bugüne kadar Ölüm Orucu Direnişi sürecinde 90 şehit verdik, 90 yiğit devrimciyi ölümsüzlüğe uğurladık. Önce 19 Aralık’ta 28 canımız ölümsüzleşti. Sonra 21 Mart’ta Cengiz Soydaş’la harlandı Newrozlaşan direniş ateşi. Ardından yeni şehitlerle harlandı. Hatice Yürekli yoldaş 22 Nisan’da 18. şehit olarak katıldı direnişin ateşine. O bir ateşli yürekti. Yüreği partisiyle dolu sımsıcak bir yoldaştı o.

Partiye bağlı, devrim davasına adanmış bir yürek

Hatice yoldaş Ölümcü Orucu Direnişi’nin 18. şehidi. Aynı zamanda partimizin ilk kadın şehidi. Partinin ilk şehidi olmayı çok istiyordu. Habip ve Ümit yoldaşlar ondan önce davrandılar. Ama o da bir ilki gerçekleştirdi, ilk kadın şehidimiz olarak parti tarihine geçti. Hatice yoldaşın bu isteğinin altını dolduran biricik etken, onun partiye ve devrim davasına bağlılığı ve adanmışlığıdır.

Hatice yoldaştaki bu temel özelliği onu tanıyan herkes rahatlıkla görebilmiştir. Çünkü bu onun çok yalın bir özelliğidir. Ölümü tereddüt etmeden kucaklayışı da, onun partiye ve devrim davasına bağlılığının ve adanmışlığının bir göstergesidir.

Sadece ideolojik-politik bir kavrayış değil bu, aynı zamanda manevi bir bağlılıktır. Parti onun için kağıt üzerinde kalan doğrular yığını değil, canlı bir organizmadır, yani herşeyiyle bir yaşamdır. İnsanca, güzel ve onurlu bir yaşamı varetmenin adıdır parti. Hatice yoldaştaki bitimsiz coşku ve heyecanın kaynağı budur. Partinin varlığı bile onu heyecanlandırmaya, coşkulandırmaya yetmektedir. Bu demektir ki, zifiri karanlıkta bile Hatice yoldaş gibilerin gözleri de yüreği gibi ışıl ışıldır. Çünkü gözleri partisidir.

“Ölürken güneşteydi gözleri
bu yüzden ışıl ışıldı son sözleri!”

Şairin bu güzel dizeleri, bir yerde Hatice yoldaşı anlatmaktadır. Hatice yoldaşın güneşi partimizdi ve o hiçbir zaman güneşinden ayırmadı gözlerini ve yüreğini.

Kararlı ve inatçı bir yoldaş

Hedefe kilitlenmek için inatçı bir kararlılığın gerekliliği bilinir. İşte bu Hatice yoldaşın yaşamında karşılığını bulmaktadır.

Ölüm Orucu Direnişi’nde Hatice yoldaş bir kez daha hedefe kilitlenmiştir. Onu hedefe kilitleyen, partinin hücreleri yıkmak için aldığı Ölüm Orucu kararıdır. Bu karar inatçı bir kararlıkla savunulacak ve sonucu ölüm bile olsa, yaşamda karşılığını bulacaktır. Sadece Ölüm Orucu Direnişi bile, Hatice yoldaşın kararlılığını, inatçı kimliğini gözler önüne sermektedir.

Partiye bağlılık ve adanmışlığın somuttaki karşılığı hedefe kilitlenmedir. Bir afiş asmak, bildiri dağıtmak, hatta bir işçiyle konuşmak için bile bu gereklidir. Hele partinin temel hedefi olan devrim ve sosyalizm davasında başarı elde etmek, mutlak bir hedefe kilitlenmeyi gerektirir. Hatice yoldaşta olan tam da budur.

Onlarla kazanacağız zaferi

Hatice yoldaş, tıpkı Habip ve Ümit yoldaş gibi, partinin özü ve özetidir. Onları yaşatmak, partiyi devrim ve sosyalizm davasında ilerletmekle mümkündür. Bunun için her yoldaşın, Habip, Ümit ve Hatice yoldaşlar gibi olmaktan öte onları aşmayı bir hedef olarak önüne koyması gerekmektedir.

Ölüm yıldönümünde Hatice yoldaşı anmak, asıl olarak devrim ve sosyalizm davasına daha sıkı sarılmak, partiye onun gibi başlamak ve adanmak demektir. Özellikle dönem itibarıyla düşünüldüğünde, bu çok daha büyük bir önem taşımaktadır.
Tam da bu inanç ve kararlılıkla devrim ve sosyalizm davasını kazanacağız.

M. Atak

***

Hatice Yürekli’ye...

Bulanık denizlere
durulsun diye akan
berrak ırmaklardı onlar.
Ki, mevsimler geçidince uğurlanmaktalar.

Bir uçurum değildi
güneşin göz kapaklarıyla batışı.
Onları durulmuş zamanlara kavuşturan
görkemli bir şelaleydi fakat.

Ve en sığ yerinde akışlarının
yeşerterek yanlarından geçtikleri
bir toprak parçasıydı susku.
Teni yoklanınca hayatın,
İnsan yanından son kalan tanecikler de
akışlarına katıldı böylece.

Oy Hazal!..
Onaltı yaş bakışları arasında
düşlerime el yazınla giren
“Kadife tenli zamanlara” uzanan
dizeler dolanır damarlarında.

Usunda,
hırçın bir nehrin
kayalara vura vura gelişi
hayatın vadilerinden...
Ahengi
ve Ezgi’lenişi...

Yeraltı sularının türküsü bu.
Mutlak köpürecek bir damar bulur kendine.
Ve bir kez bestelendi mi,
ritmi olmayan yaşamlara inat
okyanuslara sevdalı ırmaklarca,
kendi akışlarınca
hep söylenegelmiştir.

Bir yoldaşın/Eylül 2001

***

Direnç çiçekleri

Merhaba Hatice Yoldaş,
Bugün senin için kır çiçekleri topladım.
Kır çiçeklerini çok severmişsin,
Bir yoldaşın mektubunda geçiyordu.
Sana uçsuz bucaksız kırlardan demet demet kır çiçeklerini
Toplayıp getirmek isterdim .
Senin için en güzel hediye olurdu
Biliyorum,
Bugün kır çiçekleri topladım
Nereden biliyor musun?
Binlerce işçinin çalıştığı,
Çekiç seslerinin yeri göğü inlettiği
Sanayi sitesinin içinden.
Adını da direnç çiçekleri koydum
İnadına güneşe gülen,
Direnç çiçeklerini topladım senin için.
Şimdi direnç çiçekleriyleyim, karşımda da sen varsın
Gülen gözlerin, ateşli yüreğin.
Yoldaşım ve direnç çiçekleri ,
Bir de işçi kardeşler.
Çekiç seslerini duyuyor musun?
1 Mayıs Marşı’nı çalıyorlar
1 Mayıs’ta alanlarda haykıracaklar
“Devrim şehitleri ölümsüzdür!”
Yoldaş, yüreğin biraz daha dayansaydı,
Görecektin ne güzeldi kızıl bayraklarımız.
Şimdi seni bir kez daha marşlarla uğurluyoruz,
Direnç çiçeklerinin açtığı baharda.

D. Gökçe