Ankarada İsraili protesto mitingi 14 Nisan Pazar günü Emeğin Partisi "Filistinle Dayanışma" mitingi düzenledi. Saat 12:00'de Toros Sokakta toplanılarak yürüyüşe geçildi. EMEP dışında eyleme destek verenler şunlardı: KESK Şubeler Platformu, TÜMTİS, Aktepe Kültür Sanatevi, Hepimiz Birer Filistinliyiz pankartlarıyla Yataş işçileri. Komünistler de eyleme "Emperyalizm ve siyonizm yenilecek! Filistin kazanacak!" pankartlarıyla katıldılar. Abdi İpekçi Parkına yürüyüş sırasında sık sık şu sloganlar atıldı: Kahrolsun ABD emperyalizmi!, Katil Şaron Filistinden defol!, Filistin halkı yalnız değildir!, Terörist ABD Ortadoğudan defol!, ABD askeri olmayacağız!, Katillerden hesabı emekçiler soracak!". Eyleme yaklaşık bin kişi katıldı. Abdi İpekçi Parkında yapılan konuşmaların ardından eylem sona erdi. (SY Kızıl Bayrak/Ankara) İzmirde Filistine destek eylemine bin kişi katıldı Çeşitli DKÖ, sendika ve partiler tarafından İsrailin Filistini işgalini ve katliamları protesto etmek amacıyla 14 Nisan günü bir miting yapılması düşünülmüştü. Fakat biraraya gelen kurumlar miting örgütlenmesini üstlenemedikleri için bu gerçekleşemedi. Bunun yerine aynı gün yaklaşık bin kişinin katıldığı bir basın açıklaması yapıldı. Polisin eylem boyunca sözlü saldırılarda bulunması gerginlik yarattı. İzmir İHD Şube Başkanı tarafından okunan basın açıklamasında; 11 Eylülde yaşananların ardına sığınan ABD terörle mücadele adı altında emperyalist ve saldırgan yüzünü göstermiştir denildi. Eylemde; Yaşasın halkların kardeşliği!, Filistin halkı yalnız değildir!, Kahrolsun ABD emperyalizmi!, Savaşa hayır barış hemen şimdi!, Yaşasın devrimci dayanışma!, İçerde dışarda hücreleri parçala! sloganları atıldı. (SY Kızıl Bayrak/İzmir) Filistine destek adına gerici gösteri Kayseri İHD Şubesi diğer kitle örgütleriyle birlikte Filistine destek amaçlı bir basın açıklaması yapma önerisi getirdi. Yapılan toplantı sonucu KESK ve EMEP platformu genişletmek istediler. 7 Nisan pazar günü yapılması istenilen açıklama böylece ertelendi. Platforma SP, MHP, ANAP, Kamu-Sen, Memur-Sen, Mazlum-Der gibi gericilerin dahil edilmek istenmesi üzerine İHD platformdan çekildiğini bildirdi. Atılan sloganlar ise daha ilginçti; Ya allah bismillah allahü ekber! gibi. Yaşasın halkların kardeşliği! sloganı ise zaman zaman atıldı. Mitinge yaklaşık 3000 kişi katıldı. Mitingde şiir okuyan Ali Sarıçiçek, şiirinde ben Kürdüm sözcüğü bulunduğundan dolayı gözaltına alındı. Tam bir gerici gösteriye dönüşen miting dağılırken Genç Osman marşı çalıyordu. (SY Kızıl Bayrak/Kayseri) İsrail işgali ve katliamlar protesto edildi ABD desteğiyle İsrail'in Filistin direnişine karşı sergilemiş olduğu vahşeti kınamak ve Filistin direnişinin yanında olduğumuzu haykırmak için 11 Nisan tarihinden itibaren hergün saat 21:00'de 1 dakikalık ışık kapama eylemleri yaptık. İlk gün yaklaşık 30 kişi toplanarak ellerimizde mumlarla Armutlu Mahallesinde eylem yaptık. Eylemde attığımız sloganlarla katliamı, emperyalizmi ve siyonizmi teşhir ettik. 2.ve 3. gün de eylemi aynı şekilde tekrarladık. 4. gün Demokrasi Platformunun 1 Mayıs'ı bahane ederek eylemden çekilme kararına rağmen biz eylemi gerçekleşterdik. Eylemin ilk gününden itibaren eylemin yapıldığı semt abluka altına alındı. Mahalle halkında tedirginlik yaratmaya çalışan polis, semtte gece geç saatlere kadar ellerinde sopalarla terör estirdi. Bu arada gözaltına alınan 5 arkadaşımız çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakıldı. Emperyalizmin ve siyonizmin uşaklığını yapan işbirlikçi sermaye devletinin polisi terörü bizi yıldıramayacak. (SY Kızıl Bayrak/Antakya)
Powellın Ortadoğu gezisi... İşgal ve katliama zaman kazandırma turu Amerika Filistin yarasını kaşımaya bir saniye ara vermezken, bölgedeki işbirlikçi iktidarların arabuluculuk çağrıları da devam ediyor. Bu sayede Amerikaya tüm Ortadoğu ülkeleriyle, hatta tüm dünya ile alay etme fırsatı doğuyor. Arabuluculuk çağrılarına bir yanıt olmak üzere, Amerikan Dışişleri Bakanı Powell geçtiğimiz hafta Ortadoğuya gönderildi. Powellin gezisi sözde barış girişimleri içindi. Ancak, Dışişleri Bakanı bu sözde girişimleri sürdürürken dahi, Amerikan Başkanı Filistinlileri suçlamaya, İsraile arka çıkmaya devam ediyordu. Amerikalı Yahudilerin gösterisi vesilesiyle yayınladığı mesaj, Filistin halkına karşı kan ve kin doluydu. Amerikanınki öyle bir barış elçiliği ki, tam bir orta oyunu oynanıyor. Savaşan tarafların ikisiyle de (özellikle Filistin tarafıyla) görüştüğü için kendi bakanını suçlu ilan ediyor. Powellın Arafatla görüştüğü için başkan tarafından azarlanması, medyada koltuğunun sallandığı yorumlarına yol açıyor. Ancak bu aceleci yorumlar yerini çok çabuk, yine ucuz bir Amerikan senaryosuyla karşı karşıya olunduğu tezlerine bırakıyor. Gerçekten de, gerek Powellın temaslarına ilişkin açıklamaları, gerekse Beyaz Saraydan yapılan açıklamalar, Amerikanın, Başkanlık ve Dışişleri üzerinden ikili bir tutum içinde olmadığını gösteriyor. Bugüne dek olduğu gibi. Amerikan başkanı, Filistin teröre son vermelidir, diyor. Arafatla görüşen Dışişleri Bakanı, terörü durdurmasını istiyor ve intihar eylemlerini kınamasını sağlıyor. Amerikan Başkanı, İsrailin teröre karşı yürüttüğü savaşı anladığını ve desteklediğini söylüyor. Şaronla görüşen Dışişleri Bakanı da farklı bir şey söylemiş değil. Her ikisi de işgalden ve artık askerlerin geri çekilmesinden bahsediyor. Fakat bunun ne kadar ikiyüzlü ve sahtekarca bir söylem olduğu, daha vahim olan katliamların durdurulmasından hiç söz etmemelerinden belli değil mi? Neredeyse tüm dünyanın Cenindeki katliamı konuştuğu bir sırada, Amerikanın katliam kelimesini bile telaffuz etmekten uzak durması, katliamın arkasında gerçekten kimin durduğunun en büyük kanıtıdır. Gerçek şu ki, Filistin direnişinin ezilmesi, belki de İsrailden fazla Amerikanın işine gelmektedir. Bu dünya halklarının ezeli katili, hazırlandığı büyük Ortadoğu seferine kanla düzlenmiş bir Filistin hattından girmeyi hesaplıyor. |
|||||