Kızıl Bayrak'tan 1 Mayısa 10 gün kadar bir süre kaldı. Bu zamanın en verimli biçimde değerlendirilmesi gerektiği ise çok açık. Bir süredir tüm çalışmalar kitlesel ve güçlü bir 1 Mayıs hedefine yönelmiş durumda. Merkezi ve yerel materyallerin en geniş kitlelere ulaştırılması çabasından, katılımın örgütlenmesine kadar bir dizi görev devrimciler tarafından belirli bir başarıyla yürütülmekte. Ne var ki, tek başına 1 Mayısa kilitlenmiş bir çalışma, güçlü bir 1 Mayıs için asla yeterli olmayacaktır. 1 Mayıs özel ve büyük bir gündür. Bu nedenle de daha parçalı ve yerel eylemlerle desteklenen bir ön süreç, 1 Mayıs hazırlığının en etkili araçları arasında sayılmalıdır. Dolayısıyla, devrimciler, 1 Mayısa doğru evrilen süreçte gerçekleştirilen her işçi ve emekçi eylemine, her ilerici-demokratik harekete müdahalede daha aktif olmak; bunu, her zamanki olağan bir görev olmanın ötesinde, 1 Mayıs faaliyetinin bir aracı olarak görmek ve gereklerini yerine getirmek durumundadırlar. 1 Mayısı karşılayan aylar, haftalar ve günler, her zaman "devrimci bahar" adına layık yıldönüm etkinlikleri ve eylemlerle geçmekle birlikte, bu yıl, daha geniş kitleleri etkileyen ve harekete geçiren gelişmeler söz konusudur. Ortadoğuda yaşananlar, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kitle mücadelesinin önünü açmış durumdadır. Üstelik bu konuda kitleleri mücadeleye sevk eden güncel, iktisadi talepler değil, siyasal nedenlerdir. İsrailin Amerikan destekli saldırıları ve Filistin halkı üzerinde estirdiği azgın terör, Türkiyede de işçi ve emekçi kitleler ve gençlik içinde anti-emperyalist/anti-faşist eğilimleri güçlendirmiş, sokakları ve alanları yeniden ısıtmış durumdadır. İsrail protestoları için alanlara çıkmaya başlayan kitleler, giderek, epeyce soğutulmuş bulunan kendi özgün sorunları ve talepleri için de harekete geçmeye başlamıştır. Geçtiğimiz hafta boyunca, kamu işçilerinin tasfiyelere karşı, üniversite gençliğinin YÖKe karşı eylemleri gerçekleştirildi. 1 Mayısa kadarki 10 gün boyunca da büyük olasılıkla benzer eylemlerin devam etmesi gerekiyor. 1 Mayıs ise, açıktır ki, bu eylemlerin doruğunu oluşturacaktır. 1 Mayısın rengini belirleyecek olan, biraz da, bu ön süreçte gerçekleştirilen eylemlerdir. Dolayısıyla, 1 Mayıs alanlarında öne çıkarılacak talepler, şimdiden netleşmiş durumdadır: Kitleler, içte özelleştirme ve işsizleştirmelerde ifadesini bulan iktisadi-sosyal yıkıma, yasaklara ve baskılara karşı; dışta emperyalist saldırganlığa ve savaşa karşı biriken öfke ve kinlerini 1 Mayısta bir kez daha ortaya dökecek, taleplerini duyurmaya çalışacaklar. İşçi ve emekçi kitlelerin güncel ifadeleriyle ortaya koyabildiği bu taleplerin, siyasal olarak biçimlendirilmesi, ifadelendirilmesi ve yeniden kitlelerin önüne konması ise devrimcilerin görevi. 1 Mayıs alanında, taleplerin bu siyasal ifadeleriyle kitlelere bir kez daha ulaştırılması, bunlar aracılığıyla çözümlerin de gösterilebilmesi gerekiyor. Bunun içinse, 1 Mayıs faaliyeti kapsamında, alanda duruş ve konumlanışın daha titiz biçimde ve önceden planlanması, planlara riayet edilmesinin güvencelenmesi vb. gerekiyor. |
|||||