20 Nisan'02
Sayı: 15 (55)


  Kızıl Bayrak'tan
  ABD'nin İsrail'le tarihsel suç ortaklığı
  Cenin'de katliam ve direniş!
  Cenin ilk değil
  Cenin'in ölümsüz kahramanları
  Filistin halkıyla dayanışma eylemleri sürüyor...
  1 Mayıs'ta alanlara çıkalım, mücadeleyi yükseltelim!
  Avrupa'da Filistin halkıyla dayanışma eylemleri
  F tipi hücre karşıtı eylem ve etkinlikler...
  Üniversite gençliğinin eylemlerinden...
  Hakların güvencesi örgütlü mücadeledir!
  Ey Şaron, sözüme kulak ver!
  İntifada'yı küreselleştirmek için Filistin Direnişi'nin dersleri
  1 Mayıs faaliyetlerimizden...
   1 Mayıs'ta mücadele alanlarına!
   Ankara Öncü İşçi Platformu Bülteni'nden...
   Esenyurt İşçi Bülteni'nden...
   KESK Genel Kurulu üzerine röportaj...
   İtalya'da milyonlarca işçi genel grev yaptı
   Venezüella'da ABD fiyaskosu...
   Tasfiyecilikte final!..
   Hatice Yürekli yoldaşın anısına...
   Mamak İKE Nisan ayı etkinliklerinden...
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Üniversiteli öğrenciler Beyazıt Meydanı’nda buluştular...

Ortak, kararlı ve coşkulu bir eylem...

İstanbul’daki üniversite öğrencileri, başta kendi yaşadıkları sorunlar olmak üzere ülkede ve dünyada yaşanan sorunlara karşı Beyazıt Meydanı’nda bir gösteri düzenleme kararı aldılar. 18 Nisan’da yapılacak gösteri için kitle örgütleri de dolaşılarak destek istendi. Afiş ve çeşitli çağrılarla eylemin duyurusu yapıldı.

Eylem günü Beyazıt Meydanı’nı yoğun abluka altına alan polis, saatler öncesinden alana girenleri tek tek arayarak eyleme izin vermeyeceğini göstermeye çalıştı. Ancak miting saatinde İstanbul Üniversitesi içerisinde biraraya gelen öğrenciler, pankart ve sloganlarla yürüyüşe geçerek ana çıkış kapısına kadar geldi. Burada barikat kuran polis, kitlenin kapıyı kırarak dışarı çıkması karşısında geri adım atmak zorunda kaldı.

Eylem için dışarıdan gelen öğrenciler ile kitle örgütlerinden temsilcileri de açtıkları pankartla Beyazıt tarafından yürüyüşe geçerek, polis ablukasını yarıp meydana girdi. “Sermaye defol, bu ülke bu halk satılık değil/Üniversite Öğrencileri” yazılı pankart ve “Kahrolsun emperyalizm, yaşasın sosyalizm!”, “Filistin halkı yalnız değildir!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “YÖK’e hayır!”, “Eşit-parasız-bilimsel eğitim istiyoruz!”, “Emperyalist savaşa hayır!”, “3 kapı-3 kilit açılsın, ölümler son bulsun!” vb. dövizler ile Filistin bayrağı taşıyan kitle “Türkiye kanlı ittifaktan dışarı!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Filistin’e özgürlük, kahrolsun emperyalizm!”, “Savaşa değil, eğitime bütçe! sloganlarıyla içerden çıkanları beklemeye başladı.

Barikat kuran polisin geri çekilmesiyle içerden çıkanlar, “YÖK yasa tasarısına, soruşturmalara, işsizliğe, yoksulluğa, emperyalist savaşlara, Kürt halkının ve halkların inkarı ve imhasına, F tipi saldırılara karşı onurlu bir gelecek için örgütlü mücadeleye/Üniversite Öğrencileri” yazılı pankart ve “Parasız-bilimsel-anadilde eğitim!”, “Baskılar, soruşturmalar, tutuklamalar bizi yıldıramaz!” sloganlarıyla yürüyüşe geçerek meydandaki kitleyle buluştu.

Yaklaşık 600 kişi bir araya geldikten sonra; Yeni YÖK yasa tasarısına, Kürt ve Filistin halkının nezdinde halkların imhası ve inkarına, F tipi saldırılara, İMF ve Dünya Bankası’nın tüm dünyayı sömürgeleştirme politikalarına karşı olduklarını ve bunlara boyun eğmeyeceklerini göstermek için burada olduklarını söylediler. Filistin’de ve Ölüm Oruçları’nda yaşamını yitirenler için 1 dakikalık saygı duruşunun ardından “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Şehit namırın!”sloganları gür bir şekilde atıldı. Daha sonra basın açıklaması okundu.

Eyleme destek vermek için gelen kurumlar arasında TUYAB, TAYAD, Emeğin Partisi, HADEP, Halkevleri, Eğitim-Sen, Basın-İş, Genel-İş ve Nakliyat-İş vardı. İlk olarak TUYAB’lı bir tutsak yakınına söz verildi, konuşması “3 kapı-3 kilit açılsın, ölümler durdurulsun!” sloganıyla desteklendi. Polis eylemin derhal bitirilmesini, yoksa müdahale edeceğini söyledi. Öğrenciler buna “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “YÖK, polis, medya, bu abluka dağıtılacak!” sloganıyla yanıt verdiler. Ancak tartışmanın uzamasının ardından Grup Yorum’un Filistin için söylediği parçalara geçildi ve ardından eylem bitirildi.

Öğrenciler hep birlikte sloganlarını haykırarak okula girdiler. Bahçedeki yürüyüşün ardından, aynı gün yüz kişilik bir faşist grubun Edebiyat Fakültesi önünde basın açıklaması yapmak istediği, “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!”, “Türkeş’in itleri yıldıramaz bizleri!” sloganları ve müdahaleyle buna izin verilmediği ve faşistlerin okula girmelerinin engellendiği açıklandı. “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganı ve çekilen halaylarla eylem sona erdi.

Miting olarak yapılması düşünülen eylem, gerek okullarda ortak çalışmanın örülememesi, gerekse dışa dönük hazırlık ve duyurunun yeterince yapılamaması nedeniyle kitlesel basın açıklaması olarak gerçekleşti. Ayrıca polisin eylemin bitmesi için yaptığı müdahale karşısında konulan insiyatif yetersiz kaldı. Ancak, saldırılara karşı ortak bir yanıt verilmesi ve bu kararlılığın ifade edilmesi açısından anlamlı bir eylem oldu.

Ekim Gençliği/İstanbul



Ankara’da yeni YÖK yasa tasarısına,
emperyalist savaşa ve hücrelere karşı ortak eylem...

“Bu yasa meclisten geçmeyecek!”

Yeni YÖK yasa tasarısına karşı gençliğin mücadelesi büyüyor. Üniversite gençliği ile birlikte diğer üniversite bileşenlerini de derinden etkileyecek olan yasa tasarısına karşı, Ziya Gökalp Caddesi’nde on gençlik grubu tarafından merkezi bir eylem gerçekleştirildi. Emperyalist savaş ve hücreler de eylemin diğer gündemleriydi.

Eyleme imzasız iki pankartla katılındı. Birinci pankartımızda, “Bu yasa meclisten geçmeyecek!”; ikincisinde ise, “YÖK dağıtılsın, yasa tasarısı meclisten geri çekilsin, tecrit kaldırılsın ölümler durdurulsun, eşit parasız, anadilde, bilimsel eğitim, İMF programları iptal edilsin, emperyalist savaşa hayır, Filistin’e özgürlük!” olarak sıraladığımız taleplerimiz yazılıydı.

Eylemimiz Fransız Kültür Merkezi önünde başladı. Açılan pankartların arkasına geçen kitle coşkulu bir şekilde sloganlar atıp yürüyüşe geçti. Kolluk güçleri kitlenin önüne geçerek barikat oluşturdu. Sonra kitlenin iki tarafını da ablukaya aldı. Bize Sakarya veya Yüksel Caddesini önererek pazarlık yapmaya çalıştılar. Bunu kabul etmedik, Kızılay’da basın açıklaması yapmak istediğimizi vurguladık. Ve sol tarafımızdaki polis kordonu kalkmadan basın açıklamasını yapmayacağımızı söyledik. Bu arada kitle coşkulu bir şekilde sloganları atıyordu. Sol taraftaki polis kordonu kalktı ve metnimizi okuduk.

Basın metni sık sık sloganlarla kesildi. Daha sonra kitle Cebeci yönüne doğru sloganlarla yürüyüşe geçti. Fakat çevik kuvvet öne geçerek kitleyi ikiye böldü. Geride kalan kitle bir ara sokaktan çıkıp öndeki kitleyle birleşti. Daha sonra eylemin bitirildiği söylenerek dağılındı.

Eyleme yaklaşık 250 kişi katıldı. Eylem coşkulu olmasına rağmen katılım beklenenden zayıf oldu. Bunun temel nedeni yerelliklerde yeterli çalışmanın yapılmaması, merkezi eylemin altyapısının örülememesi. Ayrıca polis her eylemde olduğu gibi bölgeyi ablukaya alarak çok sayıda insanı gözaltına aldı. Eylem bittikten sonra gözaltılar serbest bırakıldı.

Eylemin önemli bir kazanımı ortak pankart açılması ve ortak şiarların atılmasıydı. Bunun sürekliliği sağlanabilir, eylemler sürekli ve sistemli yerel çalışmalardan beslenebilirse, diğer eylemlere daha güçlü katılım sağlanabilecektir. Bu, yerel çalışma ile merkezi eylem arasındaki ilişkinin önemini bir kez daha gösteriyor.

Ekim Gençliği/Ankara



ZKÜ’de kardeş okul kampanyası

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nde yaşanan faşist saldırılar, tutuklama ve soruşturma terörü sonucu olan uzaklaştırmalar, bir süredir üniversitemizdeki gençliğin gündemini işgal ediyordu. Bundan dolayı, başta yeni YÖK yasa tasarısı olmak üzere ülkenin ve öğrenci gençliğinin gündemine yeterli ilgi gösterilemedi. Kendi özgünlüğümüzün getirdiği bu gecikmişliği telafi etmek için, yeni YÖK yasa tasarısına karşı tepkiyi örgütlemek amacıyla hızla harekete geçtik. Uzaklaştırmalar sonucu deneyimli arkadaşların okulda olmaması ve öğrencilerin bilinç/örgütlülük düzeyinin geriliği de göz önüne alınarak, kardeş okul kampanyası başlatma kararı alındı.

Diğer çevrelerle ortaklaşarak seçilen bir köy okulu üzerinden hem üniversite hem de Zonguldak genelinde bir yardım kampanyası yürütüldü. Kampanyanın temel hedefi ise, somut bir örnek üzerinden eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin teşhir edilmesi, yeni YÖK yasa tasarısının varolan eşitsizliği daha da derinleştireceği ve bu yasanın işçi ve emekçi çocuklarına neler getireceğinin geniş bir şekilde anlatılması ve bunun için insanların mücadeleye çağrılması idi.

Bu çerçevede başlattığımız çalışmamız iki hafta sürdü. Üniversite kantininde masa açtık. Eğitimdeki fırsat eşitsizliğini vurgulayan ve kampanyaya katılım çağrısı yapan yazılar panolara asıldı. Yanı sıra, seçtiğimiz ilkokuldaki öğrencilerin hangi koşullarda eğitim gördüklerini belgeleyen resimleri astık. Okuldaki masamızı tüm yasaklar ve baskılara karşı iki gün açık tutabildik. Daha sonra masamız kapatılmasına rağmen sınıf konuşmaları ve birebir ilişkiler üzerinden birçok yeni insana ulaştık ve tartışma fırsatı yakaladık.

Çalışmalarımızı Zonguldak geneline de taşıdık. Sendika, siyasi parti, DKÖ’lerle birlikte, esnafları ve oturduğumuz semtlerdeki emekçilerle de görüştük ve olumlu tepkiler aldık. Toplanan yardımlarla birlikte çoğu yeni insanlardan oluşan 40 kişi ile köydeki okula gittik. Gerek köy halkı gerekse öğrenciler tarafından iyi karşılandık.

İlk kampanya deneyimi olması açısından ve daha çok deneyimsiz insanlar üzerinden yürümesine rağmen, hayli olumlu gerçekleşti ve önemli dersler çıkarmamıza vesile oldu. Kampanyanın temel eksikliği, yerel basının yeterince kullanılamaması ve önümüze koymamıza rağmen basın açıklamasını gerçekleştirememiz oldu. Şimdi ise önümüzde 1 Mayıs durmakta. Paralı eğitim saldırısının püskürtülmesi açısından öğrenci gençliğin 1 Mayıs’taki duruşunun hayli önemli olduğu çok açık. Bu bilinç ve sorumlulukla 1 Mayıs’a hazırlanıyoruz.

ZKÜ’den Ekim Gençliği okurları