ARSIVANA SAYFA
 
17 Mart '01
SAYI:10
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Biricik gerçek alternatif işçi sınıfı partisinin devrimci programıdır
Krizin faturası kapitalistlere
Kriz ve burjuva siyasetinin iflası
Kriz: Nedenler ve sonuçlar, eğilimler ve yaklaşımlar
KOMSA'da işçi kıyımı
Çukobirlik işçilerinin grev kararlılığı
Ankara Sağlık Platformu'nun açıklaması
8 Mart etkinlikleri
Öncü İşçi İnisiyatifi’nin 8 Mart etkinlikleri
Kurtköy halkının gözünden 8 Mart ve gösterdikleri..
Saldırıya karşı işçi emekçi barikatı!
İTÜ'de yemek boykotu sürüyor
Gazi anması
Ölüm Orucu sürüyor!
Kayıpların akıbeti açıklanmalı
Bir tutsak annesinden açık mektup...
Dortmund'ta faşizme karşı 25 bin kişilik yürüyüş gerçekleşti!
Yurtdışı'nda 8 Mart etkinlikleri
Direnişçilerden mektuplar
"Okkan'ı JİTEM öldürdü"
Mücadele Postası


Bu sayının
PDF formatını download
etmek için tıklayın



 
 

Gözlem Heyeti’nin 5 Mart ‘01 tarihli Silopi Raporu’ndan...

Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in
akıbetleri açıklanmalıdır!

Silopi’de meydana gelen “25 Ocak 2001 tarihinden bu yana Halkın Demokrasi Partisi Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ve İlçe Sekreteri Ebubekir Deniz’in kayıp oluşları” olayını yerinde incelemek ve parti yetkilileri ve kayıp olan Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in aileleri ile görüşmek üzere bir heyet oluşturuldu.
(...)

Heyetimizin 5 Mart 2001 tarihindeki gözlemleri:

Heyetimiz, 4 Mart 2001 tarihinde yola çıktı. Diyarbakır’dan Silopi’ye hareket edildi. Yol boyunca, 5 noktada kimlik aramasına tabi tutulan heyetimizden Jandarma telsizlerinden “malum minibüs” diye söz edildiğine tanık olundu. Aramalar esas itibari ile son derece keyfi bir amaçla gerçekleştiriliyor izlenimi yarattı.

Heyet önce Cizre’ye uğradı. Halkın Demokrasi Partisi Cizre İlçe Teşkilatı Başkanı Mehmet Dilsiz’le görüşüldü. Mehmet Dilsiz heyete, yaşadığı baskılar hakkında bilgi verdi. Aynı zamanda Cizre’de bulunan eski milletvekili Nurettin Yılmaz ile de görüşüldü. Daha sonra Silopi’ye hareket edildi. Heyetimiz Silopi’de HADEP’liler tarafından karşılandı.

Heyetin Silopi’de oluşundan bir gün önce yani 4 Mart 2001 tarihinde Serdar Tanış’ın babası Şuayıp Tanış’ın Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli polislerce gözaltına alındığı öğrenildi. Ancak; 5 Mart 2001 tarihinde yani heyetin Silopi’de olduğu gün Şuayıp Tanış’ın serbest bırakıldığı bilgisi geldi.

Şuayıp Tanış’ın gözaltına alınma nedeninin ise , Habur’dan giriş yapan bir kamyon şoföründe ele geçirildiği iddia edilen ve “PKK Merkez Komitesi” imzalı olduğu söylenen bir mektup olduğu öğrenildi. Heyete verilen bilgiye göre söz konusu mektupta “Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in PKK’nin elinde olduğu, ihbarcılık yaptıkları gerekçesiyle uyarı amacıyla alıkonuldukları ve ayrıca Serdar’ın babası Şuayıp Tanış’ın 3. Serhıldanın başlatıcısı olduğu ve bu nedenle PKK tarafından selamlandığı” gibi ibarelerin bulunduğu anlatıldı.

Ancak; bir an için mektubun doğru olduğu düşünülürse “Serhıldan lideri” olarak belirtilen Şuayıp Tanış’ın serbest bırakılmasının ne denli bir çelişki olduğu ortadadır.

Kaldı ki; söz konusu mektup ne heyetimiz tarafından ne de kayıp yakınları ve Halkın Demokrasi Partisi tarafından ciddi bulunmamış ve “yeni bir senaryo” olarak nitelendirilmiştir.
Heyetimiz Halkın Demokrasi Partisi Silopi İlçe Teşkilatı’nda kayıp yakınları ve Halkın Demokrasi Partisi yetkilileri bir görüşme yapmıştır. Bu arada heyet ile birlikte Silopi’ye gelen NTV, Evrensel Gazetesi, 2000’de Yeni Gündem Gazetesi ve Doğan Haber Ajansı muhabirlerinin yapılan görüşmeleri fotoğraflamasına ve görüntü almalarına polisler tarafından izin verilmemiş ve kaymakamlıktan izin almaları gerektiği söylenmiştir.

Silopi Kaymakamı kendisi ile görüşmek isteyen Yeni Evrensel Gazetesi ve 2000’de Yeni Gündem Gazetesi muhabirlerini makamına kabul etmemiştir. Ancak, Kaymakam NTV ve Doğan Haber Ajansı muhabirleri ile görüşmüş ve çekim izni vermemiştir.

Heyetin, Halkın Demokrasi Partisi Silopi İlçe Teşkilatı ile fotoğraf çektirmesi dahi polisler tarafından engellenmiştir.

Sonuç:
Heyetimiz, kayıpların akıbetleri konusunda özellikle İçişleri Bakanı Saadettin Tantan’ın &ğuot;yaşadıklarına dair emareler var&ğuot; açıklaması üzerine daha net bilgiler almak amacıyla Silopi’ye gitmişti. Ancak, hiçbir şeyin değişmediği, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in 25 Ocak 2001’den itibaren kayıp oluşları ile ilgili tüm belirtilerin “Jandarmayı işaret ettiği” yolundaki görüşleri pekişerek geri dönmüştür.

Yapılması gereken, kayıp etme olayından sorumlu makamların bir an önce Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in akıbetleri hakkında açıklama yapmaları, eğer hayatta iseler serbest bırakılmaları, hayatta değillerse de ailelerinin doğru bilgilendirilmesi, gerçeğin açıklanması ve sorumluların yargı önüne çıkarılmasıdır.

İHD İstanbul Şubesi
HADEP İstanbul İl Örgütü
ÖDP İstanbul İl Örgütü
KESK
Halkevleri İstanbul Şubesi



İzmir İHD’nin faks eylemi

İHD İzmir Şubesi tarafından 14 Mart günü Adalet Bakanlığı ve Başbakanlık’a F tipi cezaevleriyle ilgili faks çekme eylemi gerçekleştirildi. Saat 12.30’da Cumhuriyet Meydanı’ndaki büyük postanede bir araya gelen İHD yöneticileri ve tutsak aileleri, önce basın açıklaması yapıp ardından basın metnini faksladılar. Basın metninde özetle; “Ülke yöneticilerine sesleniyoruz: Yaşanan bu umarsızlığa bir an önce son verilsin. Yeni ölümler yaşanmadan sorunun insani ve özgürlükçü temelde çözümü için gerçekçi adımlar atılsın” denildi.

Kızıl Bayrak/İzmir

Ege TAYAD üyelerinin Ölüm Orucu eylemi sürüyor

Eylemlerini daha önce Nakliyat-İş binasında yapan Ege TAYAD üyeleri, Nakliyat-İş’e dava açılması üzerine Ölüm Orucu eylemlerine Onur Mahallesi’nde bir tutsak ailesinin evinde devam ediyorlar. 14 Mart itibarıyla; Mehmet Ali Kanmaz Ölüm Orucu’nun 137, Canan Kulaksız, Erdoğan Güler ve Ahmet Candemir ve Özdemir 105. gününde bulunmaktadır.

Kızıl Bayrak/İzmir

Aydın’da keyfi gözaltılara karşı basın açıklaması

8 Mart günü, Aydın’da bir parkta oturan üç kişi devriye gezen polis ekiplerince keyfi bir şekilde gözaltına alınmış, götürüldükleri Efeler Polis Karakolu’nda kötü muameleye maruz kalmış ve bir gün sonra serbest bırakılmışlardı. Polisler doktor raporuna müdahale etmeye, darp izlerinin belgelenmesini engellemeye çalışmışlardı.

Gözaltına alınanlar serbest bırakıldıktan sonra, aileler Aydın İHD’de basın açıklaması yaparak, işkence konusunda sicili kötü olan Aydın polisini teşhir ettiler. Basın açıklaması sona erdikten sonra gazeteciler emniyet binasına götürülerek, haber yapmamaları konusunda tehdit edildiler.

13 Mart’ta İzmir’e gelen, gözaltında kötü muameleye maruz kalan Erdal Saran’ın babası Abdurrahman Saran (İHD GYK Üyesi), İHD İzmir şubesi’nde açıklama yaparak, bu keyfi uygulamanın ve işkencenin takipçisi olacaklarını dile getirdi.

Kızıl Bayrak/İzmir



Yürekler yangın yeri

Bir kez daha
yanarak yüreklerimiz belki.
Yiğitlerimiz bir kez daha
toprağa düşecek.
Bir kez daha
nasıl dayanacak bu yürek.
Ezelden beri yürekler yangın yeri
yürekler çelik olmuş
ve çeliğe su verilir olmuş.
verildikçe bükülmez olmuş.
Devrim yolundayız,
sınıfsız sömürüsüz bir dünya için
baş koymuşuz, artık bu baş eğilmez.
Ezelden böyleydi, bilirsiniz.
ayağa kalktıkça ezilenler
saldırdınız hayvanca.
Bakın! Sesimiz isyanımız
yüzyıllar öncesinden geliyor.
Spartaküs’ün yoldaşlarıyız biz,
yok edemezsiniz.
Bir gider, bin geliriz
bunu bilin!
Düzeninizi yıkacağız,
Yakındır, kızıl bayrağımızı burçlara
dikeceğiz.
Bilin bunu burjuvalar!

Deniz Gökçe
12 Mart 2001