Gözlem Heyetinin 5 Mart 01 tarihli Silopi Raporundan...
Serdar Tanış ve Ebubekir Denizin
akıbetleri açıklanmalıdır!
Silopide meydana gelen 25 Ocak 2001 tarihinden bu yana Halkın Demokrasi Partisi Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ve İlçe Sekreteri Ebubekir Denizin kayıp oluşları olayını yerinde incelemek ve parti yetkilileri ve kayıp olan Serdar Tanış ve Ebubekir Denizin aileleri ile görüşmek üzere bir heyet oluşturuldu.
(...)
Heyetimizin 5 Mart 2001 tarihindeki gözlemleri:
Heyetimiz, 4 Mart 2001 tarihinde yola çıktı. Diyarbakırdan Silopiye hareket edildi. Yol boyunca, 5 noktada kimlik aramasına tabi tutulan heyetimizden Jandarma telsizlerinden malum minibüs diye söz edildiğine tanık olundu. Aramalar esas itibari ile son derece keyfi bir amaçla gerçekleştiriliyor izlenimi yarattı.
Heyet önce Cizreye uğradı. Halkın Demokrasi Partisi Cizre İlçe Teşkilatı Başkanı Mehmet Dilsizle görüşüldü. Mehmet Dilsiz heyete, yaşadığı baskılar hakkında bilgi verdi. Aynı zamanda Cizrede bulunan eski milletvekili Nurettin Yılmaz ile de görüşüldü. Daha sonra Silopiye hareket edildi. Heyetimiz Silopide HADEPliler tarafından karşılandı.
Heyetin Silopide oluşundan bir gün önce yani 4 Mart 2001 tarihinde Serdar Tanışın babası Şuayıp Tanışın Terörle Mücadele Şubesinde görevli polislerce gözaltına alındığı öğrenildi. Ancak; 5 Mart 2001 tarihinde yani heyetin Silopide olduğu gün Şuayıp Tanışın serbest bırakıldığı bilgisi geldi.
Şuayıp Tanışın gözaltına alınma nedeninin ise , Haburdan giriş yapan bir kamyon şoföründe ele geçirildiği iddia edilen ve PKK Merkez Komitesi imzalı olduğu söylenen bir mektup olduğu öğrenildi. Heyete verilen bilgiye göre söz konusu mektupta Serdar Tanış ve Ebubekir Denizin PKKnin elinde olduğu, ihbarcılık yaptıkları gerekçesiyle uyarı amacıyla alıkonuldukları ve ayrıca Serdarın babası Şuayıp Tanışın 3. Serhıldanın başlatıcısı olduğu ve bu nedenle PKK tarafından selamlandığı gibi ibarelerin bulunduğu anlatıldı.
Ancak; bir an için mektubun doğru olduğu düşünülürse Serhıldan lideri olarak belirtilen Şuayıp Tanışın serbest bırakılmasının ne denli bir çelişki olduğu ortadadır.
Kaldı ki; söz konusu mektup ne heyetimiz tarafından ne de kayıp yakınları ve Halkın Demokrasi Partisi tarafından ciddi bulunmamış ve yeni bir senaryo olarak nitelendirilmiştir.
Heyetimiz Halkın Demokrasi Partisi Silopi İlçe Teşkilatında kayıp yakınları ve Halkın Demokrasi Partisi yetkilileri bir görüşme yapmıştır. Bu arada heyet ile birlikte Silopiye gelen NTV, Evrensel Gazetesi, 2000de Yeni Gündem Gazetesi ve Doğan Haber Ajansı muhabirlerinin yapılan görüşmeleri fotoğraflamasına ve görüntü almalarına polisler tarafından izin verilmemiş ve kaymakamlıktan izin almaları gerektiği söylenmiştir.
Silopi Kaymakamı kendisi ile görüşmek isteyen Yeni Evrensel Gazetesi ve 2000de Yeni Gündem Gazetesi muhabirlerini makamına kabul etmemiştir. Ancak, Kaymakam NTV ve Doğan Haber Ajansı muhabirleri ile görüşmüş ve çekim izni vermemiştir.
Heyetin, Halkın Demokrasi Partisi Silopi İlçe Teşkilatı ile fotoğraf çektirmesi dahi polisler tarafından engellenmiştir.
Sonuç:
Heyetimiz, kayıpların akıbetleri konusunda özellikle İçişleri Bakanı Saadettin Tantanın &ğuot;yaşadıklarına dair emareler var&ğuot; açıklaması üzerine daha net bilgiler almak amacıyla Silopiye gitmişti. Ancak, hiçbir şeyin değişmediği, Serdar Tanış ve Ebubekir Denizin 25 Ocak 2001den itibaren kayıp oluşları ile ilgili tüm belirtilerin Jandarmayı işaret ettiği yolundaki görüşleri pekişerek geri dönmüştür.
Yapılması gereken, kayıp etme olayından sorumlu makamların bir an önce Serdar Tanış ve Ebubekir Denizin akıbetleri hakkında açıklama yapmaları, eğer hayatta iseler serbest bırakılmaları, hayatta değillerse de ailelerinin doğru bilgilendirilmesi, gerçeğin açıklanması ve sorumluların yargı önüne çıkarılmasıdır.
İHD İstanbul Şubesi
HADEP İstanbul İl Örgütü
ÖDP İstanbul İl Örgütü
KESK
Halkevleri İstanbul Şubesi
İzmir İHDnin faks eylemi
İHD İzmir Şubesi tarafından 14 Mart günü Adalet Bakanlığı ve Başbakanlıka F tipi cezaevleriyle ilgili faks çekme eylemi gerçekleştirildi. Saat 12.30da Cumhuriyet Meydanındaki büyük postanede bir araya gelen İHD yöneticileri ve tutsak aileleri, önce basın açıklaması yapıp ardından basın metnini faksladılar. Basın metninde özetle; Ülke yöneticilerine sesleniyoruz: Yaşanan bu umarsızlığa bir an önce son verilsin. Yeni ölümler yaşanmadan sorunun insani ve özgürlükçü temelde çözümü için gerçekçi adımlar atılsın denildi.
Ege TAYAD üyelerinin Ölüm Orucu eylemi sürüyor
Eylemlerini daha önce Nakliyat-İş binasında yapan Ege TAYAD üyeleri, Nakliyat-İşe dava açılması üzerine Ölüm Orucu eylemlerine Onur Mahallesinde bir tutsak ailesinin evinde devam ediyorlar. 14 Mart itibarıyla; Mehmet Ali Kanmaz Ölüm Orucunun 137, Canan Kulaksız, Erdoğan Güler ve Ahmet Candemir ve Özdemir 105. gününde bulunmaktadır.
Aydında keyfi gözaltılara karşı basın açıklaması
8 Mart günü, Aydında bir parkta oturan üç kişi devriye gezen polis ekiplerince keyfi bir şekilde gözaltına alınmış, götürüldükleri Efeler Polis Karakolunda kötü muameleye maruz kalmış ve bir gün sonra serbest bırakılmışlardı. Polisler doktor raporuna müdahale etmeye, darp izlerinin belgelenmesini engellemeye çalışmışlardı.
Gözaltına alınanlar serbest bırakıldıktan sonra, aileler Aydın İHDde basın açıklaması yaparak, işkence konusunda sicili kötü olan Aydın polisini teşhir ettiler. Basın açıklaması sona erdikten sonra gazeteciler emniyet binasına götürülerek, haber yapmamaları konusunda tehdit edildiler.
13 Martta İzmire gelen, gözaltında kötü muameleye maruz kalan Erdal Saranın babası Abdurrahman Saran (İHD GYK Üyesi), İHD İzmir şubesinde açıklama yaparak, bu keyfi uygulamanın ve işkencenin takipçisi olacaklarını dile getirdi.
Bir kez daha
yanarak yüreklerimiz belki.
Yiğitlerimiz bir kez daha
toprağa düşecek.
Bir kez daha
nasıl dayanacak bu yürek.
Ezelden beri yürekler yangın yeri
yürekler çelik olmuş
ve çeliğe su verilir olmuş.
verildikçe bükülmez olmuş.
Devrim yolundayız,
sınıfsız sömürüsüz bir dünya için
baş koymuşuz, artık bu baş eğilmez.
Ezelden böyleydi, bilirsiniz.
ayağa kalktıkça ezilenler
saldırdınız hayvanca.
Bakın! Sesimiz isyanımız
yüzyıllar öncesinden geliyor.
Spartaküsün yoldaşlarıyız biz,
yok edemezsiniz.
Bir gider, bin geliriz
bunu bilin!
Düzeninizi yıkacağız,
Yakındır, kızıl bayrağımızı burçlara
dikeceğiz.
Bilin bunu burjuvalar!
|