ARSIVANA SAYFA
 
17 Mart '01
SAYI:10
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Biricik gerçek alternatif işçi sınıfı partisinin devrimci programıdır
Krizin faturası kapitalistlere
Kriz ve burjuva siyasetinin iflası
Kriz: Nedenler ve sonuçlar, eğilimler ve yaklaşımlar
KOMSA'da işçi kıyımı
Çukobirlik işçilerinin grev kararlılığı
Ankara Sağlık Platformu'nun açıklaması
8 Mart etkinlikleri
Öncü İşçi İnisiyatifi’nin 8 Mart etkinlikleri
Kurtköy halkının gözünden 8 Mart ve gösterdikleri..
Saldırıya karşı işçi emekçi barikatı!
İTÜ'de yemek boykotu sürüyor
Gazi anması
Ölüm Orucu sürüyor!
Kayıpların akıbeti açıklanmalı
Bir tutsak annesinden açık mektup...
Dortmund'ta faşizme karşı 25 bin kişilik yürüyüş gerçekleşti!
Yurtdışı'nda 8 Mart etkinlikleri
Direnişçilerden mektuplar
"Okkan'ı JİTEM öldürdü"
Mücadele Postası


Bu sayının
PDF formatını download
etmek için tıklayın



 
 

Kurtköy halkının gözünden 8 Mart ve gösterdikleri..

“Yıkımlara izin vermeyeceğiz!”

Son günlerde Kızıl Bayrak sayfalarına da yansıyan Kurtköy gecekondularının yıkımı olayı halen sıcaklığını koruyor. Gecekondu halkı çeşitli toplantılarla bir dizi kararlar almaya çalışıyor. Alınan kararları, düzeyi ne olursa olsun hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bu çerçevede yapılan son çalışma ve karar da, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yapılacak mitinge katılmaktı.

8 Mart günü mahalledeki dostların yanına gidip insanları kendi gündemleriyle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne katılmaya çağırdık. Ancak insanların bir çoğunun haberi yoktu. Saat 10:00’a doğru yaklaşık 40 kişilik bir otobüsle yola çıktık. Yürüyüş güzergahı yakınında dörderli sıra oluşturup yürümeye başladık.

Mitinge katılanların çoğu kadındı. Yaşlı analar dahi vardı. Arama noktasında bir kadının elinden dövizleri almışlar, arkadan gelen bayana vereceğiz diye. Yine kortej oluşturarak yürüyüşe başladık. Yürüyüş yolu üzerindeki (Perpa’nın karşısı) köprünün yanında beklemeye başladık. Bir arkadaş pankart getirecekti. Az sonra geldi, ancak pankart yoktu. Polis keyfi gerekçelerle el koymuştu. Birkaç arkadaş pankartı geri almak için gitti ama bir sonuç alamadılar. Pankartın olmaması moralleri biraz bozsa da kısa sürede bu da aşıldı. Herşeye rağmen 35-40 kişi evlerinin yıkılmasını ve peşkeş çekilmesini kamuoyuna duyurmak için oradaydı. Gecekondu halkına sahip çıkan, destek veren dostlarımız vardı alanda.

Alandakiler hakkında bilgi almak için kortejimizdeki bayanlar durmadan sorular soruyorlardı. Ben de TUYAB’ı anlattım. Anlattıklarımı dinleyen abla TUYAB’ta çalışanları takdir ettiğini söyledi.

Yürüyüşün başlamasıyla birlikte öncü işçilerin ve Kızıl Bayrak okurlarının kortejinin arkasında kendi kortejimizi oluşturduk. Kortejimizde yeralan insanların birçoğu ilk defa böyle bir eyleme katılıyorlardı. Başlangıçta bir suskunluk vardı, tedirginlik azalınca ve dostlar sahip çıktıkça bizler de sloganlarımızı atmaya başladık. “Kondular bizimdir, KİPTAŞ’ın değil!”, “Yıkımlara izin vermeyeceğiz!” sloganlarıyla yürüyüş güzergahından belli bir yol katettik. Daha sonra “Direne direne kazanacağız!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!” sloganlarını daha gür ve heyecanla haykırdık. Diyebilirim ki bayanlar, biz erkeklerden daha iyiydi. Ortamın coşkusuna daha çabuk uydular. Ön taraftan atılan sloganlara katılıyorlar ve yine ön taraftan atılan “Kurtköy halkı yanlız değildir” sloganını alkışlarla karşılıyorlardı.

Alana vardıktan sonra halay çekip slogan attık. Miting sona erdikten sonra geldiğimiz arabayla dönüş yoluna koyulduk. Dönüşte birkaç arkadaş değerlendirme konuşması yaptı. Dövizlerin ve pankartın polise kaptırılması dışında genelde olumlu konuşmalar ve tepkiler geldi. Bunun üzerine ben bayanlara yönelik bir komite oluşturulması önerisinde bulundum. Bunun üzerine bayanlar komşuları ziyaret ederek, hem mitingi anlatma hem de onları yeni çalışmalara katma kararı aldılar. 11 Mart Pazar günü toplantı yapma kararlaştırıldı.

Bölgede yıkımlarla ilgili büyük bir duyarlılık oluşmuş durumda. Burada en büyük görev bu insanların ilerici ve devrimci dostlarına düşmektedir. Biz işçi ve emekçiler olarak onların her zaman yanında olmalıyız. Şunu da belirtmeliyim ki, kondularda bayanları toparlayacak, bilinçlendirecek iyi bir çalışmaya ihtiyaç vardır. Özellikle erkeklerin gündüz işte veya mahallenin uzağında oldukları düşünülürse, bayanlara düşen görev daha iyi anlaşılacaktır. Yıkım işleri genellikle gündüz olmaktadır. Önemli bir nokta da, insanların çoğunun pratik bir adım atılması yönündeki ısrarıdır. Örneğin Pendik Belediyesi önünde basın açıklaması yapmak gibi önerileri iyi değerlendirip hayata geçirmek gerekir. Bu tür etkinlikler insanları toparlayıcı ve motive edici adımlar olacaktır.

Kondular halkı yanlız değildir!
Yıkımlara izin vermeyeceğiz!

Kurtköy’den bir KB okuru



Kurtköy halkı 8 Mart alanında yerini aldı...

“Kurtköy halkı yalnız değildir!”

Pendik bölgesinin Kurtköy Canbaztepe semtinin gecekondu halkı gecekondularının yıkımını engellemek amacıyla mücadelesini örgütlüyor. Kendi içinde dar toplantılarla başlayan çalışma somut kararlar alınarak ilerletilmeye çalışılıyor.

Bunlardan ilki bildiri kaleme alarak mahalle halkına geniş bir toplantı çağrısı yapmak oldu. Bildiri dağıtımı için 5 kişi görev aldı ve dağıtım oldukça heyecanlı bir havada gerçekleştirildi.

Toplantıya katılanlar tartışmalara katılımcı olamadılar, bu nedenle toplantı cansız geçti. Getirilen öneriler kişisel tartışmalardan dolayı somutlanamadı. Toplantı sonrası bu olayın muhatapları eleştirildi ve bundan sonra yapılacaklar üzerinden bir tartışma yürütüldü. Bu tartışmalar sonunda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mitingine katılma kararı alındı. 8 Mart’ın anlamına ve önemine ilişkin başlayan tartışmalar, 8 Mart alanına yıkım gündemini taşımanın yol, yöntem araçları netleştirilerek son buldu. Ancak zaman sınırlılığı nedeniyle 8 Mart’a yönelik etkili bir çalışma yürütülemedi.

“Yıkımlar durdurulsun! Herkese sağlığa ve ihtiyaca uygun ucuz konut!/Kurtköy Canbaztepe Halkı” imzalı pankart ile yıkım gündemli slogan ve taleplerin yeraldığı dövizlerin hazırlanması somutlanarak kitle çalışmasına başlandı. 15 kişilik bir grupla Pir Sultan Abdal Derneği ziyaret edilerek, gündemdeki soruna destek için çağrıda bulunuldu. Yöneticiler destek sözü vermelerine karşın eyleme katılmadılar.

Sabah 35-40 kişinin katılımıyla miting alanına doğru yola çıkıldı. Pankart alana sokulamadığı için döviz hazırlanmaya başlandı. Kolluk güçleri çeşitli bahanelerle dövizlere de el koydular. Yalnızca “Kondular bizimdir KİPTAŞ’ın değil!”, “Yıkımlara izin vermeyeceğiz/Canbaztepe Halkı” yazılı dövizlerimizi geçirebildik ve alandaki yerimizi aldık.

Bu olumsuzluklara rağmen kitlenin motivasyonu hiç azalmadı. Sloganlar gür bir sesle haykırıldı. “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Kondular bizimdir bizim kalacak”, “Direne direne kazanacağız!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!” vb. sloganlar atıldı. Önümüzdeki Kızıl Bayrak kortejinin taleplerimizi sahiplenerek attığı “Kurtköy halkı yalnız değildir!” sloganı kortejimizde olumlu bir hava yarattı. Yürüyüş esnasında habercilerin zayıf da olsa ilgisini çektik ve belli kanallarda ve gazetelerde haber konusu olabildik.

Miting dönüşünde yapılan değerlendirmeler; bunun bir başlangıç olduğu ve çalışmanın daha ileriye taşınması gerektiği biçimindeydi. Yapılan tartışmalar somutlanarak, genel bir toplantı yapılması kararı alındı. Çalışma olumsuzluklara rağmen oldukça iyi bir etki bıraktı kitle üzerinde.

Kurtköy’den bir işçi



TUYAB, 8 Mart’ta alanlara direnişin sesini taşıdı...

“Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!”

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde tutsak aileleri de kitlesel olarak eyleme katıldı. “Katliamın hesabı sorulsun! F Tipleri kapatılsın! TUYAB” yazılı pankartla, eylem komitesinin “kortejde erkeklerin (babaların) olmasını” ileri sürmesi üzerine, biz de kadın örgütlerinin bir arkasında yerimizi aldık.

Düzenli bir kortej oluşturarak “Katil devlet hesap verecek!”, “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!”,”Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz!”. “İçerde dışarda hücreleri parçala!”. “Edirne direniyor!, Kandıra direniyor!, Sincan direniyor! Tekirdağ direniyor!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Hesap sorulsun katiller yargılansın!” sloganları coşkulu ve kararlı bir şekilde haykırıldı.

Yürüyüşe geçildiğinde ise ailelerin kararlılığı eyleme gelenlerin ilgisini üzerine topladı. Yürüyüş boyunca sloganlara katılım ve alkışla destek verildi. Alana girildiğinde ise kürsüye yakın bir yere geçilerek sloganlar yine gür bir şekilde haykırıldı. Kürsüden F tipleriyle ilgili yapılan konuşma atılan sloganlarla desteklendi.

Mitingin ardından TUYAB’lı aileler de kitleyle birlikte alandan ayrıldı.

Bir TUYAB çalışanı




Adana’da Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliği

14 Mart Çarşamba günü Adana Emekli-Sen’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’yle ilgili bir etkinlik yapıldı. Şube başkanı günün tarihçesine değinen ve özel mülkiyet ortadan kalkmadıkça bu sorunun devam edeceğini vurgulayan bir konuşma yaptı. Konuşmadan sonra şiirler okundu ve bağlama eşliğinde türküler söylendi. Etkinliğe tutsak yakınları da katıldılar. Bir tutsak anasının okuduğu “Öldürtmeyeceğiz!” şiiri ile etkinlik sona erdi.

Emekli-Sen bu etkinlikten önce İMF direktifleriyle ilgili bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, emekçilerin %40 fakirleştiğine, sömürücülerin bu programla, emeklileri ve emekçileri daha da yıkıma götürdüğüne değinildi. Tüm DKÖ’ler, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerine saldırıya dur deme çağrısı yapıldı.