İsviçre Devrimci İnşa Hareketinin
Ölüm Orucu direnişçilerine mesajı...
Devrimci kimliği teslim almayı başaramayacaklar!
Biz İsviçre Devrimci İnşa Hareketi olarak, siz direnişteki politik tutsaklara, en derin duygularımızla direnişinizin içinde olduğumuzu en baştan belirtmek istiyoruz. Türk devleti öteden bu yana politik tutsakları kimliksizleştirmek ve teslim alarak hayat hakkı vermemek için her türlü çabayı göstermiştir.
Politik ortama göre sermaye devletinin saldırıları da ya azgınca ya da daha ılmlı olmuştur. Psikolojik ve fiziki işkencelerden tutun da toplu katliamlara, itirafçılaştırma çabalarından tutun da satın almaya kadar, her türlü yöntemle devrimci tutsaklar davalarına ihanete zorlanmışlardır.
Ama devlet devrimci kimliği teslim almada bugüne kadar başarılı olamamıştır, bugün de başarılı olamayacaktır. Devrimci tutsaklar her dönem devletin saldırılarına canlarını siper ederek, efsanevi direnişleriyle cevap vermişlerdir. Devrimci tutsakların her direnişi her dönem dışarıda da bir direnişi örgütlemiştir. Tutsak yakınları, aileler, kitle örgütleri ve Türkiyeli devrimci ve komünist örgütler dışardaki direnişin başlıca örgütleyicileri olmuşlardır.
Bugünkü çatışmada F tipi uygulamasına karşı devrimci tutsaklar tek yumruk tek yürektirler. Almanya Stammheim tecrit hapishanesi örnek alınarak uygulanmaya çalışılan F tipi cezaevlerine karşı tutsakların görkemli direnişi, dışardaki mücadeleyi de adım adım örmüştür. Direniş o kalın duvarları aşarak Türkiyenin sokaklarına, oradan da Avrupa sokaklarına sıçramıştır.
Sevgili yoldaşlar,
Sizin de belirttiğiniz gibi, tecrit işkencenin en temiz metodudur. Bu nedenledir ki beyaz ölüm olarak adlandırılmaktadır. Avrupa Birliğine girmeye hazırlanan Türkiye, diğer yönleriyle olduğu gibi bu yönüyle de, uyumlu olmak zorundadır. Vahşi işkence yerine, modern işkence. Avrupa Birliğine uyumluluk. Yıllardır hücre sistemi Türk medyasında modernleşmenin bir göstergesi olarak propaganda ediliyor. Çok iyi biliniyor ki, esas hedef, politik tutsakları kolektif yaşamdan koparmak, sistematik işkenceye tabi tutmak, saldırılar karşısında yalnızlaştırmak ve giderek kimlikşizleştirmektir.
20 Ekimden bu yana elli günü aşkın bir süredir Türkiye cezaevlerinde üç ayrı partiden tutsak yoldaşlar açlık grevi direnişlerini 19 Kasımdan bu yana ölüm orucuna çevirmiş durumdalar.
Politik tutsakların;
- F Tipi hücre hapishanelerinin kapatılması,
- 3713 Sayılı Anti-Terör Yasasının tüm sonuçlarıyla kaldırılması,
- Üçlü Protokolün iptal edilmesi,
- DGMlerin kapatılması,
- Değişik tarihlerde, Buca, Ümraniye, Diyarbakır, Ulucanlar, Burdur hapishanelerinde arkadaşlarımızın ölümlerinden ve ağır yaralanmasından sorumlu olanların yargılanması,
- Rahatsızlıkları sabit olan, 96 Ölüm Orucu sonrası rahatsızlıkları süren, çeşitli saldırılarda yaralanan ve tedavi edilmeyen arkadaşlarımızın salıverilmesi,
- İşkencecilerin yargılanması,
- Halkların demokrasi ve özgürlük mücadelesi önündeki tüm anti-demokratik yasaların iptal edilmesi, baskılara son verilmesi... talepleri derhal yerine getirilmelidir.
Kalın duvarları aşıp buralara kadar yaygınlaşan direnişinizi selamlıyor, kazanacağınızdan hiç kuşku duymadığımızı belirtmek istiyoruz.
Dayanışma dünya çapında sömürü ve baskıya karşı emekçilerin silahıdır.
Bu duygularla sizinle dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Dünyadaki tüm politik tutsaklara özgürlük!
Komünizm mücadelesi için,
yaşasın proleter enternasyonal dayanışma!
Devrimci Yeniden İnşa Hareketi/İsviçre
(Revolutionären Aufbau Schweiz)
Ölüm Orucuyla dayanışma faaliyetimiz
her geçen gün büyüyor
Avrupanın birçok merkezinde olduğu gibi 10 Aralıkta Frankfurtta da açlık grevine başladık. Kızıl Bayrak, Devrimci Demokrasi ve Özgür Gelecekin birlikte organize ettiği ölüm oruçlarıyla dayanışma etkinliğimiz 15 kişiyle başladı. Sürecin aciliyetinden dolayı, gerekli izin alınıncaya kadar, etkinliğimizi nispeten tecrit edilmiş bir mekanda başlatmak zorunda kaldık. Zamanın kısalığı ve mekanın olumsuzluğuna rağmen, yoğun bir çaba gösterilerek birçok kurum ve kuruluşun desteği alındı. Yüzlerce insan etkinliğimizle dayanışma amaçlı ziyaretler gerçekleştirdi.
Sadece açlık grevi etkinliğiyle kendimizi sınırlamadık. İçlerinde açlık grevinde bulunanların da grev elbiseleriyle yeraldığı ekipler oluşturarak, kahveler, pazarlar, aileler ve sokaklarda sürece ilişkin yazılı ve sözlü propaganda yapıldı. Ayın 14inden itibaren grev çadırımızı Frankfurtun en işlek caddesi olan Hauptwcahede açık alana taşıyoruz. Bu alanda hergün binlerce insana ulaşmak imkanımız var. Bu durum faaliyet kapasitemizin birkaç kat artması anlamına geliyor.
Frankfurtta, açlık grevi ve ölüm oruçlarıyla dayanışmak için, içinde çeşitli Alman grupların da yeraldığı bir komite oluşturulmuştu. Bu komiteye zindanlardaki direnişin nedenleri, amacı, talepleri vb.ni anlattık. Destek için zindan direnişçilerinin taleplerini içeren bir bildiriyi üstlenip Frankfurt Havaalanında 9 Aralıkta yapılan eylemde dağıttık. Komitenin aldığı 16 Aralık tarihli yürüyüş kararı da aynı eylemde açıklandı. Şimdi Frankfurtta merkezi olarak yapılacak yürüyüşe hazırlanıyoruz. 16 Aralık yürüyüşüne güçlü bir katılım sağlamak için kahvelere, yerleşim yerlerine yönelik yazılı ve sözlü propaganda faaliyeti yürütüyoruz.
Kısacası süreç ve özelde etkinliğimiz büyüyerek ilerliyor. Bu hem bizi daha çok motive ediyor, hem de geriye düşmüş yüzlerce insanı sarsıp sürece katıyor. Faaliyetimiz her geçen gün büyüyerek devam ediyor.
Frankfurttan TKİP taraftarları
Eylemlerimiz devam ediyor!
ÖO eylemini desteklemek amacıyla Stuttgart kentinde 24 Kasımda başlattığımız açlık grevi eylemimizin 10. gününde bir panel gerçekleştirdik.
TKP(ML), DHKP/C, TKİPyi temsil eden üç arkadaş tarafından, son sürece ilişkin değerlendirmeler yapıldı, bundan sonra yapılacaklar tartışıldı. Panele yaklaşık 250 kişi katıldı.
Açlık grevi eylemimizi, 4 Aralıkta düzenlediğimiz bir mitingle sona erdirdik. Eylemimizin 11. gününde bilgilendirme standımız gün boyu açık tutuldu. Saat 18:00de Ölüm Orucu ile Dayanışma Komitesi ve İKM tarafından gerçekleştirilen miting, dünya devrim şehitleri adına yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Yaklaşık 400 kişinin katıldığı mitingte cezaevlerinin durumunu anlatan Türkçe ve Almanca bildiri ve açıklamalar okundu. Grup Esenyeller halay parçaları ile eyleme destek sundu..Miting oldukça coşkulu geçti.
Mitingin ardından 9 Aralıkta planlanan yürüyüşün hazırlıklarını kapsayan bir çalışma içerisine girildi. Bu çalışmalar sonucunda, 1000 kişinin katılımı ile bir yürüyüş gerçekleştirildi. Ölüm Orucu ile Dayanışma Komitesi, ADHK, İKM, AGİF, Bolşevik Partizan, Kerbela Dergisi ve BİR-KAR pankartlarıyla yürüyüşe geçen kitle, Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!, Hücrelere girmedik, girmeyeceğiz!, Devrimci tutsaklar onurumuzdur!, Yaşasın devrimci dayanışma! vb. sloganları attı. Yürüyüş boyunca Almanca bildiriler yoğun olarak dağıtıldı. Yürüyüş Ölüm Oruçları ile Dayanışma Komitesi ile İzolasyona Karşı Mücadele Komitesinin mesajlarının okunmasıyla son buldu.
Ayrıca bölge özgülünde gerçekleşen eylemlilikler boyunca toplanan 2 bin imza, Türkiye Adalet Bakanlığı, İçişleri ve Dışişleri bakanlıklarına fakslandı. 20 bin adet Almanca bildiri dağıtıldı ve birer örnek Alman makamlarına fakslandı.
Ölüm Oruçları ile Dayanışma Komitesi/Stuttgart
Türkiye cezaevlerindeki direnişi destekliyoruz!..
Türkiye cezaevlerinin durumu uzun süredir ilgimizi çekmektedir. 20 Ekimden bu yana TKİP, TKP-ML ve DHKP-C üyesi yüzlerce komünist militan açlık grevindedirler. Bu eylem Türk hükümetinin cezaevleri koşullarını tecrit yöntemi ile ağırlaştırma politikasına karşı bir direniştir. Saldırgan NATOnun sadık bir üyesi, ABD emperyalizminin, İsrail siyonizminin ve Batı Avrupalı emperyalistlerin müttefiği gerici Türk rejimi, batının sermayesi ve sıkı bir askeri işbirliği sayesinde, Türkiyeli işçilere ve Kürdistan halkına karşı korkunç bir terör sürdürmektedir. Bu rejimin dışa yönelik tavrı hem barışa, hem de bölge halklarının tamamına karşı açık bir tehdit teşkil etmektedir.
Bu nedenle Marksist-Leniniste Komünist Hareket Sklerijenn-Clarté, Türkiye cezaevlerinde açlık grevinde bulunan komünist yoldaşlara desteğini sunmaya, Fransanın aktüel burjuva yöneticilerinin sağcı olsun solcu olsun (sosyal dönekler, revizyonistler vs...) Türk makamlarıyla olan iğrenç işbirliklerini tehşir ederek, onların mücadelesini tanıtmaya önem verir.
Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!
Yaşasın Türkiyeli komünistlerin direnişi!
Bütün ülkelerin proleterleri, ezilen ulus ve halkları birleşin!
Marksist-Leniniste Komünist Hareket Sklerijenn-Clarté
Ronan KERBLOAZ/Fransa
|