ARSIVANA SAYFA
 
16 Aralık '00
SAYI: 47
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
İlerici ve devrimci güçler tarihi bir sorumlulukla yüzyüzeler
Kanlı operasyona karşı devrimci direniş!
Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!
Faşist terör örgütünün “isyan” provası
EP sözcüleri devrimci tutsakları mücadeleyi bırakmaya çağırdılar
İlerici sendikacılardan Ölüm Orucu’na destek eylemi
Antalya’da F tipi protestoları yaygınlaşıyor
Ölüm Orucu’nu destekleme etkinliklerinden notlar
Hücre karşıtı muhalefet güçleniyor
İzmir’de hücre karşıtı eylemler
Kirli dilini direnişimizden uzak tut!
Yaşamın her alandan hücreleştirilmesi!
Hükümetin af gündemi ve Ölüm Orucu direnişi
TELEKOM özelleştirmesi ve birleşik mücadelenin büyüyen olanakları
Zaferi biz kazanacağız!
Gençlik Ölüm Orucu’nu desteklemek için alanlarda!
Ölüm Orucu direnişi ateşini harlayalım!
Planlı, programlı ve hedefli bir mücadele hattı ve talepler
Devrimci disiplin ve kurallı yaşam üzerine
Ölüm Orucu ile dayanışma faaliyetimiz güçlendirilerek sürüyor
Devrimci direniş ruhuna bin selam!
Devrimci kimliği teslim almayı başaramayacaklar!
ABD emperyalizmi yeniden Vietnam’da
İngiliz İşçi Partisi: İhanetin 100 yılı
“Direnişin arındıran ve güçlendiren temiz havası sarmış tüm benliğimizi”
Yaşananlardan öğrenmek
İktidar hapishanelerde ne yapmak ister?
F tipi emperyalizmin bir saldırısıdır
Hücre karşıtı faaliyetlerimiz
Mücadele Postası
 



 
 
Beyazıt eylemine 500 öğrenci katıldı...

Gençlik Ölüm Orucu’nu
desteklemek için alanlarda!


Ölüm Orucu’nun 56. gününde İstanbul’daki tüm üniversitelerin öğrencileri tarafından Beyazıt’ta bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Eyleme yaklaşık 500 üniversite öğrencisi katıldı.

Eylemin yapılacağı Beyazıt’taki İÜ Merkez Kampüsü son günlerde faşist saldırılardan dolayı epeyce gergindi. Eylem sabahı bir faşist saldırı daha gerçekleştirilmişti. Ayrıca polis bir yandan geniş bir bölgede arama yapıyor, diğer yandan yığınak yaptığı ve kuşatma altına aldığı Beyazıt Meydanı civarında kuş uçurtmuyordu. Üstelik kafalarda iki gün önce polisin Ankara’daki sert müdahalesi vardı. Açıkçası hemen herkes çatışmak için gelmişti. Dolayısıyla bu topluluğun büyük çoğunluğunun İstanbul öğrenci gençliğinin en diri kesimleri olduğu söylenebilir.

Önce Merkez Kampüs içinde toplanan İstanbul Üniversitesi öğrencileri kortej oluşturarak, tek bir pankart ve sloganlarla tarihi kapıya doğru yürüdüler. Kapıyı açtıran öğrenciler basın açıklaması yapmak üzere yoğun polis yığınağı arasında kapının önüne çıktılar. Burada slogan ve marşlarla süren eylem Vezneciler tarafından gelen ve diğer üniversitelerin öğrencilerinden oluşan bir kortejin katılımıyla büyüdü. “Katil devlet hesap verecek!”, “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!”, “Beyazıt faşizme mezar olacak!”, “Türkeş’in itleri yıldıramaz bizleri!” gibi sloganlar sürerken, basın açıklaması okunmaya başladı.

Basın açıklamasında, Ölüm Orucu Direnişi desteklenip ölümlere izin verilmeyeceği açıklanırken, bir gün önceki provokatif polis yürüyüşünde, Edebiyat Fakültesi’nin, “İşte burası hain yuvası” şeklinde nitelenerek hedef gösterilmesi protesto edildi. Ellerindeki kalem ve defterleri havaya kaldıran öğrenciler, “Hain değiliz, gelecek biziz!” şeklinde slogan attılar. Önce “Gündoğdu...”, ardından da “Beyazıt’taki şehit” marşları okundu. Ardından tutsak ailelerinin Sultanahmet Adliyesi’nde ölümlere yolaçmak suçundan devlet aleyhine yapacağı suç duyurusuna katılınacağı, ancak Sultanahmet’e kadar dağınık bir şekilde yürüneceği açıklandı.

Bunun ardından bir dağınıklık yaşandı. Kitlenin bir kısmı kampüs içine girerken, diğer bir kısmı içeri girmek ya da Sultanahmet tarafına yürümek kararsızlığına düşmüştü. İçeri toplu şekilde girilip içerde dağınık çıkılması önerildi. Öte yandan, “Arkadaşlar, içeri girmiyoruz, Sultanahmet’e gidiyoruz” anonsu yapıldı. Sonuçta, “içeri giriyoruz” şeklinde bir başka anonsla herkes içeriye girdi. Kortejler oluşturulup pankart açılarak anıta kadar yüründü. “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!”, “Beyazıt faşizme mezar olacak!”, “Yaşasın Devrim ve Sosyalizm!” sloganlarıyla süren yürüyüş Siyasal Bilimler Fakültesi ile İktisat Fakültesi’nin arasındaki meydana kadar sürdü. Burada da sloganlar bir süre devam etti.

Sultanahmet Adliyesi’ndeki suç duyurusuna dağınık bir şekilde çıkılması bir kez daha duyurulduktan sonra, “dağınık” bir kortej halinde yeniden kapıya yüründü. Ancak çıkışın toplu olması nedeniyle polis bir süre çıkışa izin vermedi. Tartışmanın giderek sertleşmesi üzerine polis çıkış için izin vermek zorunda kaldı. Ancak yolda suç duyurusunun bittiği haberi alındı. Geç kalmış olmanın hayal kırıklığı içinde, ama mücadeleyi hergün daha da yükseltme kararlılığıyla bir sonraki eylemde buluşmak üzere dağılındı.

Mücadelenin keskinleştiği bu dönemde elbette saflaşma da alabildiğince hızlı yaşanıyor. Örneğin ÖDP bu süreçteki eylemlere (özellikle militan nitelikte olanlara) katılmama kararı alabiliyor. EMEP bu eyleme hiçbir şekilde katılmıyor. Öğrenci Cepheleri, suç duyurusundaki eylemde ne olacağını kestiremedikleri için, içeri girdikten sonra kendi adlarına eylemi bitirip kitlelerini dağıtıyorlar. SİP’li öğrenciler de Sultanahmet’e gelmek yerine kampüste kalmayı tercih ediyorlar. Evet, süreç keskinleştikçe saflaşma belirginleşiyor. Zafere yürüyüş, devrimci mücadelenin yükünü omuzlayanlarla kazanılacak.





İÜ’de Ölüm Orucu’na destek eylemleri sürüyor


Ölüm Orucu’nun 48. gününde Avcılar Kampüsü’nde bir kez daha forum yapıldı. Forum öncesinde Ceyhan Cezaevi’ndeki Ölüm Orucu direnişçilerinin yazdığı mektup kantinlerde ve yemekhanede dağıtıldı. Forumda öğrenciler “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!”, “Hücreler ölümdür, girmeyeceğiz!” vb. sloganları attılar. Yemekhanedeki öğrencilere Ölüm Orucu ve hücreleri anlatan konuşma yapıldı.

Direnişin 49. gününde Merkez Kampüs’teki öğrenciler direnişe destek olmak için bir basın açıklaması yaptılar. Alkışlarla Hukuk Fakültesi’nde toplanan öğrenciler “Ölüm Orucu 49. gününde. Ölümlere ve hücrelere izin verme!” pankartını açarak ana kapıya kadar yürüdüler. Kapının önünde toplanan öğrenciler adına bir basın açıklaması okundu. Kitle daha sonra forum alanına geri dönerek burada konuşmalar yapıldı ve halaylar çekildi. Öğrenciler eylem boyunca “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişi”, “Ölümlere izin vermeyeceğiz”, “Hücreler ölümdür, izin vermeyeceğiz”, “Hücreler ölümdür girmeyeceğiz” vb. sloganlarını attılar. Eyleme reformist yapıların hiçbiri katılmadı.


Avcılar’da Ölüm Orucu’nun 55. günü eylemi

İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü’nde Ölüm Orucu’nun 55. gününde Hücre Karşıtı Öğrenciler tarafından bir eylem düzenlendi.

Eylemden bir gün önce ve eylem günü “Ölüm Oruçları 55. gününde Ölüm Oruçları’na sessiz kalmayalım” şeklinde ortak afişleme yapıldı. Eylem günü polis, psikolojik baskı kurarak ve ortamı terörize ederek eylemi engellemeye çalıştı. Kapılarda kimlik sorulması ve dekan aracılığıyla eyleme müdahale edileceği söylenmesine rağmen eylemin yapılmasına ilişkin kararlılıkta bir zayıflama olmadı.

Eylem günü Veterinerlik Fakültesi önünde toplanmaya başlayan kitle burada “Ölümlere izin vermeyelim!” pankartını açtı. Burada Mühendislik Fakültesi kantinine yüründü. Kantindeki öğrencilere yönelik, hazırlanan ortak metin okundu. Kitle daha sonra okulun içini sloganlarla çınlattı. Son olarak kitle Menza’nın önünde toplandı. Burada ortak basın açıklaması bir kez daha okunduktan sonra eylem bitirildi. Eylem boyunca “Ölümlere izin vermeyeceğiz!”, “Hücreler ölümdür, girmeyeceğiz!”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!”, “Hücrelere değil eğitime bütçe!” sloganları atıldı.

Okunan ortak metinden:
“… Biz diyoruz ki, cezaevlerinde artık yeni ölümlere tahammülümüz yok. Ölüm Orucu’ndaki devrimci tutsakların mücadelesini mücadelemiz olarak görüyor ve ölümler olmadan önce tutsakların taleplerinin koşulsuz olarak kabul edilmesini istiyoruz.”





İTÜ’de Ölüm Orucu Direnişi’ne destek eylemleri sürüyor


İTÜ’de Ölüm Orucu Direnişi ile dayanışma amacıyla İTÜ Hücre Karşıtı Öğrenciler adı altında yürütülen faaliyetler sürüyor. Ölüm Orucu’nun 50. günü olan Cuma günü amfi konuşmaları ve bildiri dağıtımı yaptık.

53. gününde yemekhanede kraft kağıtlarından temsili bir hücre yaptık ve dövizlerimizi astık. Merkezi bir nokta seçmemizden dolayı birçok insanın ilgisini çekti.

54. gününde yemekhanede masa açtık. Dövizlerimizi ve karikatürlerimizi astık. Teypten müzik dinletisi yaptık. İnsanların yakalarına takmaları için Ölüm Orucu Direnişi ile dayanışmak amacıyla kırmızı kurdela dağıttık. 200 tane olan kurdelalarımız bir saat içinde tükendi. Halaylarımız coşkuyu artırıcı bir rol oynadı.

55. gününde Fen-Edebiyat kantininde bir dia gösterimi, söyleşi ve müzik dinletisi gerçekleştirdik. Tüm üniversitelerden katılımın sağlanacağı ertesi günkü Beyazıt eyleminin duyurusunu yaptık. Ertesi günkü eyleme okula geleceklerle toplu çıkış yapma kararı aldık. Etkinliğin sonunda halaylarımızla birlikte moral depoladık.

Ekim Gençliği/İTÜ





YTÜ’den direnişe kitlesel destek


YTÜ’de, Ölüm Orucu Direnişi’nin 55. gününde, F tipi cezaevleri ve Ölüm Orucu Direnişi ile ilgili, Perşembe günkü eyleme çağrı niteliğinde bir eylem gerçekleştirildi.

Eylemde orta kantin önünde toplanıldı. Atılan sloganların yeraldığı renkli dövizler, Ulucanlar katliamının resimleri ve “F tipine karşı mücadelede şehit düşen Özkan Tekin ölümsüzdür!” afişleri taşındı.

Yaklaşık 150 kişinin katıldığı eylemde, “Hücreler yıkılsın, tutsaklara özgürlük!”, “İçerde, dışarda hücreleri parçala!”, “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişi!”, “Hücre tipi yaşama hayır!”, “Ölümlere izin vermeyeceğiz!”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!” sloganları atıldı.

Bütün okulu dolaşan öğrenciler, en son olarak orta kantin önüne gelerek sloganlarına devam ettiler. Burada bir basın açıklaması yapıldı. Eylemin sonunda Beyazıt eylemine çağrı yapıldı. Mücadelenin her alanda süreceği vurgusu yapılarak alkışlarla dağılındı.

ÖDP’lilerin “bizim için yarınki eylem önemli, onun için burada fazla gerginlik yaratmayalım, sadece toplanıp, slogan atıp dağılalım” biçiminde geri tavır sergilemeleri, ardından ertesi günkü eyleme katılmama kararı almaları, mücadelenin keskinleştiği şu süreci reformizmin karşılama kapasitesini göstermesi açısından, atlanılmaması gereken önemli bir nokta.

YTÜ Ekim Gençliği