|
Polis zihniyetli bürokratları başımızdan defedelim!
Devrimciye değil, sermayeye barikat!
Eğitim-Senin 10 Haziranda düzenlediği merkezi mitingte, devrimciler bu sloganı da eklediler listelerine. Bu slogan, üzerlerinde Eğitim-Sen/Görevli yazılı önlükleriyle sendika bürokratlarına karşı atıldı! Bu bürokratlar birbirlerine kenetlenerek devrimcilere barikat ördüler!
Bürokratların tecrit etme tavrı, toplanma yerinde Eğitimde Fırsat Eşitliği İçin Lise ve Dersane Öğrencileri İnisiyatifinin Eğitimin özelleştirilmesine, hücre tipi yaşama karşı birleşik mücadele! yazılı imzasız pankartı açmasıyla başladı. Eğitim-Sen dönem sözcüsü Nazım Alkaya pankartların kapatılmasını istedi. Gerekçesi, Bu eylemin bir hukuku var, uyacaksınız!, oldu. Bir yoldaş polisin dahi pankartlara müdahale etmediğini, ama görevli Eğitim-Senlilerin polisin görevini yaptığını söyleyince, gerilimli bir tartışma başladı. Büro Emekçileri Sendikası, tutsak aileleri, Ankara Üniversiteleri Hücrelere Hayır Platformu ve ÖMP de pankart açmak istediler. Alınan tavır aynıydı. Sonuçta pankartlarımızı kaldırdık. Devrimci-demokrat arkadaşlar ve tutsak analarıyla birlikte döviz ve sloganlarımızla yürümeye başladık. Devrimcilere alınan bu garip tutumu alanda protesto etmeye karar verdik.
Yürüyüşe geçer geçmez, bu kez Ankara 3 Nolu Şube Başkanı dövizlerimizi de kaldırmamızı istedi. Söylenenleri umursamadık, yürümeye devam ettik. Sıhhıyeye doğru yürüyüşte ÖMP yeniden pankartını açınca, bu kez fiziki müdahale gündeme geldi. Köprü altına yaklaştığımızda ise bir arbede yaşandığını gördük. Polis saldırısı olduğunu düşünerek oraya doğru koştuk. Bu kez de SİP imzalı dövizler yüzünden SİPliler ve görevli Eğitim-Senliler tekme-tokat kavga ediyorlardı! Ayırmak için uğraşırken, kendimizi kavganın içinde bulduk. İnsanlar biraz yatıştıktan sonra bir sürü görevli Eğitim-Senli hemen önümüze yığıldı. Bu görevli bürokratlar karşımıza fiilen ilk barikatlarını örmüşlerdi! Emekçi kitlesi akıyor, biz barikat yüzünden ilerleyemiyorduk. Bu karmaşa içinde sendika bürokratlarına fiziki bir müdahalede bulunmadık, insanları sakinleştirmeye çalıştık. Fakat bu görevliler bir yoldaşımızın elindeki dövizi yırtmaya kalkınca, yaptıklarını yanıtsız bırakmadık.
Bu polis kafalı sendika bürokratları ve şefleri zincir oluşturarak yürüyüş boyunca dağılmayacak kuvvetli bir barikat oluşturdular. Bu sırada alanda, Devrimciye değil, sermayeye barikat! sloganı atıldı.
Yürüyüş öncesi ve sırasında, emekçiler arasında bizleri destekleyenler, kavga sırasında bürokratları yuhlayanlar oldu. Bazı kamu emekçileri yaşananları duyunca yanımıza gelerek bizimle yürüdüler. Bu nasıl devrimci sendika? diyen bir emekçi arkadaş, beğenmiyorsan git! yanıtını aldı ve yanımıza gelerek bizimle yürüdü.
Alana gelindiğinde, barikat hala önümüzdeydi. Tutsak anaları pankartlarını açtılar. Yine müdahale oldu, ancak bu sefer pankart kapatılmadı. Ardından ÖMP pankartını açtı. Ankara Üniversiteleri Hücrelere Hayır Platformu ise pankartını direğe astı. Eylemin sonuna dek devrimcileri tecrit etme girişimleri devam etti.
Neler oluyor?
Eğitim-Senli görevli bürokratları devrimcilere karşı bu kadar öfkeli hale getiren ne? Bu sendikayı yaratanlar Devrimciye değil, sermayeye barikat kuran, hak verilmez alınır bakışaçısına sahip militan kamu emekçileri değil mi? Şimdi bu bürokratlar ne hakla ve ne adına devrimcileri sendikalardan tecrit etmeye çalışıyorlar. Hem de polis kafası ve polis yöntemleriyle... Bu sendika bürokratları ne yapmaya çalışıyorlar?
Görevli Eğitim-Senli bürokratların tutumları, biz devrimcileri emekçi kitlesinden yalıtmayı hedefliyor ve polise hedef göstermeye hizmet ediyor. Polis eyleme müdahalede bulunmadıysa, bunu zaten sendika bürokratlarının hakkıyla yerine getirdiklerini düşündükleri içindir.
KESK içindeki devrimci-demokrat emekçilere çağrımızdır!
Bu yaşananlar sendika bürokratlarının geleneksel tavrının eyleme ve kitleye çok açık ve somut olarak yansıması açısından ilktir. Ancak son olmayacağı açıktır. Buna ancak kamu emekçileri engel olabilir. Bu eylemde kendisini açıkça ortaya koyan polis zihniyetli sendika bürokratlarını ve benzer anlayışları, yılların fiili-meşru-militan mücadelemizle yarattığımız sendikalarımızdan temizleyelim. Önümüzde KESKin kongre süreci var. Bu fırsatı değerlendirelim. Hak verilmez, alınır! şiarı ve Sınıfa karşı sınıf, düzene karşı devrim, kapitalizme karşı sosyalizm! perspektifiyle sendikalarımıza sahip çıkalım. Kamu emekçi hareketinin dinamizmini, tepkisini ve militan mücadelesini yeniden oluşturalım!
|