- Kızıl Bayrak'tan
- Sınıf hareketinin güncel sorunları
- İşsizlik sigortası
- İMF memuru hükümet
- KESK
- Kamu emekçilerine ek zam
- "Norm Kadro Yönetmeliği"
- Enerji emekçileri iş bıraktı
- Sermaye medyası
- SASA grevi MHP'li...
- İEP 2. Temsilciler Kurulu
- İEP toplantısında yapılan konuşmalar
- İEP -sonuç ve kararlar-
- "Umut" operasyonu
- Tarıma dönük yıkım saldırısı
- Avrupa Ordusu
- F- Tipi cezaevlerine karşı
- İşkenceci devleti aklama operasyonu
- "Yeni Gündem"
- Bogaziçi Üniversitesi...
- Siyonizmin Lübnan yenilğisi
- Komünist militanlardan
- Nazım Hikmet
- Devrimin şairi
- Umut...
- Ülkeyi emekçiler için cehenneme



 
 
Gelir dağılımının en adaletsiz olduğu ülkeler sıralamasında, Türkiye beşinci sırada...

Ülkeyi emekçiler için yoksulluk cehennemine çeviriyorlar


Basında ve televizyonlarda ardı ardına bir dizi gelir dağılımı istatistiği yayımlandı. Bu istatistiklerde, dünya gelir dağılımının yanısıra, tek tek ülkeler ile bu ülkelerin çeşitli bölgeleri arasındaki gelir dağılımı tabloları yer aldı.

Yayınlanan bu gelir dağılımı tablolarından çıkan sonuçlardan biri, emperyalist ülkelerin dünya gelir dağılımında en büyük paya sahip olmalarıdır. İkincisi, dünya nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturan ülkelerin, bu ilk dilimdeki ülkelerle aralarında gelir dağılımı konusunda ikinciler aleyhine giderek açılan bir uçurum olduğudur. Üçüncüsü ve en önemli bir sonuç ise, bu gelir dağılımı tablosunun sınıflar arasında giderek derinleşen büyük eşitsizlikleri ortaya koymasıdır.

Görülüyor ki, eşitsizlikler üzerine kurulu olan emperyalist-kapitalist sistem, diğer bütün alanlarda olduğu gibi gelir dağılımı konusunda da eşitsizlikleri sürekli derinleştiriyor. Başka türlü de olamazdı; zira bu onun doğasına ve işleyiş yasalarına aykırıdır. Çıkarları birbirine taban tabana zıt sınıfların varlığı üzerinde yükselen bir sistemde, uzlaşma ve adil bir paylaşım değil, proletarya-burjuvazi karşıtlığından doğan çelişki, çatışma ve sınıf savaşımları egemen olacaktır.

Emperyalist-kapitalist sistemin zayıf halkalarından bir olan Türkiye kapitalizmi de, diğer bütün sorunlarda olduğu gibi gelir dağılımı konusunda da benzer sorunları daha derinlikli bir biçimde yaşıyor. Dünya genelinde kapitalizmin yaşadığı kriz, bir dizi yapısal sorunla malul Türkiye kapitalizmine yansımasını da daha derinden gösteriyor. Bunun kendisini en iyi ve en açık şekilde gösterdiği alan ise, giderek derinleşen servet-sefalet kutuplaşmasıdır. Öyle ki dünya genelinde gelir dağılımının en adaletsiz olduğu ülkeler sıralamasında Türkiye beşinci sırada bulunmaktadır.

Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de gelir dağılımındaki eşitsizlik sürekli artıyor. Yakın geçmişte gündeme getirilen özelleştirme saldırısı, işçi ve emekçilerin sahip olduğu kısmi örgütlülüğü dağıtarak, sömürünün sınırlardırılmasının bir dizi olanağını boşa çıkararak, gelir dağılımındaki uçurumu derinleştiriyor. Bunu, sendikal örgütlülükler ile grev hakkı başta olmak üzere her türlü işçi-emekçi örgütlülüğünü dağıtarak, her hakka saldırarak yapıyor. Grev yasakları konusundaki son örnek ise lastik işçilerinin grev hakkının yasaklanması ile verilmiş oldu.

Bu sömürücü güruh gelir dağılımı konusundaki utanç verici yerlerini dikkate almadan, lastik iş kolunda greve giden 3 bin işçinin grev hakkını “ülke güvenliğinin ve toplum sağlığının tehlikeye atıldığı” şeklindeki uyduruk gerekçeler ve aşağılık yalanlarla yasaklamaya gidebiliyor. Ülke güvenliği ve toplum sağlığına yönelik tehditler, işçi-emekçilerden, onların yasal ve meşru hakkı olan grev hakkının kullanılmasından değil, sermaye sınıfı ve onun devletinden geliyor. Ülke güvenliğine tehdit, ABD emperyalizmine bölgede koçbaşı olunarak, bunun ürünü saldırgan dış politikadan geliyor.

Yine toplum sağlığının tehlikeye atılması da, SSK’nın tasfiyesinde aranmalıdır. İzlenen düşük ücret politikası ile emekçilerin sağlık ve tedavi giderlerini karşılayamayacak duruma getirilmesini olanaklı kılan politikalarda aranmalıdır.

Görülüyor ki buradaki asıl amaç, işçilerin üretimden gelen güçlerini kullanarak ücretlerini korumanın ve geliştirmenin önüne geçmektir. Gelir dağılımı sıralamasında Türkiye’yi düyanın en kötü ilk beş ülkesi arasına katma başarısını gösteren bu asalaklar takımı, anlaşılan o ki bunu bile yeterli görmüyorlar. Bunun için de sefalet ücreti politikasının her şart ve koşul altında sürdürülmesini hedeflemektedir. Bunu olanaklı kılmak için de gerektiğinde uyduruk gerekçelerle grev ertelenmesine, gerektiğinde sendikaların tasfiye edilmesine, gerektiğinde ise, her hak alma eyleminin devlet terörüyle ezilmesine devam edilecektir.

İşçi ve emekçilerin gelir dağılımındaki adaletsizlikten, sömürünün sınırlanmasına, ekonomik haklarından, sömürüyü tamamen ortadan kaldırmaya kadar, tüm temel ve taktik sorunlarının yegane çözümü, kapitalizme karşı sosyalizm için savaşmaktan geçiyor.

Kemal Toka/Gebze Cezaevi


ARSIV ANA SAYFA