- Kızıl Bayrak'tan
- Sınıf hareketinin güncel sorunları
- İşsizlik sigortası
- İMF memuru hükümet
- KESK
- Kamu emekçilerine ek zam
- "Norm Kadro Yönetmeliği"
- Enerji emekçileri iş bıraktı
- Sermaye medyası
- SASA grevi MHP'li...
- İEP 2. Temsilciler Kurulu
- İEP toplantısında yapılan konuşmalar
- İEP -sonuç ve kararlar-
- "Umut" operasyonu
- Tarıma dönük yıkım saldırısı
- Avrupa Ordusu
- F- Tipi cezaevlerine karşı
- İşkenceci devleti aklama operasyonu
- "Yeni Gündem"
- Bogaziçi Üniversitesi...
- Siyonizmin Lübnan yenilğisi
- Komünist militanlardan
- Nazım Hikmet
- Devrimin şairi
- Umut...
- Ülkeyi emekçiler için cehenneme



 
 
İEP toplantısında yapılan konuşmalardan bölümler...

İşçi sınıfı kendisini salt kendi sorunlarıyla sınırlayamaz


Bektaş ÖNDER (Metal işçisi):
Biz sınıf dayanışmasını ön planda tutacak bir İEP beklentisi içerisindeyiz. Biz işçiler bu platformun ihtiyacını daha önceden hissetmiştik.

Sosyal yıkım saldırılarına 300-400 bin işçinin karşı çıkması önemlidir. Şimdi ise genel grev ve genel direnişin örgütlenmesine ihtiyaç var.

İşçi sınıfının sorunları sadece kendisini ilgilendiren TİS, grevler, ya da ekonomik sorunlarla sınırlı değildir. Sınıf önderlerini cezaevlerinde hücrelere tıkmaya çalışırlarken, biz işçilerinse işle ev arasına sıkıştırdıklarını, yaşamlarımızı hücreleştirdiklerini biliyoruz. Biz, hücrelere girmeyeceğiz şiarıyla örgütlenilmesi gerektiğini, bunu da İEP’in üstlenmesi ve tabana yayması gerektiğini düşünüyoruz.

“Karşımızdaki güce karşı tek yumruk olmalıyız!”
Güven MUTLU (Fatih ökçe): Fatih ökçe işçileri olarak Lastik-İş’te örgütlendik. Bunun üzerine işveren bizleri işten attı. Bu yüzden 33 gündür direnişteyiz. Direnişimizle birlikte İmsan Sanayi Sitesi’nde işverenlerin eteği tutuştu.

Direnişimizi devam ettiriyoruz. Direnişimize destek olunmasına rağmen bunu yeterli görmüyoruz.

Arkadaşlar, karşımızdaki güce karşı tek yumruk olmalıyız! Biz yasal olmayan bir şey yapmadık, suç işlemedik. Anayasal hakkımızı kullandığımız için işten atıldık. Ve tek çaremiz direnmektir! İşçiler birlik olur direnirse, bu işin üstesinden geliriz. Hepinizin desteğine ihtiyacımız var.

“Sınıf sendikacılığı doğrultusunda yeni bir işçi hareketi yaratmayı hedeflemeliyiz”
Emel KARABULUT (Kamu emekçisi): Bugün işçi sınıfı ve emekçiler burjuvazinin çok ciddi saldırısıyla karşı karşıya. Özelleştirmelerle emekçilerin hakları ellerinden alınıyor. Gündemde olan SSK’nın tasfiyesi operasyonu, sermayenin topyekûn saldırılarının bir parçasıdır. Çalışma yasalarında kimi değişikler yapılmasını öngören yasa teklifi ise, bugün iyice etkisizleştirilmiş olan sendikal örgütlülüğümüzü tamamen yoketmeye yönelik bir içerik taşımakta.

Cezaevlerindeki devrimci tutsaklara dönük hücre dayatması yalnızca cezaevlerindeki devrimcilerin sorunu olarak görülemez. Bugün saldırının temel hedefi sınıf mücadelesindeki emekçilerin teslim alınması anlamına gelmektedir. Bu yüzden biz emekçiler bu mücadeleye omuz vermeli, bu mücadelenin aynı zamanda bizim mücadelemiz olduğunu kavramalı ve emekçilere kavratmak için çaba harcamalıyız.

Gerek kamu emekçilerinin ücret zamları, gerekse sürmekte olan TİS’lerde burjuvazinin İMF doğrultusunda emekçilere dayattıkları yoksullaştırma ve örgütsüzleştirme saldırısına yanıt, sınıf dayanışmasının örülmesiyle verilebilir. Bu çerçevede TİS görüşmeleri tıkanmış olan belediye işçileriyle, sendikal örgütlenme mücadelesi verdikleri için işten atılan direnişteki işçilerle dayanışma etkinliği düzenlemek, bu platformun en temel ve en acil görevlerinden biri olmalıdır.

Önümüzde 15-16 Haziran var. Sınıf sendikacılığı doğrultusunda yeni bir işçi hareketi yaratmayı hedeflemeliyiz.



İEP toplatısında işçilerle konuştuk...

İşçiler İEP’i değerlendiriyor...


Fatih Ökçe’den bir işçi:
Ben ilk defa katılıyorum. Ancak burada duyduğumuz, gördüğümüz izlenimler üzerinden, eğer söylenenler gerçekleşirse, çok olumlu bir şekilde bakıyorum.

Fatih Ökçe işçi temsilcisi: Burada işçilerin birleşmesi, direnişteki arkadaşların sorunlarını anlatması çok olumlu bir gelişme. 33. gününde bulunan direnişimizin durumunu gözeterek, bize yakın arkadaşların, İEP’in gelip bize destek vermesini istiyoruz.

Mustafa Yamak (Çağdaş Matbaa işçisi): İEP’in daha önceki toplantılarına da katıldım. Fakat gelinen noktada görülüyor ki, İEP’in pek etkili olduğu söylenemez. Neden diyeceksin. İEP’in en azından daha çok üyeyi sendikalara kazandırmak ve bunun yanında da işçi hareketini örgütlemek için çaba harcaması gerekir. Amacı o olması gerekiyor. Henüz bu aşamaya gelmiş görünmüyor.

Nedenine gelince de, buna matbaadan örnek vereyim.

Cumhuriyet gazetesine bağlı bir firmadayım, Basın-İş Sendikası üyesiyim. Yirmiye yakın senedir bu sendika gazetede olduğu halde, DİSK’e bağlı olduğu için bugün işten atıldık. Ki bu en sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir gazete!

Artı bütün işyerlerinde örgütlenmek gerek. Çünkü örgütsüz bir işyeri her zaman patronun işine yarar. Bu açıdan İEP’in kesin ve radikal kararlar alması gerekiyor. Tabii bu ne derecede çıkacaktır basında, o da malum. Yapılan tüm basın açıklamalarını medyaya yansıtmıyorlar. Basın açıklamaları medya patronlarının işine gelmiyor zaten. Ben de patron olsam işçinin sesini tutup da televizyonda, gazetede çıkartmam. Ama iyi ki patron değilmişim.

İEP’in konfederasyonlara baskı kurması gerekiyor. Yıllardır DİSK içinde bir kadro var. Bu kadroyu değiştirmek mümkün olmuyor. Sendika ağalığının önüne geçmek için İEP’in tabana yayılması lazım. İşçi hareketinin nasıl gelişeceğini, bu hareketin zorluklarını işçilere anlatması lazım.

Bunu yapabilmek için de daha sık toplantılar yapmak gerekir. Şubat ayından bu yana bir çalışma olmadı zannedersem. İşyeri temsilcilerine birtakım kişiler gelip görüşlerini açıklıyor ve bu görüşler iletildiği gibi kalıyor, bunun dışına çıkılmıyor.

Kimya-Teknik işçisi: Şimdiye kadar yapılan toplantılar fazla ses getirmedi. Bugün de önceki yapılan toplantılara nazaran bir azalma sözkonusu. Bence bu toplantılara yalnız işyeri temsilcilerinin değil, bütün emekçi arkadaşların katılması gerekiyor. Çünkü bu sorun hepimizin davası, bütün işçi sınıfının davası. Bütün sendika konfederasyonlarındaki kişilerin el atması gerekiyor.

Herkesi buradan birlik ve mücadeleye çağırıyorum. Ancak bu şekilde bize yapılan saldırılara karşı bir sonuç elde edebiliriz. Eylemlerin hepsi aynı düzeyde, hepsi aynı kapıya çıkıyor. Bunun için hep beraber birlik içerisinde mücadele etmek gerekiyor.

Limter-İş Başkan Vekili: İEP zorunlu bir ihtiyaç olarak kuruldu. Gerçekten sınıf perspektifiyle hareket eden, sınıfın önünü açabilecek kapasitedeki sendikaların kurduğu bir platformdur. Şimdiye kadar aldığı kararlarda belki çok başarılı olmadı diyebiliriz. Ama aldığı kararlarla, en azından işçilerle dayanışma ve önaçıcı bir tutum içinde. Bundan sonraki süreçlerde de böyle olacağına inanıyorum. Geçen toplantıda alınan kararların bir kısmı yerine getirildi.

İEP’in bir eksikliği var. İşçiler arasında dayanışmayı öremedi. Bir de direnişteki ve grevdeki işçilerin arasında ortak eylemliliklerin öncülüğünü yapmadı. İşyeri, grev, direniş komitelerini kuramadı. Bu toplantıdaki temsilcilerin ve işçilerin konuşmalarına baktığımızda, İEP’in böyle kararlar almasının zorunlu olduğunu düşünüyorum ve bu toplantı sonrası olumlu kararlar alacağına inanıyorum.


ARSIV ANA SAYFA