- Kızıl Bayrak'tan
- Sınıf hareketinin güncel sorunları
- İşsizlik sigortası
- İMF memuru hükümet
- KESK
- Kamu emekçilerine ek zam
- "Norm Kadro Yönetmeliği"
- Enerji emekçileri iş bıraktı
- Sermaye medyası
- SASA grevi MHP'li...
- İEP 2. Temsilciler Kurulu
- İEP toplantısında yapılan konuşmalar
- İEP -sonuç ve kararlar-
- "Umut" operasyonu
- Tarıma dönük yıkım saldırısı
- Avrupa Ordusu
- F- Tipi cezaevlerine karşı
- İşkenceci devleti aklama operasyonu
- "Yeni Gündem"
- Bogaziçi Üniversitesi...
- Siyonizmin Lübnan yenilğisi
- Komünist militanlardan
- Nazım Hikmet
- Devrimin şairi
- Umut...
- Ülkeyi emekçiler için cehenneme



 
 
Komünist militanlardan parti programı üzerine...

Proletarya partisinin manifestosu devrimci programa bin selam!


Komünistler partiyi kazanmadan devrimi kazanamayacaklarının bilinciyle hareket ettiler. Bu perspektifle uzun yıllar işçi sınıfının devrimci partisini yaratmak için çaba harcadılar.

Modern revizyonizmin çöktüğü, tasfiyeciliğin boy verdiği bir dönemde komünistler, ısrarla ve inatla proletarya sosyalizmi vurgusunu yaptılar. İşçi sınıfı ve emekçiler için kapitalizmin yerini alması zorunlu bir devrimci toplumsal hedef olan sosyalizme ulaşmanın bir aracı olan partiye ulaşmak için sabırlı ve inatçı bir çaba harcadılar. Sosyalizm ile işçi sınıfının organik birliğini sağlamanın aracı olan partiyi yaratma sorumluluğuyla “Herşey parti için!” şiarını güncelleştirdiler.

Lenin’in “devrimci teori olmadan, devrimci pratik olmaz” ilkesi içselleştirildi. Onbir yıllık ideolojik, teorik birikimimizin ve örgütsel şekillenmemizin ürünü olan partimizin kuruluşu dosta düşmana ilan edildi. İşçi sınıfının kurmayı olan parti yaratıldı.

İşçi sınıfı artık yalnızca komünist partisine kavuşmamış, aynı zamanda devrimci programına da kavuşmuştur. “Bu program, insanlığı, uygarlığı ve doğayı yıkıma sürükleyen emperyalist-kapitalist dünya düzenine karşı, Türkiye topraklarından yükseltilen devrimci bir savaş bayrağıdır. Türkiye’nin çürümüş ve kokuşmuş kapitalist sömürü ve zulüm düzenine, onun gerisindeki uluslararası emperyalizme karşı militan bir savaş ilanıdır.

Programa verilen önemi anlamak için “TKİP Kuruluş Kongresi Belgeleri”ne bakmak yeterlidir. Program tartışmaları komünist basında zengin tartışmalarla belgelenmiş, kitaplaştırılarak devrimci kamuoyuna sunulmuştur.

Program tartışmaları ve incelemelerinde çok zengin bir materyale başvurulmuş, dogmatizmden ve şablonculuktan özenle kaçınılmış, marksist bilimsel yöntem kullanılmıştır. Partinin temel taktikleri, politikaları ve stratejisi titiz bir şekilde ele alınmış ve tartışılmıştır. Kapitalizmden emperyalizme, toprak sorunundan ulusal soruna, toplumsal sorunlardan devrimin karakterine kadar her bir sorun bir irade olarak karara bağlanmıştır. Programımızın bir diğer önemli yönü ise, devrim tarihi ve deneyimleri üzerinden şekillenmiş olmasıdır. Sonuçta programımız ideolojik-teorik birikimimizin süzülmüş bir ürünü olmuştur.

    Programımız, herşeyden önce partimizin irade ve eylem birliğinin zeminidir.
    Programımız, kurulu düzene karşı bir savaş ilanıdır.
    Programımız, tüm gerçek devrimcileri tek parti altında birleştirmeye ve savaştırmaya çağrıdır.
    Programımız, işçi sınıfını ve emekçileri komünist işçi partisi etrafında birleştirmeye ve savaştırmaya çağrıdır.
    Programımız, proletarya iktidarının önündeki engelleri aşmanın yolu ve yöntemidir.

Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi’nin devrimci programı!

Artık bunun coşkusu, sorumluluğu ve bilinciyle mücadele edeceğiz. Artık, bir yoldaşın da söylediği gibi, “bir komünist on kişilik iş yapmak zorundadır.” Artık söz önemini yitirmiştir, sıra eylemdedir. Bunun bir gereği olarak programımızı en geniş kitlelere ulaştırmakta, onların gündemine sokmaktadır. Bunun için her yolun ve yöntemin kullanılması gerekmektedir.

Programımızı diyalektik bütünlüğü içersinde kavramalı, program bilincini geliştirmek için yoğun bir çaba harcamalıyız. Bu bilinç bizi sarsılmaz bir biçimde birbirimize kenetleyecektir.

Komünistler kendi görüşlerini ve amaçlarını gizlemeye tenezzül etmezler. Hedeflerine ancak şimdiye kadarki tüm toplum düzeninin zorla yıkılması yoluyla ulaşılabileceğini açıkça ilan ederler. Varsın egemen sınıflar bir komünist devrim karşısında titresinler. Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecekleri bir şeyleri yok. Kazanacakları bir dünya var.

Partili olmak, partili kimlikle mücadele etmek, “uğruna bedeller ödenecek” bir davanın aracını kazanmış olmanın sorumluluğunu taşımak bir onurdur. Bu onur için her zaman vardım, her zaman varolacağım.

M. Şafak /İstanbul



Devrimci program altında birleşmekten ve savaşmaktan başka yolumuz yok!


Sermayenin faşist diktatörlüğü ömrünü uzatabilmek için bizi fabrikalarda, atelyelerde, işletmelerde iliklerimize kadar sömürmektedir. Bu sayede çürümüş ve kokuşmuş düzenini ayakta tutabilmektedir.

Çalıştığımız Küçükköy Sanayi Sitesi’nde yaklaşık 4-5 bin işçi çalışmaktadır. Sendika, sigorta, iş güvencesi vb. sosyal haklarımız bulunmamaktadır. Bizim çalıştığımız işyerinde ise yaklaşık 100 kişi çalışmaktadır.

Haftanın 6 günü sabah 8:30’dan akşam 20:00’ye kadar sömürülmekteyiz. Öğle paydosları/yemeği için çok kısa bir zaman verilmektedir. Yemeğimizi neredeyse makinaların başında yemekteyiz. Bu çalışma koşulları, sadece bizim çalıştığımız işyerinde değil toplamda Küçükköy Sanayi Sitesi’nde uygulanmaktadır.

İşçi sınıfının devrimci partisinin göndere çektiği bayrağı selamlıyoruz. Bu bayrak, işçi sınıfının nasırlı elleri ile şekillenecektir. Programımızın “acil demokratik ve sosyal istemler” ile “Emeğin Korunması”na ilişkin bölümlerinde, bizim yaşadığımız (genelde her fabrikada yaşanan) sorunlara ilişkin yakıcı istemler bulunuyor. Örnek vermek gerekirse;

    -7 saatlik işgünü, 35 saatlik çalışma haftası,
    -Eşit işe eşit ücret,
    -Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi vb.

İş güvencemizden sonra en büyük değerimiz olan emeğimizin korunması ihtiyacı, bu taleplerin aciliyetini ve yakıcılığını göstermektedir.

Yukarıda örnek verdiğimiz sorunlarımızı çoğaltabiliriz. Bu sorunlar karşısında ise yakınmak yerine, göndere çekilen bayrağın etrafında birleşmeli ve tüm işçileri birleştirmeye çalışmalıyız. Bunun için partili işçiler olarak elimizden geleni yapacağız..
İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!
Parti’nin devrimci programı altında birleşelim, savaşalım!

Küçükköy sanayi sitesinden bir grup işçi



Program devrimin güvencesidir!


Bin yıllardır süregelen sınıflar arası mücadele günümüz emperyalist-kapitalist sisteminde de varlığını şiddetlendirerek devam ettirmektedir. Bu mücadele, barbarlık düzeni tarihin çöplüğüne atılana kadar da sürecektir.

İşçi sınıfının ve emekçi halkın öncüsü olan parti ve onun programı bu savaşımın yol göstericisidir. İşçi sınıfının devrimci programı, uğruna tereddütsüz ölünecek davaya olan inancımızın sembolü olarak önümüzde duruyor. Yolumuza ışık tutuyor. Parti ve onun programından aldığımız güçle yürüteceğimiz örgütlü mücadelemiz, emperyalist-kapitalist düzene karşı savaşımımızda hiçbir engel tanımayarak sürecek.

Partinin Ümit ve Habip yoldaşların örnek kişiliğinde somutlanan programı altında birleşerek savaşalım. Partinin yol göstericiliği, başarımızın ve devrimin güvencesi olacaktır.

Kırşehir’den komünistler olarak, sınıfın ve devrimin partisini ve programını coşkuyla selamlıyoruz.
Yaşasın Marksizim-Leninizm!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Kırşehir’den bir komünist


ARSIV ANA SAYFA