İstanbulda kitlesel 6 Kasım protestoları
12 Eylül artığı YÖK kurulduğundan beri üniversite bileşenleri üzerinde sürekli baskı uygularken her zaman için bu çevrelerin protestoları ile karşı karşıya kaldı. Bu sene de YÖKün kuruluş yıldönümü olan 6 Kasım günü tüm ülkede olduğu gibi İstanbul da çeşitli eylemlere sahne oldu.
Günün ilk eylemi, devrimci öğrenciler üniversitelerden uzaklaştırılırken YÖKü alkışlayan, ancak başörtüsü yasağı ile beraber bir anda YÖK karşıtı kesilen Müslüman öğrenciler tarafından gerçekleştirildi. YÖK=Kışla=Cunta pankartının açıldığı bu eylemde, YÖK uygulamalarını başörtüsü yasağına indirgeyen bir basın açıklaması okundu. Daha sonra Zindanlar özgürleşmeden üniversiteler özgürleşemez!/Devrimci Öğrenci Birlikleri pankartı ile Beyazıt Meydanına gelen yaklaşık 15 öğrenci kampüs içerisine girmeye çalışırken resmi ve sivil polisler tarafından dövülerek ve yerlerde sürüklenerek gözaltına alındı.
İki gün kala ortak eylemden çekilen İstanbul Gençlik Derneği Girişiminin gerçekleştirdiği 80-100 kişilik eylemin hemen ardından ise günün en kitlesel ve en anlamlı eylemi gerçekleştirildi. İÜ Beyazıt Kampüsünden çıkan yaklaşık 500 öğrenci ile Beyazıt duraklarından gelen yaklaşık 1500 öğrenci Beyazıt Meydanında birleşerek mitinge dönüşen bir eylem gerçekleştirdi.
Eylemde, içerisinde YÖKün kaldırılmasından parasız ve anadilde eğitime, emperyalist savaştan yaşamın hücreleştirilmesine kadar gençliğin taleplerinin yer aldığı ve örgütlü mücadeleye çağrı yapan Üniversite Öğrencileri imzalı pankartın yanında 2 adet "YÖKe ve emperyalist savaşa hayır" pankartı taşındı. Tiyatro gösterisi ve marşlar ile renklenen eylem Eğitim-Sen 6 Nolu Üniversiteler Şubesinin kendi pankartı ve basın açıklaması ile katılmasının yanında çeşitli sendikaların göndermiş olduğu destek mesajları ile daha da anlam kazandı. Bu mesajlar okunduğu sırada "İşçi-gençlik el ele, örgütlü mücadeleye" sloganı atıldı.
Eylem boyunca YÖKe hayır!", "YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!", YÖK, polis, medya, bu abluka dağıtılacak!", "YÖK yasası geri çekilsin!", "Parasız, bilimsel, anadilde eğitim!" sloganlarının yanında gür bir şekilde haykırılan "Emperyalist savaşa hayır, "Kahrolsun IMF, kahrolsun ! emperyalizm", "ABD askeri olmayacağız!", "Irak halkı yalnız değildir!" sloganları gençliğin yalnızca YÖKe değil, aynı zamanda emperyalizme ve emperyalist savaşa karşı da kararlı bir duruş içerisinde olduğunu gösterdi. Ayrıca "F tipi üniversite istemiyoruz" , "Tecriti kaldırın ölümleri durdurun" sloganları da atıldı. Eylemin en kitlesel ve en coşkulu atılan sloganı ise, yeni bir dünya özleminin dile getirildiği "Yaşasın devrim ve sosylizm" sloganı idi.
Bütün taleplerin dile getirildiği ve örgütlü mücadele çağrısı ile noktalanan basın açıklamasının ardından toplu bir şekilde kampüs içerisine girildiği sırada Ankaradaki eyleme polisin saldırdığı ve çatışmalar yaşandığı haberi geldi. Bunun üzerine kitle bir kez daha devlete ve kolluk güçlerine olan öfkesini haykırdı. Eylemin bitimine doğru, hazırlık süreci boyunca gençlik gruplarının bağımsız katılımını dayatanların (tam da kendilerinden beklendiği gibi) kendi pankartlarını açma ve inisiyatif dışı slogan atma yönündeki girişimleri ise kitle tarafından tepki ile karşılandı.
Gençliğin dinamizmini ve sosyalizme duyduğu özlemi gözler önüne seren eylem, yaşanan bir dizi eksikliğe ve olumsuzluğa rağmen gelenekselliği ve seçim döneminin getirdiği politizasyon ile beraber son yılların en kitlesel ve en coşkulu eylemi idi.
Günün son eylemi ise İstanbul Gençlik Derneği Girişimi, Kaldıraç ve Özgür Gençlik okurları tarafından Taksim İstiklal Caddesinde gerçekleştirilen meşaleli yürüyüş oldu.
Genç komünistler ise nasıl daha önce 1 Mayısları 2 Mayıslara, 3 Kasımları 4 Kasımlara taşıma sorumluluğu ve bilinci ile hareket ettiler ise bugün de 6 Kasımları 7 Kasımlara taşıma sorumluluğu ile yüzyüzedirler. Bu ise ancak geleceği kazanma perspektifinde en küçük bir sapmaya yol açmadan mevcut güçleri kat kat aşan bir çaba içerisine girmekle mümkün olabilir.
Ne boş vaatleriniz ne de demokrasi yalanlarınız gençliği düzene yamayamayacak!
Gençlik devrim ve sosyalizmle özgürleşecek!
YTÜde sivil polis provokasyonu...
Devrimci faaliyet engellenemez!
YTÜde yoğun bir seçim faaliyetinin ardından girişilen 6 Kasım YÖK protestosu çağrısı son güne kadar yapılan çalışmalarla devam etti. 6 Kasım sabahı kantinleri afişleyen komünistler, sivil polislerin kantine girmeleri üzerine burası öğrenci kantini, ne işiniz var burada! diye müdahale ettiler. Bunun üzerine tartışma başladı. Üst kata çıkamayan sivil polisler, onlara itiraz eden iki arkadaşımızla birlikte aşağı inerek tehditler savurdular. Sabahın erken saati olması nedeniyle devrimci demokrat öğrencilerin yokluğunu fırsat bilerek arkadaşlarımızı tartaklamaya başladılar.
Tok bir tavırla karşılaşan polisler daha da pervasızlaştılar. Kantini terkederken afişlerimize saldırdılar. Tartışma esnasında etraftaki öğrencilerin gözünde iyice teşhir olan polisler camlardaki afişlerimizi de yırtmaya çalıştılar, fakat arkadaşlarımız buna engel oldu.
Öğlene doğru kantin önünde toplanan devrimci demokrat öğrenciler beklemeye başladılar. Beyazıttaki eyleme bir saat kala okulda toplanıldı. Hazırlık binası önünde yapılan konuşma ilgiyle dinlendi. Bir arkadaşımız, YÖKün sermaye ile olan ilişkisine ve hangi zihniyetin ürünü olduğuna değindi ve ona karşı mücadele gerekliliğini vurguladı. Ayrıca Iraka karşı hazırlığı yapılan emperyalist savaşa karşı mücadelenin yükseltilmesinin önemini ve aciliyetini vurguladı. Ardından Beyazıttaki eyleme çağrı yapıldı. Çağrının ardından "YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!, YÖKe hayır! sloganlarıyla yemekhaneye inildi ve orada da bir konuşma yapıldı. Ardından toplu halde okuldan çıkan YTÜ öğrencileri Beyazıttaki YÖK eyleminde yerlerini aldıar.
YTÜde sivil polislerin provokasyon girişimini boşa çıkaran komünistler, 6 Kasım alanında ve sonrasında da bu militan tutuma sahip çıktılar. Eyleme hazırlık süreci ve sonrasını çok iyi değerlendirdiler.
|