Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
15 Kasım-15 Aralık '02
Sayı: 55
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  6 Kasım'ın gösterdikleri...
  Gençlik hareketinin gündemi.
  İstanbul'da 6 Kasım protestosu
  Ankara'da 6 Kasım protestosu
  6 Kasım protestoları...
  Savaşa karşı mücadeleyi yükseltelim!
  Floransa'da yüzbinlerce kişi kızıl bayraklar ve savaş karşıtı pankartlarla yürüdü
  Savaş partileri mecliste...
  ABD askeri olmayacağız!
  Savaş ve faiz bütçesi yıkım getirecek!
  Savaş karşıtı eylem ve etkinliklerden...
  Amerikan askeri olmamak, kardeş halkların kanını dökmemek için görev başına!
  Yeni hükümet kuruluyor!
  BDSP'nin Esenyurt mitingi...
  Düzen saldırılarına devam ediyor!
  KTÜ'de ÖTK seçimlerinin gösterdikleri...
  Büyük Zindan Direnişi'nin 3. yılı...
  ÖO direnişçisi Muharrem Kurşun'la konuştuk...
  ÖO direnişçisi Fatime Akalın ile konuştuk...
  Susurluk ve çete devleti
  Çocuk emeği sömürüsü
  "Stalingrad'dan Son Mektuplar"
  Avrupa'daki göçmen işçiler ve sorunları
  Alman Kasım Devrimi yol gösteriyor
  Saraylara savaş, kulübelere barış!
  Okur mektupları



 
  6 Kasım, seçimler, paralı eğitim saldırısı ve
emperyalist savaş...

Gençlik hareketinin gündemi

Gençlik hareketi 2000 yılı 6 Kasım’ından bugüne sınırlı ivmeyle de olsa bir gelişme hattı çizmektedir. Bu gelişmeyi koşullayan etkenlerin başında yıllardır devam eden neo-liberal eğitim politikaları ve 2000 Ekim’inde başlayan Ölüm Orucu Direnişi süreci temel önemde bir rol oynadı. Öğrenci gençlik hareketi özellikle ‘96 sonrasının yarattığı olumsuz havayı 2000 yılından itibaren dağıtmaya başladı.

Özellikle geçtiğimiz yıl içerisinde YÖK yasa tasarısı ve paralı eğitim sorunu üzerinden yakalanan çıkışla birlikte bu gelişmenin sürekliliği sağlanmış oldu. Ancak halihazırdaki hareketlilik hâlâ da gençliğin geniş kesimlerini kapsamıyor. Gençliğin ileri ve politik unsurları cephesinden katılımlarla sınırlı olan bir hareketlilik bu.

Seçimler ve savaş gündemlerinin etkisi

Gençlik, bulunduğumuz yıl içerisinde de bu olumlu gelişme çizgisine uygun bir hatta ilerleyeceğinin işaretlerini vermekte. Özellikle dönemin başında seçim gündemi üzerinden yürütülen çalışmaların etkisi varolan politizasyonu daha da arttırmış durumda. Seçim gündemiyle yürütülen çalışmanın propaganda ve ajitasyonla sınırlı kalmasına, düzene karşı duyulan güvensizliğin ve tepkinin bağımsız eylemliliklere dönüştürülememesine rağmen, bu çalışmanın gençlik kitleleri üzerinde olumlu bir etki oluşturduğu söylenebilir. Yanısıra, seçimlerin yarattığı politik atmosferden yararlanılarak, emperyalist savaş, düzenin vaddettiği geleceksizlik, eğitimin ticarileşmesi vb. gündemler üzerinden de anlamlı bir çalışma yürütülmüştür.

Gerek seçim çalışmaları gerekse de devrimci ya da reformist tüm sol siyasetlerin temel gündem olarak ele aldığı savaş sorunu, yeni öğrenim yılının daha başından itibaren gençlik kitlelerini eyleme sürükleyebilmiştir. Savaş sorunu halihazırda ana bir gündem olarak tüm önemini sürdürmektedir. Yıllardır neo-liberal eğitim politikaları ile geleceksizliğe mahkum edilen öğrenci gençlik şimdi emperyalistler ve yerli işbirlikçilerinin çıkarı için kardeş bir halka karşı vurucu güç olarak kullanılmak isteniyor. Bu, halihazırda, gençliğin sisteme karşı varolan güvensizliğini daha da besleyen temel önemde bir gündemi haline gelmiş durumda.

İçerisinde bulunduğumuz süreçte çeşitli nedenlerle gündemden düşmüş gibi görünse de YÖK yasa tasarısı ve paralı eğitim sorunu da halen önemini korumaktadır. Tasarı, önümüzdeki dönem İMF’ye verilen tahhütler kapsamında özelleştirilecek ve tasfiye edilecek eğitim ve sağlık hizmetlerinin tamamlayıcı bir parçasıdır. Bu durum tasarının yeni dönemde mutlaka meclis gündemine geleceğini ve bir şekilde geçirilmeye çalışacağını göstermektedir. Bu nedenle konu ögrenci gençlik kitleleri arasında bir an önce gündemleştirilmelidir. Zira bu başarılamadığı ve saldırıya karşı örülecek çalışmanın sürekliliği sağlanmadığı ölçüde, tasarının mecliste görüşüleceği sürece hazırlıksız yakalanılmış olunacaktır.

Savaş ve paralı eğitim gündemlerinin bir diğer önemli yanı ise, halihazırda gençliğin ileri kesimleri ile sınırlı olan mücadele dinamiklerini, en azından potansiyel bir imkan olarak, gençliğin daha geniş kesimlerine yayabilecek, bu kesimleri de hareketliliğin içerisine çekebilecek kapsam ve nitelikte olmalarıdır.

6 Kasım’dan yansıyanlar ve güncel görevler

6 Kasım eylemliliklerinde gençliğin temel politik gündemleri birçok ilde kitlesel olarak alanlara taşınmıştır. Bu eylemliliklerde temel talep ve şiarlar olarak savaş, paralı eğitim sorunu ve kurumsal anti-demokratik yapısı ile YÖK ön plana çıkmıştır. Eylemlerde sergilenen kararlı duruşun yanında geçmiş yıllara oranla, sınırlı da olsa, bir kitleselleşmeden bahsedilebilir. Ne var ki yakalanan kitleselliğe karşın buna uygun bir örgütsel düzeyin yaratılamaması halen gençlik hareketinin önemli bir zaafı olmayı sürdürüyor. Bu ise gençlik hareketinin örgütlenme sorununun taşıdığı aciliyeti karşımıza çıkarmaktadır.

Bu değerlendirme ve saptamalar, yeni dönemin görev ve sorumluluklarına da dolaysız olarak işaret etmektedir. Emperyalist savaş, YÖK ve paralı eğitim saldırısına karşı mücadeleyi, örgütsel ayaklarını oluşturarak ve tabana yayarak yükseltmek zorundayız. Bu gündemler gençliğin en geniş kesimlerini doğrudan etkileyen ve etkileyecek olan gündemlerdir. Bu nedenle bunlar üzerinde özel bir tarzda yoğunlaşmak durumundayız.