21 Eylül 2007 Sayı: 2007/37(37)

  Kızıl Bayrak'tan
   ABD-Türkiye ilişkilerinde “yeni dönem”...
  Anayasa tartışmaları ve liberal sol...
Gül’ün büyük Kürdistan seferi...
Küreselleşen dünya “küreselleşen yoksulluk” demektir...
Cezaevlerinde hak ihlalleri ve keyfi uygulamalar sürüyor…
Temelinde mülk olan adalet kardeşliğe düşman, katillere kalkandır!
  Kamu emekçileri hareketinin sorunları,
imkanlar ve devrimci müdahale ihtiyacı
  İttifak politikasını düşünmek - Haluk Gerger
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Novamed grevi 1. yılında...
  Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan’la TİS süreci üzerine konuştuk...
  DİSK/Emekli-Sen yöneticileriyle kapatma saldırısı üzerine konuştuk...
  Sabra-Şatila katliamının 25. yıldönümü...
  Fransa da saldırgan koroya katıldı!
  Ortadoğu’dan...
  Dünyadan...
  Kavganın sürdüğü her yerde Neruda ve şiiri yaşıyor!
  Ulucanlar katliamı ve direnişinin 8. yılında...
  Partinin düşünen önderleri ve savaşan
neferleri önünde saygıyla eğiliyoruz...
  2. Enternasyonal Gençlik Buluşması başarıyla gerçekleşti...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Novamed grevi 1. yılında...

Direniş sınıf dayanışmasını hakediyor!

Novamed grevi 1. yılını 26 Eylül’de dolduracak. Novamed, Antalya Serbest Bölgesi’nde Fresenius Medical Care (FMC) adlı diyaliz setleri üretiminde tekel olan uluslararası bir şirkete bağlı. Ağırlığını kadın işçilerin oluşturduğu fabrikada Petrol-İş örgütlü. İşyerinde 264 işçiden 162’si sendikaya üye oldu. Çoğunluğu sağlayan sendika 2 Mayıs 2005’te Çalışma Bakanlığı’na başvurdu. Ancak gelinen aşamada direnişe 80 kadın işçi devam ediyor.

Serbest sömürü bölgeleri

Serbest bölge kavramı “küreselleşen” sermayenin serbest sömürü bölgesi olarak işliyor. Serbest bölge, uluslararası tekellerin girdikleri ülkelerin milli sınırları içinde bulunmakla birlikte, vergi ve gümrük mevzuatlarının uygulanması bakımından gümrük hattı dışında bırakılan yerler olarak tanımlanmaktadır.

Tekelci sermayeye bu ayrıcalık sadece emperyalizme bağımlı ülkelerde tanınmıyor. Gelişmiş kapitalist ülkelerde de serbest bölgelere yatırım yapan yerli ve yabancı sermaye benzer ayrıcalıklardan faydalanıyor. Kısa adı WEPZA olan Dünya Uluslararası Ekonomik İşlem Bölgeleri Birliği’nin 1999 yılı verilerine bakarak bunu görebiliriz. WEPZA verilerine göre halen 104 ülkede 882 adet serbest bölge faaliyette bulunuyor. Bunların ülkelere dağılımına bakıldığında, örneğin gelişmiş kapitalist ülkeler kapsamında en yaygın biçimde ABD’de uygulandığı görülüyor. ABD’de 214, Çin’de ise 125 adet serbest bölge var.

Uluslararası tekellere hiçbir bürokratik engele takılmadan vergi muafiyetinin sağlandığı, devlet tarafından teşvik edildiği serbest bölgeler işçiler içinse tam bir sömürü cehennemi. Zira kuralsız ve esnek çalışma serbest bölgelerin esasını oluşturuyor. Buna işçilere yönelik daha fazla baskı ve keyfi uygulamaları da ekleyebiliriz.

Türkiye’de ise 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun 1985 yılında yürürlüğe girdiği tarihten bu yana, değişik tarihlerde 21 adet serbest bölge faaliyete geçmiş durumda. Novamed grevinin devam ettiği Antalya Serbest Bölgesi ise 1987’de kurulmuş.

Türkiye’deki serbest bölge uygulamasının felsefesi esas olarak, “mevcut sanayi ve ticaret potansiyelini tam kapasitede kullanabilme, etkinleştirme, böylece küreselleşen dünyada daha aktif ve önemli bir yer tutma yolunda yararlanılabilecek bir araç” fikrine dayanıyor. Bunun için de serbest bölgelerde ağır sömürünün denetimsiz ve keyfi bir şekilde uygulanması gerekiyor. İşçi maliyetinin düşürülmesi, çalışma saatlerinin uzatılması, sosyal ve insani her türden hakkın gaspedilmesi, işçilerin sendikasız köle gibi çalıştırılması gerekiyor...

Serbest sömürünün çarpıcı bir örneği Novamed

Novamed’de çalışan işçi kadınların anlatımları serbest bölgelerin nasıl bir cehennem olduğunu anlamaya yetiyor: “Evde nasıl yaşadığımıza kadar müdahale ederlerdi. Şeflerimiz, ‘yemeğinizi yer yemez yatın uyuyun. Eşinizle hafta sonları birlikte olursunuz. Enerjinizi işe saklayın’ diyordu. ‘Haram olsun bu para size’ hakaretleriyle emeğimizin hakkı olan ücreti bile burnumuzdan getirdiler. Açık cezaevi gibi bir ortam içindeydik. Daha önce otellerde de çalıştım, ama hiç böyle davranış görmedim. En kötüsü otel işi derler ama gelip bir de buraya baksınlar.”

Bu türden uygulamaları hemen her işçi kadından dinlemek mümkün. Çünkü fabrikada dört yıl boyunca ücretler en alt düzeyde tutulmuş, insan onurunu zedeleyen uygulamalar da günlük yaşamın parçası haline getirilmiş. İşçilere konuşma yasağı, hamileliğin ancak izin ve sırayla mümkün olabilmesi, kazayla hamile kalma durumlarında aşağılanma, işçilerin tuvaletten çıktıktan sonra içeride ne yaptıklarını rapor etme zorunlulukları da var.

Novamed patronunun sendikal örgütlülüğü dağıtmak için uyguladığı baskı ve şantajlar ise saymakla bitmez. Tüm bu zorluklara rağmen Novamed işçileri yaklaşık bir yıldır grevlerine kararlılıkla devam ediyorlar. Grevin en büyük eksiği ise sınıf dayanışmasının yeterli düzeyde yükseltilememesi. Petrol-İş Genel Kurulu’na katılan Novamed işçilerinin kürsüden dile getirdiği gibi “maddi destekten çok manevi desteğe ihtiyacı” var grevin. “Novamed’i işyerlerinizde anlatsanız bile yeter” diye sesleniyor sınıf kardeşlerine Novamed’in kadın işçileri. Novamed grevi, sınıf dayanışması ayağının zayıf kalması nedeniyle zorluklarla devam ediyor.

Novamed işçileriyle sınıf dayanışmasını yükseltelim!

FMC, 12 ülkede fabrikası, 100 bin çalışanı olan diyaliz filtre setleri alanında dünya pazarını elinde tutan uluslararası bir şirket. Merkezi Almanya’da olan bu şirketin Antalya Serbest Bölgesi’ndeki Novamed adlı fabrikası 2001 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Novamed patronu ise tıpkı diğerleri gibi sefil çıkarları doğrultusunda işçinin posasını çıkarana kadar sömüren bir asalak. Zira Novamed’deki azgın sömürü koşullarını belirleyen doymak bilmez aç gözlü burjuvazinin sınıfsal çıkarlarıdır.

Novamed’de direnişe geçen kadın işçiler ise hem sınıfsal kimlikleri, hem de cinsiyetleri nedeniyle iki kat daha fazla ezilmekte ve sömürülmekteler. Halihazırda Novamed’li kadın işçilerle sınıf dayanışmasını yükseltmek tüm işçi ve emekçilerin görevi.

İstanbul’da biraraya gelen çeşitli feminist çevrelerle sendikalar “Novamed greviyle dayanışma kadın platformu” adı altında grevle dayanışmak amacıyla eylem ve etkinlik düzenleme kararı aldılar. Platformun kamuoyuna deklare ettiği metin ise greve sınıfsal pencereden bakarak feminist sonuçlar çıkaran bir mahiyet taşıyor. Kadının hem sınıfsal hem de cinsel kimliğinden dolayı yaşadığı çifte sömürü ve baskılara karşı sadece kadınları “Küresel sermayeye karşı küresel kadın dayanışması”na çağırıyor. Düzenleyecekleri eylem ve etkinlikleri örgütlemek için de sadece kadınlara sesleniyor; “Gelin kadınların organize ettiği, sadece kadınların katılacağı etkinlikleri birlikte örgütleyelim” diyor. Bu çağrı tam da “küresel sermaye”nin çıkarına uygun bir içerik taşıyor. Zira cinsel, ulusal, dinsel vb. farklılıkları kullanarak işçi sınıfını bölmeye, birbirine karşı kışkırtmaya, örgütlü gücünü dağıtmaya, sınıf dayanışmasını zayıflatmaya çalışan sermaye sınıfına karşı verilecek en iyi yanıt her cinsten, her milliyetten, her mezhepten işçi ve emekçileri Novamed greviyle dayanışmaya çağırmak olmalıdır.

Uluslararası sermayenin ve yerli işbirlikçilerinin saldırılarına tüm işçi sınıfı maruz kalıyor. Saldırıları püskürtmek için de kadın-erkek tüm işçilerin örgütlü mücadelesi gerekiyor. Bugün Novamed işçilerinin grevi işçi sınıfının mücadelesinin bir parçasıdır. Ve ancak kadın-erkek, Kürt-Türk, Alevi-Sünni tüm işçilerin sahiplenmesi ve dayanışmasıyla kazanımla sonuçlanabilir.

Devrimci ve ilerici güçler bu bakış ve bilinçle Novamed işçileriyle dayanışmayı yükseltmelidir.


Novamed grevi 1. yılında

Novamed direnişi ile dayanışmak amacıyla 15 Eylül günü İstanbul Maslak’ta bulunan Novamed Türkiye temsilciliği önünde eylem gerçekleştirildi. Eylemi feminist çevreler ile kimi sendikalar örgütledi.

“Novamed greviyle kadın dayanışması!” pankartı ve “Hepimiz Novamed’li, hepimiz kadınız!”, “Novamed işçileri insanca yaşam istiyor!” dövizleri açılarak GİZ Plaza önüne kadar sloganlarla yürüyüş yapıldı.

GİZ Plaza önünde basın açıklamasını kitle adına Hava-İş Başkan Yardımcısı Eylem Ateş yaptı. Ateş “Biz kadınlar, kadın emeği ve bedeni üzerindeki kapitalist ve patriyarkal sömürüye karşı çıkmak, Novamed’de direnen kadın işçileri desteklemek için grevin birinci yılında sokaklardayız. Açacağımız standlarda toplayacağımız imzalar, düzenleyeceğimiz panel ve şenliklerle seslerimizi Novamed’li kadınların sesine katmaya kararıyız. Biz kadınlar, serbest bölgelerin serbest sömürü bölgeleri olmaktan çıkması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, Novamed’li kadınların talepleri kabul edilerek sendikal haklarının ve örgütlülüklerinin korunması için sokaklardayız. Kapitalizme ve erkek egemenliğine karşı kadın dayanışmasının ve görünmeyen emeğin sesini yükseltmek için sokaklardayız” dedi.

Açıklama “Novamed’in patronlarına sesleniyoruz, grevdeki kadınların sendikası PETROL-İŞ’le masaya otursunlar ve grevci kadınların talepleri kabul edilsin” sözleriyle sona erdi.

Eylem boyunca “Sendika hakkımız söke söke alırız!”, “Eşit işe, eşit ücret!”, “Sendika hakkımız engellenemez!”ve “Novamed’li kadınlar yalnız değildir!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul