21 Eylül 2007 Sayı: 2007/37(37)

  Kızıl Bayrak'tan
   ABD-Türkiye ilişkilerinde “yeni dönem”...
  Anayasa tartışmaları ve liberal sol...
Gül’ün büyük Kürdistan seferi...
Küreselleşen dünya “küreselleşen yoksulluk” demektir...
Cezaevlerinde hak ihlalleri ve keyfi uygulamalar sürüyor…
Temelinde mülk olan adalet kardeşliğe düşman, katillere kalkandır!
  Kamu emekçileri hareketinin sorunları,
imkanlar ve devrimci müdahale ihtiyacı
  İttifak politikasını düşünmek - Haluk Gerger
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Novamed grevi 1. yılında...
  Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan’la TİS süreci üzerine konuştuk...
  DİSK/Emekli-Sen yöneticileriyle kapatma saldırısı üzerine konuştuk...
  Sabra-Şatila katliamının 25. yıldönümü...
  Fransa da saldırgan koroya katıldı!
  Ortadoğu’dan...
  Dünyadan...
  Kavganın sürdüğü her yerde Neruda ve şiiri yaşıyor!
  Ulucanlar katliamı ve direnişinin 8. yılında...
  Partinin düşünen önderleri ve savaşan
neferleri önünde saygıyla eğiliyoruz...
  2. Enternasyonal Gençlik Buluşması başarıyla gerçekleşti...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi hareketinden...

“Sendika hakkımız, söke söke alırız!”

Güven Elektrik işçileri, 17 Eylül günü öğle paydosunda fabrika içerisinde bir yürüyüş gerçekleştirerek sendikal mücadelelerindeki kararlılıklarını bir kez daha ortaya koydular. “İnadına sendika, inadına DİSK!/Güven Elektrik İşçileri” yazılı pankartın taşındığı eyleme 100’ü aşkın işçi katıldı.

Patronun sendikanın yetkisine itiraz davasını geri çekmemesi halinde eylemliklerini çeşitlendirerek sürdüreceklerini ifade eden işçiler, sloganlarla ve alkışlarla bahçede dolaşarak, idari binanın önünde toplandılar. Eylemde “İşçiler burada, maaş nerede?”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” ve “Sendika hakkımız, söke söke alırız!” sloganları coşkuyla atıldı.

Patronun fabrika güvenliğini arttırdığı ve sivil polislerin elini kolunu sallayarak ortalıkta gezdiği eylemde, fabrika güvenlik görevlisi eylemi kameraya aldı.

Küçükçekmece İşçi Platformu olarak destek verdiğimiz eylemde, işçileri kapıda karşılayarak, sloganlarına eşlik ettik.

Küçükçekmece İşçi Platformu


Emekli-Sen kapatılamaz!

Anayasa’nın 51. Maddesi’ne dayanılarak açılan kapatma davasına karşı Emekli-Sen eylem takvimi hazırladı. Eylemlerden ilki 17 Eylül tarihinde Kadıköy İskele Meydanı’nda gerçekleştirildi.

Eylemde “Emekli-Sen kapatılamaz!/Emekli-Sen İstanbul Şubeleri” pankartı açıldı. “Emekli-Sen’i kapatmak istiyorlar, sendikama dokunma!” dövizleri taşındı. Emekli-Sen üyeleri “İnsanca yaşamak istiyoruz!”, “Haklarımızı istiyoruz!”, “Sendika yasamı istiyorum!” önlükleriyle Eminönü İskelesi’ne kadar sloganlarla yürüdüler.

Yürüyüş ve eylem boyunca “Emekliyiz, haklıyız, kazanacağız!”, “Emekli-Sen kapatılamaz!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Savaşa değil emekçiye bütçe!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “Sendika hakkımız engellenemez!” ve “Sendika hakkımız söke söke alırız!” sloganları atıldı.

Basın açıklamasını Emekli-Sen Kartal Şube Başkanı Yılmaz Gündoğdu yaptı. Emekli-Sen üyeleri açıklamadan sonra Kadıköy İskele Meydanı’nda bildiri dağıtımı gerçekleştirdiler.

Emekli-Sen İstanbul Şubeleri 18 Eylül günü de Bakırköy Özgürlük Meydanı’ndaydılar. Eylemde “Emekli-Sen kapatılamaz!”, “Emekliler örgütlü mücadeleye!” pankartları açıldı. “Sendika hakkımız engellenemez!”, “Emekli-Sen kapatılamaz!” sloganları atıldı.

Yaklaşık 50 kişinin katıldığı eylemde yapılan açıklamada, 1995 yılında kurulan Tüm Emekliler Sendikası’nın lehine sonuçlanan davalara rağmen siyasi iktidar tarafından kapatılmak istendiği, Anayasa’nın 90/5. Maddesi’ne göre emeklilerin sendika kurma haklarının olduğunun belirtildi. Emekli-Sen’in meşruluğunu haklılığından aldığı vurgulandı. Emekli-Sen üyeleri sendikalarının kapatılmasına karşı 20 Eylül günü Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek davaya çağrı yaparak açıklamalarını sonlandırdılar.

Eyleme EMEP, ÖDP ve DİSK Avukatı Rasim Öz de destek verdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul


“Tüccar değil öğretmeniz!”

Sermayenin eğitim alanındaki kâr güdüsünün son kurbanı Deniz Toprak oldu. Avcılar’da Ümit Açıköğretim Dersanesi’nin sahibi Ümit Kalko, başka bir dersanenin reklam broşürlerini dağıtan Deniz Toprak isimli tarih öğretmenin ağır yaralanmasına neden oldu.

8 Eylül günü İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi önünde bir dersanenin reklam broşürlerini dağıtan Deniz Toprak, Ümit Kalko tarafından arabayla ezildi. Duvara sıkıştırılan Deniz Toprak’a yapılan müdahale gecikince sol bacağı kesildi.

Ataması yapılmadığı için geçici olarak bir dersanenin reklam broşürlerini dağıtarak geçimini sağlayan Toprak’ın başından geçen olayda rant düzeni tüm çıplaklığıyla bir kez daha kendini gösterdi. Toprak’ın ağır yaralanmas Avcılar Ümit Açıköğretim Dersanesi önünde 16 Eylül günü protesto edildi.

Mağdur Öğretmenler ve Eğitim Emekçileri Derneği’nin (MEDER) çağrısıyla yapılan eyleme 200’ü aşkın kişi katıldı. “Sözleşmeli köle olmayacağız!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “Öğretmeni ezen rant düzenine hayır!”, “Deniz Toprak yalnız değildir!” sloganlarının atıldığı eylemde faşist odakların dağıtılması istendi, rant kavgasında açığa çıkan çetelerden hesap sorulması gerektiği belirtildi.

“KPSS insanca yaşamayı engelliyor!”, “Öğretmenin can pazarı Hüseyin Çelik’in ayıbı!” pankartlarının açıldığı eylemde yapılan açıklamada, atamaları yapılamayan öğretmenlerin birçoğunun Deniz Toprak gibi 20 YTL yevmiye ile çalıştığı ifade edildi. Bu soruna bir de rekabet hırsının yolaçtığı can güvenliğinin eklendiği belirtildi.

Eylemde KESK İstanbul Şubeler Platformu dönem sözcüsü Eğitim-Sen 7 No’lu Şube Başkanı Emin Ekinci de söz aldı. 6 Ekim’de sözleşmeli, iş güvencesiz öğretmenlerle beraber Milli Eğitim Bakanlığı önünde olacaklarını duyurdu. Eyleme BDSP, Halkevleri, EMEP, Eğitim-Sen ve İHD destek verdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Tersanelerdeki ölümlere tepki sürüyor!

Tersanelerde 12 gün içerisinde 5 işçinin iş cinayetleri sonucu yaşamını kaybetmesi üzerine 15 Eylül günü Tuzla Tersanesi’nde bir eylem gerçekleştirildi. İçmeler Tren İstasyonu’nda toplanan siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütü üye ve yöneticileri; “Artık yeter, 12 günde, 5 ölüm yeter, sıranı bekleme, örgütlen!” yazılı pankartı açtılar.

Eylem ölen işçiler adına yapılan saygı duruşu ile başladı. Ardından eyleme katılan kurum temsilcileri birer konuşma yaptı. İlk konuşmayı DİSK/Limter-İş Genel Başkanı Cem Dinç yaptı, tersanedeki ölümlerden hükümetin sorumlu olduğunu vurguladı. Sabahat Tuncel, Ferhat Tunç, Deri-İş Tuzla Şube Başkanı Binali Tay, Almanya Sendikalar Birliği’nden Brigitte Dihmann, Peru Uluslararası Dostluk ve Dayanışma Derneği’nden Eusebio Martel Huado, yıkımların ve ardından tutuklamaların gerçekleştiği Tuzla Şifa ve Mimar Sinan Mahallesi sakinleri adına Bayram Ateşoğlu birer konuşma yaparak tersane işçilerinin mücadelesini selamladılar.

Emekli-Sen, Birleşik Metal-İş, Basın-İş, DTP ve EMEP İl ve İlçe yöneticileri, SODAP, ESP, Partizan, DHP, Halkevleri, TKP, ÖDP, Köz, Barış Anneleri ve UİD-DER’in de destek verdiği eyleme 300’e yakın kişi katıldı.



ÖGB’den tersane işçilerine destek!

Avusturya İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ÖGB), Abdullah Gül’e bir mektup yazarak, Tuzla Tersanesi’nde son haftalarda artan iş cinayetleri konusundaki düşünce ve önerilerini iletti.

Gül’e yazılan mektupta işyeri güvenliği ile ilgili düzenlemelerin AB standartlarına uygun hale getirilmesi, Tuzla’daki ölümlerle ilgili yürütülecek soruşturmanın öncelikli olarak ele alınması, iş cinayetlerinden sorumlu olanların yargılanması, mağdur yakınları ve ailelerine tazminat verilmesi istendi. Ayrıca, çalışma koşullarının iyileşmesi için mücadele eden işçileri hedef alan baskıların arttığı belirtilerek, Türkiye’nin “Uluslararası Çalışma Örgütü’nün” hazırladığı “İşyerinde Temel Haklar ve Prensipler Deklarasyonu’na” uygun davranması talep edildi.


Süper Kargo’da patron saldırıyor!

İstanbul ve Eskişehir’de işyerleri olan Süper Kargo’nun Bursa’daki işyerinden 27 Ağustos 2007 tarihinde 4 TÜMTİS üyesi işten çıkarıldı. TÜMTİS’in TİS yetkisinin olduğu işyerinde kapitalist patron görüşme tarihini belirlemek için 28 Ağustos tarihinde toplantı çağrısı yaptı. Ancak patron toplantıdan bir gün önce 4 işçiyi işten çıkardığı gibi ertesi gün toplantıya da katılmadı. Bu tarihten sonra da 3 sendika üyesi işten çıkarıldı. Atılan işçiler işe geri dönmek için işyeri önünde beklemeye ve mücadeleye devam ediyorlar.

Saldırıları protesto etmek ve işten çıkarılan işçilerin hakkına sahip çıkmak için TÜMTİS, 14 Eylül günü işyeri önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada ilk olarak TÜMTİS Genel Sekreteri Gürel Yılmaz bir konuşma yaptı. Ardından Şube Başkanı Ahmet Güllü basın açıklamasını okudu. Açıklamada mücadelelerine devam edeceklerini vurguladı.

Yaklaşık 100 kişinin katıldığı açıklamaya Türk-İş’e bağlı sendikalar da destek verdi.

Kızıl Bayrak/Bursa


Telekom’da grev sesleri

Türk Telekom A.Ş Yönetimi ile T. Haber-İş Sendikası arasında yürütülen ve 29 Mayıs 2007 tarihinde başlayan 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerindeki uyuşmazlık süreci grev aşamasına getirdi.

Bini aşkın Telekom işçisi 14 Eylül günü İstanbul Gayrettepe’deki Telekom İl Müdürlüğü önünde toplanarak grev kararını işyerine astı. Coşkunun hakim olduğu eyleme gelen işçiler yarım gün iş bıraktılar.

Grev asma eylemine katılan Türk-İş 1. Bölge Başkanı Faruk Büyükkucak yaptığı konuşmada, içinden geçilen süreçte sınıf dayanışmasının önemine dikkat çekti. Büyükkucak, “işçiler isterse işverene karşı sınıf dayanışmasıyla taleplerini kabul ettirmeyi bilirler” dedi. Türk Telekom işverenini işi masa başında bitirmeye çağıran Büyükkucak, Telekom’da greve çıkılması durumunda Türk-İş’e bağlı 32 sendikanın da maddi-manevi olarak Telekom işçisinin yanında olacağının sözünü verdi. Yapılan konuşmada üç işçi konfederasyonuna birleşme çağrısı yapıldı.

THY TİS’lerinde olduğu gibi grev erteleme kararı alınması durumunda cevaplarının sert olacağının altını çizen Haber-İş Sendikası 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu ise, greve çıktıkları taktirde yaşamı durdurabileceklerini söyledi. Şube Başkanı’nın konuşması sık sık “Genel grev-genel direniş!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Gemileri yaktık geri dönüş yok!”, “Telekom işçisi greve hazır!” sloganlarıyla kesildi.

Grev asma kararına Türk-İş’ bağlı Petrol-İş, Harb-İş, Yol-İş, Tek Gıda-İş, Basın-İş, Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak da katılarak destek verdi.

Konuşmaların ardından Haber-İş yöneticileri grev kararını İl Müdürlüğü’nün camına astılar. Eylem sloganlarla sona erdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Adana Eğitim-Sen’den sürgünlere karşı açıklama

Eğitim alanında son dönemde yaşanan kadrolaşma ve usulsüz atamalar karşısında Eğitim-Sen Adana Şubesi 13 Eylül günü sendika binasında bir basın toplantısı yaptı.

Açıklamayı Şube Başkanı Güven Boğa okudu. İstekleri dışında görev yaptıkları okullarından başka okullara sürgün edilen ve uzun yıllar lise öğretmenliği yapan ancak bakanlık genelgesiyle artık ilköğretim okullarına kaydırılan öğretmenlerin yaşadıkları sorunları anlattı. Bu konularda idari mahkemeye gideceklerini ifade etti ve AKP’nin eğitim alanındaki kadrolaşmasının önünü açmak için hazırlanan yönetici atama yönetmeliğine değindi. Güven Boğa açıklamasını Milli Eğitim tarihinin en büyük kadrolaşma hareketinin püskürtüldüğünü sözleriyle tamamladı.

Kızıl Bayrak/Adana


“Haklarımızı söke söke alırız!”

Texim işçileri 13 Eylül günü mesai bitiminde eylem yaparak işten atmaları protesto ettiler. Patronunun çanak yalayıcıları bir kez daha işçilerin direnişi karşısında çılgına döndü. Fabrikanın önünde “Köle değil işçiyiz, birleşirsek güçlüyüz!/Texim İşçileri” pankartını açan işçiler sloganlarını haykırdılar.

İşten atılan bir işçinin basın açıklamasını okuduğu sırada fabrikanın camından sarkan fabrika müdürü, “Servisler fabrika önünde beklemeyecek!” diyerek servis şoförünü tehdit etti. Bu tehdit karşısında Texim işçileri servisin önünü keserek açıklamaları bitene kadar eylemlerine devam ettiler. İşçiler eylem boyunca “Köle değil işçiyiz, birleşirsek güçlüyüz!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganlarını haykırdı.

Açıklama sırasında servislerine geç binerek eyleme destek veren yüzlerce işçi açıklama son bulana kadar fabrika önünde bekledi.

İşçiler eylemde “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Zorunlu mesailere hayır!”, “Servis hakkımız engellenemez!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “İşten atılanlar geri alınsın!” dövizleri taşıdılar.

Kızıl Bayrak/İstanbul