7 Eylül 2007 Sayı: 2007/35(35)

  Kızıl Bayrak'tan
   Kapsamlı saldırılar dönemi ve
düzenin açmazları
  2. AKP hükümeti ve demokrasi beklentileri…
Yeni hükümet programı...
Devlet ve düzen cephesinden
barış mesajları!
1 Eylül Dünya Barış günü eylemlerle kutlandı...
Dünya Bankası’ndan yüksek öğrenimde “reform” talebi!
  12 Eylül karanlığı bugünün mayasıdır!
  Türk-İş’in Bakü toplantısı....
  İşçi-emekçi hareketinden...
  Seçimler ve yeni dönem / 4
  Yazılı medyanın işlevi ve güncel sorunları üzerine - U. Taner
  Mamak 4. Kültür Sanat Festivali üzerine...
  İşgalci İngiliz ordusu
Irak kentlerini terketti!
  Dünyadan kısa kısa...
  Ortadoğu’dan...
  Viktor Jara: “Biz kazanacağız!”
  Jose Maria Sison derhal serbest bırakılsın!
  Yeni döneme geleceği yaratacak olmanın umuduyla merhaba…
  Yılmaz Güney’i ölümünün 23. yılında saygıyla anıyoruz…
  Günlük Kızıl Bayrak sitesinin Ağustos ayı rakamları...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Dünyadan kısa kısa...

İsviçre’de inşaat işçileri eyleme hazırlanıyor!

İsviçre’de UNIA Sendikası ve İşverenler Birliği (IB) arasında yapılan toplu iş sözleşmesi, İşverenler Birliği tarafından bozuldu. Taraflar ilk görüşmede anlaşmaya varmışlardı. Ancak İşverenler Birliği Başkanı’nın iş saatlerini esnekleştirme ve her yıl 100 saatlik esnek mesai yapılmasını öngören taleplerine sendika karşı çıkmış ve 75 saat fazla mesai talebini dile getirmişti. Bunun üzerine İşverenler Birliği görüşmelerden çekildi.

Böylece Eylül ayı sonunda inşaat sektöründe çalışanlar için sadece İsviçre İş Yasası geçerli olacak ve 90 bin inşaat işçisinin hakları gaspedilecek. Sözleşmede var olan asgari ücret uygulaması, 5-6 haftalık senelik izin süresi (1978), herkes için 13. aylık ödemesi (1977), hastalık süresince de aylık ödenmesi (1977) gibi kazanılmış haklar da ortadan kaldırılmış olacak. Taşeron işçiler ise taşeron firmanın belirlediği ücret karşılığı çalıştırılacak, yurtdışından düşük ücretle çalışacak işçi getirilmesinin de önü açılacak.

Şu anda İsviçre’de yasak olan düşük ücret uygulaması Ekim ayından sonra yasallaşacak, çünkü toplu iş sözleşmesi Ekim ayından itibaren yürürlükten kaldırılacak.

İnşaat işçileri kazanılmış haklarını koruma mücadelesinde kararlı görünüyorlar. Geçtiğimiz aylarda İşverenler Birliği’nin saldırılarına işçiler, sendika önderliğinde grevlerle karşı koydular. Lozan ve Cenevre’de binlerce kişinin katıldığı protestolu grevler gerçekleştirdiler. Eylül ayının sonuna kadar toplu iş sözleşmesinde anlaşmaya varılamaması durumunda, Ekim ayından itibaren yeniden grevlerin başlaması bekleniyor.

Zürich’te 22 Eylül’de büyük bir protesto yürüyüşü yapılacak.


Honduras’ta hükümete karşı kitlesel protesto!

Honduras’ta 27 ve 28 Ağustos tarihlerinde Halk Ayaklanması Ulusal Koordinasyonu’nun (CNRP) çağrısına uyan halk, 12 caddeyi 8 saat boyunca barikatlar kurarak işgal etti. Barikatta bir öğretmen, otelde çalışan biri tarafından vurularak öldürüldü.

CNRP yerli topluluklardan, sosyal örgütler ile köylü örgütlenmelerinden oluşuyor. Protestolar bir dizi talebin yanısıra özellikle suyun özelleştirilmesi ve ülkedeki madenlerin %34’ ünün yabancı tekellere satılmasının serbest bırakılmasına karşı gerçekleşti.


Almanya’da 1 Eylül: “Savaşa Karşı Gün”

Almanya’da “Savaşa Karşı Gün” olarak ilan edilen 1 Eylül’de emperyalist savaşlar, düzenlenen 190 yürüyüş, miting ve toplantı ile protesto edildi.

Bu yılki “Savaşa Karşı Gün” protestolarında sadece Alman faşizminin 1939 yılında Polonya’ya yaptığı saldırı lanetlenmedi. Alman ordusunun Afganistan’dan çekilmesi, savunma ordusu olarak kurulan ordunun dünya çapında operasyonlara katılan saldırgan bir orduya dönüştürülmesinin engellenmesi ve sosyal hak gaspları yerine silahsızlanma talebi yükseltildi.

Protesto gösterilerinde birçok örgüt ve parti, 15 Eylül’de Berlin’de “Afganistan’da Savaşa Son!” şiarı ile gerçekleşecek büyük yürüyüşe katılma çağrısı yaptılar.

1 Eylül’de savaşa karşı yürüyüş yapma izni alan Naziler de Dortmund ve Neuruppin’deki eylemlerde binlerce antifaşist tarafından protesto edildi.


AB: Irkçılık yükseliyor!

Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’nın hazırladığı “AB’ye üye devletlerde ırkçılık ve yabancı düşmanlığı” başlıklı rapor, ırkçı ve ayrımcı uygulamaları örnekleri ile anlatıyor.

Almanya’da özellikle Ortadoğu kökenliler güvenlik ile ilgili sektörlere giremiyorlar. Yabancılara dönük ‘potansiyel terörist’ ve ‘şiddet eğilimli’ algısının bir ürünü olarak Almanya’da yabancı kişilere bekçilik işi bile yaptırılmıyor. Yine Hollanda’da işbaşvurusu reddedilenlerin %60’ı Fas ya da Türkiye kökenli…

Danimarka’da etnik ayrımcılığı önlemek amacıyla yıllardır faaliyet gösteren Etnik Eşitlik Uygulaması Şikayet Komitesi’ne 2006’da 98 şikayet geldi. Yalnızca biri mahkemeye taşınan şikayetlerin çoğunluğu ayrımcı uygulamalarla ilgili. Bulgaristan ve Belçika’da da durum farklı değil.

Elbette Avrupa’da yükselen gericilik yalnızca Ortadoğu kökenlileri vurmuyor. Örneğin Romanlar’ın yaşama ve çalışma hakları bütün Avrupa’da sıkı denetime tabi… Ya da Fransa evsizlere böcek muamelesi yapabiliyor. Avrupa’da “gericilik hortluyor” endişesi büyüyor.


Avustralya’da APEC-Zirvesi öncesi protesto

Avustralya’nın Sidney kentinde APEC (Asya Pasifik Ekonomi Birliği) Zirvesi bu hafta başlıyor. Toplantıya Asya’nın ve Pasifik Ekonomi Birliği politikalarını belirleyenlerin yanısıra Bush da katılacak. Bu yüzden aşırı düzeyde güvenlik önlemleri alınıyor. Geçtiğimiz hafta sonu şehrin ortasında çelik ve betondan 5 km uzunluğunda bir güvenlik çiti dikilmeye başlandı. Şehrin tüm semtlerine giriş çıkışlar sınırlı yapılabiliyor. Gerçekleşecek protesto gösterileri nedeniyle 5 bin polis görevlendirildi.

“Güvenlik Paketi”nin 100 milyon avroya malolacağı hesaplanıyor. Zirveyi ve Bush’u protesto gösterilerine katılacaklar için cezaevlerinde de yer açıldı. Bunun için 200 tutuklu geçici olarak salıverildi.

Toplantının gündemini küresel güvenlik sorunları, serbest ticari dolaşım ve iklim konuları oluşturuyor. Zirvede Putin ile Bush’un Avrupa’da Amerikan raket koruma üstleri üzerine konuşması bekleniyor.

Hafta sonu başlayacak olan Asya-Pasifik zirve toplantısını protesto gösterileri ise 4 Eylül günü başladı. Gösterilerin devam etmesi ve binlerce kişinin gösterilere katılması bekleniyor.


Londra metrolarında grev

Londra’da Transport İşçileri Sendikası RMT’nin çağrısına uyan 2300 metro işçisi 3 Eylül akşamı 3 günlük greve gittiler. Londro metrolarında bakım ve onarımdan sorumlu Metronet firmasının özelleştirilmesine karşı işyeri ve emeklilik garantisi verilmesi için başlatılan 3 günlük grev 2. gününde sona erdi. Metroların ulaşıma açılmasından sonra arama ve kontrollerden dolayı trafik karmaşası yaşandı.

2300 işçinin katıldığı grevin 6 Eylül akşamına kadar süreceği açıklanmıştı. RMT Sendikası iş garantisi sözünü aldıklarından dolayı 4 Eylül akşamı grevi bitirdiklerini açıkladı.


Polonya’da kamu taşımacılık işletmesi kazandı

Polonya’nın güneyindeki Kielce’de kamu taşımacılık işletmesi MPK’nın özelleştirilerek Fransız tekeli Veolia’ya satılmak istenmesi üzerine greve giden işçiler devletin korumalarıyla yumruk yumruğa dövüştüler. Şehir belediyesi daha sonra bu istemlerinden vazgeçmek zorunda kaldı.


Brezilya geçmişini tartışıyor!

Brezilya 1964-1985 yılları arasında faşist askeri rejim koşullarında yaşadı. Aynı dönemde Latin Amerika’da benzer cunta süreçlerinden geçen Şili ve Arjantin kadar olmasa da, Brezilya’da da kayıplar, tutuklamalar, işkenceler devletin olağan uygulamalarına dönüşmüştü. Şimdi Brezilya’da 20 yıl süren bu karanlık dönem tartışmaya açılıyor.

Brezilya’da “Gerçeğe ulaşma ve bellek hakkı” isimli bir kitap yayımlandı. 20 yıllık süreçte yaşanan siyasi ölümleri ve kayıpları araştırmak için oluşturulan komisyonun elde ettiği sonuçlara göre, Brezilya’da cunta döneminde 400’den fazla insan öldürüldü, 160 kişi ise hala ‘kayıp’ olarak kabul ediliyor. Elbette bu rakamlar gerçeğin bir bölümünü yansıtıyor.


Atina’da binlerce kişi hükümeti protesto etti

Yunanistan’da bir hafta boyunca devam eden yangınlar nedeniyle 16 bin kişi evsiz kaldı, 2.7 milyon dönüm alan kül oldu. 64 kişinin ölümüne neden olan yangınlara karşı yeterli önlem almadığı için hükümeti protesto eden binlerce kişi 29 Ağustos’ta Atina’da bir gösteri düzenledi. “Hepimiz Moralı’yız!” yazılı siyah tişörtler giyerek yürüyüşe katılan binlerce gösterici parlamento binasına yürüdü.


Chavez’den “Müzik Misyonu”projesi

Hugo Chavez, Simon Bolivar Genç Orkestrası’nın Britanya konserinde gösterdiği başarının ardından “Müzik Misyonu” isimli bir proje başlattı. Bir milyon yoksul çocuğa enstrüman dağıtılarak, müzik eğitimi verilmesini kapsayan projeyi tanıtan Chavez, “Sosyalist devrimin motoru olan halk konseylerimiz, dünyadaki en iyi sistemi yaratmak için müzik merkezleri açacak. Venezuella, özgürlük kahramanı Simon Bolivar’ın mirasını onurlandıracak bir altın sanat ve kültür çağına giriyor” dedi.