7 Eylül 2007 Sayı: 2007/35(35)

  Kızıl Bayrak'tan
   Kapsamlı saldırılar dönemi ve
düzenin açmazları
  2. AKP hükümeti ve demokrasi beklentileri…
Yeni hükümet programı...
Devlet ve düzen cephesinden
barış mesajları!
1 Eylül Dünya Barış günü eylemlerle kutlandı...
Dünya Bankası’ndan yüksek öğrenimde “reform” talebi!
  12 Eylül karanlığı bugünün mayasıdır!
  Türk-İş’in Bakü toplantısı....
  İşçi-emekçi hareketinden...
  Seçimler ve yeni dönem / 4
  Yazılı medyanın işlevi ve güncel sorunları üzerine - U. Taner
  Mamak 4. Kültür Sanat Festivali üzerine...
  İşgalci İngiliz ordusu
Irak kentlerini terketti!
  Dünyadan kısa kısa...
  Ortadoğu’dan...
  Viktor Jara: “Biz kazanacağız!”
  Jose Maria Sison derhal serbest bırakılsın!
  Yeni döneme geleceği yaratacak olmanın umuduyla merhaba…
  Yılmaz Güney’i ölümünün 23. yılında saygıyla anıyoruz…
  Günlük Kızıl Bayrak sitesinin Ağustos ayı rakamları...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mamak 4. Kültür Sanat Festivali üzerine...

Yeni deneyimler kazandık ve güçlendik!

Mamak 4. Kültür Sanat Festivali İşçi Kültür Evleri’nin kültür-sanat alanında elde ettiği toplam birikim üzerinden yükseldi. Dört yıldır örgütlemekte olduğumuz kültür-sanat festivalini birçok açıdan değerlendirecek ve eksik yönlerimize ilişkin bir açıklık sağlamaya çalışacağız. Böyle bir değerlendirme, geçmiş yılları aşan bir festival sürecini örgütleme ve kültür-sanat alanında elde edilen birikimi güvenceye alma açısından önem taşımaktadır.

Festivalin ön süreci, örgütlenmesi ve kitle inisiyatifinin geliştirilmesi

Bu yılki festivali geçen yılın deneyimleri ışığında planlayarak örgütledik. Seçimlerin ardından festivalin hızla örgütlenmeye başlaması olumluydu. Ancak geçtiğimiz yılların deneyimlerine bakıldığında, ön hazırlık bu yıl kısa bir sürece sıkışmış oldu. Mevcut güç ve olanaklarımızın sınırlarını zorlasak da, önden tespit edilen bazı hedeflere ulaşmada eksiklikler yaşadık.

Öncesinde festivalin emekçilere maledilmesi, sanat çalışmasında kalıcı adımlar atılması ve kurumsallaşması şeklinde hedefler belirlemiştik. Ancak bu açıdan istediğimiz düzeyde adımlar atamadık. Zira önceki yıllarda festivalin ön çalışması daha uzun bir sürece yayılarak örgütlenmişti. Bu yıl ise pek çok iş aynı zaman diliminde örgütlenmiş oldu.

Festivalin kısa bir sürede örgütlenmesi, ön çalışma sürecinde ve festival sırasında dönem dönem daralma ve dağınıklık yaşanmasına, alana yoğunlaşmada zorlanmalara neden oldu. Ancak asıl belirleyici etken, kültür-sanat alanında kalıcı çalışmalar yürütme ve kurumsallaşma alanında yaşanan zorlanmalardı.

Kültür-sanat alanında yetkinleşme sorunu olarak ifade ettiğimiz temel eksikliğimizi ortadan kaldıracak kalıcı adımları festival öncesi atamamış olmamız festivale de yansıdı. İşçi Kültür Evleri festival programına geçtiğimiz yılların gerisine düşen bir katkı sunmuş oldu. Son iki festival bu açıdan oldukça olumlu bir tablo oluşturmaktadır. Mamak’ta örgütlenen festival İşçi Kültür Evleri’nin kültür-sanat alanındaki toplam birikimini ve deneyimini yansıttığı kolektif bir mevziye dönüşüyordu. Bu yıl ki festivale İzmir Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi’nin hazırlığı dışında İşçi Kültür Evleri merkezli bir katkı gerçekleşmedi.

Elbette kültür-sanat alanının özgünlüğüne uygun ve belirlenen hedeflere ulaşmada yaşanan zorlanmaları aşacak bir hareket planı ortaya konuldu. Bu, kültürel ve sanatsal faaliyeti emekçilerin gündelik yaşamının parçası haline getirebilecek mekanizmalar yaratmak, festivalin yaratacağı enerjiyle sonrasında komisyon ve atölye çalışmalarına katmak şeklinde oldu. Böylece atölye çalışmaları ile festival öncesinde yürütülen ön çalışmaları katbekat aşan bir sanatsal faaliyet örgütleyebilecek ilk adımları atmayı planladık.

Bu açıdan henüz istenilen düzeyin gerisinde olsak da, önümüzdeki süreci bu anlamda kazanacak ilk adımları atmış olduk. Bu adımların sürekliliğinin sağlanması ve kurumsallaşması ile önümüzdeki festivali daha ileriden örgütleyebilecek bir zemine sahip olacağız. Bu yönde müzik, şiir ve tiyatro atölyeleri, çocuklara yönelik atölye çalışmaları belli açılardan işletilebilmiş, sinema, edebiyat ve halkoyunu atölyeleri ile farklı çalışma alanlarında ise festivalin ardından örgütlenebilecek bir zemin yaratılabilmiştir.

Komisyon çalışmaları olarak; kadın ve gençlik komisyonları üzerinden bir planlama yapılmıştı. Kadın komisyonu birlik ve dayanışma kermesini örgütlemeyi planladı. Gençlik komisyonu düzenli toplantılarla birlikte Mamak’ta yaşayan gençlerin sorunlarını tespit ederek uzun soluklu bir çalışma planı ortaya koydu. 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle bir etkinlik planlanırken, gençlerle komisyon üzerinden bağ kuracak bir bakışla hareket edildi. Anket çalışması yapıldı.

Atölye çalışmalarının davetiyeleri, işçi-emekçileri Mamak 4. Kültür Sanat Festivali’ni birlikte örgütleme çağrısıyla birleştirildi. Birebir ev ziyaretleri ve sohbetler eşliğinde hedefli bir biçimde dağıtıldı. Bu sırada pek çok emekçi çalışmanın bir parçası olmaya davet edilerek kitle ilişkileri güçlendirildi.

Komisyon ve atölye çalışmalarında özgül alanlar üzerinden derinleşen ve festival sonrasında süreklileşen bir çalışma planı ile hareket edildi.

Birlikte örgütleme çağrısına alınan yanıt sınırlı olmakla birlikte atölye ve komisyon çalışmalarının sürekliliği noktasında elde edilen başarı bu açıdan anlamlıdır.

Kızıl Bayrak gazetesi festival ön sürecinde etkin bir biçimde kullanıldı, politik süreç üzerinden işçi ve emekçilerle anlamlı tartışmalar yürütmemizde önemli bir araç oldu.

Su kesintileri ile birlikte ortaya çıkan eylemli sürece müdahale ile birlikte su sorunu festivalin politik gündemi haline getirildi.

Pankartlar, afişler ve festival çağrı broşürleri etkili ve yaygın bir biçimde kullanıldı. Toplam 12 mahallede 2 bin afiş kullanılırken, 13 bin çağrı broşürü emekçilerle birebir konuşularak dağıtıldı. Festivalin politik gündemlerinin alt başlıklarını içeren pankartlar yaygın bir biçimde bölgenin farklı mahallelerine asıldı.

Festivalin politik gündemleri ve programı

Yoksulluğa ve yozlaşmaya karşı bir mücadele mevzisi olarak gerçekleşen festival bu yıl “Kapitalist sömürüye, emperyalist barbarlığa, faşist saldırganlığa” karşı örgütlendi. Belirlenen başlıkları ve talepleri ön çalışmada ve program içerisinde işledik. Festival etkinliklerinin toplamını politik bütünlük içerisinde ele aldık. Ancak bu programı istediğimiz biçimde uygulayamadık.

Bu yıl gündüz saatlerinde yapılan salon etkinliklerine (panel, sempozyum, sahne tiyatrosu vb.) programda yer vermedik. Geçen festivallerin deneyimleri doğrultusunda oldukça yoğun bir programa sahip park etkinlikleri öncesi gündüz yapılan salon etkinliklerinin çok işlevsel olmadığı öngörüsüyle hareket ettik. Ancak bu durum programda bir zayıflık yaratmış oldu.

Festival programını bu temelde güçlendirmek için farklı konuları gündeme aldık. Kapitalist sistem tarafından doğanın tahrip edilmesi ve sosyal yıkım saldırıları, emperyalist savaş ve İşçi Kültür Evleri’nin çalışmalarını anlatan belgesel gösterimlerine yer verdik. Konu başlıkları üzerinden TMMOB ve TTB’den konuşmacıların yer alması, politik mesajı güçlendirecek müdahaleler yapılması vb. ile güçlü bir program oluşturmaya çalıştık.

Ancak gerek olumsuz hava koşulları, gerek teknik bazı sorunlar ve çağrılan konukların gelmemesi istediğimiz düzeyde bir program gerçekleştirmemizi sınırladı. Bu yıl bazı gündemleri özgün bir biçimde daha ayrıntılı ele alarak festivalin politik gündemleri ile birlikte daha güçlü bir şekilde işlemeyi planlıyorduk. Kentsel dönüşüm, nükleer, su sorunu, sağlıkta dönüşüm projesi vb. konular bu gündemlerin arasında yer almaktaydı.

Program belli eksiklikleri barındırmış olsa da emekçilerin politik gündemlerle güçlü bir bağ kurabilmesi sağlanabilmiş, festivalin gün gün değerlendirmesi sonucunda eksiklikler hızla tamamlanabilmiştir.

Çalışmaya katılan güçlerin özneleşmesi

Gerek festival deneyimleri gerekse farklı politik süreçler göstermiştir ki, kitleler bir parçası olabildiği süreçlerde özneleşmektedirler. Festival gibi hedefleri net işlevsel bir politik çalışma ile harekete geçen güçler hızla özneleşmektedir. Festival ön hazırlık sürecinde atölye çalışmalarına, el becerisi çalışmalarına katılan, İşçi Kültür Evleri’ni sahiplenen pek çok emekçi ve genç festivali de farklı bir düzeyde sahiplenebilmiştir. Festival sürecinde parkta nöbet tutan İşçi Kültür Evleri çalışanlarının emekçiler tarafından sahiplenilmesi, “yapabileceğimiz bir şey var mı” diye defalarca soran emekçiler bir kez daha göstermiştir ki, festival, Mamaklı işçi ve emekçilerin festivalidir. Festival hazırlık sürecinde kurumlarımıza uğrayan gençlerin ve emekçilerin festival öncesi sorumluluk almak istemesi bunun göstergesidir. Atölye çalışmalarına katılan çocuklardan gençlere, kadınlara kadar festival Mamaklı işçi ve emekçilerin çabası ve emeğiyle örgütlenmiştir. Festivalin ön sürecinde bir süredir ısrarla tekrar ettiğimiz “Gelin kültür-sanat festivalini birlikte örgütleyelim!” çağrısı festival alanında karşılığını bulmaktadır. Pasif bir izleyiciden çok festivalin doğal bileşeni olarak davranan gençler, emekçiler hızlı bir şekilde festival alanında doğal özneler haline getirilebilmiştir. İşçi ve emekçilerin büyük bir güvenle “İşçi Kültür Evleri bu işi iyi yapıyor” demelerinin gerisinde bu vardır. Bu yıl sıklıkla yaşanan olumsuz hava koşulları karşısında üç gün boyunca festivalin doğal bileşeni olarak orada bulunan, şemsiyesini, battaniyesini alıp gelen, yağmurun altında halay çeken emekçiler festivalin emekçiler tarafından sahiplenildiğinin göstergesidir.

Festival sürecinde güçlü bir dayanışma ağı kurulabilmiş ve kolektif bir emekle örgütlenmiştir. Bunun devrimci kültürü geliştirmek açısından anlamı ve önemi açıktır.

Çalışmamızın sorun alanları

Düzenlediğimiz festivallere ilişkin değerlendirmelerimizde hiçbir zaman, kitlelerin bizim çalışmamıza verdiği yanıta ya da bunun nicel karşılığına daralan bir yaklaşımımız olmadı. Nitekim bu yanıyla bakıldığında, bu yıl da 5 bin Mamaklı emekçinin çağrımıza yanıt verdiği bir festivali örgütlemiş olduk. Ancak festival çalışmasına kültür-sanat alanında aldığımız mesafeyi yansıtan bir ayna olma işlevi biçiyorsak, bu yanıyla başarılı yönlerimize vurgu yaparken aşılamayan noktalara da değinmemiz gerekiyor.

İşçi Kültür Evleri, Mamaklı emekçilere alternatif bir devrimci mevzi kazandırmıştır. Artık 4. yılda bu gerçek çok daha somuttur. Yıllardır festival kendi güç ve imkanlarını devrimci bir temelde harekete geçirmenin bir ifadesi olmuştur. Bu bizim için çok önemli bir kazanımdır. Fakat öte yandan, dört festival süreci üzerinden saptadığımız eksikliklerimize de çözücü müdahaleler yapmak sorumluluğu ile yüzyüzeyiz. Festivalin sağladığı olanakları daha ileriden örgütlemenin yolu buradan geçmektedir.

Bu yılki festivalin eksiklikleri bir önceki yıllarla benzeşen yönler taşımaktadır. Zayıflıkların hangi temelde çözüleceğine dair bir mesafe de almış bulunuyoruz. Festival çalışmasının yarattığı imkanlar ve deneyimler bu anlamda kendimizi sınamamızı sağladı.

Geçen yılki değerlendirmemizde şunları ifade etmiştik: “Festival dönemlerinde yürütülen kitle çalışmasının bir kavrayışa dayanmadığı, politik etkisi ve sonuçlarından istenildiği düzeyde faydalanılamadığı koşullarda, yaratılan etkinin tüketilme tehlikesiyle karşı karşıya kalınacağının altını çizmek gerekiyor. Hedeflerin doğru bir temelde kavranamaması, dahası buna uygun araçlarla kitle çalışmasının geliştirilmemesi, emekçilerle devrimci bir zeminde bütünleşmemizin önünde bir engele dönüşebiliyor. Festivallerin kendi içerisinde açığa çıkardığı başarı, ilerleyen dönemde politik-pratik sürekliliği sağlanamadığı koşullarda, moral ve motivasyon planında yıpranmaya yol açabiliyor. Kavrayış planında yaşanan bu zayıflık içe kapanma, kendine ve kitlelere yönelik güvensizlik eğilimini güçlendirebiliyor. Bunun kendisi bizzat kendi emeğimizle şekillenen festival çalışmasında yaratılan olanakların hızlı bir şekilde heba edilmesine sebep olabiliyor. Festival dönemi ne kadar güçlü ve kitlesel geçerse geçsin, bu noktada yaşanan güvensizlik ve daralma birikimlerin süreklileşmesinin ve geliştirilmesinin önünde engele dönüşebiliyor. İlk iki festival deneyimi bu sorunu somut bir şekilde bize göstermiştir.” (Kızıl Bayrak, 11 Ağustos ‘06)

Bu bakışla birlikte festivalin politik gündemlerini sonraki süreçlere yayabilen bir yaklaşım, faaliyetimizi ve bir sonraki festivali daha da güçlendirecektir.

Festivali işçi ve emekçilerin gündelik faaliyetinin bir parçası haline getirme çabasında ciddi bir mesafe katettiğimizi söyleyebiliriz. Bunda toplam birikimimizin ve bu alana yönelik çabamızın etkisi büyüktür.

Festivalin sanatsal gücü

İlk gün şiddetli rüzgar ve program akışında yaşanan kopuklukların etkisiyle politik müdahaleye yanıt veren, ancak ilk günün büyük bölümünde izleyici olarak kalan bir kitle ile karşılaştık. Kızıl Bayrak satışına ve standlara ilgi, gerçekleştirilen sohbetlerin içeriği üzerinden bakıldığında festivalin politik atmosferi üç gün boyunca yükseldi. 4 yıllık deneyimimizin sonucunda programın politik etkisinin her yıl daha da arttığını söyleyebiliriz. Festivalin 3 gününde de Kürtçe, Türkçe söylenen türküler ve devrimci marşlar, çekilen halaylar ve atılan sloganlarla “İşçilerin birliği halkların kardeşliği!” şiarı öne çıkartıldı. Kürsüde 3 gün boyunca “İşçilerin birliği halkların kardeşliği!” pankartı yer aldı. Bu yıl sosyalizmi öne çıkartmayı hedefledik. Alan sosyalizmi öne çıkartan ve emperyalist saldırganlığı gündemleştiren pankartlarla donatıldı.

Konuşmaların ardından atılan sloganlar, konuşmalara verilen tepkiler, konuşmaların ve festivale gönderilen mesajların dikkatle dinlenmesi emekçilerin politik duyarlılığını göstermektedir. Devrimci mirasımızı anlatan şiir dinletisinde Denizler, Mahirler, İbolar coşkuyla alkışlandı. Programda yer alan sanatçıların söylediği türküler olsun, çocuk ve sokak tiyatrosu gibi sanatsal üretimler olsun, güçlü bir politik içeriğe sahipti.

Sonuç olarak bu yılki festival pek çok açıdan geçtiğimiz yılları aşamadı. Ancak İşçi Kültür Evleri olarak başarı kıstasımız kendi nesnel süreçlerimiz ve çalışmamızın deneyimleri üzerinden ortaya çıkan dinamiklerdir. Geçen yılların deneyimleri üzerinden değerlendirdiğimiz bu yılki festival, öznel zayıflıklarımızı hangi temelde aşacağımıza dair daha somut bir tablo sunmuştur.

Burjuva ideolojisinin etkisini kırmada önemli mevzilerden biri olan kültür-sanat mücadelesinde İşçi Kültür Evleri olarak, işçi sınıfının maddi ve manevi çürütülmesinin önünde devrimci bir set çekmeye, devrimci alternatifi güçlendirmeye devam edeceğiz. Festival cüret edip başarmanın bu anlamdaki somut karşılığıdır. Eksikliklerimizin üzerine daha kararlı bir biçimde giderek, Mamaklı işçi ve emekçilerle daha ileriden bütünleşerek faaliyetimizi daha da güçlendireceğiz.

Mamak 4. Kültür-Sanat Festival Komitesi