7 Eylül 2007 Sayı: 2007/35(35)

  Kızıl Bayrak'tan
   Kapsamlı saldırılar dönemi ve
düzenin açmazları
  2. AKP hükümeti ve demokrasi beklentileri…
Yeni hükümet programı...
Devlet ve düzen cephesinden
barış mesajları!
1 Eylül Dünya Barış günü eylemlerle kutlandı...
Dünya Bankası’ndan yüksek öğrenimde “reform” talebi!
  12 Eylül karanlığı bugünün mayasıdır!
  Türk-İş’in Bakü toplantısı....
  İşçi-emekçi hareketinden...
  Seçimler ve yeni dönem / 4
  Yazılı medyanın işlevi ve güncel sorunları üzerine - U. Taner
  Mamak 4. Kültür Sanat Festivali üzerine...
  İşgalci İngiliz ordusu
Irak kentlerini terketti!
  Dünyadan kısa kısa...
  Ortadoğu’dan...
  Viktor Jara: “Biz kazanacağız!”
  Jose Maria Sison derhal serbest bırakılsın!
  Yeni döneme geleceği yaratacak olmanın umuduyla merhaba…
  Yılmaz Güney’i ölümünün 23. yılında saygıyla anıyoruz…
  Günlük Kızıl Bayrak sitesinin Ağustos ayı rakamları...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Bielefeld’de kültürler buluşması!

Uzun bir aradan sonra ilk defa Salkımsöğüt olarak, kendi etkinliklerimizin dışında bir etkinlikte yer aldık. Almanya’nın Bielefeld kentinde duyarlı Almanlar’ın oluşturduğu Theater Labor tarafından hazırlanan ”Kültür Kolajı“ adlı projeye biz de davet edildik.

Bu etkinlikle farklı kültürleri bir araya getirmeyi hedefliyorlardı. Farklı kültürlerin içi içe geçtiği böyle bir gösteride yer almak bizim açımızdan da önemliydi ve bizim hazırladığımız gösteri de halkların acıları kadar mücadelenin dilinin de ortak olduğunu ortaya koyuyordu. Böyle bir kaynaşma içinde verilebilecek en güzel mesaj ise “Dünyayı verelim çocuklara” (Nazım Hikmet) olabilirdi ancak.

31 Ağustos günü düzenlenen etkinlikte farklı dallarda gösteri yapan on grup yeraldı. Kimisi müzik, kimisi dans, kimisi de tiyatro gösterisi yaptı. Gösteriler parça parça değil, hepsi birbirine geçişlerle içiçe geçirilerek akıcı bir şekilde sunuldu.

Biz de savaş ile ilgili olan Almanca oyunumuzu oynadık. Gösteri yapan gruplar kendi alanlarında başarılı bir performans sergilediler ve beğeniyle izlendiler. Ama bunlar politik bir muhtevaya sahip olmayan gruplardı. Gösterinin final sahnesi, oyunumuzun bir parçası olan Nazım Hikmet’in “Asya Afrika yazarlarına” adlı şiiri ile bitirildi ve oldukça etkili oldu.

Salkımsöğüt Şiir Grubu


“Sorumlular yargılansın!”

İHD İstanbul Şubesi, 20 Ağustos günü Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’nde katledilen Nijeryalı Festus Okey ile ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 4 Eylül günü Emniyet Müdürlüğü önünde bir açıklama yaparak yetkilileri göreve çağırdı.

Eylemde “Bu karakolda işkence var!”, “Yaşam hakkı kutsaldır!” ve “İşkenceye hayır!” dövizleri açıldı. Yapılan açıklamada, işkence ve kötü muamelenin hafife alındığı, olayın araştırılmaması ve sorumluların yargı önüne çıkarılmaması sonucu işlerin karakolda insanların kurşunlanarak öldürülmesine kadar vardığı vurgulandı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


 

HÖC’lüler serbest bırakıldı!

Seçim çare değil şiarıyla yaptıkları eylemde saldırıya uğrayan ve tutuklananların ilk mahkemesi 3 Eylül günü yapıldı. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen HÖC’lüler Toros Sokak’ta buluştu. Saat 09.00’da Adliye önüne yürüyüşe geçen HÖC’lüler “Bağımsızlık ve demokrasi istedikleri için tutuklananlar serbest bırakılsın!” şiarlı pankart açtılar. Adliye önünde yapılan açıklamada polisin vahşi saldırısı kınandı, tutuklananların serbest bırakılması istendi.

Savcının tahliye istemesi üzerine 42 kişinin tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Dava 2 Kasım 2007 tarihine erteledi.

Mahkeme devam ederken dışarıda bekleyen kitle türkü ve marş söyledi, halay çekti. Eylem boyunca “Bağımsızlık istemek suç değildir!”, “Ne ABD ne AB, bağımsız Türkiye!”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!” sloganları atıldı.

Eyleme BDSP, ESP, PSAKD ve KESK üyesi birçok sendikacı destek verdi.

Kızıl Bayrak/Ankara


Didar Şensoy anıldı...

Didar Şensoy, 1 Eylül 1987 tarihinde Dünya Barış Günü’nde TBMM önünde hapishanelerde direnen devrimci tusaklarla dayanışmak amacıyla düzenlenen yürüyüşte aldığı darbeler sonucu yaşamını yitirmişti.

Halk Kültür Merkezleri, 1 Eylül günü Didar Şensoy’un mezarı başında bir anma gerçekleştirdi. “Didar Şensoy mücadelemizde yaşıyor!/HKM” imzalı pankart ve flamaların taşındığı anmada Şensoy şahsında tüm devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.

Açıklamada, Didar Şensoy’un sadece kardeşinin serbest bırakılmasını isteyen bir mahkum yakını olmadığı, insanın insan tarafından sömürülmediği, her insanın insanca yaşama olanaklarına sahip olduğu bir dünya istediği için hayatını kaybettiği vurgulandı. O dönem tutsak olan bir kişi Şensoy’u anlatan bir konuşma yaptı. Grup Diyar’ın seslendirdiği türkü ve marşlardan ardından Ada-Der adına bir açıklama yapıldı.

İkinci anma ise, İHD İstanbul Şubesi tarafından mezarı başında saat 13.00’te yapıldı. Saygı duruşunun ardından basın açıklaması ve konuşmalar yapıldı. Grup Diyar’ın söylediği marşların ardından anma sona erdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul


 

Dink katliamında Trabzon Emniyti “aklandı”

Hrant Dink’in katledilmesinin ardından açılan dava kapsamında Trabzon Emniyeti hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Müfettişler, Trabzon Emniyeti’nin kusuru olmadığına karar verdi.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’ndeki polislerin, “görevlerini ihmal ve suçun önlenmesinde memuriyet görevlerini gereği gibi yerine getiremedikleri” iddiasıyla soruşturulmasını istemişti.

Hazırlanan raporla, Trabzon Emniyeti ile ilgili iddiaların hepsi inkar edildi. Hrant Dink’in öldürüleceği konusunda 17 kez ihbar yapıldığı iddiası da reddedildi. Emniyetin başını tutan işkencecilerin soruşturulmasına ise Valilik izin vermedi. Trabzon Valiliği İl İdare Kurulu, müfettişlerin hazırladığı rapor doğrultusunda, Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Trabzon Eski Emniyet Müdürü Reşat Altay, Engin Dinç, Faruk Sarı, Ercan Demir, Özkan Mumcu, Muhittin Zenit ve Mehmet Ayhan hakkında soruşturma izni verilmemesine karar verdi.

Hrant Dink’in katili birkaç tetikçi değildir. Katliamın hemen ardından tetikçilerle düzen kurumlarının kirli ilişkileri, özünde de devletin varlığı açığa çıkmıştır. Ne denli aklamaya çalışırlarsa çalışsınlar, polisi de, jandarması da, devleti de bu katliamın bizzat sorumlusudur.