18 Mayıs 2007 Sayı: 2007/19(19)

  Kızıl Bayrak'tan
   Burjuva gericiliğine ve parlamenter hayallere karşı devrimci sınıf alternatifi
  Sömürü ve talan düzeninin cellatlarını seçmek zorunda değiliz!
Düzenin seçim oyununu bozmak için
bağımsız devrimci sınıf çizgisini güçlendirelim!i
Kapitalizmin söndürdüğü hayatlar
Kapitalist sistemde ayrımcılık her yerde!
Devrimci gençlik mücadelesinde
gelecek için notlar
  Üniversitelerde şenlikler başlıyor...
  Liseli gençlikten...
  Seçimler ve devrimci müdehalenin sorunları
  İşçi-emekçi hareketinden...
  Gençlik düzen içi çatışmalarda taraf olmayacaktır!
  Seçim mi, salaklığın tescili mi?
Yüksel Akkaya
  Sermaye temsilcilerinin meslek lisesi çığırtkanlığı…
  Gençlikten...
  Seçim çalışmalarından...
  Dünyadan...
  “Cumhuriyet mitingleri”…
M. Can Yüce
  Bültenlerden...
  Eylem ve etkinliklerden...
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Erol Zavar’a özgürlük!

Erol Zavar’a Yaşam Hakkı Koordinasyonu 10 Mayıs günü Galatasaray Lisesi önünde yaptığı açıklama ile 2001 yılından beri tutuklu olan Odak Eski Yazı İşleri Müdürü Erol Zavar’ın serbest bırakılmasını istedi. Mesane kanseri olan ve birçok ameliyat geçiren Erol Zavar’ın hastalığı hakkında Trakya Üniversitesi Eğitim Uygulama ve Araştırma Hastanesi, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dalı tarafından verilmiş Biyopsi ve Sistoloji Raporu ve Ankara Tabip Odası Bilirkişi raporlarının mevcut olduğu ifade edildi. Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde üç kişilik hücrede kalan Zavar’ın günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çektiği, anayasanın 104/b maddesine göre cezasının kaldırılması ve tahliye edilmesi gerektiği söylendi.

Zavar’ın serbest bırakılması talebiyle Kadıköy, Beşiktaş ve Taksim’de imza standı başvurusunun yasaklandığı açıklandı ve ardından elden toplanan yaklaşık bin imza Galatasaray Postanesi’nden Cumhurbaşkanlığı’na gönderildi. “Erol Zavar’a özgürlük!” dövizlerinin taşındığı açıklamada, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!”, “Erol Zavar serbest bırakılsın!”, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Özgür Radyo’ya saldırılar devam ediyor

11 Mayıs günü Özgür Radyo Genel Yayın Yönetmeni Filiz Aslan’a Beşiktaş’ta iki kişi tarafından söz ve elle taciz saldırısında bulunuldu. Saldırıyla ilgili olarak, 14 Mayıs günü İstanbul İHD’de bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Saldırıya uğrayan Filiz Aslan yaptığı konuşmada, bu saldırıyı kişisel bir saldırı olarak algılamadığını, Özgür Radyo emekçileri olarak, halklarar arası, cinsler arası eşitliği ve özgür bir yaşamı savundukları için saldırıya uğradıklarını, hiçbir saldırının onları yıldıramayacağını dile getirdi. Ardından Özgür Radyo Haber Müdürü ile DTP İstanbul İl Başkan yardımcısı birer konuşma yaptılar.

Kızıl Bayrak/İstanbul


 

Bu pisliği devrim temizler!

Kapitalizm yıllar boyunca emekçiler üzerinde oynadığı oyunları değişik yöntemlerle uygulamaya devam ediyor. Önümüzdeki süreçte tüm emekçileri bir sürü kaos, yoksulluk, sefalet, açlık, işsizlik bekliyor. Fakat mevcut kapitalist sistemde bize kurtuluşu anlatmaya ve böylece aldatmaya çalışıyorlar.

Düzenin bekçiliğini yapan tüm partiler, demokrat denilen kitle örgütleri ağız birliği yapıyor. Düzen tehlikeye girdi, şeriat geliyor vb. diyerek kapitalistlerin ekmeğine yağ sürüyorlar. Kitleleri oyalama, hedeflerini şaşırtma ve kendi gerçek sorunlarından uzak sorunlarla boğarak emekçileri kimliksizleştirme ve kişiliksizleştirmenin hesaplarını yapıyorlar.

Şu ana kadar yapılan tüm cumhuriyet mitinglerinde sadece söylemlerden öteye gitmeyen, ortak tezleri olmayan, iddiası bulunmayan bir yapılanma öne çıkıyor. Böylesi bir yapının içinde yeralmayalım. Düzene hizmet etmeyelim. Bizi yapay olarak bölmelerine, kendi çıkar çatışmalarına yedeklemelerine izin vermeyelim.

Bunların hepsi haysiyetsiz, kan emici vampirlerdir. Hiçbir zaman işçilerin yanında olmadılar, olamazlar da. Güçlerinin sarsılacağını anladıklarında o zaman bizleri hatırlarlar.

Sağda ve solda birleşme teraneleriyle bizleri kandırmaya çalışıyorlar. Oysa bu zamana kadar mevcut düzen partileri içinde işçilerin ve emekçilerin lehinde karar alanı, uygulayanı var mıdır? Kazanılan tüm haklarımıza göz diken düzen partilerinin hepsinin programı birdir. Düzen solunun da sağının da birleşip birleşmemesi emekçileri ilgilendirmez. Bunların hepsi işçi düşmanıdır. Temel amaçları emeği en fazla nasıl sömürecekleridir.

Bizleri kandırmaya, kendilerine yedeklemeye çalışıyorlar. Bu oyunlara gelmeyelim. Bir taraftan sistemin dayatması, asker, polis ve patronların acımasızca emek aleyhine aldığı kararlar, diğer taraftan sendika bürokratlarının oyunları. Gerici, faşist ve liberallerin saldırısı da cabası. Bunlardan kurtulmanın tek yolu sınıfsız, sömürüsüz bir düzen için, sosyalizm için mücadele etmektir.

Küçükçekmece’den bir kamu emekçisi


Sosyalizm mücadelesi yükselecek!

Bilindiği üzere çağlar boyu saltanat süren Osmanlı İmparatorluğu babadan oğula geçen hükümdarlık sistemiyle yönetiliyordu. Anadolu halklarını 16. yüzyıldan itibaren açlığa ve yoksulluğa mahkum etmişti. Buna karşın imparatorluğun çöküşünden sıyrılarak kurulan cumhuriyet rejimi ilerici, demokratik nitelikte ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla Osmanlı’nın köhne düzenini yerlebir etmiştir. Sonuç itibariyle bağımsızlık, halk demokrasisi, padişahlıktan parlamenter sisteme geçiş cumhuriyet rejiminin kuruluş aşamasındaki ilerici nesnel koşulları hazırlamıştır. Ayrıca kurulan genç cumhuriyetin liberal ve sermaye birikimine müsait tarzda biçimlendirilmesi gelecekte oluşacak kapitalist tekelleşmeye zemin hazırlamış oldu. “Vergisi alınmış kazanç kutsaldır!” perspektifiyle örgütlenen genç TC devleti kendi içinde sermayeye hükmedecek imtiyazlı bir sınıfın oluşabileceğinin ilk sinyallerini daha 1930’lu yıllarda vermişti. Batıdaki sanayinin Türkiye’ye geleceğini ve devleti zenginleştireceğini hesaplayan Mustafa Kemal ve dönemin yeteneksiz yönecileri, batı hayranı bürokratları özel mülkiyetin bireylerin tekelinde toplanmasının gelecekte kapitalizmi yaratacağını, emekçi sınıfların ise ağır bir sömürüye uğrayacağının hesabını ne kadar yapabildiler bilinmez.

Nitekim ‘70’li yılların ağalık düzeni 1960’tan itibaren başlayan sanayileşmeyle birlikte patronluğa dönüşmeye başlamıştı. Bir zamanların köylüyü kendi tarlalarında ırgat olarak çalıştıran ağaları artık büyük işçi kitlelerini çalıştıran, aynı zamanda da sömüren para babalarına, sanayi godamanlarına dönüşmüştü. Bununla birlik ‘50’li yıllarda ilk filizlerini vererek ortaya çıkan işçi sınıfı hak arama ve sınıf mücadelesini başlatmıştır. Telaşa kapılan devlet erkanı ise silahlı kuvvetlere cunta iktidarı kurdurtarak zaten göstermelik demokrasiyi bile bir kenara attı. İşçi sınıfını, onun devrimci güçlerini ezdi.

Sovyetler’in Türkiye’yi işgal edeceği korkusu suni olarak oluşturulmaya çalışılarak, NATO üyeliğiyle TC devleti Amerikan emperyalizminin kucağına oturmuş oldu. Emperyalizme ve işbirlikçilerine meydan okuyan devrimci işçi sınıfı devlet terörünün boy hedefi haline geldi. “Sosyalizm artık öldü kapitalizm ebedidir!” naraları atıldı. Bu düşünceyle hareket eden emperyalist güçler Irak’ı, Afganistan’ı, Somali’yi işgale yönelmiş, yüzbinlerce yoksul emekçinin kanını haksız yere dökmüştür ve dökmektedir.

Kapitalizm ve onun devlet aygıtı eşitlik, özgürlük, eşit işe eşit ücret ve bilimsel sosyalizm şiarıyla hareket eden işçi sınıfınını üzerine saldırmıştır. Bu cumhuriyet rejiminin çürüdüğünün en önemli göstergelerinden birisidir. Sözde eşitlik ve özgürlük vaadeden kemalist rejim halkı yoksul bırakmış, zengin sınıfı devletin efendisi haline getirmiştir. Devlet marksist-leninist ideolojiyle dalga dalga yükselecek sınıf hareketini kırmayı başaramayacaktır. Emekçi sınıflar tüm baskılara, katliamlara karşı sosyalizm mücadelesini er ya da geç yükseltecektir.

Küçükçekmece’den özel güvenlik emekçisi


Lanester kentinde etkinlik

Fransız Komünist Partisi, Fransa’nın Bretagne’ya bölgesinde, 13 Mayıs günü 55. kez “Fête du Bol d’Air” adlı günü kutladı. Bu etkinliğe her yıl olduğu gibi bu yıl da katıldık. Etkinlikte açtığımız standda Parti imzalı pankart açtık ve çadırımızı çeşitli konuları işleyen afişlerle süsledik.

Bu yılki etkinliğe hava koşullarının kötü olması nedeniyle katılım zayıf oldu. Geçen yıllarda yapılan etkinliklere binin üzerinde bir katılım olmasına rağmen, bu yılkı etkinliğe 300 kişi katıldı. Standımız Fransızlar tarafından ilgiyle karşılandı. Çeşitli müzik gruplarını sundukları programla etkinliğe renk kattılar.

TKİP taraftarları/Bretagne


‘78’liler Fererasyonu kuruldu

13 Mayıs’ta yapılan basın toplantısı ile ‘78’liler Federasyonu’nun kuruluşu ilan edildi. Açıklamada 78’liler Türkiye Meclisi, ‘78’liler Federasyonu, ‘78‘liler Kültür Sanat Vakfı Girişimi, ‘78’liler Dernekleri ve ‘78’liler Tükenmez Dergisi temsilcileri yer aldı. Yapılan açıklamada, ‘78’liler olarak geçmişte ve bugün verilen mücadelenin önem ve anlamına değinildi. Federasyonun, İstanbul, Gebze, Çanakkale, Bursa, Gaziantep ‘78’liler derneklerinin katılımıyla kurulduğu belirtildi. Toplantıda ‘78’liler Türkiye Girişimi Sözcüsü Celalaettin Can ve PEN Yazarlar Derneği’nden Tarık Günersel ve diğer kurum temsilcileri de söz alarak konuştular.

Kızıl Bayrak/İstanbul