18 Mayıs 2007 Sayı: 2007/19(19)

  Kızıl Bayrak'tan
   Burjuva gericiliğine ve parlamenter hayallere karşı devrimci sınıf alternatifi
  Sömürü ve talan düzeninin cellatlarını seçmek zorunda değiliz!
Düzenin seçim oyununu bozmak için
bağımsız devrimci sınıf çizgisini güçlendirelim!i
Kapitalizmin söndürdüğü hayatlar
Kapitalist sistemde ayrımcılık her yerde!
Devrimci gençlik mücadelesinde
gelecek için notlar
  Üniversitelerde şenlikler başlıyor...
  Liseli gençlikten...
  Seçimler ve devrimci müdehalenin sorunları
  İşçi-emekçi hareketinden...
  Gençlik düzen içi çatışmalarda taraf olmayacaktır!
  Seçim mi, salaklığın tescili mi?
Yüksel Akkaya
  Sermaye temsilcilerinin meslek lisesi çığırtkanlığı…
  Gençlikten...
  Seçim çalışmalarından...
  Dünyadan...
  “Cumhuriyet mitingleri”…
M. Can Yüce
  Bültenlerden...
  Eylem ve etkinliklerden...
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İşçi-emekçi hareketinden...


OSİM-DER: Yasan’la dayanışmaya!

Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu olan Yasan Yassı Metal’de 7 Mayıs günü 5, ertesi gün ise 2 öncü işçi işten atıldı. Patron, DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlü olan işçileri bir yandan “İş yok! Para ödeyemiyorum!” gibi bahanelerle işten atarken, diğer yandan fabrikanın girişinde iş ilanı asılıydı.

Sendika üyesi kadrolu işçiler atılırken taşeron firmaya sürekli yeni işçiler alınıyor. Fabrikanın her yanına döşenen 80’in üzerinde kamera ile işçiler baskı altına alınmaya çalışılıyor. Yoğun bir ihracat hacmi olmasına rağmen işçilerin ücretleri ayın 20’sinden 20’sine veriliyor.

İşten atmalar Yasan patronunun sendikal örgütlülüğe yönelik ilk saldırısı değil. Daha önce çeşitli yöntemlerle sendikal örgütlülüğü dağıtmaya çalışan, birçok öncü işçiyi işten atan Yasan patronunun bu girişimleri işçilerin kararlı duruşu ile boşa düşürülmüştü.

İşten atmaların sendikal örgütlülüğe yapılmış bir saldırı olduğu bilinci ile hareket eden Yasan işçilerinin saldırıya yanıtı direniş oldu. İşten atılan işçiler 8 Mayıs’tan itibaren sendika önlüklerini giyerek fabrika kapısında direnişe geçtiler. Vardiya giriş-çıkışlarında alkış ve sloganlarla saldırıyı protesto eden işçilere patron servisleri kaçırarak yanıt vermeye çalıştı. Ancak işçiler her iki kapıyı da tutarak bu girişimi de boşa düşürdüler. İçerdeki işçiler ilk gün yemek boykotu yaparak dışarıdaki arkadaşlarına destek oldular. İçerdeki işçiler eylemleri devam ettirmek için sendika ile patronun yapacağı görüşmeyi bekliyorlar.

En son 11 Mayıs günü sendika ile patron arasında yapılan görüşmede patron kararlı ve mahkeme açıldığı koşullarda da verilecek cezayı ödemeye hazır olduğunu ifade etti. Bu durumu BMİS Genel Merkezi ile birlikte değerlendiren işçiler direnişe devam kararı aldılar.

Sınıf dayanışmasına dayalı güçlü bir mücadele direnişi zafere götürecektir. Hem içeride çalışan hem de çevre fabrikalardaki işçilerden gelen destek direnişin kazanılmasını sağlayacak yegane güç olacaktır.

OSB-İMES İşçileri Derneği olarak işten atılan Yasan işçileri ile dayanışma içerisinde olduğumuzu bir kez daha söylüyor, tüm işçileri ve işçi sınıfının mücadelesine inanan güçleri Yasan işçileri ile dayanışma içerisinde olmaya çağırıyoruz.

OSB-İMES İşçileri Derneği


Esen Plastik direnişi sürüyor!

Yaklaşık 40 gün önce Petrol-iş Aliağa Şubesi’nde örgütlendikleri için Esen Plastik’ten atılan 20 işçi direnişlerini sürdürüyor. Her gün vardiya değişim saatlerinde fabrika önünde protesto eylemi yapan işçiler, 11 Mayıs günü saat 12.30’ da eşleriyle birlikte fabrika önündeydiler. Tüpraş ve Pektim işyeri temsilcileri, Tümtis’ten işçiler, Tez Koop-İş, Basın-İş, Deri-İş temsilci ve yöneticilerinin destek verdiği bir eylem gerçekleştirildi. Eylemde Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı İbrahim Doğangül bir konuşma yaparak, patronun sendikal çalışmayı engellemek için başvurduğu yolları teşhir etti, işçilerin kararlı direnişlerine devam edeceğini vurguladı.

Ardından Basın-İş ve Tümtis adına konuşmalar yapıldı. Direnişçi işçilere Tezkop İş’in örgütlü olduğu büyük marketlerde çalışan işçiler tarafından gönderilen erzaklar verildi. Eylemde “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “ İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!”, “ Esen Plastik işçisi yalnız değildir!”, “İş, ekmek yoksa barış da yok!” sloganları sık sık atıldı.

Oldukça coşkulu olan Esen Plastik işçileri, kendilerine destek olmaları için içeride çalışan işçilere çağrı yaptılar. İşçileri “İşçi arkadaş sendikalı ol!”, “Yalaka işçi işçi değildir!”, “Korkma, korktukça sıra sana gelecek!” sloganlarıyla mücadeleye ve dayanışmaya çağırdılar.

İşçi eşlerinin ve çocuklarının eyleme katılması oldukça anlamlıydı. Çevredeki fabrikalardan işçiler de eyleme destek verdi.

Kızıl Bayrak/İzmir


“Başhekim istifa!”

Dev Sağlık-İş’te örgütlenen Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi çalışanları iki işçinin atılması üzerine eylem yaptı. Taşeronda çalışan işçiler sendikal haklarını kullanmak istedikleri için yoğun baskı ile karşı karşıyalar.

Sendikal örgütlenmeye öncülük eden işçilere yönelik baskı ve tehditler bir süre önce fiziki saldırılara dönüşmüştü. En son iki işçi, bir gazeteye konuştukları için atıldılar. Atılan arkadaşlarına sahip çıkan işçiler 8 Mayıs günü işbıraktılar. Başhekimlik binasına yürüyen işçiler “Başhekim istifa!”, “Direne direne kazanacağız!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!” sloganlarını haykırdılar. Taleplerinin yerine getirilmemesi durumunda yemek ve servis boykotu eylemleri gerçekleştireceklerini ifade ettiler.

Eyleme Dev Sağlık-İş ve SES yöneticileri de katıldılar. Yaptıkları konuşmalarla işçilere sahip çıktılar.


Enerjide TİS’ler başladı

TES-İş ile kamu işverenleri arasında TEDAŞ, TEİAŞ, EÜAŞ, TETAŞ, EİEİ, DSİ ve İller Bankası işyerlerini kapsayan 12. dönem işletme toplu iş sözleşmesi başladı. Çayırhan Termik Santralı ile İZAYDAŞ işyerlerine ilişkin toplu iş sözleşmesi görüşmeleri ise devam ediyor. TİS’ler yaklaşık 65 bin enerji işçisini ilgilendiriyor.

25 Nisan’da TEDAŞ ve TEİAŞ Genel Müdürlükleri işyerlerini kapsayan işletme toplu iş sözleşmelerinin açılış töreninde konuşan TES-İş Genel Başkanı ve Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Kumlu, TES-İş’in sorunların masa başında çözülmesi konusunda öteden beri sürdürdüğü yaklaşımı bu yıl da sürdüreceğini belirtti. Aynı gün DSİ, İller Bankası ve EİEİ Genel Müdürlükleri işyerlerini kapsayan toplu sözleşmelerin açılış töreninde de konuşan Kumlu, “Bizim sendikal anlayışımız toplu iş sözleşmesini masada bitirmeye özen gösteren bir anlayışa dayanır. Ülke gerçeklerini gözönünde bulundurarak elimizden gelen gayreti gösterecek ve görüşmelerin sorunsuzca bitirilmesi için çalışacağız” dedi.

TETAŞ ve EÜAŞ Genel Müdürlükleri işyerlerini kapsayan görüşmelere 9 Mayıs günü TES-İŞ Genel Merkezi’nde başlandı.TES-İŞ ile İzmit Atık Yakma ve Depolama Şirketi (İZAYDAŞ) arasında süren toplu iş sözleşmelerinde sona yaklaşılıyor. TES-İş ile Park Termik A.Ş arasında Çayırhan Termik Santralı için işletme toplu iş sözleşmesi görüşmelerine ise 11 Mayıs günü başlandı.


Maliyede ek ücretler arttı

BES ile Maliye Bakanlığı arasında 2003 yılında gerçekleştirilen Kurum İdari Kurulu kararları sonucunda yapılan düzenleme ile artırılan ek ücretlere 4 yıldır herhangi bir artış yapılmamıştı. Ek ücretlerin artırılması mücadelesini sürdüren BES, çeşitli imza kampanyaları, basın açıklamaları ve Bakanlık görüşmeleri ile ek ücretlerin günün koşullara göre artırılmasını talep etti. Faks çekme eylemlilikleri ile ek ücretlerin artırılması talebi sürekli gündemde tutuldu. 7 Nisan’da Ankara’da binlerce maliye emekçisinin katıldığı eylemde, “Eşit işe eşit ücret!” ve “Sözleşmeli köle olmayacağız!” gündemleriyle ilgili bir dosya Maliye Bakanlığı’na sunuldu.

Sendikanın Maliye Bakanlığı yetkilileri ile yaptığı görüşmeler sonucunda 8 Mayıs tarihli Bakanlık oluru ile yardımcı hizmetlilere, memurlara, gelir uzmanlarına ve şeflere 15 puanlık bir ek ücret artışı yapıldı. Artışın 15 Mayıs tarihinden itibaren geçerli olacağı belirtildi.

Konuyla ilgili açıklama yapan BES “Yapılan artış, taleplerimizi bir bütün karşılamaktan uzak olup, eşit işe eşit ücret talebimizin de karşılığı değildir. Bu konuda sendikamız mücadelesini ısrarla sürdürecektir” dedi.


Haber-İş’ten TİS yetki tespiti açıklaması

Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan, Posta, Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü ve bağlı işyerleri için 12. Dönem, Türk Telekomünikasyon AŞ Genel müdürlüğü ve bağlı işyerleri için 7. Dönem TİS anlaşması yapmak üzere 26 Ocak ’07 tarihinde yetki tespiti talebinde bulunduklarını ifade etti. Bu taleplerinin sonucunda “sendikamızın gerekli çoğunluğa haiz olduğu işverene ve sendikamıza bildirmiştir” dedi.

Haber-İş’in Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesi beklediğini ifade eden Akcan, “Sendikamız yetki belgesinin verildiği tarihten itibaren 15 gün içinde Toplu İş Sözleşmesine ait talepleri işverene ileterek, toplu iş sözleşmesi müzakerelerinin başlaması için çağrıda bulunacaktır” dedi.


 

İşten atılan Yasan işçileri ile konuştuk…

“Geleceğimize sahip çıkmak için direniyoruz!”

- Bize sürecinizi anlatır mısınız? Neden direnişe geçtiniz?

Ercan: Bizi haksız gerekçelerle işten attıkları için, diğer işçi arkadaşların da kolay harcanmaması için, patrona da herşeyin onun istediği gibi olmayacağını gösterebilmek için direnişe geçtik.

Malik: Haksız bir sebeple işten atıldık. 17. ve 29. maddelere dayanarak bizi işten çıkardılar. Ama hiçbir sebep yoktu. İçeride emekli işçiler, yeni işçiler olduğu halde bizi, eski ve iyi çalışan elemanlarını çıkarmaları beni hayrete düşürdü.

- Bu maddeler işin olmadığını, işçinin verimsiz olduğunu söylüyor. Sizce işler durgun muydu? Siz verimsiz miydiniz?

Malik: Hayır iş oluyor. İhracat da oluyor. Ben 1 haftada 15 tane ihracat tırının çıktığını saydım. Yüklemeci olduğum için iyi biliyorum.

- O zaman sebep daha farklı. Sizce sebep ne?

Malik: Sendikayı, örgütlenmeyi ortadan kaldırmak. Birincisi bu. Taşeron firmayı getirip, 5 ay 29 gün çalıştırıp, sonra iş akdini feshetmek. Sözleşmeli eleman almak. Sonucunda işi yürür. Amaç içeride örgütlülüğü yok etmek. Örgütsüz hale getirmek. Amaç o.

Ramazan: Malik arkadaşıma aynen katılıyorum. Sendikaya üye olalı 4 sene oldu. Patronun saldırıları o günden beri hiç durmadı. Halen de devam ediyor.

- Temsilcinin tepkisi nasıl oldu?

Ramazan: Bizi yemekhaneye çağırdılar. Sonra temsilci geldi. “Arkadaşlar üzülerek söylüyorum. 11 kişi var çıkarılacak. Şu an sizinle görüşme yapacaklar. Daha sonra diğer arkadaşlarla görüşme yapıp, onları da çıkartacaklar” dedi bize. Personel müdürü de görüşmemizde “Sendika temsilcisi ile konuştuk, anlaştık. Biz çözüm aradık ama bulamadık. Tek çözüm sizi çıkarmak oldu” dedi.

- Sendikada delegelik ve şube seçimleri var. İşten çıkarılmanızın bununla ilgisi olabilir mi?

Ramazan: Ben de öyle düşünüyorum.

Ercan: Burada dikensiz bir gül bahçesi yaratmak istiyorlar. İşçiler sesini çıkarmadan çalışsın, her türlü haksızlık karşısında otursunlar istiyorlar. Ücretlerin geç ödenmesine, sosyal haklarımızın gaspına, işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili önlemlerin alınmaması gibi uygulamalara tepki göstermemiz işlerine gelmedi.

- Şube size destek oldu mu?

Ercan: Şube destek olmadı. İlk gün 5 kişi çıkarılmıştı. Biz ikimiz sonra çıkartıldık. Şube sadece ilk gün geldi. Dediği sadece şu oldu, “Genel Merkeze gidelim. Davanızı sahipleniriz” Kapıda bekleyin falan demedi. Kendimiz “Biz gerekirse burada yatacağız, kalkacağız, biz geleceğimize sahip çıkmak istiyoruz” dedik.

- BMİS Genel Merkezi sahip çıkıyor mu size?

Ercan: Çıkıyor.

- İçerideki arkadaşlarınıza neler söylemek istersiniz?

Ercan: Bana değmeyen yılan bin yaşasın hesabı yapmayalım. Çünkü bu bir sistem sorunu. Yani Yasan olmasa, başka bir yer de olsa patronun kârına, çıkarlarına ters düştüğün anda seni kapı önüne koyacaktır. Gelin birlik olalım, el ele verelim, omuz omuza verelim diyorum. Mesela şunu demek istiyorum. Yemeğe çıktıkları zaman fabrikanın etrafından gidebilirler, gelip bizlerle, arkadaşlarıyla merhabalaşabilirler. Bu yapılmıyor. Bunu bekleriz yani.

- Son olarak eyleminize destek verenlerden bahsedebilir misiniz?

Ramazan: Sendika Genel Merkezimiz’den bize sonuna kadar destek var, direndiğimiz sürece. Yurtsever Cephe, Çağrı Dergisi, OSİM-DER, Kızıl Bayrak, EMEP, Evrensel, MAG işçileri geldiler. Bu tabii ki bizim için çok önemli. Diğer örgütlü arkadaşlarımızın bize destek olmaları. Yarın onların başına gelmemesi için bize destek sunmaları gerekiyor. Bizim amacımız burada yenilmemek. Haklı zaferimizi kazanmak.

- Son olarak söylemek istediğiniz?

Ramazan: Diğer örgütlü işyerlerinde çalışan arkadaşlarımızdan destek bekliyoruz.

Kızıl Bayrak/Ümraniye


THY AO’da uyuşmazlık zaptı tutuldu

Hava-İş ile THY AO arasında süren 21. dönem toplu iş sözleşmesinin yasal 60 günlük görüşme süresinde anlaşma sağlanamadı. Bunun üzerine uyuşmazlık zaptı tutuldu. Ücretle ilgili işveren tarafının teklif getirmediği son toplantıda Hava-İş de hiçbir değişiklik önerisini kabul etmedi.

Sendika tarafından sunulan açıklamada, yapılan değerlendirme sonucunda süreç boyunca masada sonuç getirici görüşmelerin yapılmadığı, bu nedenle de görüşme turlarına devam edilmeyeceği ifade edildi.

Son toplantıda esnek çalışmayı önleyici, şirket yönetmeliklerinin patron tarafından tek taraflı değiştirilmemesini sağlayıcı, kadro pozisyonunda çalıştırmayı güvence altına alıcı, tayinleri önleyici, taşeron çalıştırmayı kısıtlayıcı hiçbir idari değişiklik kabul edilmedi.

İşveren, uçucu ekiplerin haklarını düzenleyen en önemli maddeler arasında yer alan 105 ve diğer maddeyi tartışmadan reddetti. Belirli süreli çalışanların eski kıdemleri ve eski dönemlerle ilgili intibak sorunları ise maliyet getirici düzenlemeler olarak görüldü.

Hava-İş Sendikası konuyla ilgili yaptığı açıklamada 60 günlük görüşme sürecini sabırla ve sağduyu ile yürüttüklerini, bugünden itibaren yeni bir sürecin başladığını duyurdu.


 

İstanbul NKP: “Nükleere hayır!”

8 Mayıs 2007’de meclisten geçirilen Nükleer Yasası’na karşı İstanbul Nükleer Karşıtı Platform 16 Mayıs günü Galatasaray Lisesi önünde bir açıklama yaptı. NKP, çıkartılan yasayı Cumhurbaşkanı’nın veto etmesi talebiyle hazırladığı mektubu Galatasaray Postanesi’nden gönderdi.

“İstanbul Nükleer Karşıtı Platform” pankartının açıldığı eylemde basın metnini NKP Sekretaryası adına EMO İstanbul Şube Başkanı Erol Celepsoy okudu.

Celepsoy yaptığı açıklamada, Nükleer santral girişiminin asıl sebebinin uluslararası nükleer güç santrali tekellerine verilen sözler ve onlarla yapılan pazarlıklar olduğunu söyledi. 100 bin nükleer karşıtı imzaya ve 171 bilim adamının nükleer santral kurulmasını doğru bulmayan bildirisine rağmen Nükleer Yasası’nın meclisten geçirildiğini belirtti. Nükleer santral kurulumu konusunda halkın tercihleri yerine enerji tekelllerinin lobi faaliyetlerine aracılık edildiğini sözlerine ekledi.

Açıklamanın ardından Cumhurbaşkanlığı’na gönderilmek üzere yazılan mektup okundu. Basın açıklamasının sona ermesiyle okunan mektup, Cumhurbaşkanı Sezer’e Galatasaray Postanesi’nden gönderildi.

Eylemde “Nükleere hayır!”, “Radyasyon öldürür!”, “Yaşamayı seç nükleerden vazgeç!”, “Nükleer enerji bağımlıdır, yenilenebilir enerji bağımsızdır!” dövizleri taşındı. Basın açıklamasına Toplumcu Mimarlık, Mühendislik Öğrencileri de destek verdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul

Sultanbeyli Başaran Mahallesi’nde uyuşturucuya ve yozlaşmaya karşı futbol turnuvası

Uyuşturucuya ve yozlaşmaya karşı yürütülen kampanya çerçevesinde Başaran Gençlik Birliği’nin düzenlediği “Geleneksel Başaran Futbol Turnuvası” sona erdi. Altı takımın katıldığı ve 5 hafta süren turnuva sonunda Devrim Spor birinci oldu. Şampiyon takım madalyasını alırken, turnuvaya katılan diğer takımlara da (Global Spor, Devrimci Başaran Spor, Fatih Gençlik Spor, Revulation Spor) birer plaket verildi. Madalyalar ve plaketler verilmeden önce yapılan konuşmada Başaran Mahallesi’nde uyuşturucuya ve yozlaşmaya karşı yürütülen çalışmanın bir ayağı olan turnuvanın sadece bir adım olduğu, bundan sonra da çalışmaların devam edeceği vurgulandı.

Sultanbeyli’den Kızıl Bayrak okurları

 

Sağlık emekçilerinin eylemlerinden...

SES Şişli: “Sağlıkta dönüşüm” protesto edildi

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şubesi’nde örgütlü hemşireler 10 Mayıs’ta yaptıkları eylemle, 12-18 Mayıs tarihlerinde kutlanan Hemşirelik Haftası’nda çalışma şartlarının ağırlığını  ve “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın olumsuzluklarını protesto ettiler

Şişli Etfal Hastanesi Konferans Salonu önünde basın açıklaması yapan SES üyeleri, olumsuz çalışma koşullarının dayatıldığı bir süreçte Hemşirelik Haftası’nı kutladıklarını, Hemşirelik Haftası’nı yaşadıkları sorunların çözülmesine yönelik talepleri yükseltecekleri bir hafta olarak kutlayacaklarını söylediler. Geçtiğimiz günlerde TBMM’de kabul edilen ve yıllardır mücadelesini verdikleri Hemşirelik Yasası’nın eski yasaya oranla kısmen olumlu olduğunu, ancak yasada yer alan “Aile hekimliğinin öngördüğü işleri de yapar” ibaresinin hemşirelerin görev, yetki ve sorumluluklarını belirsizleştirdiğini açıkladılar. Ayrıca “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın ücret eşitsizliğini derinleştirdiğini, hastanelerin Sağlık Bakanlığı’ndan çıkarılarak kâr amaçlı işletmeler haline getirdiğini, sağlık çalışanlarının işgüvencesine yönelik saldırı anlamına geldiğini dile getirdiler, sağlık hizmetlerinin paralı hale getirilmesi gibi olumsuzluklara zemin döşediğini ifade ettiler. Hemşireler çalışma şartlarının düzeltilmesi, personel eksikliğinin giderilmesi, ücretlerin arttırılması ve zamanında verilmesi, kreş ihtiyaçlarının karşılanması ve Sağlıkta Dönüşüm Programı‘nın geri çekilmesini talep ettiler.

Kızıl Bayrak/İstanbul

SES Aksaray: “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”

SES Aksaray Şubesi 15 Mayıs günü Hemşireler günü ile ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Samatya’da bulunan İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında “Sağlık hakkı ve iş güvencemize sahip çıkacağız! 12 Mayıs Hemşireler günü kutlu olsun!/SES Aksaray Şube” pankartı ve “ Taşeron-geçici elaman değil, kadrolu personel alınsın!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “Sağlıkta siyasi kadrolaşma değil, nitelikli eğitici ve yönetici istiyoruz!”, “Sağlık hizmetinde performansın ölçütü kâr değil, tedavinin başarısıdır!” ve “Baskılar bizi yıldıramaz!” dövizleri açıldı.

Basın açıklamasını SES Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli yaptı. Yapılan açıklamada, hemşirelikle ilgili yapacakları panelin Başhekimlik tarafından soruşturma açılacağı tehditleriyle engellendiği dile getirildi. Beydilli, sağlıkta uygulanan sosyal yıkım politikalarına da değinerek özelleştirmelerle birlikte işgüvencesinin ortadan kaldırıldığını ifade etti.

Kızıl Bayrak/İstanbul


SES Adana Şubesi’nden basın açıklaması

SES Adana Şubesi, 10 Mayıs Hemşireler Günü nedeniyle Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi işyeri temsilciliğinde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklamasında ilk sözü SES Adana Şube Sekreteri Nazan Eroğlu aldı. Hemşirelik yasası hakkında bilgi veren Eroğlu, yasada hemşirelerin Aile Hekimliği uygulamasının bir parçası haline getirilmesine yol açacak maddelerden rahatsız olduklarını belirtti. Bunun sağlığın piyasalaştırılmasının bir parçası olduğunu söyledi.

Ardından okunan basın açıklamasında şunlar söylendi: “Sağlıkta yıkım politikaları ile ebe ve hemşirelerin adının aile sağlığı elemanı olarak değiştirildiği, görev tarifinin muğlaklaştırıldığı ve koruyucu sağlık hizmetlerinin deforme edildiği aile hekimliğinin yanında ithal ebe çalıştırmak için hazırlık yapan hükümet, ebeleri ve hemşireleri ucuz işgücü olmaya ve işsizliğe mahkum etmeye çalışmaktadır. Zaten son dönemde vekil ebe hemşire statüsünde çalıştırma ile ücretleri neredeyse asgari ücret seviyesine düşürülmüştür, özlük hakları ise kadrolu çalışanlara göre yok denecek kadar azdır. Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri İMF-DB direktifi olan bu yanlışta ısrar edilirse halkın sağlık hakkı, meslek onurumuz, iş güvencemiz, insanca yaşam koşulları için mücadele etmeye devam edeceğiz.”

Kızıl Bayrak/Adana


 

SES’e Kırklareli Valisi’nden baskı

SES üyelerinin hak arama mücadelesini baskı, yasak ve sürgünlerle engelleyebileceğini sanan Kırklareli Valisi hakkında açıklama yapan sendika Vali’nin görevden alınmasını istedi.

Valinin icraatları hakkında 10 Mayıs günü yazılı bir açıklama yapan SES şunları söyledi:

“Sendikamızın 13-17 Kasım tarihlerinde ‘Her Şeyin Başı Sağlık Sağlıkta Yıkımı Durduralım’ temasıyla Edirne ve Van’dan başlattığı yürüyüş kolu esnasında yürüyüşe ve karşılamaya katılmadığı halde, o gün Babaeski’de kimsesiz bir yaşlı için gözlem raporu hazırlayan, yani resmi görevini yapan şube yöneticimiz Gürkan Başkaya valinin talimatıyla açığa alındı. 20 gün sonra hatasını anlayan sayın vali Başkaya’yı görevine başlattı. Ancak birkaç saat sonra yeni bir ‘sürprizle’ Başkaya tekrar açığa alındı...

17 Aralık 2006’da konfederasyonumuz KESK’in ülke genelindeki eylemi tüm illerde sorunsuz gerçekleşirken Kırklareli valisi farklılığını göstermiş, şubeler platformumuzun her zaman eylem yaptığı alanı keyfi olarak yasaklamış ve eylemcilere gaz bombaları ve coplarla saldırı emrini vermiştir.”

Açıklamanın devamında, valinin bu hasmane tutumunun artarak devam ettiği, Şube Başkanı İlknur Özcan Polat ile Şube Sekreteri Yavuz Açar’ın başka yerlere gönderildiği, Şube yönetim kurulu üyesi Dr. Atilla Ergenekon hakkında soruşturma başlatıldığı, bu saldırılara karşı sessiz kalınmayacağı vurgulandı.


 

Eğitim-Sen Başkanlar Kurulu toplandı

11-13 Mayıs tarihleri arasında Ankara’da sendikanın Genel Merkez binasında gerçekleşen Eğitim-Sen 6. Dönem 8. Başkanlar Kurulu toplantısında dünyada ve ülkede yaşanan siyasal gelişmeler değerlendirildi. Ortadoğu’da yaşanan kaos ortamı ile 22 Temmuz’da yapılacak genel seçim süreci ve cumhurbaşkanlığı seçimleri ele alındı.

ABD’nin Irak işgali, İran’a yönelik saldırgan tutumu, radikal islamla mücadele adı altında petrol ve doğal gaz kaynakları üzerinde kurmak istediği denetim ile Çin ve Hindistan gibi yükselen Asya güçlerinin enerji gereksinimlerini sağladıkları stratejik bölgelerin denetimini ele geçirmek, bu ülkelerin ekonomilerini bağımlı hale getirmek istediği vurgulandı.

Türkiye’deki gelişmelerin de tüm bunlardan bağımsız olmadığı ifade edildi. Küreselleşmenin dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’ye de muhafazakarlaşma sürecinin önünü açtığı söylendi. Yoksullaşan kesimlerin siyasal tepkilerinin, sistem karşıtı gibi görünen AKP’ye kanalize edildiği dile getirildi. AKP’nin, Cumhuriyet tarihinin en kararlı sermaye partisi olduğu vurgulandı.

AKP yandaşlığı veya karşıtlığı üzerinden gelişen yeni bir iktidar savaşının güçlendiği dile getirildi. Genelkurmay’ın 27 Nisan tarihli e-muhtırasının, demokratikleşmeyi ve Kürt sorununun çözüm yollarını tıkadığı, bir kez daha farklı kimliklere sahip kesimlerin düşman ilan edildiği ifade edildi.

Son günlerde egemen sermayenin farklı kesimlerinin ve ABD’nin AKP modelini bir tehdit olarak gördüğü, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP’ye sistem içinde iktidarının sınırlarının gösterilmek istendiği dile getirildi.

Bu süreçte gelişen tepkilerin ve “Cumhuriyete sahip çık” mitinglerini düzenleyenlerin niyetinin sistemin otoriter laiklik anlayışını, statükocu ve militarist yapısını pekiştirmek olduğu vurgulandı.

Eğitim-Sen’in 14 Nisan mitingi öncesinde ve 27 Nisan muhtırasının ardından “gericiliğin ve ırkçılığın panzehiri demokrasidir” yaklaşımını benimsediği söylendi.

Başkanlar Kurulu’nun ardından sonuç bildirgesi açıklandı.