18 Mayıs 2007 Sayı: 2007/19(19)

  Kızıl Bayrak'tan
   Burjuva gericiliğine ve parlamenter hayallere karşı devrimci sınıf alternatifi
  Sömürü ve talan düzeninin cellatlarını seçmek zorunda değiliz!
Düzenin seçim oyununu bozmak için
bağımsız devrimci sınıf çizgisini güçlendirelim!i
Kapitalizmin söndürdüğü hayatlar
Kapitalist sistemde ayrımcılık her yerde!
Devrimci gençlik mücadelesinde
gelecek için notlar
  Üniversitelerde şenlikler başlıyor...
  Liseli gençlikten...
  Seçimler ve devrimci müdehalenin sorunları
  İşçi-emekçi hareketinden...
  Gençlik düzen içi çatışmalarda taraf olmayacaktır!
  Seçim mi, salaklığın tescili mi?
Yüksel Akkaya
  Sermaye temsilcilerinin meslek lisesi çığırtkanlığı…
  Gençlikten...
  Seçim çalışmalarından...
  Dünyadan...
  “Cumhuriyet mitingleri”…
M. Can Yüce
  Bültenlerden...
  Eylem ve etkinliklerden...
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

ÇÜ: İbrahim Kaypakkaya yaşıyor!

34 yıl önce Diyarbakır işkencehanelerinde katledilen devrimci önder İbrahim Kaypakkaya’yı 16 Mayıs günü Çukurova Üniversitesi’nde gerçekleştirdiğimiz bir etkinlikle andık.

Hafta başından itibaren yaygın biçimde yaptığımız afişler ile etkinliğin çağrısını öğrencilere ulaştırdık.

Etkinlik günü R1 dersliklerinin yanında bulunan çimlik alana İbrahim Kaypakkaya’nın resmini ve “İbrahim Kaypakkaya yaşıyor!/ÇÜ Öğrencileri” pankartımızı asarak açık alana sahne kurduk. Anma devrim şehitleri adına gerçekleştirilen saygı duruşuyla başladı. Ardından etkinlik için hazırlanan ortak metin okundu. Açıklamada şunlar söylendi:

“Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya’nın öncülüğünü yaptığı, reformizme ve parlamentarizme karşı halkımızın devrimci öfkesini kuşanıp, halk düşmanlarına karşı giriştikleri, devrimci pratiklerini miras olarak kabul ediyoruz. Bu miras kan ve can bedeli bir mücadele sonucu oluşturulan bir değerler birikimidir… Bizler bu şanlı tarihin yüreklerimize ve bilincimize serptiği devrim tohumunu çeliğe verilen su ile yeşertip büyütüyoruz. Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor. Belki biz olmayacağız ama çelik aldığı suyu unutmayacak diyen İbrahim Kaypakkaya kavgamızın yaşayan savaş siperidir…”

Anma şiirler ve marşlarla sona erdi. DGH, DPG, Ekim Gençliği, Gençlik Derneği ve ÇÖDER’in örgütlediği etkinlikte “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “İbo, Mahir, Deniz, sürüyor, sürecek mücadelemiz!”, “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!” sloganları atıldı. Etkinliğe yaklaşık 50 kişi katıldı.

Çukurova Üniversitesi Ekim Gençliği

-------

ODTÜ’de Devrim’in ateşi sönmedi, sönmeyecek!

11 Mayıs günü gerçekleştirilen eylemin ardından ODTÜ Stadyumu’na mumlarla “DEVRİM” yazısı yazıldı. Bir gelenek haline gelen eylem Fizik bölümü önünden başladı, şenlik alanı ve yurtların önünden geçilerek stadyumda tamamlandı.

En önde “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” pankartının taşındığı eylem coşkulu ve kitlesel bir katılımla gerçekleşti. Ortak pankartın ardından sırasıyla Yapı Topluluğu, Ankara Gençlik Derneği, Ankara Geleceğimizi İstiyoruz İnisiyatifi, Ankara Öğrenci Kolektifi, Demokratik Gençlik Hareketi, Devrimci Proleter Gençlik, Ekim Gençliği, Kaldıraç, Marksist Bakış, Sosyalist Demokrasi Gençliği, Yurtsever Özgür Gençlik Hareketi, Sosyalist Gençlik Derneği, Anarşistler, Yurtsever Cephe’li Öğrenciler yürüdüler. Eyleme 1500’e yakın öğrenci katıldı.

Eylem boyunca “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Gelenek sürüyor, ODTÜ yürüyor!”, “Soruşturmacı Rektör istemiyoruz!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları atıldı. Stadyuma girilmesi ile tribünlerde oturan öğrenciler alkışlarla eyleme destek verdiler. Tribünün selamlanmasının ardından pankart ve flamalar toplandı. Kortejlerin stadyuma girmesiyle başlayan Grup Yorum konseri sloganlarla, halaylarla coşkulu bir şekilde geçti.

Saatin 20.00’ye yaklaşmasıyla Stadyuma “DEVRİM” yazmak için öğrenciler stada çağrıldı. DEVRİM yazısını yazmaya 2 binin üzerinde öğrenci katıldı. Elele tutuşarak büyük bir çember oluşturuldu. Ardından bütün bir çim sahaya mumlarla “DEVRİM” yazısı yazıldı. DEVRİM yazısı yazıldığı esnada tribünlerdeki öğrenciler de alkışlarla destek verdiler. Hem yürüyüşün başlamasıyla stadyuma girene kadar hem de DEVRİM yazısı yazılana kadar tüm bir ODTÜ’ye damgasını vuran DEVRİM oldu. Tüm okul DEVRİM’in ateşini gördü ve geçmişten bugüne taşınan mirasın sahiplenildiğine tanık oldu. Stadyumdaki tüm öğrenciler de eylemin bir parçası oldular. Atılan sloganlardaki coşku tüm stadı sardı.

Genç Komünistler açtıkları “Gençliğin devrimci hareketini yükseltmek için örgütlü mücadeleye!/Ekim Gençliği” pankartı ile şimdiye kadar yaratılmış devrimci mirası disiplinli korteji, güçlü sloganları ile sahiplendiklerini gösterdiler. Yaklaşık 40 kişinin yürüdüğü pankartımızda ortak sloganların yanı sıra “Yeni Ekimler için ileri!” sloganları atıldı.

Son yıllardaki en kitlesel eylem olmasının yanı sıra tüm okulda yarattığı etki açısından eylem oldukça güçlü geçti.

ODTÜ Ekim Gençliği


 

İÜ ve İTÜ’de protestolar...

“Rektör istifa! İşkenceci polis üniversiteden defol!”

Hafta başında 21. Geleneksel İTÜ Şenliği’ne iki kez polisi saldırtan ve 100’ü aşkın öğrenciyi gözaltına aldırtan rektör, 12 Mayıs’ta yapılan basın açıklaması ile protesto edildi. 200’ü aşkın öğrencinin katılımıyla yapılan eylem yemekhane önünden Fen-Edebiyat kapısına yapılan yürüyüşle başladı, basın açıklaması ile devam etti. Eylem boyunca “Vali’yi alana rektör bedava!”, “Rektör istifa!”, “İşkenceci polis üniversiteden defol!”, “Ferman devletin, üniversiteler bizimdir!”, “YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak!”, “Soruşturmalar, gözaltılar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!” sloganları atıldı.

Eylem öncesi okul içinde alınan önlemler 1 Mayıs sabahını andırır nitelikteydi. Yüzlerce çevik polise, TOMA (toplumsal olaylara müdahale aracı) ve onlarca sivil polis eşlik ediyordu. Yapılan polis yığınağına rağmen yemekhane önünde toplanan öğrenciler sloganlar ve halaylarla rektörlüğü protesto ettiler. Rektörün polisi çağırma nedeni kısa sürede anlaşıldı. Rektörlük önünde yapılacak herhangi bir eylemi önlemek üzere emir aldığı anlaşılan polisler, yürüyüş boyunca korteje eşlik ettiler. Ayrıca daha önceden içeri girebilen basın mensupları bu sefer İTÜ’nün “prestiji” açısından dışarıda bırakılmıştı. Eylem polisin klasik pankartsız, dövizsiz ve slogansız yürüyüş dayatmasına karşı pankartlar ve sloganlar eşliğinde gerçekleştirildi.

Daha önce İTÜ’deki gözaltıları protesto eden bildiri dağıtan 5 öğrenci kulübü de eylemde yer aldı. İTÜ öğrencisinin büyük tepkisiyle karşılaşan bu saldırıların ardından bazı hocaların da öğrencilerle birlikte yürümesi rektöre duyulan tepkinin geniş bir zemine yayıldığını gösterdi.

Tüm baskılara ve üst üste yaşanan saldırılara rağmen İTÜ öğrencileri polisin ve idarenin karşısında şenliği savunmuştur. Her saldırının ve tehdidin ardından daha fazla insanın sahiplendiği süreç bir kez daha öğrencilerin iradesini hiçe sayanların yanıldığını kanıtladı.

Ekim Gençliği/İstanbul

 İÜ: İşkenceci polis üniversiteden defol!

İstanbul Teknik Üniversitesi’nde ilerici-demokrat öğrenciler, üniversitede düzenledikleri bahar şenliğine müdahale eden ve çevik kuvvet polisinin içeri girmesine izin vererek 83 kişiyi gözaltına aldıran İTÜ Rektörü Prof. Dr. Faruk Karadoğan’ı protesto ederek, istifa etmesini istediler.

11 Mayıs günü, İTÜ Maslak Yerleşkesi’nde “Öğrenci düşmanı yasakçı rektör defol!” pankartıyla biraraya gelen öğrenciler, üniversite yerleşkesinin ana kapısına kadar “Valiyi alana, rektör bedava!”, “İşkenceci polis üniversiteden defol!” sloganları atarak yürüdüler.

Öğrenciler adına açıklamada yapan Belkıs Emel, İTÜ Rektörü Karadoğan’ın, üniversiteye yüzlerce çevik kuvvet polisini sokarak üniversite yaşamını baskı altına aldığını söyledi. Rektörün öğrencilerle konuşmak yerine çevik kuvvet polisini üniversiteye sokmayı tercih ettiğini belirterek, “Hangi bilim adamı ve eğitimci kimliğine, polise üniversitede öğrencileri dövdürmek yakışır? İTÜ yönetimi sergilediği bu antidemokratik hareketten sonra asla demokrasiden bahsedemeyecek. Rektör ve tüm idari kadro istifa etmelidir” dedi.

Yapılan açıklamadan sonra eylem sona erdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul