30 Mart 2007 Sayı: 2007/12(12)

  Kızıl Bayrak'tan
   Kontrgerilla katliamının 30. yılında Taksim yasağı kırılmalıdır!..
  Sermaye devleti kendini tahkim ediyor
Düzen siyaseti keskin bir çatışmanın arifesinde!
Dink cinayetinde yeni ipuçları da devlete uzanıyor
Hüsnü Mübarek-Necdet Sezer buluşması...
 Newroz Türkiye’nin dört bir yanında coşkuyla kutlandı...
  Gençlik’ten Newroz kutlamaları...
  İşçi-emekçi hareketinden...
  “GATS ve AB Uyum Sürecinde Meslekler Nereye?” Sempozyumu 3. hazırlık toplantısı…
  “GATS ve AB Uyum Sürecinde Meslekler Nereye?” Sempozyumu ve İstanbul TMMOB yöneticilerinin tutumu üzerine kamuoyuna zorunlu bir açıklama…
  İddialı, etkili ve başarılı bir kampanya çalışması örneği...
  Gençlik hareketi...
  Birleşmiş Milletler savaş kundakçılarının güdümünde!
  Emperyalist güçler Filistin sorununa
çözüm mü arıyor?
  Sınıf hareketi...
  Devrimci yurtsever gençlik, durumu,
görev ve sorumlulukları / IV
  Bültenlerden...
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Çiğli’de “Sağlık hakkımıza sahip çıkalım!” şenliği

Geçtiğimiz günlerde birçok yerde olduğu gibi İzmir’de de sağlık emekçileri sağlıkta yıkım saldırısına karşı bir dizi eylem gerçekleştirmişti. Çiğli Güzeltepe Mahallesi’ndeki sağlık ocağının önünde İşçi Kültür-Sanat Evi çalışanlarının ve mahallenin duyarlı insanlarının sahiplenmesi ve desteğiyle anlamlı bir eylem gerçekleştirilmişti. Üç saatten fazla süren bu eylemin ardından, eylemin sonuçlarını değerlendiren mahalleden duyarlı insanlar ve İşçi Kültür-Sanat Evi çalışanları, bu eylemlerin sürdürülmesi gerektiğine karar verdiler. Bu doğrultuda 24 Mart günü Güzeltepe futbol sahasında “Sağlık hakkıma sahip çıkıyorum!” şiarıyla bir etkinlik düzenlenme kararı alındı. Güzeltepe halkı olarak organize edilen etkinliğin öncülüğünü mahallenin birkaç duyarlı insanı ve İşçi Kültür Sanat Evi yaptı. Etkinlik programı 4-5 gün gibi kısa bir zaman dilimi içinde hazırlandı. Çiğli merkezinde birçok noktaya pankart asılarak emekçiler sağlık hakkına sahip çıkmaya çağrıldı. Dağıtılan el ilanları ile emekçilerin neden sağlık ocaklarına sahip çıkması gerektiği anlatıldı.

24 Mart akşamı gerçekleşen etkinlikte ilk olarak emekçilere hitaben bir konuşma yapılarak, sermayenin sağlık hakkımıza neden saldırdığı anlatıldı.

Ardından Kavel Müzik Grubu sahneye çıktı, Kürtçe ve Türkçe söylediği türkülerle emekçileri halaya çağırdı. Ardından yerel halk sanatçısı Atilla Turnagöl yeni çıkardığı albümden türkülerini emekçilerle paylaştı. Mahalleden bir genç tarafından söylenen Kürtçe türkülerle halaylar çekildi.

Etkinlik alanında sağlık hakkı ile ilgili açılan pankartlar ve sahneden yapılan konuşmalarla emekçiler saldırı hakkında bilgilendirildi. Etkinliğe katılan SES İzmir Şube Başkanı Fahri Demirci de bir konuşma yaptı. Gösterdikleri duyarlılık nedeniyle Güzeltepe halkına teşekkür eden Demirci, sağlık ocakların kapatılmasının ne anlama geldiğini ve tür sonuçlara yolaçtığını emekçilere anlatarak bu duyarlılığın devam etmesi gerektiğini ifade etti.

Saha içinde İşçi Kültür Sanat Evi tarafından stant açıldı ve etkinliği izleyen emekçilere Kızıl Bayrak gazetesinin satışı yapıldı.

Etkinliğin bu kadar kısa sürede hazırlanmasına rağmen katılımın çevreden izleyenler ile birlikte 500 kişiyi bulması oldukça anlamlıydı.

Kızıl Bayrak/İzmir

*******************************************

“CMK ücretleri derhal ödensin!”

Çağdaş Avukatlar Grubu 28 Mart’ta, Taksim’deki İstanbul Barosu önünde bir açıklama yaptı. “Avukat ekmeği üzerindeki angaryaya hayır!”, “Herkes için savunma!”, “CMK ücretleri derhal ödensin!” dövizlerinin taşındığı açıklamada, Çağdaş Avukatlar Grubu adında Av. Zeynep Kaya basın metnini okudu.

Açıklamada şunlar söylendi: “Biz Çağdaş Avukatlar Adalet Bakanlığı’nı CMK yönetmeliğini derhal geri çekmeye ve baroların CMK uygulamasında görev yapan avukatların görüş ve önerileri doğrultusunda yeni bir yönetmelik çıkarmaya davet ediyoruz... Avukatların zorunlu müdafi/ vekil görevlendirmesi kapsamında birikmiş tüm ücret ve masrafları derhal ödenmelidir. Bu kapsamda görev yapan avukatların ücret tarifesi en azından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi seviyesine yükseltilmelidir.”

Açıklamaya yaklaşık 50 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


İzmir’de sağlık ocakları kapatılıyor

Aile hekimliği pilot uygulaması kapsamındaki İzmir’de haftasonu 1.087 aile hekimliği birimine yerleştirme yapılacak. Sağlıkta özelleştirmenin adı olan aile hekimliği uygulamasına göre İzmir’de 243 sağlık ocağı kapatılacak.

27 Mart’ta konuyla ilgili basın toplantısı yapan TTB Merkez Konseyi Başbakan’a acil çağrıda bulundu. 243 sağlık ocağının kapatılması girişiminin derhal durdurulması gerektiğini söyledi. Açıklamada aile hekimliğinin dört buçuk yıldır uygulanmaya çalışılan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın bir alt bileşeni olduğu dile getirildi. Anayasa Mahkemesi’nin kısmi iptal kararından sonra GSS’nin yürürlük tarihinin 1 Temmuz 2007’ye ertelendiği ifade edildi. “Bu iyi niyetli diyalog çabalarımızın sorunun çözülmesini sağlamasını bekliyoruz. Eğer bu beklentimiz gerçekleşmezse 31 Mart 2007 Cumartesi günü İzmirli meslektaşlarımız, sağlık çalışanları ve İzmir halkıyla buluşacağız. Keyfiyete dayalı bu projenin ölü doğacağını ve 243 sağlık ocağımızın kapatılamayacağını göstermek üzere saat 08.00’den itibaren yerleştirme işleminin yapıldığı İl Özel İdaresi Balçova Tesisleri Kardelen Salonu’nda olacağız” denildi.


 

Adana’da sağlık paneli

Adana Tabip Odası 23 Mart günü Eczacılar Odası’nda “sağlıkta dönüşüm” adı altında uygulanan aile hekimliğini ve neo-liberal politikaları anlatan bir panel düzenledi. Saat 18:00’de başlayan paneli ATO Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu sundu. Panele konuşmacı olarak TTB Genel Başkanı Dr. Gencay Gürsoy, TTB Pratisyen Hekimler Kolu Başkanı Dr. Hasan Değirmenci ve SES Genel Başkanı Dr. Köksal Aydın katıldı.

Küçükosmanoğlu’nun ardından sözü Gencay Gürsoy aldı. Aile hekimliği uygulamasının ilk olarak eski sosyalist ülkelerde başladığını, buralarda ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir sağlık hizmeti verildiğini ifade etti. Ancak yaşanan dönüşümün ardından bu ülkelerde sağlıkta tam bir yıkımın yaşandığını dile getirdi. Gürsoy mevcut sistemin artık iflas ettiğini, bunun bu programın ortaya koyucuları tarafından bile kabul edilmek zorunda kaldığını belirtti. Gürsoy, önümüzdeki dönemde sosyalist ve neoliberal politikalar arasındaki temel çatışma alanlarından birinin sağlık olacağını dile getirdi.

TTB Pratisyen Hekimler Kolu Başkanı Dr. Hasan Değirmenci konuşmasını hazırladığı sinevizyonla birlikte gerçekleştirdi. Değirmenci, aile hekimliğinin aslında birey hekimliği olduğunu ve bu uygulamanın sadece doktorlar ve sağlık emekçileri için değil aynı zamanda sağlık hizmetinden yararlanan halk için de yıkım olacağını vurguladı. Aile hekimliği uygulamasının esnek çalışma modeline geçiş olduğunu, sağlığın ücretli hale gelmesi, ulaşılabilir olmaktan çıkması ve koruyucu sağlık hizmetlerinin yok sayılması anlamına geleceğini söyledi.

SES Genel Başkanı Dr. Köksal Aydın, aile hekimliğinin birinci basamak sağlık hizmetlerine ve devletin bu alandaki sorumluluğuna son verdiğini, devletin aradan çekilmesiyle hasta ve doktor arasında ticari bir ilişkinin kurulacağını, eğer gerçekten sağlıkta reform yapılmak isteniyorsa bunun yolunun kamudan özel sektöre kaynak akışının kesilmesiyle sağlanabileceğini, yeterli sağlık ocağı açılması gerektiğini, işsiz olan ebe ve hemşirelerin buralarda işe alınmasının sorunu bir parça çözeceğini dile getirdi. Aydın, sözlerini, bugün mücadeleyi toplumsallaştırmak ve siyasallaştırmak gerekir vurgusuyla tamamladı. Daha sonra soru-cevap kısmına geçildi. Panele yaklaşık 80 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Adana


 

İzmir: Sendikal örgütlenmenin sorunları

Çiğli Organize işçilerinin ortak sorunlara ortak çözüm bulmak için oluşturduğu Çiğli İşçi Platformu’nun etkinlikleri devam ediyor. Platform 25 Mart Pazar günü “Sendikal örgütlenmenin sorunları” üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi.

Söyleşi, Çiğli İşçi Platformu’ndan bir arkadaşın yaptığı konuşmayla başladı. Konuşmada sendikaların tarihsel olarak ortaya çıkışına ve Türkiye işçi sınıfının yaşadığı sorunlara değinildi. Metal işçilerinin ağırlıkta olmasından dolayı söyleşi metal işçilerinin sorunlarının tartışıldığı bir toplantıya dönüştü. Metal sektöründe aynı fabrikadan iki arkadaş, biri sendikalı diğeri de taşeron işçisi olarak sendikalı olmanın önemi üzerine konuşmalar yaptılar. Söz alan tüm işçiler sendikaların önemine değindiler. Ayrıca sendikal örgütlenme deneyimleri tartışıldı.

Kızıl Bayrak/İzmir


İzmir Sağlık Platformu’ndan açıklama

İçinde İzmir Tabip Odası, SES İzmir Şubesi, Pratisyen Hekimlik Derneği İzmir Şubesi, Türk Hemşeriler Derneği İzmir Şubesi’nin yeraldığı İzmir Sağlık Platformu 27 Mart’ta ortak basın toplantısı düzenledi.

Sağlık çalışanlarının Dünya Bankası’ndan yüksek faizle alınan ve karşılığını tüm ulusun ödediği kredilerle, üstelik devlet olanakları varken, 5 yıldızlı süper lüks otellerde ‘hiçbir fedakarlıktan kaçınılmaksızın!’ ağırlandığını ve bir tür beyin yıkama operasyonundan geçirilmeye çalışıldığını söyleyen Sağlık Platformu, görevlilerin birçoğuna kendilerinin bile inanmadığı ve aslında hiçbir yerde çıkarılan yasa ve yönetmeliklere uyulmadan uygulanan, ne sağlam bir alt yapısı olan ne de finans kaynağı açıklanabilen sözde bir aile hekimliği sistemini görev icabı ballandırarak anlattıklarını dile getirdi. Devletin aylardır tüm mesailerini sağlık çalışanlarına ikna turlarına ayırdığını ve neredeyse her gün kapı kapı gezdiğini söyleyen Platform, kimi zaman sağlık emekçilerine aba altından sopa gösterildiğini, kimi zaman sırt sıvazlama yöntemleri ile ‘havuç ve sopa’ taktiği uygulandığını söyledi. Sağlık çalışanlarına aile hekimliğine geçmesi için baskı yapıldığını, İzmir’de emekçilerin direnci ile karşılaşıldığında ise önceden defalarca değiştirilen yönetmeliklerin tekrar değiştirildiğini, herkese ‘yerinden ayrılmayacaksın’ diye garantiler verildiğini, ancak daha önce 1. basamaktaki hekimlere öncelik tanıyan yerleştirme sistemi yerine 1., 2. ve 3. basamaktaki hekimlerin ortak havuza sokulduğunu vurguladı.