30 Mart 2007 Sayı: 2007/12(12)

  Kızıl Bayrak'tan
   Kontrgerilla katliamının 30. yılında Taksim yasağı kırılmalıdır!..
  Sermaye devleti kendini tahkim ediyor
Düzen siyaseti keskin bir çatışmanın arifesinde!
Dink cinayetinde yeni ipuçları da devlete uzanıyor
Hüsnü Mübarek-Necdet Sezer buluşması...
 Newroz Türkiye’nin dört bir yanında coşkuyla kutlandı...
  Gençlik’ten Newroz kutlamaları...
  İşçi-emekçi hareketinden...
  “GATS ve AB Uyum Sürecinde Meslekler Nereye?” Sempozyumu 3. hazırlık toplantısı…
  “GATS ve AB Uyum Sürecinde Meslekler Nereye?” Sempozyumu ve İstanbul TMMOB yöneticilerinin tutumu üzerine kamuoyuna zorunlu bir açıklama…
  İddialı, etkili ve başarılı bir kampanya çalışması örneği...
  Gençlik hareketi...
  Birleşmiş Milletler savaş kundakçılarının güdümünde!
  Emperyalist güçler Filistin sorununa
çözüm mü arıyor?
  Sınıf hareketi...
  Devrimci yurtsever gençlik, durumu,
görev ve sorumlulukları / IV
  Bültenlerden...
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Birleşmiş Milletler savaş kundakçılarının güdümünde!

Güvenlik Konseyi İran’a yaptırımı ağırlaştıran tasarıyı onayladı

Pentagon’daki savaş kurmayları güdümünde çalışan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, “uranyum zenginleştirmekten vazgeç” emrine uymadığı gerekçesiyle İran’ı cezalandırma kararını kabul etti. Kararın ABD-İngiltere-Fransa üçlüsü tarafından hazırlandığı, beş daimi üyenin (ABD, Çin, Fransa, Rusya, İngiltere) yanısıra Güvenlik Konseyi’nin diğer on geçici üyesi tarafından da onaylandığı bildirildi.

İran’a yönelik ilk yaptırım paketi geçen Aralık ayında açıklanmıştı. Ancak önceki paket daha çok nükleer programla bağlantılı makine ve malzemenin İran’a satışını engelleme hedefiyle sınırlıydı.

Yeni yaptırım paketi ise İran’a silah ambargosu uygulanmasını, Tahran’ın nükleer programıyla ilişkili kişi ve kurumların mali hesaplarının dondurulmasına yönelik yaptırımların kapsamının genişletilmesini ve İran’a kredi veya borç verilmemesi çağrısını içeriyor.

Konsey’in veto hakkı bulunmayan geçici üyelerinin bazı temsilcileri tasarıya itiraz etme teşebbüsünde bulundu. Söz konusu girişimde bulunanlar, haydutların temsilcileri tarafından azarlanarak susturuldu. Örneğin Güney Afrika temsilcisinin yaptırımların 90 gün daha ertelenmesini önermesi ortamın gerilmesine yol açtı. Hemen kürsüye çıkan İngiliz emperyalizminin BM nezdindeki büyükelçisi Emyr Jones Parry, önerinin bütünüyle “yoldan çıkmış” olduğunu öne sürdü.  

Konsey’in “yoldan çıkan” Endonezya, Katar gibi geçici üyeleri de tasarıda “Ortadoğu’nun nükleer silahtan arındırılması” çağrısının yer almasını talep etti. Anlaşılacağı üzere bu talep, İsrail’in stokladığı yüzlerce nükleer başlıklı füzenin/bombanın yanı sıra, Türkiye’deki ABD atom bombalarını da kapsıyor. Saldırgan, küstah tutumlarını sürdüren haydutlar bu “yoldan çıkmış” öneriyi ciddiye bile almadılar.

Ülkesinin nükleer programını savunmak için New York’a gideceğini açıklayan, ancak ABD’nin vize işlemini geciktirmesi nedeniyle bu tasarıyı gerçekleştiremeyen İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmada, BM Güvenlik Konseyi’nin meşruiyetini yitirdiğini belirtmiş, ülkesine ilişkin alınacak yeni yaptırım kararının “yırtık bir kâğıt parçasından farkı olmayacağını” söylemişti. İran cumhurbaşkanı, Güvenlik Konseyi’nin yaptırımları ağırlaştıran 1747 sayılı kararı kabul etmesinden sonra da aynı tavrı sürdürdü.

Güvenlik Konseyi kararının gayri meşru ve gayri hukuki olduğunu savunan İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki de, “bu tür adımlar İran halkını kendi yasal haklarını kullanmaktan alıkoyamayacaktır” dedi.

ABD-İngiliz emperyalistleri İran’ı çift yönden sıkıştırmaya çalışıyor. Zira Güvenlik Konseyi’nin yeni kararı ile İran etrafındaki çemberi biraz daha daraltan haydut takımı, şeriatçı Suudi Arabistan rejimi önderliğinde devam eden faaliyetlerini de giderek yoğunlaştırıyor. Amerikancı Arap rejimlerini İran’a karşı kullanmaya çalışan Bush yönetimi, Suudi Arabistan’ın önerdiği plan çerçevesinde Filistin sorununa “çözüm” üretmeye çalışıyor.

İşbirlikçilerini seferber ederek İran üzerindeki basıncı arttıran savaş kundakçıları, askeri saldırı tehdidini de elden bırakmıyor.

Tüm bu fütursuz saldırganlığa rağmen geri adım atmayacaklarını sık sık dile getiren İranlı yetkililer, olası bir askeri saldırıya karşı da hazırlıklı olduklarını, ancak sorunun müzakerelerle çözülmesini tercih ettiklerini ifade ediyorlar.

Bu arada Güvenli Konseyi kararının, pekçok alanda İran’la işbirliği yapan Rusya ve Çin tarafından onaylanması, emperyalist güç odakları arasındaki rekabet ve paylaşım kavgalarının verili durumda kontrol altında tutulabildiğini de gösterdi. Bu “uyum” İran yönetimi için işleri epey zorlaştırıyor. Ancak İran yönetiminin ABD’nin küstahça dayatmalarına boyun eğeceğini gösteren bir işaret henüz yok.


 

Süresiz genel grev ilanı siyonist rejimi dize getirdi

Yayılmacı/işgalci temel üzerine kurulan İsrail devleti, ABD emperyalizmi tarafından sağlanan cömert “hibeler”in de katkısıyla savaş makinesini sürekli tahkim ediyor. Nüfusuna göre muazzam silah stokları üzerinde oturan bu devlet, Ortadoğu’nun en büyük kitle imha silahları deposu aynı zamanda.

Ancak geçtiğimiz günlerde İsrail İşçi Federasyonu (Histadrut) genel grev ilan edince, görüldü ki, binlerce işçiye aylardır maaş ödenmemektedir. Oysa geçen yılın Temmuz ayında Lübnan’a yapılan İsrail saldırısında atılan bomba ve füzeler bile yüz milyonlarca dolar tutarındaydı.

İsrail İşçi Federasyonu Histadrut, grev kararının; “yerel yönetimlerde çalışan 4 bine yakın işçinin ücretlerinin ödenmemesini” protesto amacıyla alındığını bildirdi. Federasyon başkanı Ofer Eyni, 3 bin 700 çalışanın her biri, ücretlerini banka hesaplarında görene dek grevi sona erdirmeme kararında olduklarını söyledi. Ofer Eyni, kimi işçilerin bir yıldan fazla süredir ücretlerini alamadıklarını bildirdi.

Alınan karar üzerine genel greve çıkan işçiler, İsrail’de hava, deniz, demiryolu ulaşımı ile bankalar, borsa ve diğer alanlarda hizmetleri büyük ölçüde durdurdu. 400 bin dolayında işçinin katıldığı genel grev sonucunda özellikle hava ve deniz ulaşımı tamamen engellendi. Ayrıca itfaiye hizmetleri durdu, trenler sefere çıkmadı, sınır kapılarında hizmet verilmedi. Bakanlıklar ve yerel yönetimlerde çalışanlar işi bıraktı, cenaze işlemleri yapılamadı.

Histadrut’un, işçilerin alacaklarının ödeneceğine dair kesin karar açıklanıncaya kadar genel grevin devam edeceğini ilan etmesi, siyonist hükümetin yelkenleri suya indirmesine yetti. Genel greve ancak bir gün dayanabilen hükümet talepleri kabul etmek zorunda kaldı. Maliye Bakanlığı da ödenmeyen ücretler konusunda anlaşmaya varıldığını doğruladı. Anlaşmayla ücretlerini alamayanlara tazminat verilmesinin de öngörüldüğü kaydedildi.



Sermayenin Avrupası’na hayır!

24-25 Mart tarihlerinde 27 Avrupa ülkesinin başbakanları ve bakanları Avrupa Birliği’nin 50. yıl kutlamaları için Berlin’de biraraya geldiler.

Uluslararası ekonomi ve politikada rekabet gücünün arttırılması, neoliberal anayasanın hayata geçirilmesi, dış ülkelere asker göndermek, militarizmi güçlendirmek, AB dış sınırlarını koruma altına almak, yeraltı zenginliklerini ve pazarlarını emniyet altına alınmak vb... Avrupa Birliği dönem başkanlığını üstlenen Almanya’nın hedefleri kısaca böyle özetlenebilir.

Emekçiler için ise Avrupa Birliği’nin hedefleri şu anlama geliyor: Düşük ücret politikasını tüm Avrupa ülkelerinde uygulamak, sosyal hakların kısıtlanması hatta kaldırılması, kölelik koşullarının dayatılması vb. Hartz IV uygulaması bunun en iyi örneğidir. Emeklilik yaşının 67’ye çıkartılması, sağlık alanındaki hakların tırpanlanması, özelleştirmeler, eğitimin en alt seviyeye düşürülmesi, kitlesel yoksulluk ve ucuz işgücü.

Avrupa Birliği karşıtı birlik 25 Mart Pazar günü Berlin’de “Sermayenin Avrupası’na ve militarizmine hayır!” şiarıyla bir yürüyüş düzenledi. Alexanderplatz’da saat 15.00’te başlayan yürüyüşe yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Eylemde “Kapitalizmi tarihin çöplüğüne gömün!”, “Sermayenin Avrupası’na hayır!”, “Savaşa hayır!” şiarlı pankartlar dikkat çekti. Canlı ve coşkulu geçen yürüyüş, tarihi Brandenburg Tor’da sona ermesi gerekirken, polisin barikat kurarak izin vermemesi üzerine miting alanına ulaşılmadan bitirildi.

Kızıl Bayrak / Berlin