9 Mart 2007 Sayı: 2007/09(09)

  Kızıl Bayrak'tan
   Kuşatmayı yarmak için devrimci sınıf mücadelesini yükseltelim!
  Irkçı-şoven histeriye karşı işçilerin birliği,
halkların kardeşliği!
  Kamu TİS’leri hükümetin ve sendika
ağalarının seçim taktiklerinin gölgesi altında
Darbeci Evren’in yeni çıkışının anlamı
Türkiye’de ve dünyada metal işçilerinin
ücretlerinin satın alma gücü - Yüksel Akkaya
Ticari Eğitime Karşı Gençlik koordinasyonu’nun 4. toplantısı…
 Ekim Gençliği’nin 100. sayı etkinliği...
  “Geleceğimiz hakkında söz söylemek
bizim için acil bir ihtiyaç!..”
  13-14 Nisan “GATS, AB Uyum Sürecinde Meslekler Nereye? Sempozyumu...”
  İşçi sınıfının kurtuluşunun kadınların da kurtuluşu olduğunu gören, bunun için
çarpan bir yürek…
  Kadınlar emperyalizme, şovenizme, sömürüye ve ezilmeye karşı alanlardaydı!
  8 Mart etkinliklerinden.
  8 Mart faaliyetlerinden...
  Grev tüm Airbus işletmelerinde!
  Dünyadan kısa kısa...
  ÖSS’ye karşı mücadeleye!
  Özgürlük ve gelecek mücadeleyle
kazanılır!
  Devrimci yurtsever gençlik, durumu görev ve sorumlulukları
  Etkinliklerden...
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

13-14 Nisan “GATS, AB Uyum Sürecinde Meslekler Nereye? Sempozyumu...”

Neo-liberal dönüşümlere karşı gençliğin birleşik mücadelesi için ileri!

Tüm dünya ölçeğinde süren bir değişim dalgasının içinde birçok şeyin yeniden tanımlanmaya çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Bu değişim elbette ki öyle kolayından olmuyor. Dünya bir yandan bölgesel savaşlar ve işgallerle sarsılırken öte yandan birçok ülke ekonomik krizlerle boğuşuyor. Üçüncü dünya diye adlandırılan dünyanın lanetli coğrafyalarında ise küreselleşme açlık ve hastalık üretmeye devam ediyor. Kapitalizm açısından hiç de yeni olmayan bu gerçekler hangi paket veya isim altında sunulursa sunulsun, biçimi şekli ne olursa olsun üreteceği şey kapitalist üretim biçiminin doğasının bir parçası olacaktır. Kapitalizmin yapısal krizleri dönüşüm adı verilen bu saldırı dalgası ile giderilmeye çalışılırken, kapalı kapılar ardında geleceğimiz bu dönüşümler eliyle kapitalizmin sahte tanrılarına kurban edilmek istenmektedir. “Mesleksizleştirme-geleceksizlikleştirme” başlığı altında toplayabileceğimiz saldırıların bu gün için karşımıza çıkan en net biçiminin yetkin mühendislik tartışmaları olduğunu birçok kez söylemiştik.

“Yetkinlik” ve “mesleki yeterlilik” tartışmaları ile mühendislik ve mimarlık öğrencileri bu günden geleceği düşünmek durumunda kalacaktır. Bireysel kurtuluş umutlarını dahi karartan bu yeni saldırı dalgası ile yeni mezun mühendis-mimarların ve şu an öğrenim görenlerin gelecek üzerine kurduğu güzel düşler temellerinden sarsılmaktadır.

Her dönemde toplumsal muhalefetin en ön saflarında yer alan üniversiteli gençlik güçlerini dizginlemek üzere kurulan YÖK, bu büyük resim içinde oldukça önemli bir görüntüye sahiptir. YÖK, sermayenin üniversiteler içine koyduğu bir katalizördür. Bu biçimiyle baskının kurumsallaştırılması ile yükümlü olan YÖK, öte yandan kapitalizmin üniversitelerdeki tüm yönelimlerinin dayanak noktasıdır. Bugün için bu dönüşümlere karşı çıkmak; eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim sloganında somutlaşan mücadeleyi daha güçlü ve daha fazla olanakla sürdürmek demektir. Elbette bu saldırının bütünlüklü bir saldırı olduğu gerçeği bu kapsamda göz ardı edilmemelidir. Özellikle İnşaat Mühendisleri Odası’nın hazırladığı “Yetkin İnşaat Mühendisliği Yönetmeliği”nin, tıp alanında başlayan aile hekimliği gibi uygulamaların ve avukatlık mesleğine dönük somut saldırıların AB ve GATS patentli emperyalist politikalar merkezli olması birleşiklik vurgusunu daha da önemli kılmaktadır.

Kapitalizm, bu şekliyle gençliğin gelecek özlemine yanıtsız kalmakta ve bu özlemi karşılayacak sonuçlar oluşturamamaktadır. Yeni bir oyun sahneye konmaktadır. Bir yandan eğitim süreci kendi içinde sistem için yeniden tanımlanırken, buna paralel olarak meslek tanımlamaları da değiştirilmektedir. Saldırı bütünlüklü ve çok boyutlu bir kapsama sahip olmasına karşın, karşımıza somutta unvansız diplomalar, stajlar, kurullar, sınavlar, yeterlilik belgesi, zorunlu çıraklık olarak çıkmaktadır. Bunun ötesinde sonuç olarak karşılaşacağımız işsizlik ve kölelik koşullarında çalışma şartları da, gençliğin kafasında uzun yıllar boyunca oluşturulan rüyaları bölen gerçekler olacaktır.

Bugünün gençlik mücadelesinin en temel gündemlerinden birini oluşturan “gelecek(sizlik) sorunu” belki de en az tartışılan sorunların başında gelmektedir. Buna karşı ortaya konulan tepki de aynı biçimde çok cılız kalmaktadır. Hatta bu sessizlik tersinden sermayeyi yüreklendirmekte ve deyim yerindeyse motive etmektedir. Bu, sermayeye geniş bir manevra imkânı tanırken süregelen kural tanımaz değişimler de baş döndürücü bir hızla ilerlemektedir. Başta sorunun bütünsel karakterine vurgu yapmıştık. Ancak bugün bir takım alanlarda ayrı ayrı yürütülen çalışmalar ise bu bütünselliğe uygun ele alınamadığı ölçüde bir mücadele kanalını, olanağını oluşturamamaktadır.

Tüm bunları uzun zamandır söylüyoruz. Ancak tüm bunların bizim tarafımızdan tartışılıyor olması elbette ki tek başına sonuç üreten bir şey değil. Yapılması gereken bu tartışmaları en geniş bileşenle beraber yapmak ve somut hedefler oluşturabilmektir. Bu yüzden Toplumcu Mimarlık-Mühendislik Öğrencileri 13–14 Nisan tarihleri arasında YTÜ’de gerçekleştirilecek olan “GATS, AB Uyum Sürecinde Meslekler Nereye?” başlıklı sempozyumun örgütleyicisi olmuştur. Sempozyum, öncesiz ve sonrasız bir etkinlik olarak kurgulanmamaktadır. Bu sempozyumda ilk kez olarak konunun muhatapları tartışacak, çözüm oluşturma iradesini ortaya çıkaracaktır. Örgütleyen bileşen de bu açıdan oldukça anlamlıdır ve bu örgütlenmeler ilk kez ortak bir tartışma platformunda bir araya gelmektedir. Hali hazırda beş meslek odasının öğrenci komisyonu, TÖK (Tıp Öğrencileri Komisyonu) ve Çağdaş Genç Avukatlar bu sempozyumun çağrıcısı konumundadır. Tüm bu örgütlenmeler sadece İstanbul çapında binlerce öğrenciyi bünyesinde barındırmaktadır. Bu açıdan sempozyumun böylesi bileşeni bu sorun etrafında yan yana getirmiş olması ile bile büyük bir iş başarmış olduğunu söyleyebiliriz.

Çalışma İstanbul’un tüm alanlarına yayılarak sürdürülecek; hedeflenen neo-liberal dönüşümlere karşı geniş gençlik kesimleri sempozyum aracılığı ile geleceklerine sahip çıkmaya çağırılacaktır. Elbette sempozyum sadece bir adımdır. Bu adımı etkin kılmak, geleceğimizin gasp edildiği bir süreçte bu aracı bir mücadele aracına dönüştürmek bizlerin ellerindedir. Bu kapsamda sempozyumun ortak çağrı metninde aşağıdaki yönelimler çalışma biçimi olarak belirlenmiştir:

* Çalışmayı dönüşümlerin yaşandığı tüm alanlara yaymak,

* Hazırlanacak ortak afiş, bildiri, broşür gibi araçlarla dönüşümlerin genel kapsamını anlatmak,

* Dönüşümlerin her alanda farklı yansımaları olduğundan, komisyonların kendi somut sorunlarıyla ilgili yerel çalışmalarını yapmak,

* Konuyu üniversitelerde geniş katılımlı toplantılara konu edebilmek,

* Sempozyumu, sonrasına bir şeyler bırakma hedefiyle örgütlemektir.

Sempozyum bugün dönüşümlerin bu ölçüde yaygınlaştığı bir dönemde tek başına çağrıcısı olan örgütlenmelerin değil gençliğin tüm kesimlerinin ortak tartışma ve çözüm platformuna dönüştürülmelidir. Yaşanılan dönüşümlerin kapsamı sempozyumu aşarak gelecek sorununa sahip çıkan tüm kurumların ve kişilerin ortaklaştığı bir mücadele döneminin başlangıç adımına dönüştürülmelidir. Bu nedenle geleceğine sahip çıkan, mesleki dönüşümlere, işsizlik saldırısına hayır diyen herkes bu sempozyumun bir bileşeni olmalı ve sempozyumun ortaya çıkaracağı sonuçların yaygınlaşması için çaba harcamalıdır.

Toplumcu Mimarlık-Mühendislik Öğrencileri


1. Sempozyum Hazırlık Toplantısı gerçekleştirildi...

13-14 Nisan tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yapılacak olan “GATS ve AB uyum sürecinde meslekler nereye?” başlıklı sempozyumun ilk hazırlık toplantısı 3 Mart Cumartesi günü İstanbul Tabipler Odası’nda gerçekleştirildi.

Bir hafta boyunca üniversitelerde duyurusu yapılan toplantıya Mimarlar Odası Öğrenci Komisyonu, Çevre Mühendisleri Odası Öğrenci Komisyonu, Makine Mühendisleri Odası Öğrenci Komisyonu, Elektrik Mühendisleri Odası Öğrenci Komisyonu, Tıp Öğrencileri Komisyonu, İvme Dergisi, Toplumcu Mühendislik ve Mimarlık Öğrencileri ve farklı bölümlerden öğrenciler katıldı.

Toplantının başlangıcında sempozyumun ilk çağrıcısı olan Mimarlar Odası Öğrenci Komisyonundan bir arkadaşımız sempozyum fikrinin nasıl oluştuğu ve bu zamana kadar neler yapıldığı üzerine bir bilgilendirme yaptı. Başka bir arkadaşımız son zamanlarda çıkarılan yasalar ve uluslararası anlaşmalar ışığında yapılan değişikliklerin tüm meslek alanlarında yansımasını bulduğu ve sorunun çok yönlü olduğu üzerine konuştu.

Toplantı boyunca yapılan tartışmalar sonucunda gençliğin büyük bir geleceksizlik sorunu ile karşı karşıya olduğu ve daha geniş bir öğrenci kitlesine ulaşabilmek yönlü bir çalışma yapılması gerektiği vurgulandı. Meslek ve alanlardaki dönüşümlerin her alanda farklı yansımalarının olması sebebiyle, çalışmayı yüretenlerin kendi somut sorunlarıyla ilgili yerel çalışmalarını yapmasının doğru olacağı belirtildi. Sempozyum çalışmasının sadece iki gün ile sınırlı kalmaması, sonrasına da bir mücadele perspektifi bırakması gerektiğinin altı çizildi.

Toplantı sonucunda akademisyenlerin, kurumların sempozyumun destekleyicisi olmaları için bir deklarasyon metni hazırlanmasına karar verildi. Sempozyum hazırlık toplantılarının ikincisi 12 Mart tarihinde yapılacak.

Toplumcu Mühendislik - Mimarlık Öğrencileri